CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Denizli'de
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Denizli'de vatandaşlara hitap etti.
29 Ekim Bulvarı Özay Gönlüm Meydanı‘nda düzenlenen mitingte "Başbakan Kemal" sloganlarıyla karşılanan Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasına "Yine bir şey söyleyeceğim Recep bey bozulacak. Bozulduğu zaman ağzını da bozuyor. Bozulsun. O zaman günah benden gitti. Allah‘ına kurban Denizli" diyerek başladı.
Denizli‘yi uzun yıllardır herkes gibi kendisinin de bildiğini, Denizli‘nin alınteri, sermayesiyle dünyaya meydan okuyan bir kent olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Denizli, tekstilde sanayide gerçekten önemli markalar yarattı. Denizli‘yi Denizli yapan yürekli çalışkan insanları. Onlar kimseden para beklemediler. Bize gölge etmeyin kendi başımıza yeri geldiğinde marka yaratacak kentiz dediler. Ama 9 yıldır Denizli‘nin ne hale geldiğini biliyorsunuz. Denizli‘yi öyle bir hale getirdiler ki icra dairesi sayısı
arttı. Yeni istihdam imkanları mı arttı?. Ne oldu acaba? 9 yıldır hükümetteler. Şimdi slogan bulmuşlar. İstikrar sürsün Türkiye büyüsün diye. Vatandaşın borcu, icra dairesi büyüyor. Borçlanmada Denizli Türkiye 5.si. Biz işsizlik var deyince Recep bey ne işsizliği diyor. Bütün Türkiye‘de olduğu gibi Denizli‘de de işsizlik var. 9 yılda bu ülkeyi perişan ettiler. Sıra geldi halka, halkın gücüne, Denizli 12 haziranda yeni bir tarih yazacak. İktidara yürüyeceğiz. Türkiye‘nin CHP iktidarına ihtiyacı var. Çünkü
biz işsizlik, yoksulluk, yolsuzluk sorununu çözmek istiyoruz. Yatağa aç giren çocuk istemiyoruz. Kardeşçe barış içinde yaşamak istiyoruz. Beraber mücadele edersek, gücümüzü birleştirirsek kurtuluşumuzu kendimiz yaratacağız. Beraber yapacağız ki güçlü olduğumuzu tüm dünya bilsin. Çözümlerde ne kadar samimi olduğumuzu görsünler" dedi. Çiftçilerin hayatından memnun olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Recep beye göre çiftçilerde sorun yok. Para pul veriyoruz, çiftçinin cepleri para dolu diyor. Çiftçinin
durumunun iyi olmadığını, üreticinin olmadığını biliyorum. Her yerde söz verdim . Burada da söz veriyorum. İlk 4 ay içinde çiftçinin kullandığı mazotu 1.5 liraya indirmezsem başbakanlığı da siyaseti de bırakacağım" dedi.
