Bakan Erdün'den EPDK'ya sert tepki
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün'den önemli bir açıklama...
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün ' den önemli bir açıklama . . . Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün , ' ' Türkiye ' nin diğer bölgelerine ( Doğu ve Güneydoğu ) yapılacak yatırımlarla ilgili de elbette Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği ( TÜSİAD ) üyelerinden de bütün sanayicilerden de daha fazla destek ve hassasiyet bekliyoruz ' ' dedi .
Ergün , ' ' Seramik Sanayi Buluşması ' ' nda gazetecilerin sorularını yanıtlarken , sivil toplum örgütlerinin kendi alanları dışındaki diğer alanlarda da zaman zaman fikir beyan edeceklerini belirtti .
' ' Belirtilen görüşler , sizin düşüncelerinizle bizim düşüncelerimizle mutabık olmak zorunda değil ' ' diyen Ergün , demokrasi varsa , özgürlük alanı genişleyecekse , sivil toplum örgütlerinin de belli konulardaki görüş ve düşüncelerinin olacağını kaydetti .
Ergün , bu görüş ve düşünceleri ifade etmelerinin başka faaliyetlerle kıyaslanmaması ve kısıtlanmaması gerektiğini dile getirerek , eğer başka faaliyetleri konusunda aksaklıklar , eleştirilecek konular varsa onları bağımsız bir şekilde ele almanın ve değerlendirmenin mümkün olduğunu anlattı .
Sivil toplum örgütlerine , ' ' Sen kendi faaliyet alanlarındaki şu faaliyetlerini sürdürmüyorsun ' ' denilebileceğini ifade eden Ergün , ama bu durumun , onların öteki konulardaki düşünce açıklamasını kısıtlayacak bir durum olmayacağını vurguladı .
Ergün , ' ' TÜSİAD üyeleri Türkiye ' de üretimin , ihracatın istihdamın önemli bir bölümünü gerçekleştiriyorlar . Türkiye ' nin diğer bölgelerine yapılacak yatırımlarla ilgili de elbette TÜSİAD üyelerinden de bütün sanayicilerden de daha fazla destek ve hassasiyet bekliyoruz . Çünkü Türkiye bütün bölgelerini özel sektör eliyle kalkındıracaktır ' ' diye konuştu .
Özel sektörün Türkiye ' nin kalkınmasında çok önemli bir rolü olduğuna işaret eden Ergün , ( Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde ) altyapı , güvenlik ve diğer konular halloldukça o bölgedeki yatırımların da artacağına işaret etti .
Ergün , teşviklerin tek başına yatırımları arzu ettikleri hızda ve miktarda bazı bölgelere götürmeye yetmediğini ya da teşviklerden bütün illerin aynı oranda yararlanma imkanına sahip olmadığını anlattı .
Yatırımların alt yapısı , güvenliği , diğer unsurlara birlikte var olan yerlere öncelikle gittiğine işaret eden Ergün , kendilerinin Doğu ve Güneydoğu ile ilgili değişik zamanlarda ortaya koydukları teşvik modelleri belli oranda bazı firmaların bölgede yatırım yapmalarını sağladığını , ancak bu yatırımların arzu ettikleri seviyede olmadığını anlattı .
' ' BERABER NE YAPABİLİRİZ? BUNU PLANLAYALIM ' '
Ergün , ' ' Fakat mesele birbirimizi bu veya şu şekilde eleştirmekten ziyade oturalım ' beraber ne yapabiliriz ' bunu planlayalım . İster TÜSİAD üyeleri olsun , ister MÜSİAD üyeleri olsun , ister TUSKON olsun , ASKON olsun . Hepsiyle birlikte Türkiye ' nin içeride ve dışarıda yapması gereken siyasi ve ekonomik hamleleri müzakere etmek , birlikte adım atmak önemlidir . Yoksa sivil toplum örgütlerine doğrudan doğruya ' siz şu düşünceleri söylediniz ama siz de şunu yapmadınız ' gibi bir politika izlemenin doğru bir yaklaşım olduğunu düşünmüyorum ' ' şeklinde konuştu .
Teşvik sisteminin Düzce , Çorum , Malatya , Kahramanmaraş , Osmaniye gibi bazı illerde çok önemli katkılar sağladığını bildiren Ergün , ekonomik kriz döneminde son ortaya koydukları teşvik sisteminin yatırımcılar açısından , bazı uluslararası gelişmelere göre , bazı tedirginlikleri aşamadıkları için yatırım yapma arzularını tam canlandırmamış olabileceğini kaydetti .
Nihat Ergün , Türkiye ekonomisinin bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 11 , 7 ' lik bir büyüme performansı yakaladığını anımsatarak , bu büyüme performansının önümüzdeki çeyreklerde de devam edeceğini , bunun bile başlı başına yerli ve yabancı yatırımcıların Türkiye ' de yatırım yapma konusunda istekli olmalarını sağlayacağını anlattı .
