Devlet Bakanı Bağış Siirt'te
Referandum öncesi baba ocağı Siirt'e ziyarette bulunan Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış esnafı gezerek sorunlarını dinledi
Referandum öncesi baba ocağı Siirt'e ziyarette bulunan Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış esnafı gezerek sorunlarını dinledi. Bağış gece Polis Evi'nde yaptığı konuşmada Avrupa Parlamentosu Türkiye raporlarını yazanlara rüşvet verildiği iddialarını sert bir dille yalanladı.
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış Strazburg'daki mahkemede Rusya'dan sonra en çok davası görülen ülkenin Türkiye olduğunu belirterek, "Bugün Siirt Belediye Başkanımız dedi ki ben bu Strazburg'taki o mahkeme sayesinde köşeyi döndüm. Hep Türkiye'yi orada suçlu buldurdum, tazminatları aldım. Oradan da iyi para aldım. Gerçekten de bugün Strazburg'daki mahkemede Rusya'dan sonra en çok davası görülen ülke Türkiye. Neden çünkü benim vatandaşımın kendi ülkesindeki, kendi başkentindeki Anayasa
Mahkemesi'ne başvuru hakkı yok. Ve bu paket bireye, her bir vatandaşımıza, hiçbir ayrım yapmadan, Siirtli, Muşlu, Vanlı, Iğdırlı, Trabzonlu, Rizeli, Kayserili, Yozgatlı, Antepli, Ankaralı, İstanbullu ayrımı yapmadan her bir vatandaşımıza Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yapabilme imkanını getiriyoruz" dedi.
AB PARLAMENTOSU TÜRKİYE RAPORLARINI YAZANLARA RÜŞVET İDDİASI
Bakan Bağış Avrupa Birliği (AB) parlamentosundaki Türkiye raporlarını yazanlara rüşvet verildiği iddialarını sert bir dille yalanlayarak, iddiaların gerçeği yansıtmadığını söyledi. Bağış, "Şimdi birilerinin gazına gelmiş, Avrupa Parlamentosu'ndaki Türkiye raportörünü komisyondaki Türkiye'yi takip eden, Türkiye raporlarını yazanları hükümetten rüşvet almakla itham etmiş. Akıl var izam var. Olan da var, olmayan da, yapacak bir şey yok. Onlar hala o tek kanallı siyah-beyaz televizyon zihniyetinde, manyetölü
telefon zihniyetindedir. Manyetölü telefonu çevir-çevir düşmüyor. Bu raportörler yıllarca bizi eleştiren raporlar yazdılar. Bizim iktidarımızda bizi eleştirdiler. Biz gıkımızı çıkarmadık. Şimdi bu paket Avrupa Birliği standartlarında bir pakettir. Bu paketi boykot etmek Türkiye'nin demokrasisine karşı yapılmış bir suçtur dedikleri için mi rahatsız oldunuz? Meclis'te kol kola girdiğiniz diğer muhalefet partileri ile birlikte engelleyemediğiniz bu paketi, sabahlara kadar Meclis'te uğraşıp da geçirmemek için
her türlü velayeti denediğiniz bu paketi Anayasa Mahkemesi bile kabul edip onayladıktan sonra, halka utanmadan gidip de kendi yapmadığınızı yapmalarını istediğiniz halde, kendileri Meclis'te hayır oyu vermediler. Şimdi Türkiye'nin Milliyetçi Hayır Partisi ile Cumhuriyetçi Hayır Partisi kapı-kapı dolaşıp 'aman hayır' deyin diyorlar. O zaman siz Meclis'te hayır deseydiniz. Bir abla var Meclis'te, sandığın başına dikildi gelen CHP'lilerin gözünün içine kötü-kötü bakıyordu. O gariplerim de korkup-korkup
kaçıyordu. Koleksiyonundan korktular herhalde. Çok şükür bizim gözümüz pek. Biz önce hakka sonra halka, sizlere güvenerek çıktığımız bu yolda her geçen gün Türkiye'yi kalkındırmak için daha da çalışıyoruz, daha da çalışacağız. Ve bu paketin içeriğine baktığımız zaman bu paketin içerisindeki kamu çalışanlarına toplu sözleşme hakkı bir AB şartı mı, evet. İşçilere emekçilere yüksek sendika hakkı AB şartı mı, evet. Kamu denetçiliği bir AB şartı mı, evet. Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru AB şartı mı,
evet. Yurtdışına çıkış yasağının mahkemeye bağlanması AB şartımı, evet. Bütün bu paketin içerisinde atılan her adım, her madde mesela Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararlarının mahkemeye götürülebilmesi bu sene olmadı ama geçmişte hatırlarsınız YAŞ kararları nedeni ile şu kadar subay ihraç edildi. Niye ihraç edildiklerini o gariplerim bilmezler. Hakimler savcılar görevinden alnındı bu ülkede neden görevden alındıklarını bilmediler" diye konuştu.