1920‘lerde cumhuriyeti kuranların ulusal bağımsızlık savaşını verenlerin köylü için köylü milletin efendisidir dediğini belirten Kılıcdaroğlu, "Onları şükranla yad etmek görevimiz. Emeği yücelten insanlar onlar. 2011‘de çiftçiye ananı da al git dediler. Emeğe insana değer verenler, köylüyü efendi yaptı, emeğe, köylüye değer vermeyenler, köylüye ananı da al git dedi. Bütün köylülere, çiftçilere, üreticilere sesleniyorum. Ya Recep Tayyip Erdoğan‘ın dediği doğru, ya da 1920‘de Mustafa Kemal Atatürk‘ün dediği
doğru. 12 Haziranda sizi ikinci sınıf yurttaş durumuna getiren bu iktidara adam gibi ders vereceksiniz. Hepimiz, her yurtsever ülkesini seven herkes çalışacak. Halkın iktidarını kurmaya kararlılıkla sandığa gidecek. Çiftçinin elektrik borcu ve faiz borcu var. 12 Haziranda çiftçinin elektrik borcunu ve onun faizini ilk 4 ayda silmezsem hem başbakanlığı hem siyaseti bırakacağım" dedi. Açılan pankartları da sık sık okuyan Kemal Kılıçdaroğlu, "Atanamayan öğretmen kavramı ilk 1 yıl içinde kalmayacak. Öğretmeni
okuluyla buluşturacağız. 13 Haziran‘da Denizli tarih yazacak. Tüm Türkiye Denizli ile gurur duyacak. Recep Beye göre her emeklinin durumu iyi. Biz iyi değil dediğimizde bize ‘Siz zaten milleti tanımıyorsunuz. Emekliye zam yaptık, cebinden para fışkırıyor‘ diyorlar. Öyle mi? Yaz tatillerini Kanarya Adaların da mı geçiriyorsunuz? Ya Recep bey doğru söylemiyor, ya millet. Ben millete inanıyorum. Ne derlerse desinler. Emekliye sözüm var. Milli gelir artışından ilk 4 ay içinde halkın iktidarında size pay
vereceğiz. İntibak yasasını çıkaracağız, emekliler arasındaki adaletsizliği gidereceğiz. Emekli onurlu bir birey gibi yaşayacak, huzur içinde yaşayacak. 9 milyon emekli var. Eşleriyle birlikte 16 milyon. Eğer emekliler haklarına sahip çıkarlarsa, biz de bu ülkenin onuru bir vatandaşı gibi hakkımızı alalım diyorsa sandığa gidip CHP‘ye oy verecekler. Para olmasa da olur, nasıl olsa açız diyorsanız o zaman AK Parti‘ye oy verebilirsiniz. Sırtınızı ak partiye dönüp karşıya bakacaksınız. 6 oku ve CHP‘yi
göreceksiniz. CHP halkın partisidir. Emeklinin partisi, işçinin, gençlerin, kadınların, esnafın, yani chp halkın partisidir. Kamyon şoförlerine gelelim. Onların da durumu iyi. İyi olmasa K1 belgesi çıkarmazlardı. Karadeniz‘de kaza oldu 9 vatandaşımız hayatını kaybetti. Şoförler mazot pahalı olduğu için 10 numaralı yağ kullanıyor. K1 belgesi isteniyor. Kamyon şoförleri 12 haziranda sandığa giderken Recep Beye ders verecekler. Söz mü? Recep beyin ezberini bozduk, kimyasını bozduk. Ama ne yazık ağzı da
bozuldu" dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan‘ın Bingöl‘de Diyarbakır demesini de eleştiren Kemal Kılıçdaroğlu, "Geçen gün o kadar ezberi bozuldu ki Bingöl‘de sevgili Diyarbakırlılar diyor. Ses yok. Arkadan Bingöl diye bağırıyorlar. Bu kişi Türkiye Cumhuriyetini yönetecek. Onların medyalarında haber bile yok. Ben böyle bir şey yapsam yer gök inlemişti. Size sözüm var Türkiye‘yi üreten Türkiye yapacağız. Türkiye üretecek ,fabrikaların bacası tütecek, yeni bir ekonomi istihdama dayalı bir ekonomi politikası
oluşturacağız. Gençlere işsizlere vaadimiz olacak onlara iş bulacağız. Gençlere sözüm var. Onların askerlik süresini 15 aydan 9 aya sonra aşamalı olarak 6 aya indireceğim. İndirebiliriz. Elbette ki indirebiliriz çünkü biz CHP‘yiz. Ülke savunulacak duruma gelirse değil 9 ay 9 yıl da askerlik yapmaya hazırız. Cumhuriyet halkın iradesi demek. Herkese eşit davranmak, bizim idealimiz, bizim güzelliğimiz, hiç kimseye ayrıcalık tanımamak, kadın erkek eşitliği sağlamak, demokrasi, hiçbir çocuğun yatağa aç
girmediği, gençlerin düşüncelerini özgürce dile getirebildiği Türkiye demektir. Cumhuriyet, Cumhuriyet Halk Partisi demektir.
