Türkiye ABD final maçı ABD'nin üstünlüğüyle sona erdi
2010 Dünya Basketbol Şampiyonası Türkiye ABD final maçı ile sona erdi. Türkiye ABD arasında oynana final maçı ABD'nin 81-64 üstünlüğüyle sona erdi. Türkiye ABD şampiyonluk maçı Sinan Erdem Spor Salonu'nda oynandı. Karşılaşma sonunda 2010 Fiba dünya şampiyonu ABD oldu.
Ülkemizde düzenlenen 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası Final maçında A Milli Takımımız ile ABD karşı karşıya geldi. Sinan Erdem Spor Salno'nunda oynanan karşılaşmada A Milli Basketbol Takımımız, ABD'ye 81-64 skorla mağlup oldu.
Bu sonucun ardından ABD, 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası'nda hem şampiyonluğu, hem de altın madalyayı kazandı. Ülkemize büyük bir coşku yaşatan ve her maçta göğsümüzü kabartan 12 Dev Adam ise ABD'nin ardından hem dünya ikincisi, hem de gümüş madalyanın sahibi oldu.
GÜMÜŞ MADALYA HER ŞEYİ DEĞİŞTİREBİLİR
Tarihi final öncesi çok da rahat değildim... Kapasitemiz var ancak Sırbistan maçını ne kadar unutmuş, o maçtan ne kadar ders almıştık? Ersan yine aynı Ersan mı olacaktı? Hidayet'in performansı? Ya serbest atışlarımız? Peki Kevin Durant yine coşacak mıydı? Bu ve bunun gibi bir sürü sorunun cevabı aklımı kurcalıyordu... İlk yarıda bu soruların çoğunun cevabını buldum ve koskoca 12 Dev Adam, bir Kevin Durant ve baskılı savunmaya boyun eğerek 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası finalini 81-64 kaybetti ve gümüş madalyaya uzandı. Yine de büyük bir başarıydı bu... Türkiye'de basketbol sporunun kaderini değiştirebilecek bir şey bu gümüş madalya...
DURANT KALDIĞI YERDEN...
Gelelim maça... Hücumda Kevin Durant, alan savunmamıza 3/4 üç sayı isabetiyle oynayarak ilk çeyreğe başlayınca "Eyvah" dedim. İlk çeyrekte 22 sayı atan ABD'de Durant 11 sayı, Durant dışındaki oyuncular ise 3/13 saha içi yüzdesiyle oynadılar.
Bizde ise Hidayet Türkoğlu yüzde 100 ile 8 sayı atarak maça başladı ancak sakatlanıp kenara gelmesinin ardından hücumda potayı göremeyen takımımız, 11-0'lık ABD serisine karşı koyamadı.
22-17 ABD üstünlüğüyle biten ilk çeyreğin ardından ABD ikinci çeyreğe de iyi başladı. Başrollerdeki isim pek tabii ki, NBA'in Sayı Kralı Kevin Durant idi. Hem hücumda hem de savunmada başımıza iş açan bir oyuncu oldu ancak top diğer oyuncuların eline geçtiğinde sıradan bir takım haline büründüler.
İlk yarıda bizi 10 top kaybına sürükleyen baskılı savunmaları karşısında zorlanmamıza rağmen farkın açılmasına izin vermedik. 42-32 biten ilk yarı, bu kadar kötü bir hücum performansı için oldukça iyi sayılabilecek bir farktı. Ersan İlyasova başta olmak üzere Hidayet'e katkı vermesi gereken isimler, ilk 20 dakikada bekleneni veremedi.
Öte yandan ABD'de ise Kevin Durant ilk yarıda 7/12 saha içi yüzdesiyle oynarken Durant'in dışındaki isimlerin saha içi yüzdelerinin 6/26 olması durumu izah etmeye yeter sanırım.
DURMUYOR...
İkinci yarının başında, 4. kez 24 saniye dolmadan topu çembere atamazken üstüne iki tane de Kevin Durant üçlüğü potamızdan geçti. 8-0'lık seriyle sayı atamadan 24. dakikaya girerken Ender'in üçlüğü bizi krizden çıkarır gibi oldu. Direnç kırıcı basketlere dün akşam çok iyi yanıt vermiştik. Bu kez de karşılık verebilecek miydik?
ABD'nin baş döndürücü pas trafiği ve baskılı savunmasında 25. dakika sonunda 52-37 gerideydik. Ardından Ender, Semih ve Ömer Onan'ın sayılarıyla geri dönüş yapmaya çalışsak da Hidayet'in kenarda olduğu dakikalarda hücumumuzun çok aksadığı açıktı. Durant'in bireysel performansıyla ayakta kalmasına rağmen Coach K'nın, alan savunmamıza karşı dersini iyi çalıştığı da belliydi. Bu şartlarsa farkı çift hanelerde tutmakta kararlı olan rakibimiz, son çeyreğe 61-48 önde girdi.
FARK AÇILIYOR VE SON!
Son çeyreğe de ABD hızlı girdi. Tempoyu arttırıp, aksayan hücumumuzdan çok iyi faydalandılar. Oyuna yeniden dahil olan Hidayet ile biraz hareketleniriz diye düşünürken fark bir anda 20 sayıya kadar çıkıverdi. 35. dakika geçilirken skorboardda 76-57 ABD üstünlüğü vardı.
ABD'nin gücü karşısında iyice tükendik ve son 2 dakikada taraftarın, 12 Dev Adam için yaptığı tezahüratlar sonrası bir bakıma teslim bayrağı çekildi. ABD, 81-64'lük galibiyetle 1994'ten sonra ilk kez Dünya şampiyonu oldu ve 2012 Londra Olimpiyatları'na doğrudan katılma hakkını elde etti.
