Alex sorunu yok

Aykut Kocaman ve Şekip Mosturoğlu'nu birarada soru sorabileceğiniz bir ortamda bulduğunuzda ilk ne sorars...


Aykut Kocaman ve Şekip Mosturoğlu'nu birarada soru sorabileceğiniz bir ortamda bulduğunuzda ilk ne sorarsınız?
Young Boys maçını, Şampiyonlar Ligi'nden elenmenin sonuçlarını, Alex'i, Emre'yi...
Benim aklımda başka bir soru vardı.
-Şekip Bey Fenerbahçe'nin neden bir Sportif Direktörü yok?
Şaşırdığını söyleyebilirim. Yanımda oturan Aykut Kocaman'a baktı. "İşte" dedi. "Aykut Kocaman bizim sportif direktörümüz."
Peki teknik direktörlükte başarısız olursa, kendisi kovulup, sadece sportif direktör mü olacak?
Zira bu iki iş, hem iş yoğunluğu açısından birlikte götürülmesi zordur. Hem de bu pozisyonların doğası gereği birbirlerini tamamlayıcı olduğu kadar, bir güçler çatışmasına da yol açabilir.
Aykut Kocaman'ın bu konuda açık yüreklilikle "Ben kafamın uyuştuğu bir sportif direktörle çalışmayı tercih ederdim" dediğini söylemem lazım. Bunun işini büyük ölçüde hafifleteceğini söylüyor.
Uzunca bir zaman süren bu tartışmanın sonunda kafamda oluşan analiz şu:
Bu konuda geçen sene Aykut Kocaman tarafından dile getirilen iş tanımı sıkıntısı devam ediyor. Ülkede yeni olan bir kavram. Fenerbahçe'de ise Kocaman'ın teknik adamlığı da üstlenişi muğlak halin çözümünü kolaylaştırmış değil. Henüz yolun başında olduklarını söylüyorlar her ikisi de. Bu pozisyona kesinlikle ihtiyaç var. Ve zamanla bu iş oturacak.
Ancak netleşmiş konular da yok değil. Misal transfer.
Artık transfer listesi diye bir şey yok. Tüm transferlere sadece Aykut Kocaman'ın karar verdiği, yönetimin ise sadece kaynak bulma konusunda çalıştığı Şekip Mosturoğlu tarafından dillendirildi.
Gyan'la 4 aydır konuşuluyormuş, ama kulübü kapıyı 22 milyon euro'dan açınca mevzu kapanmış. Bu paranın oyuncusu olmadığı, 10 milyon civarında olması gerektiğini düşünüyorlar. Geçen sene adı çokça geçen Dentinho için de aynı rapor çıkmış. Çok yetenekli, ama istenen parayı bugün için etmez.
Niang için ise başkanla değil kulübün ülke dışında yaşayan büyük yatırımcısıyla anlaşılmış, ama Marsilya başkanı ve teknik direktörünün direnci uzun dönem Fenerbahçe'yi yormuş.
Adı geçen, görüşülen ve alınan bir dolu oyuncunun Fenerbahçe'nin alıştığı Brezilya'dan olmayışı da ilginç bir durum.
Kocaman'a "Brezilya konusu Fenerbahçe için kapanıyor mu?" diye soruyorum bunun üzerine.
-Böyle söylememek lazım diyor. Bu ülkenin hemen her oyuncusu müthiş yetenekli ve ceketini çıkaran profesyonel futbolcu gibi oynayabilir. İnanılmaz bir genleri var sanki.
Son 12 yabancı transferinin 7'si Brezilyalı ve toplam 9'u Güney Amerikalı olan kulübün bu sefer hiçbir Güney Amerikalı'yı almaya çalışmaması ise başka bir şey anlatıyor sanki.

