'Darbe yapılamayınca PKK kullanıldı'

PKK'da 25 yıl etkili görevlerde bulunduktan sonra yollarını ayıran Nizamettin Taş, PKK ve Kürtlerle ilgili şaşırtan açıklamalar yaptı.

PKK’da 25 yıl etkili görevlerde bulunduktan sonra ayrılan Nizamettin Taş, terörist örgütü çok kızdıracak. ''PKK’nın çok hataları oldu. Bizim de payımız var. Özür diliyoruz.''

PKK’da 25 yıl etkili görevlerde bulunduktan sonra yollarını ayıran Nizamettin Taş konuştu: PKK’nın zihniyeti 30’lardaki CHP gibi. “Bensiz çözüme müsaade etmem” diyor. PKK’nın çok hataları oldu. Bizim de payımız var. Özür diliyoruz.

Terör örgütü PKK, 15 Ağustos 1984’te Eruh’ta gerçekleştirdiği ilk silahlı saldırıda yer alanları ‘kahraman’ olarak değerlendiriyor. Bu eylemde yer alanlardan biri de Botan kod adlı 1961 Muş doğumlu Nizamettin Taş idi. Örgüte göre, Taş artık hain. Sebebi de ayrılmış olması. 2004’teki kongrede Öcalan’ın talimatıyla savaş kararı alınması üzerine bin arkadaşıyla örgütle yollarını ayıran Taş, 7 yıldır Kuzey Irak’ta yaşıyor. Kurdukları siyasi parti aracılığıyla PKK’nın yanlışlarını eleştirdikleri için örgütten tehdit alan hatta Kani Yılmaz adındaki bir arkadaşlarının öldürüldüğünü söyleyen Taş ile Erbil’de görüştük. 25 yıl örgüt adına Lübnan, Suriye, İran, Irak ve Türkiye’de faaliyet yürüten Taş, “Silahlı mücadelenin sürdürülmesi, militarist yapının güçlenmesine neden oluyor” dedi. Eski PKK’lının açıklamaları PKK’yı kızdıracak. Çünkü üst düzey görevlerde bulunan ve PKK’nın karanlık ilişkilerine vakıf olan kişilerin açıklamaları militanlara etkili oluyor ve kopuş sürecini hızlandırıyor. Taş, PKK’nın savaşı sürdürmesinin perde arkasına ışık tutan açıklamalar yaptı. Taş’ın sorularımıza verdiği cevaplar.

25 yılın ardından bugün PKK’yı nasıl görüyorsunuz?

PKK soğuk savaş döneminin, sosyalist ve emperyalist cephe çatışmasının ürünüdür. Özeldeyse Kürt meselesinin bir sonucu. PKK mücadelede hatalar yaptı. Siviller öldürüldü. Köy korucularının 70 bine çıkmasında hatalarının rolü büyük. Hatalarda payımız var. Kürtlerden özür diliyoruz. Hem kişisel hem de örgüt olarak özür dilenmesi gerektiğini düşünüyorum.

Öcalan, 1999’da yakalandıktan sonra benzer şeyler söyledi değil mi?

Öcalan da söylüyordu. Silahlı mücadelenin anlamı kalmamıştı. Türkiye’de Kürtlerin legal ortamda kendilerini ifade etmesini yasaklayan uygulamalar kalkmıştı. Kürt partileri Meclis’e girdi. O zaman PKK ateşkese taktik açıdan değil de stratejik açıdan yaklaşsaydı, 93’ten sonraki süreçte ne Öcalan tutuklanır, ne örgüt kendini tekrarlamış olurdu. Bu kadar faili meçhul cinayette işlenmezdi.

MİLİTARİST VE ŞOVEN ZİHNİYET

Olumlu gelişmelere rağmen neden silahta ısrar edildi?
PKK geçmişinden kopmadı. Nedeni PKK’nın Suriye’de üstlenmesi, İran’ın bu temelde olumsuz rol oynaması ve savaşın devamından yana tavır alınmasıydı. Amerika ve Avrupa’nın Kürt çözümüne hazır olmamasıydı. En önemli etkenlerden biri de Türkiye’deki iç çatışmaydı. Savaşta ısrar eden militarist ve şoven zihniyet, sonradan Ergenekon adıyla karşımıza çıktı. Bu militarist ve şoven güçler, Türkiye’nin Kıbrıs sorunu, AB’ye girişi ve Ermeni meselesini hep kaşıyarak güvenlik algısını gündemde tuttular. Problemi çözmek için girişimde bulunan hükümetlerin planlarını da sabote ettiler.

