Kızılay'dan 'Yunus Emre' Evleri

Türk Kızılayı Genel Başkanı Tekin Küçükali, 2010 yılında hayata geçirdikleri "Mevlana Evleri"nin ardından, şimdi de aile mahremiyetini daha fazla öne plana çıkaran "Yunus Emre Evleri" projesinin hazırlığı içinde olduklarını söyledi

Türk Kızılayı Genel Başkanı Tekin Küçükali, 2010 yılında hayata geçirdikleri "Mevlana Evleri"nin ardından, şimdi de aile mahremiyetini daha fazla öne plana çıkaran "Yunus Emre Evleri" projesinin hazırlığı içinde olduklarını söyledi.
Türk Kızılayı'nın yurt içi ve yurt dışındaki çalışmalarının anlatıldığı Balıkesir ve Yalova il ve ilçe teşkilatlarının katıldığı toplantı, Bursa'da gerçekleştirildi. Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali, 2010 yılında çok başarılı çalışmalara imza attıklarını söyledi. Geçen yıl Kızılay'a ait 29 sağlık merkezini Sağlık Bakanlığı'na devretmelerinin çok büyük bir devrim olduğunu vurgulayan Küçükali, çıkarılan kanunla orada çalışan insanların memur statüsüne geçtiğini anlattı. Bir başka proje ile Kızılay'a
verilen bağışların izlenebildiğini belirten Küçükali, "2010 yılında Ulaştırma Bakanlığı ile haberleşmede çok önemli bir adım attık. Bu da bizi dünya lideri yaptı. Artık dünyada en iyi haberleşme sistemi Türk Kızılayı'nda var" dedi.
2010 yılında hayata geçirdikleri "Mevlana Evleri" projesinden de bahseden Küçükali, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Elazığ depreminde Mevlana Evleri'ni verdik. İnsanlar bunun içerisinde hem aile mahremiyetlerini koruyor hem de rahat ediyor. 2010 yılında Pakistan'a da aynı şekilde yardımda bulunduk. Yaklaşık 4 bin ev kurduk. Buradaki insanların ihtiyaçlarını karşıladık. 5 bine yakın da çadır kurduk. Dünya örgütleri de sınıfta kaldı açıkçası. Orada bizden başka şu anda faaliyet gösteren kimse yok. Biz Haiti ve Gazze'de insanlara ne kadar itibar ediyorsak Pakistan'da da onu yapıyoruz. Yani dil, din, ırk ayrımı
yapmıyoruz."
Mevlana Evleri projesinin bir üstünü daha yapmayı planladıklarını vurgulayan Küçükali, "Daha pratik, daha kalıcı olabileceğimiz, yüzyıl dayanabilecek betondan daha sağlıklı bir ürün elde ettik. Bu ürünle de Yunus Emre Evleri'ni kuracağız. 2011 yılında yapacağımız projelerden biri de budur. Henüz daha proje halinde, maliyeti daha çıkacak. 2011 yılında, muhtemelen mart ya da nisan ayında bu evleri hazırlamış olacağız. Tabii biz çadırdan vazgeçmiş değiliz. Bu bizim dağıtacağımız ana malzemedir. Ama insanlar
2-3 ay sonra çadırdan sıkılıyor. Aile mahremiyetinin olması için sürekli yeni projeler geliştiriyoruz" diye konuştu.
2011 yılında İstanbul'da iki tane afet merkezi yapacaklarını ve bunlardan birinin dünyanın en büyüğü olacağını belirten Küçükali, evlerin isimlerini "Mevlana" ya da "Yunus Emre" koymalarının sebebini ise şöyle açıkladı:
"Onlar bizim ortak kültürümüzün değerleridir. Dolayısıyla kültürümüze sahip çıkmak zorundayız. Mevlana ve Yunus, sevgiye, saygıya dayalı, insanları birleştiren mesajlar veren önemli ve büyük zatlardır. O zatlarla yaşamanın güzellikler doğuracağını düşünüyoruz."