Taraf Gazetesi ve Ahmet Altan'a dava açtı
Başbakan Erdoğan, Taraf gazetesi yazarı Ahmet Altan tarafından kaleme alınan "Erdoğan ve Kof Kabadayılık" başlıklı köşe yazısı hakkında "kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu" gerekçesiyle gazete ve Altan aleyhinde 50 bin TL'lik manevi tazminat davası açtı.
Alınan bilgiye göre, Başbakan Erdoğan’ın avukatları Fatih Şahin ve Muammer Cemaloğlu tarafından hazırlanan dava dilekçesinde, Taraf gazetesinin 15 Ocak 2011 tarihli nüshasında, Ahmet Altan tarafından kaleme alınan "Erdoğan ve Kof Kabadayılık" başlıklı köşe yazısında, "Erdoğan’ın şahsiyet haklarına saldırı kastıyla fevkalade ağır hakaretlerde bulunulduğu" savunuldu.
Dava konusu köşe yazısındaki ifadelerle "Altan’ın açıkça, Erdoğan’ı dürüst olmamakla, halkın emanetine hıyanet etmekle itham ettiği" belirtilen dilekçede, "Bu ifadelerin ne anlama geldiği, halk arasındaki kullanım şekli, açıklamaya gerek duyulmayacak şekilde ortadadır" denildi.
Ahmet Altan’ın bu ifadeleri ile eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırlarını aştığı ileri sürülen dilekçede, şunlar kaydedildi: "Davalı konumu itibariyle, müvekkile karşı kullanmış olduğu ve okurlarca hakaret olarak algılanacak bu ağır ifadeleri sarf etmeden de kaleme aldığı konu hakkında, daha etkin bir yazı yazabilir ve böylece basına hizmet etme amacını gerçekleştirebilirdi. Ne var ki davalının amacı bu değildir. Amacı en ağır biçimde müvekkilimize hakaret etmektir. Yoksa düşüncelerini açıklamak, eleştirmek değildir.
Davalının bu yazısı ile salt müvekkil değil, basın ve toplum da zarar görmüştür. Bu ifadeler sağduyu sahibi bir kişinin kabul edeceği sözler değildir.
Topluma böyle bir dilin aşılanması basının var oluş nedenlerini zayıflatır, hatta işlevini de etkisizleştirir." Dilekçede, Altan ve Taraf gazetesinden, yayın tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 50 bin TL manevi tazminat talep edildi.
Öte yandan, Başbakan Erdoğan, Altan hakkında, "hakaret" iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.
Erdoğan’ın avukatları, Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığına iletilmek üzere suç duyurusu dilekçesini, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına sundu.
Peki Ahmet Altan ne yazmıştı? Önceki gün çıkan yazıdan bazı bölümler şöyleydi Erdoğan ve Kof Kabadayılık Bırak bizim örfümüzü, geleneğimizi, manevi değerlerimizi, Mafya’da bile yoktur kavgaya aileyi karıştırmak.
Başbakan gibi kavga etmek istiyorsan başbakana yakışır bir olgunlukla, delikanlı gibi kavga etmek istiyorsan delikanlıya yakışan bir raconla kavga edeceksin.
Kendi ailene saygısızlık edildiğinde televizyonlarda yakınacaksın sonra kendinden menkul “estetik bilirkişiliğini” haklı gösterebilmek için kavga ettiğin adamın “babasını”, “ailesini” işe karıştıracaksın.
Bu mu senin adamlığın, bu mu senin delikanlılığın? Sen Yunan Başbakanı’yla görüşürken Yunan Adaları üstünde uçak uçurup bütün ilişkileri ve barış ümitlerini perişan eden orduya karşı niye ağzını açamadın? Çok mu “estetikti” yaptıkları? Biz senin eski yiğitliğini ve dürüstlüğünü özleyeceğiz.
Ama hiç unutma, gittikçe “ezilenlerden” uzaklaşan bu politikanla, gün gelecek sen de kendini özleyeceksin."
Dava konusu köşe yazısındaki ifadelerle "Altan’ın açıkça, Erdoğan’ı dürüst olmamakla, halkın emanetine hıyanet etmekle itham ettiği" belirtilen dilekçede, "Bu ifadelerin ne anlama geldiği, halk arasındaki kullanım şekli, açıklamaya gerek duyulmayacak şekilde ortadadır" denildi.
Ahmet Altan’ın bu ifadeleri ile eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırlarını aştığı ileri sürülen dilekçede, şunlar kaydedildi: "Davalı konumu itibariyle, müvekkile karşı kullanmış olduğu ve okurlarca hakaret olarak algılanacak bu ağır ifadeleri sarf etmeden de kaleme aldığı konu hakkında, daha etkin bir yazı yazabilir ve böylece basına hizmet etme amacını gerçekleştirebilirdi. Ne var ki davalının amacı bu değildir. Amacı en ağır biçimde müvekkilimize hakaret etmektir. Yoksa düşüncelerini açıklamak, eleştirmek değildir.
Davalının bu yazısı ile salt müvekkil değil, basın ve toplum da zarar görmüştür. Bu ifadeler sağduyu sahibi bir kişinin kabul edeceği sözler değildir.
Topluma böyle bir dilin aşılanması basının var oluş nedenlerini zayıflatır, hatta işlevini de etkisizleştirir." Dilekçede, Altan ve Taraf gazetesinden, yayın tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 50 bin TL manevi tazminat talep edildi.
Öte yandan, Başbakan Erdoğan, Altan hakkında, "hakaret" iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.
Erdoğan’ın avukatları, Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığına iletilmek üzere suç duyurusu dilekçesini, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına sundu.
Peki Ahmet Altan ne yazmıştı? Önceki gün çıkan yazıdan bazı bölümler şöyleydi Erdoğan ve Kof Kabadayılık Bırak bizim örfümüzü, geleneğimizi, manevi değerlerimizi, Mafya’da bile yoktur kavgaya aileyi karıştırmak.
Başbakan gibi kavga etmek istiyorsan başbakana yakışır bir olgunlukla, delikanlı gibi kavga etmek istiyorsan delikanlıya yakışan bir raconla kavga edeceksin.
Kendi ailene saygısızlık edildiğinde televizyonlarda yakınacaksın sonra kendinden menkul “estetik bilirkişiliğini” haklı gösterebilmek için kavga ettiğin adamın “babasını”, “ailesini” işe karıştıracaksın.
Bu mu senin adamlığın, bu mu senin delikanlılığın? Sen Yunan Başbakanı’yla görüşürken Yunan Adaları üstünde uçak uçurup bütün ilişkileri ve barış ümitlerini perişan eden orduya karşı niye ağzını açamadın? Çok mu “estetikti” yaptıkları? Biz senin eski yiğitliğini ve dürüstlüğünü özleyeceğiz.
Ama hiç unutma, gittikçe “ezilenlerden” uzaklaşan bu politikanla, gün gelecek sen de kendini özleyeceksin."