Örgütte savaş isteyenler yanlış mı yaptı?
Şiddet Kürt meselesinin önündeki en büyük engel. Eğer PKK reforma tabi tutulmuş, stratejisini ve sistemini değiştirmiş olsaydı, bugün Kürt meselesi çözülürdü. Ama bu olmadığı gibi PKK dünyadan tecrit oldu. Avrupa, Amerika, BM ve Türkiye terörist örgüt olarak kabul ediyor. Iraklı Kürtler de destek vermiyor. Eski destekleyici güçler olan Suriye ve İran da değişikliklerden dolayı örgütü tamamen izole etmiş durumda.

ERGENEKONCULAR DEVREDE

Şiddetin devamını kimler istedi?

Türkiye süreci iyi değerlendirmedi. AK Parti’nin iktidara gelmesiyle yeni bir süreç işletildi. Bir kesim AK Parti’yi en az PKK kadar korkulan bir güç olarak gördü. Ordudaki bir klik hep şiddeti devam ettirmekten yana oldu. Onlarda ‘AK Parti’yi eğer şimdi önleyemezsek sonradan güçlenir hükümetin ötesinde gerçek iktidarı ele alırsa artık Türkiye geri dönüşü olmayan bir sürece girer’ korkusu başladı. Onun için PKK’yı kullanarak tepkisel güç haline gelip darbe yapmaya kalktılar. Zaten uluslararası şartlar müsait olsaydı darbe yaparlardı. O müsait değildi. AK Parti de kitlesel bir hareket. Gözü korkup geri adım atmadı. Derin yapı birçok aracı devreye soktu. Ama hiçbirinin başarıya ulaşmayacağını fark edince şiddette başvuruldu. Sonuçta PKK’nın 2004’te aldığı o savaş kararı derin yapıların darbe gerekçeleri arka arakaya geldi.

Kongredeydiniz savaş kararında Öcalan’ın avukatlar mı etkili oldu?
PKK’da halen etkili güç Öcalan’dır. Avukatlar, Öcalan’ın talimatlarını taşıdılar ve savaş kararının alınmasında etkili oldular. Fakat ordudan habersiz gelmedikleri kesin. Önemli olan bir başka husus da o dönemde Ergenokon dediğimiz, derin devlet yapısının bu gerekçeyi çok iyi kullandığıdır. Biz bunu gördükten sonra kongre içinde o zaman ayrılan kesim olarak ‘bu bir genelkurmay müdahalesidir’ dedik. Artık PKK içinde köklü değişim yapmanın mümkün olmadığını anladık ve ayrıldık.

DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜK YOK

Faturayı da Kürtler mi ödüyor?

Arkadaşımız Kani Yılmaz’ı öldürdüler. Ayrılanlar büyük bedel ödüyor. PKK, Kürtlerin içindeki farklı örgütlere siyaset yapma hakkı tanınmıyor. Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir, ‘Silah miadını doldurdu’ gibi çok doğru bir laf etti. PKK da benzer şeyler söylüyor. Ama ‘sus sünepe! Bunu nasıl konuşuyorsun, ağzını yırtarlar’ deyip susturdular. Bu hakarete maruz kalan insan bunun gerisindeki gücün farkında. Haliyle ya susacak ya ölümü göze alacak. Kürtlerde özgürlük yok, demokrasi gelişmemiş, Çoğulcu zihniyet lafta. Buna karşı Türkiye’nin demokrasisini eleştirebilirsin beğenmeyebilirsin ama hiçbir zaman tartışma özgürlüğünü inkâr edemezsin. Kürtler de Türkiye’de rahatlıkla konuşabiliyor ama coğrafyalarında kendi aralarında kendi mahallelerinde rahat konuşamıyor.