"MİLLET HALA DİPÇİK GÖRDÜĞÜNDE AKLINA CHP GELİYOR"
Anamuhalefet partisi CHP'yi eleştirenm Bakan Bağış, "Biz diyoruz ki mahkemeye başvursun suçluysa cezasını alsın, suçsuzsa aklansın görevinin başına dönsün. Buda bir AB şartıdır. Şimdi bu kadar AB şartını yani rahmetli İnönü'nün o Cumhuriyetçi Hayır Partisi'nin, Cumhuriyetçi Halk Partisi'yken genel başkanlığını yapan, rahmetli İnönü'nün attığı imzaya sahip çıkan biz, engellemeye çalışan onun bugün koltuğunda oturan Kemal Bey. Şimdi bu paketi övdü diye Avrupalı parlamenterlere, Avrupalı bürokratlara
rüşvetçi diyor. Ya sizin iktidar olduğunuz dönemlerde bu memlekette nasıl sana yağı kuyruğu olduğunu millet unutmadı. SSK'daki skandallarınızı bu millet unutmadı. Bu millete nasıl fakirlik fukaralık yaşattığınızı bu millet unutmadı. Bu millet hala dipçik gördüğünde aklına CHP geliyor. Cop gördüğünde aklına CHP geliyor" şeklinde konuştu.
AB parlamentosu Türkiye raporlarını hazırlayan heyete rüşvet verildiği iddialarına karşılık olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin asla rüşvet vermediğini belirten Bakan Bağış, "Şimdi utanmadan Türkiye'nin AB standartlarını yakalaması için bize destek veren Türkiye'nin dostlarını hükümetten rüşvet almakla itham ediyor. Arkadaşlar bu milletin devlet olabilme geleneği bin yılı aşmıştır. Türk milleti Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları bin yıldır kendi devletleriyle yönetilirler. Bin yıllık devlet geleneğinde bizim
protokol kurallarımız bellidir. Bu devletin geleneğinde de rüşvet vermek yoktur. Onlar hala rüyasını gördükleri çetelerin yönettiği devlet anlayışında öyle şeylere tavasul edebilirler. Ama Türkiye Cumhuriyeti rüşvet dağıtmaz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti kimseye pahalı hediyeler almaz. Avrupa'nın önde gelen siyasileri de öyle hediyelere falanda kanmazlar. İhtiyaçları da yok. İşte bu zihniyet, paketin içeriğiyle ilgili argüman bulamayınca önce onun havuzu var diye tutturdu. E senin de havuzun olduğu duyulunca
bu sefer fındığa iyi gelir mi, cevize iyi gelir mi, çekirdeğe iyi gelir mi diye tutturdular. Ya sen çerezci misin diye sorduğumuz zamanda bu sefer de pz abla var Meclis'te, sandığın başına dikildi gelen CHP'lilakete destek veren Avrupalılara da iftira atar" ifadelerini kullandı.
