Umut Oran Sivas'ta

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, çeşitli temaslarda bulunmak üzere Sivas'a geldi.

Cumhuriyet Halk Partisi Sivas İl Teşkilat'ında CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, CHP Sivas milletvekili Malik Ejder Özdemir ile Sivas İl Başkanı Bülent Renda Deniz ile birlikte istişare toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan CHP Sivas milletvekili Malik Ejder Özdemir, "Sivas'ta gördüğümüz durum bütün illerde de aynısı. Bütün büyük billboardlar 'evet' yazılarıyla dolu. Mantıklı yurttaşlarımızın şunu düşünmesi gerekiyor. Başbakan'ın Sivas'a gelip ayrılmasından bu yana 10 gün geçti. Ama hala,
'Başbakanımız Sivas'ta' pankartları devam ediyor. Bunu ilk defa söylüyorum. Sivas'ta herhangi bir toplantı yapmamış olan bir parti adına da parası AK Parti tarafından yatırılmış billboardlarda şimdi onların da resimleri var. Evetçilerin resmi var. Yurttaşlarımızın şunun hesabını yapması lazım. Bu değirmenin suyu nereden geliyor sayın Başbakan? Bu kampanyayı bir siyasi partinin tek başına yapması mümkün değildir. Başbakan kendisi için bu ölüm kalım savaşında gördüğü bu referandumda her şeye rağmen 'evet'
çıkması için devletin bütün olanaklarını sonuna kadar kullanıyor. Kampanya süresinin sona doğru yaklaştığı zaman söylemlerini sertleştiriyor. Bir Başbakan'a yakışmayacak şekilde hakaretler ediyor. 'Ya bir taraf olursun ya bertaraf olursun' diyerek şantaja varıncaya kadar bu kampanyayı sertleştiriyor. Sayın Başbakan'ın bu anayasa değişikliği ile yapmak istediği şey Türkiye'de demokrasiyi geliştirmek değil, tam tersine var olan yargıyı da siyasallaştırarak, kendi emrine sokarak tek adam diktatörlüğüne
doğru gidiyor. Sayın Başbakan geçmişte milli görüş gömleğini giymişti. Şimdi meydanlarda Adnan Menderes'in beyaz gömleğinden bahsediyor. Eğer bu Anayasa değişikliği kabul edilirse Sayın Başbakan'ın giyeceği en son gömlek İtalya'daki Mussolini'nin giyeceği kara gömlektir" şeklinde konuştu.

"AK PARTİ LAİKLİK TEHDİDİ OLAN BİR SİYASİ PARTİDİR"
Ardından konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran AK Parti'ye yüklenerek, "Öyle bir çalışma uyguladı ki sistemle oynadı. Eğitimle oynadı, görüyoruz işte, izliyoruz. Artık eğitime güven yok. Sorduğu sorular çalınıyor, sorular kullanılıyor. Sağlığa bakıyoruz, sağlıkta güven yok. Sağlık sistemiyle oynandı. Güvenlik sistemiyle oynandı. Birçok özelleştirmeler yapıldı. Ve şimdi sıra geldi hukuk ve yargı sistemine. Tabii bunu yapan partiye baktığımız zaman şunu da unutmayalım. Boyunlarına asılı öyle bir
sabıkaları, fişlenmeleri var ki laiklik tehdidi olan siyasi bir partiden bahsediyoruz. Adalet ve Kalkınma Partisi bugün laiklik tehdidi olan siyasi bir partidir. Anayasa Mahkemesi kapatılma davası çerçevesinde suçlu bulmuştur, ceza vermiştir ve bugün Adalet ve Kalkınma Partisi'nin laiklik tehdidi bir siyasi parti olduğunu unutmayalım. Adalet ve Kalkınma Partisi 8 senede toplumu o kadar çok böldü ki. Önce dinci dediler, bir kısmına laik dediler. Sonra Türk-Kürt açılımları sonucunda bir ayrışmaya girdi. Sonra
Alevi-Sünni ayrışmalarına girdi. Bugün de Anayasa halk oylamasıyla Referandumda 'evet' diyenlere 'demokrat' diyorlar 'hayır' diyenlere 'darbeci' diyorlar. Artık iftar çadırında evetçilerle hayırcılar birbirine düşmüş durumdalar. Bu kadar değerlerle oynayan, bu kadar inançlarla oynayan, bu kadar dini siyasete alet eden bir anlayış Türkiye'ye çok büyük zarar verdi" iddialarında bulundu.