Sınavlardaki şifre iddialarına da değinen Kemal Kılıçdaroğlu, "Kopya yoksa şifre niye var. Annelere sesleniyorum. 1 milyon 700 bin evladımızın umutlarını söndürdüler. Geleceği kuşkuyla bakıyorlar. 1 milyon 700 bin çocuğumuzun demokratik yollardan hesabını sormak için sandığa gidip şifrecilere hesap sorun. Bunu beraber yapacağız. Türkiye‘yi kurtaracağız, Türkiye‘nin menfaatlerini savunacağız. İlk 1 yıl içinde Türkiye‘de taşeronluğu bitireceğim. Herkes sözleşmeli, kadrolu, toplu sözleşmeli hakkına kavuşacak.
Biz örgütlü toplumdan yanayız. Recep bey arada bir benim arkamdan konuşur. Bir sürü laf söyler. Diyorum ki, ‘Almanya ne yapıyorsa, İngiltere, ABD, Japonya Rusya, Yunanistan, Portekiz ne yapıyorsa aynısını yapalım. Senin bir sürü televizyonun var. Bu kadar yandaşın yalakan var. Gel senin istediğin kanalda istediğin gazetecilerle konuşalım iki uygar insan gibi. Gelmez. Bilgisi az olabilir. O zaman bakanlar kurulunu al gel. Ama bunun 3 şartı var. Bir geçmişi temiz olacak, iki kul hakkı yememiş olacak, 3 mangal
gibi yürek lazım. Karşıma gelmiyor arkamdan konuşuyor. Sen sorarsın ben cevap veririm, ben sorarım sen dut yemiş bülbüle dönersin. Her yerde her zaman biz halkın mitingini yapıyoruz. Bizim mitingine halk geliyor. AK Parti devlet mitingi yapıyor. İşçiler zorla mitinge götürüyor. Sonra bizim mitingimiz senden daha kalabalık diyor. Recep bey o valiler, kaymakamlar senin kaymakamlar valiler gibi çalışıyor" dedi.
Denizli mitingi öncesi Batum ve Hopa‘ya gittiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Recep bey eşkıya Hopa‘ya gelmiş diye demişti. Hopa‘da hiç eşkıya görmedim. Ülkesini seven insanlar gördüm. Biz düğün dernekle miting yaptık. Ölen yurttaşımızın ailesine başsağlığı dileğinde bulundum. Rize‘ye gidip yaralanan polis memurunu ziyaret ettik. İnşallah sağlığına kavuşup görevinin başına döner. Bizim insanlığımıza bakın. Bir kişi olaylarda vefat etmiş. Bu öğretmen olayları durdurmak istiyor. Kalp krizi geçirip vefat
ediyor. Onun adını bile anmak istemiyorum diyor Recep Bey. Ölen insanın arkasından böyle konuşulur mu. İmam bile cenaze namazında hakkınızı helal eder misiniz diye sorar. Bunlarda insanlık var mı acaba. Yerine gelince vatandaşa gelince din iman edebiyatı yapıyorlar, yandaşlarına gelince gözleri ne dini ne imanı görüyor bunlar. Son 6 ayda CHP‘yi bir üniversite gibi çalıştırdım. Sabahın köründen ertesi gününe kadar ne dert varsa hepsini masaya yatırdık. Sadece 57 milyon broşür bastık. Köylü, çiftçi, engelli,
hayvancılık, dış politika için. Türkiye‘de ne sorun var bunun çözümünün adresi CHP. Size sözüm var. 13 haziranda iktidara geldiğimizde AK Parti genel merkezine bağlanan hortumları keseceğim. CHP yeni CHP işçinin, emeklinin, kadınların, yoksulların, çöpten kağıt toplayanların, öğrencilerin, gençlerin, esnafın, sanatkarın, aydınların, yurtseverlerin partisi yani herkesin partisidir. CHP varsa herkes için var" dedi.
