Hes‘Ler Bursa‘Da Masaya Yatırıldı
Bursa Kent Konseyi bünyesinde çalışmalarını sürdüren Arazi Kullanımı ve Su Kaynakları Çalışma Grubu tarafından ‘Hidroelektrik Santralleri (HES) Paneli’ düzenlendi.
Bursa Kent Konseyi bünyesinde çalışmalarını sürdüren Arazi Kullanımı ve Su Kaynakları Çalışma Grubu tarafından ‘Hidroelektrik Santralleri (HES) Paneli’ düzenlendi.
Atatürk Kongre Kültür Merkezi (Merinos AKKM) Başkanlık Salonu’ndaki toplantıda konuşan Bursa Kent Konseyi Başkanı Mehmet Semih Pala, Arazi ve Su Kaynakları Çalışma Grubu’nun önemli bir daha konuyu gündeme getirdiğini belirtti.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Bursa Milletvekili Necati Özensoy ise nükleer santral gibi kontrolü güç olan tesisler yerine Türkiye’deki mevcut yenilenebilir enerji kaynaklarının harekete geçirilmesini istedi. Japonya’da meydana gelen depremin nükleer santrallerin ne kadar riskli olduğunu gösterdiğini anlatan Özensoy, doğaya ve insana zarar vermeden güzel çalışmalara imza atılması gerektiğini söyledi.
Bursa Kent Konseyi Arazi ve Su Kaynakları Çalışma Grubu Temsilcisi Ayhan Sarıbıyık, şehirdeki barajların durumu hakkında bilgi verdi. Sarıbıyık, Doğancı Barajı’nın ve HES’lerin bazı bölgelerinde ÇED raporu olmadan çalışma yapıldığı ileri sürdü. HES santrallerinin bir ihtiyaç olduğunu ancak ÇED raporlarının da alınarak çevrenin korunmasının şart olduğunu vurguladı. Mermer ocaklarının durumuna da değinen Sarıbıyık, bu ocakların hem HES’lere hem de doğaya zarar verdiğini söyledi. Molozların Doğancı Barajı’nı besleyen dere yataklarına indiğini, çıkarılan taşların da sadece 10’un kullanıldığını ve yüzde 90’ının çevreye atıldığını savunan Ayhan Sarıbıyık, bu yüzden su kaynaklarının kirlilik riski altında olduğunu belirtti.
"SAHİP OLDUĞUMUZ GÜNEŞ EJERSİNİ KULLANAMIYORUZ"
Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisliği Bölümü Tarımsal Enerji Sistemleri Anabilim Dalı Öğretim üyesi Doç. Dr. Ali Vardar, ‘Hidrolik Enerji’ hakkında detaylı bilgi verdi.
Fosil ve nükleer yakıtların sürdürülebilirliğinin riskli olduğunu kaydeden Vardar, yenilebilir enerji kaynaklarının sürdürülebilirlik açısından önemli olduğunu ve bu yüzden bu kaynaklara yönelmek gerektiğini aktardı. Hidroljik ve güneş enerjisinin avantajlarından bahseden Vardar, dünyadaki potansiyel hidrolik enerji miktarının sadece 3’te birinden yararlanıldığını ve dünya enerjisi ihtiyacının yüzde 17’sini karşıladığını belirtti.
Rüzgar ve güneş enerjisinin kullanımının gelişmiş ülkelerde yaygınlaştığını ifade eden Doçent Ali Vardar, “Türkiye’de 111 milyon 500 bin megavatt güneş enerjisi potansiyeli bulunuyor. Hidrolik enerjinin ise 107 bin 500 megavatt ile ikinci sırada bulunuyor. Ülkemiz sahip olduğu güneş enerjisi potansiyelinin yüzde 4’ünün, rüzgar enerjisinin yüzde 1.2’sini, biyokütle enerjisinin ise on binde 8’inden yararlanıyor. Artık kesinlikle yenilenebilir temiz enerjiye geçiş yapmalıyız. Çünkü Türkiye bu kaynaklar bakımından adeta bir cennettir.” değerlendirmesinde bulundu.
Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Öğretim Üyesi ve Bursa Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Doç. Dr. Ertuğrul Aksoy, ‘Nehir tipi HES’ler ve çevresel etkileri’ hakkında sunum yaptı. Bursa’daki barajların büyük oranda yanlış planlandığını ve çevreye zarar verdiğini iddia eden Aksoy, kanunların da bu anlamda yetersiz olduğunu, çeşitli muafiyetlerle SİT alanlarına santral yapılabilmesinin önünü açtığını öne sürdü. Belli bir kapasiteden sonra istenilen ÇED raporlarının istismar edildiğini de söyleyen Aksoy, kapasite ne olursa olsun ÇED raporunun istenmesi gerektiğini savundu.