Coach K'nın, alan savunmamız karşısında takımını iyi hazırlaması, mental ve fiziksel yorgunluğa bağlı olarak tükenmemiz ve tabii ki Kevin Durant faktörü altın madalyanın sahibini belirledi. Hatta Coach K, oyunu riske sokmamak adına Durant'i 39 dakika sahada tutarak onu adeta galibiyetin baş mimarı yaptı.
Bu sonucun ardından ABD, 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası'nda hem şampiyonluğu, hem de altın madalyayı kazandı. Ülkemize büyük bir coşku yaşatan ve her maçta göğsümüzü kabartan 12 Dev Adam ise ABD'nin ardından hem dünya ikincisi, hem de gümüş madalyanın sahibi oldu.
GÜMÜŞ MADALYA HER ŞEYİ DEĞİŞTİREBİLİR
Tarihi final öncesi çok da rahat değildim... Kapasitemiz var ancak Sırbistan maçını ne kadar unutmuş, o maçtan ne kadar ders almıştık? Ersan yine aynı Ersan mı olacaktı? Hidayet'in performansı? Ya serbest atışlarımız? Peki Kevin Durant yine coşacak mıydı? Bu ve bunun gibi bir sürü sorunun cevabı aklımı kurcalıyordu... İlk yarıda bu soruların çoğunun cevabını buldum ve koskoca 12 Dev Adam, bir Kevin Durant ve baskılı savunmaya boyun eğerek 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası finalini 81-64 kaybetti ve gümüş madalyaya uzandı. Yine de büyük bir başarıydı bu... Türkiye'de basketbol sporunun kaderini değiştirebilecek bir şey bu gümüş madalya...
DURANT KALDIĞI YERDEN...
Gelelim maça... Hücumda Kevin Durant, alan savunmamıza 3/4 üç sayı isabetiyle oynayarak ilk çeyreğe başlayınca "Eyvah" dedim. İlk çeyrekte 22 sayı atan ABD'de Durant 11 sayı, Durant dışındaki oyuncular ise 3/13 saha içi yüzdesiyle oynadılar.
Bizde ise Hidayet Türkoğlu yüzde 100 ile 8 sayı atarak maça başladı ancak sakatlanıp kenara gelmesinin ardından hücumda potayı göremeyen takımımız, 11-0'lık ABD serisine karşı koyamadı.
22-17 ABD üstünlüğüyle biten ilk çeyreğin ardından ABD ikinci çeyreğe de iyi başladı. Başrollerdeki isim pek tabii ki, NBA'in Sayı Kralı Kevin Durant idi. Hem hücumda hem de savunmada başımıza iş açan bir oyuncu oldu ancak top diğer oyuncuların eline geçtiğinde sıradan bir takım haline büründüler.
İlk yarıda bizi 10 top kaybına sürükleyen baskılı savunmaları karşısında zorlanmamıza rağmen farkın açılmasına izin vermedik. 42-32 biten ilk yarı, bu kadar kötü bir hücum performansı için oldukça iyi sayılabilecek bir farktı. Ersan İlyasova başta olmak üzere Hidayet'e katkı vermesi gereken isimler, ilk 20 dakikada bekleneni veremedi.
Öte yandan ABD'de ise Kevin Durant ilk yarıda 7/12 saha içi yüzdesiyle oynarken Durant'in dışındaki isimlerin saha içi yüzdelerinin 6/26 olması durumu izah etmeye yeter sanırım.
DURMUYOR...
İkinci yarının başında, 4. kez 24 saniye dolmadan topu çembere atamazken üstüne iki tane de Kevin Durant üçlüğü potamızdan geçti. 8-0'lık seriyle sayı atamadan 24. dakikaya girerken Ender'in üçlüğü bizi krizden çıkarır gibi oldu. Direnç kırıcı basketlere dün akşam çok iyi yanıt vermiştik. Bu kez de karşılık verebilecek miydik?
ABD'nin baş döndürücü pas trafiği ve baskılı savunmasında 25. dakika sonunda 52-37 gerideydik. Ardından Ender, Semih ve Ömer Onan'ın sayılarıyla geri dönüş yapmaya çalışsak da Hidayet'in kenarda olduğu dakikalarda hücumumuzun çok aksadığı açıktı. Durant'in bireysel performansıyla ayakta kalmasına rağmen Coach K'nın, alan savunmamıza karşı dersini iyi çalıştığı da belliydi. Bu şartlarsa farkı çift hanelerde tutmakta kararlı olan rakibimiz, son çeyreğe 61-48 önde girdi.
FARK AÇILIYOR VE SON!
Son çeyreğe de ABD hızlı girdi. Tempoyu arttırıp, aksayan hücumumuzdan çok iyi faydalandılar. Oyuna yeniden dahil olan Hidayet ile biraz hareketleniriz diye düşünürken fark bir anda 20 sayıya kadar çıkıverdi. 35. dakika geçilirken skorboardda 76-57 ABD üstünlüğü vardı.
ABD'nin gücü karşısında iyice tükendik ve son 2 dakikada taraftarın, 12 Dev Adam için yaptığı tezahüratlar sonrası bir bakıma teslim bayrağı çekildi. ABD, 81-64'lük galibiyetle 1994'ten sonra ilk kez Dünya şampiyonu oldu ve 2012 Londra Olimpiyatları'na doğrudan katılma hakkını elde etti.
Coach K'nın, alan savunmamız karşısında takımını iyi hazırlaması, mental ve fiziksel yorgunluğa bağlı olarak tükenmemiz ve tabii ki Kevin Durant faktörü altın madalyanın sahibini belirledi. Hatta Coach K, oyunu riske sokmamak adına Durant'i 39 dakika sahada tutarak onu adeta galibiyetin baş mimarı yaptı.