"10 AY SONRA GİDECEĞİZ HEP BERABER BOYUMUZU ÖLÇÜŞECEĞİZ"
Siirt'te 9 Mart tarihinde yapılan milletvekili seçimlerinde Siirt'te yüzde 85 oy ile seçilen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın tercümanlığını yaptığını belirten Bakan Bağış, tebrik için Başbakan'ı arayan ülke liderlerinin ilk defa yüzde 85 oy alan bir genel başkanla konuştuklarına şahit olduğunu söyledi. Bakan Bağış, "Ama okumadan, öyle çekirdekten çerezden sebeplerle, havuzdan sudan sebeplerle, onu bunu suçlayarak, Türkiye'nin Avrupa'daki sayılı dostlarını küstürerek, Türkiye'nin Avrupa'daki
düşmanlarının ekmeğine yağ sürerek bu milletin kafalarını karıştırmasına izin vermeyeceğiz. Bu milleti istismar etmelerine artık izin vermeyeceğiz. Önemli olan Kemal Bey'in dinlemesi değil. Önemli olan milletin dinlemesi, önemli olan milletin vicdanı, önemli olan milletin kararıdır. Eğer Millet Kemal Bey'le veya Devlet Bey'le sıkıntısı varsa ya da bizimle bir derdi varsa onun kararını, onun cezasını vereceği sandık bu sandık değildir. Onun sandığı 10 ay sonra geliyor. 10 ay sonra gideceğiz hep
beraber boyumuzu ölçüşeceğiz" şeklinde devam etti.
Siirtli olmaktan gurur duyduğunu dile getiren Egemen Bağış, "Çünkü Siirt sadece Türkiye'nin değil, dünya demokrasisine işlenmiş, nakış gibi işlenmiş, çok önemli bir rekora imza atmıştır. Hep geldiğimde anlatıyorum. 9 Mart günü Sayın Başbakanımız Siirt'ten yüzde 85 oyla seçildi. 10 Mart günü telefonu çaldığında dünya liderleri Sayın Başbakanımızı tebrik ederken, tercümeyi ben yapıyordum. Onların Sayın Genel Başkan hayatımızda ilk defa yüzde 85 oy alan bir siyasetçiyle konuşuyoruz, tebrik ediyoruz
dediklerine benim kulaklarım şahit olmuş. Türkiye'ye bu gururu sizler yaşattınız. 12 Eylül'de de Türkiye'ye demokrasi örneğini inşallah sizler vereceksiniz. Bakın çok açık, net bir şey söyleyeceğim, bu pakete hayır oyu verenin bu ülkeye hiçbir katkısı olmaz. Bu paket reddedilirse bu ülke hiçbir şey kazanmaz. Böyle gelmiş böyle gider zihniyeti devam eder. Varsın fişlensin, varsın kayıt altına geçsin, varsın işkencelere göz yumulsun, varsın vatandaş mahkeme kapılarında yıllarca sürünsün, milletvekilliği
düşürülsün, varsın bu ülke fakirleşsin. Bu pakete boykot çağrısı yapmakta hayır demek de farklı değil. Bu paketi boykot etmek fişleme devam etsin demektir, işkence zihniyeti devam etsin demektir. Türkiye düşmanları sevinsin demektir. Ama evet dersek Türkiye'nin bütün sorunları çözülecek mi, hayır. Ama büyük bir çoğunluğu çözülecek. İşte bu pakete boykot çağrısı yapanlar bunu anlayamıyorlar. Allah akıl versin ben ne diyeyim. 15 dakika şu paketi okusalar, bu pakete benden daha hevesli evet diyecekler. Ama
bunların gözünü kin bürümüş, bunların gözünde at gözlüğü var. Önlerinde bir hırs var, başka da bir şey görmüyorlar. Ben 8 yıl Meclis'te beraber olduğum Kemal Bey'le hatta kendisine ağabey derim, bu pakete kendi gönlünden evet geçtiğini biliyorum. Ama ben buradan Siirt'ten, baba ocağımdan ona sesleniyorum; Kemal ağabey gel zararın neresinden dönersen kardır. Bu paket her şeyin önünü açacak, ama korkarım 13 Eylül günü senin önünü kapayacak. Bizim partimiz de millet cumhurba pz abla var Meclis'te, sandığın
başına dikildi gelen CHP'lilşkanlığını birbirine ısrarla hediye ediyor. Bizim partimizde bakanlar devir teslim yaparken birbiriyle kucaklaşarak gidiyor. Sizdeki gibi öyle fitne fesat yok, öyle komplo teorileri yok. Allah korusun başına bir iş gelir" dedi.