Atatürk Kongre Kültür Merkezi (Merinos AKKM) Başkanlık Salonu’ndaki toplantıda konuşan Bursa Kent Konseyi Başkanı Mehmet Semih Pala, Arazi ve Su Kaynakları Çalışma Grubu’nun önemli bir daha konuyu gündeme getirdiğini belirtti.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Bursa Milletvekili Necati Özensoy ise nükleer santral gibi kontrolü güç olan tesisler yerine Türkiye’deki mevcut yenilenebilir enerji kaynaklarının harekete geçirilmesini istedi. Japonya’da meydana gelen depremin nükleer santrallerin ne kadar riskli olduğunu gösterdiğini anlatan Özensoy, doğaya ve insana zarar vermeden güzel çalışmalara imza atılması gerektiğini söyledi.
Bursa Kent Konseyi Arazi ve Su Kaynakları Çalışma Grubu Temsilcisi Ayhan Sarıbıyık, şehirdeki barajların durumu hakkında bilgi verdi. Sarıbıyık, Doğancı Barajı’nın ve HES’lerin bazı bölgelerinde ÇED raporu olmadan çalışma yapıldığı ileri sürdü. HES santrallerinin bir ihtiyaç olduğunu ancak ÇED raporlarının da alınarak çevrenin korunmasının şart olduğunu vurguladı. Mermer ocaklarının durumuna da değinen Sarıbıyık, bu ocakların hem HES’lere hem de doğaya zarar verdiğini söyledi. Molozların Doğancı Barajı’nı besleyen dere yataklarına indiğini, çıkarılan taşların da sadece 10’un kullanıldığını ve yüzde 90’ının çevreye atıldığını savunan Ayhan Sarıbıyık, bu yüzden su kaynaklarının kirlilik riski altında olduğunu belirtti.
"SAHİP OLDUĞUMUZ GÜNEŞ EJERSİNİ KULLANAMIYORUZ"
Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisliği Bölümü Tarımsal Enerji Sistemleri Anabilim Dalı Öğretim üyesi Doç. Dr. Ali Vardar, ‘Hidrolik Enerji’ hakkında detaylı bilgi verdi.
Fosil ve nükleer yakıtların sürdürülebilirliğinin riskli olduğunu kaydeden Vardar, yenilebilir enerji kaynaklarının sürdürülebilirlik açısından önemli olduğunu ve bu yüzden bu kaynaklara yönelmek gerektiğini aktardı. Hidroljik ve güneş enerjisinin avantajlarından bahseden Vardar, dünyadaki potansiyel hidrolik enerji miktarının sadece 3’te birinden yararlanıldığını ve dünya enerjisi ihtiyacının yüzde 17’sini karşıladığını belirtti.
Rüzgar ve güneş enerjisinin kullanımının gelişmiş ülkelerde yaygınlaştığını ifade eden Doçent Ali Vardar, “Türkiye’de 111 milyon 500 bin megavatt güneş enerjisi potansiyeli bulunuyor. Hidrolik enerjinin ise 107 bin 500 megavatt ile ikinci sırada bulunuyor. Ülkemiz sahip olduğu güneş enerjisi potansiyelinin yüzde 4’ünün, rüzgar enerjisinin yüzde 1.2’sini, biyokütle enerjisinin ise on binde 8’inden yararlanıyor. Artık kesinlikle yenilenebilir temiz enerjiye geçiş yapmalıyız. Çünkü Türkiye bu kaynaklar bakımından adeta bir cennettir.” değerlendirmesinde bulundu.
Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Öğretim Üyesi ve Bursa Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Doç. Dr. Ertuğrul Aksoy, ‘Nehir tipi HES’ler ve çevresel etkileri’ hakkında sunum yaptı. Bursa’daki barajların büyük oranda yanlış planlandığını ve çevreye zarar verdiğini iddia eden Aksoy, kanunların da bu anlamda yetersiz olduğunu, çeşitli muafiyetlerle SİT alanlarına santral yapılabilmesinin önünü açtığını öne sürdü. Belli bir kapasiteden sonra istenilen ÇED raporlarının istismar edildiğini de söyleyen Aksoy, kapasite ne olursa olsun ÇED raporunun istenmesi gerektiğini savundu.