CHP ZİHNİYETİ GİBİ

Bunu neye bağlıyorsunuz?

Tekelci zihniyet iktidarı var da ondan. PKK’nın zihniyeti 30’lardaki CHP gibi. Bensiz çözüme müsaade etmem. Dün devletin uyguladığı yöntemleri bugün PKK yapıyor. Ne yazık ki Kürtlerin içinde bulunduğu durum bu.

Bunların kim olduğunu açık açık söyler misiniz?

Belliler... Siyasi Partisi, legal uzantıları, lideri, silahlı güçleri var.

TOKMAK ÖCALAN’IN ELİNDE

Açılıma rağmen örgüt; özerklik, öz savunma güçleri, iki bayrak diyor. Bu çatışmaları sürdürmez mi?
Pek çok adım atıldı ama dahası gelmeli. Çözüm ‘savaşla değil, diyalogla’ olacaksa tüm toplumun hassasiyetlerine riayet edilmeli. Bu konuda Kürtlere de güvence verilmelidir. Ancak öz savunma güçleri ve özerklik gibi konular strateji yoksunluğundan ileri geliyor. Emir başka yerden geliyor. Her hafta düşünceler, emirler ve talimatlar değişiyor ve çelişkili durumlar ortaya çıkıyor. Çözüm, Kürtlerde de kabul görürse o zaman dışarıdan müdahale olmaz. Siyasal bir irade de olur.

Kürtler eşit vatandaşlığı mı yoksa özerkliği mi öncelemeliler?

Kürtlerin içinde farklı talepleri olan kesimler mevcut. Demokratik özerklik isteyenler olduğu gibi, federasyonu ya da birlikte yaşamayı isteyenler de var. Demokratik özerklik talebinde bulunanlar, eğer güçleri yetiyorsa buyursunlar yapsınlar. Yok eğer güçleri yetmiyorsa ortamı sabote etmemeliler. Bağımsızlık istemiyorlarsa, bağımsızlığın bayrağını yükseltmenin anlamı yok. Federasyonu istemiyorum diyorlar peki federasyonu çağrıştıracak talepleri öne sürmenin anlamı ne?

Kürtler adına siyaset yapanlar niye özgün bir irade ortaya koyamıyorlar?

Sadece ‘savaş Kürt çözümünde engel olmaya başladı’ demiyorum. Mevcut şartlardan dolayı artık illegal çalışma dönemi de kapanmıştır. Uzaktan kumandayla Kürtleri idare edeceğini düşünenler yanılıyor. Tokmak birisinin elinde davul ise başkalarının boynunda. Bu olmaz artık. Böyle yapıldığı sürece hiçbir güç Kürt siyasetçilerini ciddiye almaz. Bu meselenin sahibi ‘Öcalan ve PKK’ denildikçe devlet siyasetçileri niye ciddiye alsın. Aslı varken taklidine ne gerek var. Bu mesele legal siyaset yapanlarla çözülür. Siyaset yapanın bu iradeyi artık göstermesi ve yetkiyi ele alması gerekir.

Kürt yönetimine rağmen başına buyruk bir örgütün burada yaşama şansı var mı?

Birçok güç, PKK’yı bitirme noktasında hesap yaptı. Onun için örgütün Kandil’de hayatını sürdürmesi her geçen gün zorlaşıyor. Türkiye başta olmak üzere bölgedeki güçler, Amerika, Suriye, İran ve Iraklı Kürt aktörler Celal Talabani ve Mesut Barzani de eski alışkanlıkların devam etmesini istemiyorlar. Sadece Türkiye değil, yarın öbür gün Kürdistan Bölgesel Hükümeti de ‘bir kazanda iki kelle olmaz’ diyecektir. Onun için PKK’nın varlığı burası için de büyük bir problem teşkil edebilir. Bu politikalar da döner tekrar Kürtleri ve Türkiye’deki demokratik güçleri vurur.

PKK’nın WikiLeaks’i yakında patlar

Örgütün eleştirilecek çok noktaları var. Geçmişi öne çıkarmak istemiyoruz. Zamanı geldiğinde örgütün de WikiLeaks’i patlar. Zira hiçbir şey gizli kalmaz. Bunun için uygun ortam oluşturulmalı.