Bakan Bağış gece Siirt'ten ayrılarak Batman'a geçti.
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış Strazburg'daki mahkemede Rusya'dan sonra en çok davası görülen ülkenin Türkiye olduğunu belirterek, "Bugün Siirt Belediye Başkanımız dedi ki ben bu Strazburg'taki o mahkeme sayesinde köşeyi döndüm. Hep Türkiye'yi orada suçlu buldurdum, tazminatları aldım. Oradan da iyi para aldım. Gerçekten de bugün Strazburg'daki mahkemede Rusya'dan sonra en çok davası görülen ülke Türkiye. Neden çünkü benim vatandaşımın kendi ülkesindeki, kendi başkentindeki Anayasa
Mahkemesi'ne başvuru hakkı yok. Ve bu paket bireye, her bir vatandaşımıza, hiçbir ayrım yapmadan, Siirtli, Muşlu, Vanlı, Iğdırlı, Trabzonlu, Rizeli, Kayserili, Yozgatlı, Antepli, Ankaralı, İstanbullu ayrımı yapmadan her bir vatandaşımıza Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yapabilme imkanını getiriyoruz" dedi.
AB PARLAMENTOSU TÜRKİYE RAPORLARINI YAZANLARA RÜŞVET İDDİASI
Bakan Bağış Avrupa Birliği (AB) parlamentosundaki Türkiye raporlarını yazanlara rüşvet verildiği iddialarını sert bir dille yalanlayarak, iddiaların gerçeği yansıtmadığını söyledi. Bağış, "Şimdi birilerinin gazına gelmiş, Avrupa Parlamentosu'ndaki Türkiye raportörünü komisyondaki Türkiye'yi takip eden, Türkiye raporlarını yazanları hükümetten rüşvet almakla itham etmiş. Akıl var izam var. Olan da var, olmayan da, yapacak bir şey yok. Onlar hala o tek kanallı siyah-beyaz televizyon zihniyetinde, manyetölü
telefon zihniyetindedir. Manyetölü telefonu çevir-çevir düşmüyor. Bu raportörler yıllarca bizi eleştiren raporlar yazdılar. Bizim iktidarımızda bizi eleştirdiler. Biz gıkımızı çıkarmadık. Şimdi bu paket Avrupa Birliği standartlarında bir pakettir. Bu paketi boykot etmek Türkiye'nin demokrasisine karşı yapılmış bir suçtur dedikleri için mi rahatsız oldunuz? Meclis'te kol kola girdiğiniz diğer muhalefet partileri ile birlikte engelleyemediğiniz bu paketi, sabahlara kadar Meclis'te uğraşıp da geçirmemek için
her türlü velayeti denediğiniz bu paketi Anayasa Mahkemesi bile kabul edip onayladıktan sonra, halka utanmadan gidip de kendi yapmadığınızı yapmalarını istediğiniz halde, kendileri Meclis'te hayır oyu vermediler. Şimdi Türkiye'nin Milliyetçi Hayır Partisi ile Cumhuriyetçi Hayır Partisi kapı-kapı dolaşıp 'aman hayır' deyin diyorlar. O zaman siz Meclis'te hayır deseydiniz. Bir abla var Meclis'te, sandığın başına dikildi gelen CHP'lilerin gözünün içine kötü-kötü bakıyordu. O gariplerim de korkup-korkup
kaçıyordu. Koleksiyonundan korktular herhalde. Çok şükür bizim gözümüz pek. Biz önce hakka sonra halka, sizlere güvenerek çıktığımız bu yolda her geçen gün Türkiye'yi kalkındırmak için daha da çalışıyoruz, daha da çalışacağız. Ve bu paketin içeriğine baktığımız zaman bu paketin içerisindeki kamu çalışanlarına toplu sözleşme hakkı bir AB şartı mı, evet. İşçilere emekçilere yüksek sendika hakkı AB şartı mı, evet. Kamu denetçiliği bir AB şartı mı, evet. Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru AB şartı mı,
evet. Yurtdışına çıkış yasağının mahkemeye bağlanması AB şartımı, evet. Bütün bu paketin içerisinde atılan her adım, her madde mesela Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararlarının mahkemeye götürülebilmesi bu sene olmadı ama geçmişte hatırlarsınız YAŞ kararları nedeni ile şu kadar subay ihraç edildi. Niye ihraç edildiklerini o gariplerim bilmezler. Hakimler savcılar görevinden alnındı bu ülkede neden görevden alındıklarını bilmediler" diye konuştu.