Kaynak: İHA
Denizli‘yi uzun yıllardır herkes gibi kendisinin de bildiğini, Denizli‘nin alınteri, sermayesiyle dünyaya meydan okuyan bir kent olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Denizli, tekstilde sanayide gerçekten önemli markalar yarattı. Denizli‘yi Denizli yapan yürekli çalışkan insanları. Onlar kimseden para beklemediler. Bize gölge etmeyin kendi başımıza yeri geldiğinde marka yaratacak kentiz dediler. Ama 9 yıldır Denizli‘nin ne hale geldiğini biliyorsunuz. Denizli‘yi öyle bir hale getirdiler ki icra dairesi sayısı
arttı. Yeni istihdam imkanları mı arttı?. Ne oldu acaba? 9 yıldır hükümetteler. Şimdi slogan bulmuşlar. İstikrar sürsün Türkiye büyüsün diye. Vatandaşın borcu, icra dairesi büyüyor. Borçlanmada Denizli Türkiye 5.si. Biz işsizlik var deyince Recep bey ne işsizliği diyor. Bütün Türkiye‘de olduğu gibi Denizli‘de de işsizlik var. 9 yılda bu ülkeyi perişan ettiler. Sıra geldi halka, halkın gücüne, Denizli 12 haziranda yeni bir tarih yazacak. İktidara yürüyeceğiz. Türkiye‘nin CHP iktidarına ihtiyacı var. Çünkü
biz işsizlik, yoksulluk, yolsuzluk sorununu çözmek istiyoruz. Yatağa aç giren çocuk istemiyoruz. Kardeşçe barış içinde yaşamak istiyoruz. Beraber mücadele edersek, gücümüzü birleştirirsek kurtuluşumuzu kendimiz yaratacağız. Beraber yapacağız ki güçlü olduğumuzu tüm dünya bilsin. Çözümlerde ne kadar samimi olduğumuzu görsünler" dedi. Çiftçilerin hayatından memnun olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Recep beye göre çiftçilerde sorun yok. Para pul veriyoruz, çiftçinin cepleri para dolu diyor. Çiftçinin
durumunun iyi olmadığını, üreticinin olmadığını biliyorum. Her yerde söz verdim . Burada da söz veriyorum. İlk 4 ay içinde çiftçinin kullandığı mazotu 1.5 liraya indirmezsem başbakanlığı da siyaseti de bırakacağım" dedi.
1920‘lerde cumhuriyeti kuranların ulusal bağımsızlık savaşını verenlerin köylü için köylü milletin efendisidir dediğini belirten Kılıcdaroğlu, "Onları şükranla yad etmek görevimiz. Emeği yücelten insanlar onlar. 2011‘de çiftçiye ananı da al git dediler. Emeğe insana değer verenler, köylüyü efendi yaptı, emeğe, köylüye değer vermeyenler, köylüye ananı da al git dedi. Bütün köylülere, çiftçilere, üreticilere sesleniyorum. Ya Recep Tayyip Erdoğan‘ın dediği doğru, ya da 1920‘de Mustafa Kemal Atatürk‘ün dediği
doğru. 12 Haziranda sizi ikinci sınıf yurttaş durumuna getiren bu iktidara adam gibi ders vereceksiniz. Hepimiz, her yurtsever ülkesini seven herkes çalışacak. Halkın iktidarını kurmaya kararlılıkla sandığa gidecek. Çiftçinin elektrik borcu ve faiz borcu var. 12 Haziranda çiftçinin elektrik borcunu ve onun faizini ilk 4 ayda silmezsem hem başbakanlığı hem siyaseti bırakacağım" dedi. Açılan pankartları da sık sık okuyan Kemal Kılıçdaroğlu, "Atanamayan öğretmen kavramı ilk 1 yıl içinde kalmayacak. Öğretmeni
