Balyoz Davasında Hakaretleri Tespit İçin Ek Tedbir

Balyoz davasının 30.

Balyoz davasının 30. oturumu, tavandan uzun kablo ile sarkıtılan mikrofonlarla başladı. Önceki oturumda tahliye taleplerini reddeden mahkeme heyetine yönelik sarfedilen sözlerin, görüntülü ve sesli kayıt alınmasına rağmen anlaşılamaması üzerine ses sisteminde yenilik yapıldı. Bu durum, savunma hakkının baskı altına alındığı gerekçesiyle avukatlar tarafından tepkiyle karşılanınca duruşmaya ara verildi.

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi‘nde görülen Balyoz davasının 30‘uncu duruşmasında eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan ve eski Özel Kuvvetler Komutanı emekli Korgeneral Engin Alan‘ın da aralarında bulunduğu 159 tutuklu sanık ile 16 tutuksuz sanık katıldı. Hakkındaa yakalama kararı bulunan eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Ergin Saygun, 16 tutuklu sanık ile 17 tutuksuz sanık ise duruşmaya katılmadı.

Saat 09:15’te tutuklu sanıkların salona girmesiyle aileler ve sanıkların jandarma nezaretindeki görüşmesi de başladı. Balyoz davasının bir numaralı tutuklu sanığı 1. Ordu eski Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın İstanbul 2. bölgeden bağımsız aday olarak katıldığı seçimlerde milletvekili olarak seçilememesiyle ilgili olarak bazı izleyicilerin, "Geçmiş olsun kaybettiniz" dilekleri duyuldu. Doğan ise, "Benim kaybettiğim bir şey yok canım buradayım." cevabını verdiği dikkat çekti.

MHP‘nin İstanbul 1. Bölge 1. sıradan aday yaptığı Engin Alan, meclise girecek olan tek Balyoz sanığı olarak duruşma salonuna girdi. Ancak Alan sanık sandalyesine heyet gelinceye kadar hiç geçmedi. Bir süre salona bakan Alan’ı ise izleyiciler arasında bulunan yakınlarının dışında tebrik eden olmadığı da görüldü. Aynı dava kapsamında yargılanan birkaç sanığın da Alan’ı öperek tebrik ettikleri gözlendi. Vekil olarak seçilemeyen Çetin Doğan’ın ise salona girişlerinden 15 dakika sonra Alan’ın yanına gittiği kısa bir sohbetin ardından tokalaşarak tebrik etmesi de gözlerden kaçmadı.

Mahkeme heyetinin duruşma salonuna girmesinin ardından Üye Hakim Ali Efendi Peksak, mahkeme tarafından 13 Nisan 2011 ve 06 Mayıs 2011 tarihlerinde çeşitli kurumlara yazılan yazılara gönderilen cevabi yazıları okudu. Sanık Ergin Saygun hakkındaki yakalama kararının neticesi konusunda bilgi sorulan İstanbul Emniyet Müdürlüğü‘nden gönderilen yazıda, sanığın sağlık durumunun GATA‘dan sorulduğu ve yatarak tedavi edilmesinin uygun olduğunun bildirildiği açıklandı.

Duruşma salonunun tavanından uzun kablolarla seyirci, basın ve avukat bölümünün üzerinden sarkan 16 mikrofon, duruşmaya katılanların dikkatini çekti. Önceki hafta duvarlara asılan "Duruşma salonu girişinde ve duruşma salonu içinde sesli ve görüntülü kayıt yapılmaktadır." ibareli yazının ardından bu uygulama özellikle sanık avukatlarının tepkisine neden oldu. Mahkeme Başkanı Ömer Diken, davanın 6 Mayıs tarihli son duruşmasında izleyici bölümünde bulunan sanık yakınları tarafından mahkeme heyetine yönelik suç işlendiği, ancak sistemin yetersiz olması nedeniyle bu durumun tespit edilemediğini açıkladı. Başkan Diken, bu nedenle de olabilecek suçları önleyebilmek ya da gereğinin yapılabilmesini sağlamak için böyle bir tedbir aldıklarını açıkladı.