Peki santrfor transferiyle iş bitecek mi? Benim izlenimim işin bitmediği. Fenerbahçe başka transfer(ler) de yapabilir.
Son olarak da çok eleşirilen İlhan'la ilgili Aykut Kocaman'ın yorumunu vereyim. Haksızlık edildiğini düşünüyor. Sol ayaklı bir stoperin kadroda olmasının kadro genişliği açısından önemine değiniyor.
İkinci Young Boys maçında son yıllardaki en kötü Fenerbahçe'yi izledim. Neden?
-Maçın başından itibaren önde oynayan oyuncularımız çok kolay geçildiler. Rakip stoperler tek pasla baskıyla karşılaşmadan bizi geçtiler. Ön tarafta şeffaftık sanki. Devre arasındaki Selçuk-Alex değişikliği bundandı. Belki bu değişikliği daha erken yapmalıydım. Ama Stoch atılınca plan bozuldu.
Yani Aykut Kocaman'ın maç analiziyle oyundan çıkan ve aralarında problem olduğu düşünülen Alex'in "Biz top oynamıyoruz. Rakibin peşinden koşuyoruz açıklaması" örtüşüyor gibi.
Aykut Kocaman'ın cevabı ilginç:
-Alex haklı. Antrenmanda bunu ona da söyledim. Bunu değiştirmeliyiz. Önce oyuncu değiştirmek yerine oyuncuların oyununu değiştirerek bunu yapmaya çalışmamız lazım.
Ve şunları ekliyor: "Herkes daha fazlasını vermeli. Parasını hak etmeli. Kulüp aidiyetini güçlendirmek gerek. Bakın hiçbir futbolcu milli takımını dahi kulübünden biraz daha önde tutamaz. Kimse maç seçmemeli, seçmeye hakkı yok. Bu Alex sorunu değil. Türkiye'de genel bir sorun.
-Onu istemediğiniz doğru değil yani?
-Alex bizim oyuncumuz. % 99.9 takımımızın önemli bir parçası olarak bizimle olacak. Ancak oyundan çıkmayacak ve girmeyecek de oyuncu yoktur.
Aykut Kocaman Alex'le de Emre'yle de ilgili karşılıklı bir sorun olmadığının özellikle altını çiziyor. Kocaman güvenli. Yollarından dönmeyeceklerini söylüyor. Yolun zorluğunun da farkında. 6 hafta sonra yolumuzun nereye gittiğini göreceğiz. Fenerbahçeliler takımın geleceği için bir fikir sahibi olmak için 1 buçuk ay bekleyecekler anlayacağınız.

 

LUGANO KALIYOR
Transfer konusunda merak ettiğim bir başka konu ise geçen yılla ilgili.
-Geçen yıl devre arasında Daum transfer isterken, siz yönetime gerek yok raporu verdiniz mi?
"Kesinlikle hayır" diyor, Şekip Mosturoğlu da onaylıyor.
Mosturoğlu'nun transferin geç kalmasıyla ilgili yorumu da net.
-Bizim ilgilendiğimiz oyuncular arasında serbest kalmış, satış listesinde olan oyuncu yok. Aksine takımlarının vazgeçilmez oyuncularını istiyoruz. Biz Semih, Gökhan, Güiza gibi gol krallarının üzerine bir oyuncu almaya çalışıyoruz. Bu durumda transferin hemen bitmemesi normal. Bu kolay bir yol değil.
Aykut Kocaman'ın en çok bu konuda isyan ettiğini de söylemem lazım. İşlerin bu kadar kolay sanılmasına inanamadığını söylüyor.
Ve bir de önemli bir ek yapıyor. Bir oyuncunun Fenerbahçe'yi istemesi önemli. Kafasında başka bir lig, başka bir kulüp varsa onu tutmak ya da almanın mantıklı olmadığını söylüyor. Bu söylediklerinin Lugano'yla alakalı olmadığını belirtmem lazım. Mosturoğlu da Uruguaylı'nın sözleşmesindeki ilgili şarta rağmen hiçbir teklif gelmediğini söylüyor.
Yani Lugano kalıyor.
Peki bu kiminle ilgili. Bana kalırsa çok geç kararını veren Krasiç ve kafasını bir türlü toplayamayan, ama Aykut Kocaman'ın aslında çok beğendiği Güiza olduğunu tahmin ediyorum. Kuvvetle...