okuluyla buluşturacağız. 13 Haziran‘da Denizli tarih yazacak. Tüm Türkiye Denizli ile gurur duyacak. Recep Beye göre her emeklinin durumu iyi. Biz iyi değil dediğimizde bize ‘Siz zaten milleti tanımıyorsunuz. Emekliye zam yaptık, cebinden para fışkırıyor‘ diyorlar. Öyle mi? Yaz tatillerini Kanarya Adaların da mı geçiriyorsunuz? Ya Recep bey doğru söylemiyor, ya millet. Ben millete inanıyorum. Ne derlerse desinler. Emekliye sözüm var. Milli gelir artışından ilk 4 ay içinde halkın iktidarında size pay
vereceğiz. İntibak yasasını çıkaracağız, emekliler arasındaki adaletsizliği gidereceğiz. Emekli onurlu bir birey gibi yaşayacak, huzur içinde yaşayacak. 9 milyon emekli var. Eşleriyle birlikte 16 milyon. Eğer emekliler haklarına sahip çıkarlarsa, biz de bu ülkenin onuru bir vatandaşı gibi hakkımızı alalım diyorsa sandığa gidip CHP‘ye oy verecekler. Para olmasa da olur, nasıl olsa açız diyorsanız o zaman AK Parti‘ye oy verebilirsiniz. Sırtınızı ak partiye dönüp karşıya bakacaksınız. 6 oku ve CHP‘yi
göreceksiniz. CHP halkın partisidir. Emeklinin partisi, işçinin, gençlerin, kadınların, esnafın, yani chp halkın partisidir. Kamyon şoförlerine gelelim. Onların da durumu iyi. İyi olmasa K1 belgesi çıkarmazlardı. Karadeniz‘de kaza oldu 9 vatandaşımız hayatını kaybetti. Şoförler mazot pahalı olduğu için 10 numaralı yağ kullanıyor. K1 belgesi isteniyor. Kamyon şoförleri 12 haziranda sandığa giderken Recep Beye ders verecekler. Söz mü? Recep beyin ezberini bozduk, kimyasını bozduk. Ama ne yazık ağzı da
bozuldu" dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan‘ın Bingöl‘de Diyarbakır demesini de eleştiren Kemal Kılıçdaroğlu, "Geçen gün o kadar ezberi bozuldu ki Bingöl‘de sevgili Diyarbakırlılar diyor. Ses yok. Arkadan Bingöl diye bağırıyorlar. Bu kişi Türkiye Cumhuriyetini yönetecek. Onların medyalarında haber bile yok. Ben böyle bir şey yapsam yer gök inlemişti. Size sözüm var Türkiye‘yi üreten Türkiye yapacağız. Türkiye üretecek ,fabrikaların bacası tütecek, yeni bir ekonomi istihdama dayalı bir ekonomi politikası
oluşturacağız. Gençlere işsizlere vaadimiz olacak onlara iş bulacağız. Gençlere sözüm var. Onların askerlik süresini 15 aydan 9 aya sonra aşamalı olarak 6 aya indireceğim. İndirebiliriz. Elbette ki indirebiliriz çünkü biz CHP‘yiz. Ülke savunulacak duruma gelirse değil 9 ay 9 yıl da askerlik yapmaya hazırız. Cumhuriyet halkın iradesi demek. Herkese eşit davranmak, bizim idealimiz, bizim güzelliğimiz, hiç kimseye ayrıcalık tanımamak, kadın erkek eşitliği sağlamak, demokrasi, hiçbir çocuğun yatağa aç
girmediği, gençlerin düşüncelerini özgürce dile getirebildiği Türkiye demektir. Cumhuriyet, Cumhuriyet Halk Partisi demektir.