İMRALI VE KANDİL KARİYER DERDİNDE

“Mesele cezaevindekileri ya da dağdakileri kurtarmak değil, Kürt sorununu çözmektir” ifadelerini kullanan Nizamettin Taş, “Gerçekten çözüm istiyorlarsa o zaman kariyerlerinden fedakârlık yapmalıdırlar. Bazılarının niyeti hakikaten Kürt meselesini çözmek değil. Kendi kariyer meselesini çözmektir. Bunun için mi bu kadar Kürt öldürüldü? Kürtler, kendi sorunundan ziyade kariyerini önceleyen ve kendi geleceği için uğraşanları yetkisiz bırakmalı. Mesela ben Türkiye’ye gelemiyorum. Terörü ret etmeme rağmen terörist olarak görülüyorum. Ben ömrümün sonuna kadar ülkeme gitmem, siyaset de yapmam. Yeter ki Kürt meselesi çözüme ulaşsın” ifadelerini kullandı.

Örgütte hâlâ savaş isteyenler etkili mi?

Savaş isteyen şoven kesin hâlâ var. Mesela Kürt sorunu Türkiye’de çözülür, Suriye’de çözülmezse ‘ben neden savaştım’ diyecek Suriyeliler çıkar. Örgüt içinde yıllarını geçirmiş kişiler yarın öbür gün bu çözüm sürecinde yerlerini göremezlerse rahatsızlık duyarlar. Ama şu artık kabullenen bir gerçektir: Bu sorun savaş isteme ve şiddeti sürdürme talepleriyle çözülmez.

PKK, Kürt siyasetini rahat bırakacak mı?

Ordunun Türkiye siyaseti üzerindeki vesayetinin kalktığını görüyoruz. Ama PKK’nın yani onların tabiriyle ‘Kürt ordusunun’ vesayeti devam ediyor. PKK, tekelci bir zihniyete sahip. Bu anlayışını sürdürerek hayatını daha da uzun süre devam ettirmesi mümkün değil. Baskı, dayatma, sindirme ve yok etme politikalarını sürdürürse hayat bunu kabul etmez. Gerçekten onlara rakip olarak Hizbullah yeniden ortaya çıkar.

Kürtler bundan nasıl kurtulacak?

Baskı sistemi artık kendisine de zarar veriyor. Sorunu kangrene dönüştürdüler. Kürtlerin bazı tespitlerde bulunması gerekir. Gerilla eğer Kürt meselesinin çözümünde engel teşkil ediyorsa bir şekilde bundan kurtulmaları gerekir. PKK’nın da eğer gerçekten söylediği gibi “siyasal demokratik çözüm Kürt meselesini çözer” inancı samimi ise bir daha silaha başvurmamalı.

Ergenekoncular eylemlerde var mı?

Ergenekon zihniyeti ciddi bir tehdittir. Küçümsemeye gerek yok. Süreci de her an sabote edebilir. 2004 yılındaki savaş kararının alınmasında Ergenekoncular etkili oldular. Bu yapı PKK’yı kullandı. Kürtlerin içinde de bunlarla hareket etmek isteyen klikler söz konusu. Ama sürecin bütünü ele alındığında bunların aşıldığını görmek mümkündür. Bütün güçler, kendi etkinlikleri ölçüsünde birbirlerini kullandılar. Gelinen noktada kullanmacı mantık geride kaldı.

Türkiye’ye dönmek ister misiniz?

Gelmemiz için şartlar uygun değil. Kani Yılmaz’ı Türkiye, KDP veya KYB de öldürmedi. Galip Ensarioğlu ve Emin Aktar’ı da PKK’dan başkası tehdit etmedi. Bizim için PKK’dan kaynaklı handikaplar var. Bunlar aşılırsa silah bırakan herkes gelir. Yeni partiler kurulursa ve legal siyaset yapılırsa, çözüm süreci hızlanabilir. PKK da artık örgütlere ve Kürt şahsiyetlere yaşam hakkı tanımalı.