"MİLLET HALA DİPÇİK GÖRDÜĞÜNDE AKLINA CHP GELİYOR"
Anamuhalefet partisi CHP'yi eleştirenm Bakan Bağış, "Biz diyoruz ki mahkemeye başvursun suçluysa cezasını alsın, suçsuzsa aklansın görevinin başına dönsün. Buda bir AB şartıdır. Şimdi bu kadar AB şartını yani rahmetli İnönü'nün o Cumhuriyetçi Hayır Partisi'nin, Cumhuriyetçi Halk Partisi'yken genel başkanlığını yapan, rahmetli İnönü'nün attığı imzaya sahip çıkan biz, engellemeye çalışan onun bugün koltuğunda oturan Kemal Bey. Şimdi bu paketi övdü diye Avrupalı parlamenterlere, Avrupalı bürokratlara
rüşvetçi diyor. Ya sizin iktidar olduğunuz dönemlerde bu memlekette nasıl sana yağı kuyruğu olduğunu millet unutmadı. SSK'daki skandallarınızı bu millet unutmadı. Bu millete nasıl fakirlik fukaralık yaşattığınızı bu millet unutmadı. Bu millet hala dipçik gördüğünde aklına CHP geliyor. Cop gördüğünde aklına CHP geliyor" şeklinde konuştu.
AB parlamentosu Türkiye raporlarını hazırlayan heyete rüşvet verildiği iddialarına karşılık olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin asla rüşvet vermediğini belirten Bakan Bağış, "Şimdi utanmadan Türkiye'nin AB standartlarını yakalaması için bize destek veren Türkiye'nin dostlarını hükümetten rüşvet almakla itham ediyor. Arkadaşlar bu milletin devlet olabilme geleneği bin yılı aşmıştır. Türk milleti Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları bin yıldır kendi devletleriyle yönetilirler. Bin yıllık devlet geleneğinde bizim
protokol kurallarımız bellidir. Bu devletin geleneğinde de rüşvet vermek yoktur. Onlar hala rüyasını gördükleri çetelerin yönettiği devlet anlayışında öyle şeylere tavasul edebilirler. Ama Türkiye Cumhuriyeti rüşvet dağıtmaz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti kimseye pahalı hediyeler almaz. Avrupa'nın önde gelen siyasileri de öyle hediyelere falanda kanmazlar. İhtiyaçları da yok. İşte bu zihniyet, paketin içeriğiyle ilgili argüman bulamayınca önce onun havuzu var diye tutturdu. E senin de havuzun olduğu duyulunca
bu sefer fındığa iyi gelir mi, cevize iyi gelir mi, çekirdeğe iyi gelir mi diye tutturdular. Ya sen çerezci misin diye sorduğumuz zamanda bu sefer de pz abla var Meclis'te, sandığın başına dikildi gelen CHP'lilakete destek veren Avrupalılara da iftira atar" ifadelerini kullandı.