Sınavlardaki şifre iddialarına da değinen Kemal Kılıçdaroğlu, "Kopya yoksa şifre niye var. Annelere sesleniyorum. 1 milyon 700 bin evladımızın umutlarını söndürdüler. Geleceği kuşkuyla bakıyorlar. 1 milyon 700 bin çocuğumuzun demokratik yollardan hesabını sormak için sandığa gidip şifrecilere hesap sorun. Bunu beraber yapacağız. Türkiye‘yi kurtaracağız, Türkiye‘nin menfaatlerini savunacağız. İlk 1 yıl içinde Türkiye‘de taşeronluğu bitireceğim. Herkes sözleşmeli, kadrolu, toplu sözleşmeli hakkına kavuşacak.
Biz örgütlü toplumdan yanayız. Recep bey arada bir benim arkamdan konuşur. Bir sürü laf söyler. Diyorum ki, ‘Almanya ne yapıyorsa, İngiltere, ABD, Japonya Rusya, Yunanistan, Portekiz ne yapıyorsa aynısını yapalım. Senin bir sürü televizyonun var. Bu kadar yandaşın yalakan var. Gel senin istediğin kanalda istediğin gazetecilerle konuşalım iki uygar insan gibi. Gelmez. Bilgisi az olabilir. O zaman bakanlar kurulunu al gel. Ama bunun 3 şartı var. Bir geçmişi temiz olacak, iki kul hakkı yememiş olacak, 3 mangal
gibi yürek lazım. Karşıma gelmiyor arkamdan konuşuyor. Sen sorarsın ben cevap veririm, ben sorarım sen dut yemiş bülbüle dönersin. Her yerde her zaman biz halkın mitingini yapıyoruz. Bizim mitingine halk geliyor. AK Parti devlet mitingi yapıyor. İşçiler zorla mitinge götürüyor. Sonra bizim mitingimiz senden daha kalabalık diyor. Recep bey o valiler, kaymakamlar senin kaymakamlar valiler gibi çalışıyor" dedi.
Denizli mitingi öncesi Batum ve Hopa‘ya gittiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Recep bey eşkıya Hopa‘ya gelmiş diye demişti. Hopa‘da hiç eşkıya görmedim. Ülkesini seven insanlar gördüm. Biz düğün dernekle miting yaptık. Ölen yurttaşımızın ailesine başsağlığı dileğinde bulundum. Rize‘ye gidip yaralanan polis memurunu ziyaret ettik. İnşallah sağlığına kavuşup görevinin başına döner. Bizim insanlığımıza bakın. Bir kişi olaylarda vefat etmiş. Bu öğretmen olayları durdurmak istiyor. Kalp krizi geçirip vefat
ediyor. Onun adını bile anmak istemiyorum diyor Recep Bey. Ölen insanın arkasından böyle konuşulur mu. İmam bile cenaze namazında hakkınızı helal eder misiniz diye sorar. Bunlarda insanlık var mı acaba. Yerine gelince vatandaşa gelince din iman edebiyatı yapıyorlar, yandaşlarına gelince gözleri ne dini ne imanı görüyor bunlar. Son 6 ayda CHP‘yi bir üniversite gibi çalıştırdım. Sabahın köründen ertesi gününe kadar ne dert varsa hepsini masaya yatırdık. Sadece 57 milyon broşür bastık. Köylü, çiftçi, engelli,
hayvancılık, dış politika için. Türkiye‘de ne sorun var bunun çözümünün adresi CHP. Size sözüm var. 13 haziranda iktidara geldiğimizde AK Parti genel merkezine bağlanan hortumları keseceğim. CHP yeni CHP işçinin, emeklinin, kadınların, yoksulların, çöpten kağıt toplayanların, öğrencilerin, gençlerin, esnafın, sanatkarın, aydınların, yurtseverlerin partisi yani herkesin partisidir. CHP varsa herkes için var" dedi.