Van'da, 'Operasyonları Durdurun' Çağrısı

Van'da bir araya gelen 131 sivil toplum örgütü (STÖ), dernek ve meslek kuruluşu, PKK terör örgütünün 13 Ağustos 2010 tarihinde aldığı eylemsizlik kararı sürecinde, Kürt sorunun demokratik ve barışçıl yollarla çözüme kavuşması için oluşan tarihi fırsatın heba edilmemesi gerektiğini belirtti

Van'da bir araya gelen 131 sivil toplum örgütü (STÖ), dernek ve meslek kuruluşu, PKK terör örgütünün 13 Ağustos 2010 tarihinde aldığı eylemsizlik kararı sürecinde, Kürt sorunun demokratik ve barışçıl yollarla çözüme kavuşması için oluşan tarihi fırsatın heba edilmemesi gerektiğini belirtti.
İskele Caddesi üzerinde bulunan Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı (VATSO) önünde yapılan basın açıklaması ortak metnini, VATSO Yönetim Kurulu Başkanı Zahir Kandaşoğlu okudu. 26 yıldan beri devam eden olayların artık herkesin canına tak ettiğini belirten Kandaşoğlu, bütün halkın yaşanan bu olaylardan rahatsız olduğunu vurguladı. Batı illerinde oturanların bu sivil toplum örgütlerinin canları sıkıldığı zaman bir araya geldiklerini zannetmemesi gerektiğini vurgulayan Kandaşoğlu, "Bu yalnızca bizim
isteğimiz değil, bu bölgede yaşayan 7'den 70'e bütün halkın arzusudur. Bu tür bir toplantı ve açıklamayı bütün bölge halkı istemektedir. Barış istiyorlar, onun için biz de 131 sivil toplum örgütü bir araya geldik. Bir metin hazırladık ve bunu kamuoyuna açıklamak için bugün burada bulunuyoruz" dedi.
Daha önce Van'da faaliyet gösteren 120 sivil toplum örgütü olarak 1 Haziran 2010 tarihi itibarıyla bölgede yeniden başlayan çatışmalı ortamın sona ermesi, operasyonlara ve karşılıklı olarak çatışmalara bağlı ölümlerin son bulması, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yollarla çözüme kavuşması için PKK'dan silah bırakması talebinde bulunduklarını hatırlatan Kandaşoğlu, devletten de operasyonlara son verilmesi talebinde bulunduklarını ifade etti. Söz konusu çağrılara taraflardan biri olan PKK'nın olumlu
baktığını, kamuoyuna 13 Ağustos 2010 tarihinden 20 Eylül 2010 tarihine kadar eylemsizlik kararı aldığını ilan ettiğini kaydeden Kandaşoğlu, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yollarla çözüme kavuşması için oluşan bu tarihi fırsatın heba edilmemesi gerektiğini savundu. Bunun için hükümetin süreci doğru algılaması ve gerekli adımları atması gerektiğini ifade eden Kandaşoğlu, nihai amacın silahların tamamen susturularak tekrar bir şiddet ortamına geri dönülmemesi olduğunu vurguladı.
Burada hükümete ve devlet aklına seslendiğini de kaydeden Kandaşoğlu, "İnsan ölümlerinin bir an önce son bulması ve Kürt sorunun demokratik ve barışçıl yollara kavuşması için, öncelikle eylemsizlik kararının alındığı bu dönemde süreci boşa çıkaracak operasyonlar yapılmamalı, oluşacak güven ortamı içerisinde barışçıl ve özgürlükçü zemin hazırlanmalıdır. Bu sürece bütün Türkiye toplumu sahip çıkmalı, operasyonların yapılmaması konusunda toplumun bütün kesimleri ısrarcı olmalıdır. Özgürlüğü ve eşitliği esas
alacak çözüme kalıcı bir ateşkese zemin hazırlayacak bu konudaki somut önerilere önyargısız yaklaşılmalı, önerilerin aynı zamanda barışçıl çözüm zeminini güçlendireceği de gözden uzak tutulmamalıdır. Kürt siyasetçileri ile seçilmiş belediye başkanları ve insan hakları savunucularına yönelik hukuka ve adalete aykırı kamu vicdanını yaralayan uygulamalara son verilmeli, tutuksuz yargılanmaları sağlanmalıdır" ifadelerini kullandı.
Siyasetin sorun çözücü işlevini yerine getirebilmesi için bütün siyasal görüşlerin kendini rahatça ifade edebileceği bir siyasal partiler rejimine ihtiyaç olduğunu belirten Kandaşoğlu, "Bu nedenle başta temsilde adaletsizliğe sebep olan seçim barajı kaldırılmalı veya makul bir seviyeye düşürülmelidir. Siyasi Partiler Yasası yasaklardan arındırmalıdır. Kalıcı bir çözümü mümkün kılmak için diyalog süresi başlatılmalı ve bu süreçte kendini sorunun tarafı olarak gören hiçbir aktör dışlanmamalıdır. Sürecin
nihai amacı olan çatışmaların tamamen sona erdirilmesi için sağlıklı bir diyalog ortamı oluşturulmalı, inisiyatif sahibi şahsiyet ve dinamiklerin önerileri önyargısız olarak tartışılabilmelidir" ifadelerini kullandı.
Faili meçhul cinayetler ve her türlü hak ihlalini araştırarak gün yüzüne çıkarmak için Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) çatısı altında Adalet ve Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulması ve bir an önce çalışmalarına başlaması gerektiğini ifade eden VATSO Yönetim Kurulu Başkanı Zahir Kandaşoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yazılı ve görsel medya, süreci küçükseyen ve görmezden gelen tutumunu terk ederek daha duyarlı ve sorumluluk bilinci ile yaklaşmalıdır. Ayrıca biz aşağıda imzası bulunan 131 sivil toplum örgütü olarak sorunun çözümü ve silahların bir daha kullanılmaması hususunda üzerimize düşen sorumluluğu yerine getireceğimizi belirtiyor ve bu konuda risk almayı taahhüt ediyoruz."