"10 AY SONRA GİDECEĞİZ HEP BERABER BOYUMUZU ÖLÇÜŞECEĞİZ"
Siirt'te 9 Mart tarihinde yapılan milletvekili seçimlerinde Siirt'te yüzde 85 oy ile seçilen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın tercümanlığını yaptığını belirten Bakan Bağış, tebrik için Başbakan'ı arayan ülke liderlerinin ilk defa yüzde 85 oy alan bir genel başkanla konuştuklarına şahit olduğunu söyledi. Bakan Bağış, "Ama okumadan, öyle çekirdekten çerezden sebeplerle, havuzdan sudan sebeplerle, onu bunu suçlayarak, Türkiye'nin Avrupa'daki sayılı dostlarını küstürerek, Türkiye'nin Avrupa'daki
düşmanlarının ekmeğine yağ sürerek bu milletin kafalarını karıştırmasına izin vermeyeceğiz. Bu milleti istismar etmelerine artık izin vermeyeceğiz. Önemli olan Kemal Bey'in dinlemesi değil. Önemli olan milletin dinlemesi, önemli olan milletin vicdanı, önemli olan milletin kararıdır. Eğer Millet Kemal Bey'le veya Devlet Bey'le sıkıntısı varsa ya da bizimle bir derdi varsa onun kararını, onun cezasını vereceği sandık bu sandık değildir. Onun sandığı 10 ay sonra geliyor. 10 ay sonra gideceğiz hep
beraber boyumuzu ölçüşeceğiz" şeklinde devam etti.
Siirtli olmaktan gurur duyduğunu dile getiren Egemen Bağış, "Çünkü Siirt sadece Türkiye'nin değil, dünya demokrasisine işlenmiş, nakış gibi işlenmiş, çok önemli bir rekora imza atmıştır. Hep geldiğimde anlatıyorum. 9 Mart günü Sayın Başbakanımız Siirt'ten yüzde 85 oyla seçildi. 10 Mart günü telefonu çaldığında dünya liderleri Sayın Başbakanımızı tebrik ederken, tercümeyi ben yapıyordum. Onların Sayın Genel Başkan hayatımızda ilk defa yüzde 85 oy alan bir siyasetçiyle konuşuyoruz, tebrik ediyoruz
dediklerine benim kulaklarım şahit olmuş. Türkiye'ye bu gururu sizler yaşattınız. 12 Eylül'de de Türkiye'ye demokrasi örneğini inşallah sizler vereceksiniz. Bakın çok açık, net bir şey söyleyeceğim, bu pakete hayır oyu verenin bu ülkeye hiçbir katkısı olmaz. Bu paket reddedilirse bu ülke hiçbir şey kazanmaz. Böyle gelmiş böyle gider zihniyeti devam eder. Varsın fişlensin, varsın kayıt altına geçsin, varsın işkencelere göz yumulsun, varsın vatandaş mahkeme kapılarında yıllarca sürünsün, milletvekilliği
düşürülsün, varsın bu ülke fakirleşsin. Bu pakete boykot çağrısı yapmakta hayır demek de farklı değil. Bu paketi boykot etmek fişleme devam etsin demektir, işkence zihniyeti devam etsin demektir. Türkiye düşmanları sevinsin demektir. Ama evet dersek Türkiye'nin bütün sorunları çözülecek mi, hayır. Ama büyük bir çoğunluğu çözülecek. İşte bu pakete boykot çağrısı yapanlar bunu anlayamıyorlar. Allah akıl versin ben ne diyeyim. 15 dakika şu paketi okusalar, bu pakete benden daha hevesli evet diyecekler. Ama
bunların gözünü kin bürümüş, bunların gözünde at gözlüğü var. Önlerinde bir hırs var, başka da bir şey görmüyorlar. Ben 8 yıl Meclis'te beraber olduğum Kemal Bey'le hatta kendisine ağabey derim, bu pakete kendi gönlünden evet geçtiğini biliyorum. Ama ben buradan Siirt'ten, baba ocağımdan ona sesleniyorum; Kemal ağabey gel zararın neresinden dönersen kardır. Bu paket her şeyin önünü açacak, ama korkarım 13 Eylül günü senin önünü kapayacak. Bizim partimiz de millet cumhurba pz abla var Meclis'te, sandığın
başına dikildi gelen CHP'lilşkanlığını birbirine ısrarla hediye ediyor. Bizim partimizde bakanlar devir teslim yaparken birbiriyle kucaklaşarak gidiyor. Sizdeki gibi öyle fitne fesat yok, öyle komplo teorileri yok. Allah korusun başına bir iş gelir" dedi.
Bakan Bağış gece Siirt'ten ayrılarak Batman'a geçti.