Avukat Celal Ülgen mikrofonlarla ilgili olarak "Bu savunma hakkımızı kısıtlamaktadır. Duruşma aralarında da açık olup olmadığını bilmiyoruz. Bu konuda açıklama yapmanızı ve ivedi olarak bu mikrofonların kaldırılmasını istiyoruz." dedi.

Mahkeme başkanı Ömer Diken ise uygulamanın mahkemelerinin verdiği kararla gerçekleştirildiğini açıkladı. Heyetin duruşma salonundan çekilmesinin ardından kaydın durdurulacağını da anlatan Diken, "Davanın başladığı günden bu yana duruşmalarda ikazlara rağmen suçlar işleniyor. Ancak salonun büyüklüğü nedeniyle bunları yapanları tespit edemiyoruz. Bu tespite ve olası suçları önlemeye yönelik olarak tedbir amaçlı ses sisteminde güçlendirme yapılmıştır." açıklamasını yaptı.

    Ülgen, başkanın bu açıklamasından sonra; "Avukatlar potansiyel suçlu olarak görülüyor. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir uygulama yok. 12 Mart, 12 Eylül ve sıkı yönetim dönemlerinde de avukatlık yaptım ama böyle bir uygulama görmedim" tepkisini verdi. Duruşma salonunda bulunan diğer avukatların itirazları karşısında başkan Diken "Dünyanın hiçbir ülkesinde mahkeme kendisine yapılan saygısızlığa kayıtsız kalmaz." cevabını verdi.

    Avukat Hasan Fehmi Demir ise "Duruşma dışında kayıt yapılmadığı sözünüzü itibar ediyoruz ama böyle bir ihtimalin olabilirliği kuşkusunu ortadan kaldırmalısınız" dedi.

    Sanık ve yakınları, 11 Şubat 2011 tarihinde mahkemenin verdiği toplu tutuklama kararına adeta isyan etmiş. Solanda mahkeme heyetine yönelik sinkaflı sözler işitilmişti. Bu tarihten sonra tahliye taleplerinin değerlendirildiği diğer duruşmalarda da bazı izleyicilerin, tahliye taleplerinin reddedilmesi nedeni ile suç içerikli davranışları görülmüştü.

Duruşmaya verilen kısa bir aranın ardından Mahkeme Başkanı Ömer Diken, kaldırılması istenen mikrofonlarla ilgili olarak mevcut olan sistemin güçlendirildiğini belirterek mevcut sistemin savunma hakkını kısıtlar nitelikte olmadığını söyledi. Bunun üzerine bazı sanık avukatları duruşma salonunu terk etti. 11 sanık avukatı salonda kalırken Başkan Diken, "Bakın, biz duruşma salonunun terk edip odalarımıza gittiğim koridorlarda da kayıt alınıyor. 3 yıldır bu sistem çalışıyor. Avukatlık profesyonel bir meslektir. Hiçbir avukat kendisini müvekkili ile özdeşleştirmemelidir. Son duruşmada da bir avukatın burada yaptıkları tutanaklarda mevcuttur. Dünyanın hiçbir yerinde mahkemeler, kendilerine karşı yönelen tehlikeler karşısında tepkisiz kalmaz, önlemler alır. Bu da bizim görev yetkimiz içerisindedir." dedi.

Başkan Diken‘in açıklamasının ardından sanık Mümtaz Can‘ın savunmasına geçildi. Kızının yaş gününde kapısının çalındığını belirten Can, "Darbecilikle suçlandım. Emir ve görevim nedeni ile seminere katıldım. 2006 yılında da 31 yıl onur ile görev yaptığım mesleğimden emekli oldum." açıklamasını yaptı. İddianamede ordu seminerinde sunum yaptığının iddia edildiğini belirten Can, "Benim sunumum iptal edilmişti. Ben sunum yapmadım. Bu durumun iddianamede düzeltilmesini istiyorum." dedi.