YENİ EKONOMİK MODEL
Bir gazetecinin , özel sektörün yatırım konusunda iştahlı olmadığı bölgeye devlet eliyle yatırım yapılması yorumu üzerine , yeni bir ekonomik modele geçişin işaretlerini taşıyacak kararların çok önemli kararlar olduğuna , bu kararların ayaküstü alınacak kararlar olmadığına dikkati çeken Ergün , şunları kaydetti :
' ' Piyasa ekonomisi modelinden adeta karma ekonomi modeline hatta devletçi modele yeniden yaklaşma eğilimlerine doğru giden taleplere çok dikkatli ve itinalı yaklaşmak lazım . Baştan çok parlak gibi görülebilir ama bunun orta ve uzun vadede nasıl bir maliyetinin olacağını iyi hesap etmek lazım . Bir ekonomik model değişikliğine doğru gittiğiniz zaman bu sizi siyasi model değişikliğine de götürebilir . Çünkü ekonomik sistemlerle siyasi sistemler arasında yakın ilişki var .
Eğer piyasa ekonomisi modelini esas alıyorsanız , özel sektör eliyle Türkiye ' nin kalkınmasını ilerlemesini esas alıyorsanız . Sisteminiz özgürlükçü ve demokratik ve yerel yönetimleri daha çok güçlendiren , yetki devrine dayanan bir model olmalıdır . Ama ekonomik modeliniz karma ekonomiye veya devletçi ekonomik modele doğru yaklaşırsa o zaman siyasi modeliniz de daha otoriter , daha demokrasiden uzak , daha merkeziyetçi modele doğru kayma eğilimi gösterecektir . Onun için bunları böyle birlikte ele alınması , bir model değişikliği çağrıştıracak yaklaşımlara karşı son derece temkinli bakılması lazım . ' '
DOĞU ' YA DEVLET YATIRIMI
Bugün sektör stratejileriyle ilgili bir çalışma yürüttüklerini , genel olarak sanayi strateji belgesini hazırladıktan sonra alt sektörlerin strateji belgelerini oluşturmaya başladıklarını anımsatarak , şunları kaydetti :
' ' İçeride de bizi daha hızlı hareket etmeye sevk edecek siyasi reformlara ihtiyacımız var . Mesela Yargı reformuna ihtiyacımız var . İçeride yıllardır üzerimizde yük olarak taşıdığımız politik sorunların çözümüne ihtiyacımız var . Türkiye ' de alevi vatandaşlarımızın dini kimlik sorunları varsa bu sorunları hızlı bir şekilde çözüme kavuşturalım . Kürt vatandaşlarımızın etnik kimlik sorunu varsa bunları , demokrasi , insan hakları , hukuk devleti içinde çözüme kavuşturalım ve daha fazla üzerimizde taşımayalım .
Çünkü ağırlık meydana getiriyor ve Türkiye ' nin hızını yavaşlatan unsurlar haline geliyor . Öbür taraftan terör sorunu ile karşı karşıyayız . Bu sorunu uluslararası , bölgesel ilişkileri güçlendirerek ve yeni yaklaşımlar geliştirerek , taşınamaz hale gelmiş olan terör sorununu çözüme kavuşturalım ve Türkiye ' nin üzerindeki bu yükleri de atalım . O zaman güvenlik , bölgesel altyapı sorunlarını , etnik ve dini kimlik sorunlarını aşmış bir Türkiye olduğumuz da bizim doğu ve güneydoğuda yerli ve yabancı sermaye yatırımları konusunu bu kadar farklı mekanizmalar geliştirmek şeklinde tartışmayacağız zaten . ' '
Nihat Ergün , mevcut mekanizmalar oradaki potansiyelin harekete geçmesi için kendilerine çok büyük fırsatlar sunduğunu dile getirerek , Diyarbakır ' da özellikle mermer sektörünün çok geliştirilebileceğini , Türkiye ' nin en güzel ve zengin mermer yataklarından birisinin Diyarbakır ' da bulunduğunu anlattı .
Diyarbakır ' da 30 ' a yakın mermer çeşidi olduğunu , Orta Doğu pazarlarına çok yakın bir nokta bulunduğunu , ancak bu sektörü burada geliştiremediklerine işaret eden Ergün , yatırımcının buraya gitmemesi , nitelikli iş gücü ve yatırımcı ile bir organizasyon kurulmamış olması nedeniyle sektörün orada ' ' el yordamı ' ' ile gittiğini belirtti .
Ergün , biz o sektörün orada gelişmesi için bir çalışma başlattıklarını bildirerek , bu sorunların çözülmesi Türkiye ' nin bölgesel kalkınma dengesizliklerini de ortadan kaldıracak bir fırsat alanı açacağını söyledi .
' ' KUR KONUSUNU SADECE BELLİ SEKTÖRLERİN , BELLİ PAZARLARDA YAŞAMIŞ OLDUĞU SORUNLAR BOYUTUYLA ELE ALIRSAK BAŞKA BİR SONUCA VARIRIZ ' '
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün , Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu ' nun ( EPDK ) elektrik fiyatlarında indirim kararını iptal etmesiyle ilgili olarak kurumun , bu tür ileri geri adımlarla piyasada tedirginliğe yol açmaması gerektiğini belirterek , ' ' İndirime gittim diyorsa , uygulamalı . Üç gün sonra ' yanlış yapmışız , pardon indirimi geri aldık ' gibi bir yaklaşım doğru bir yaklaşım değil ' ' diye konuştu .
Türkiye ' nin rekabet gücünü ucuz enerji , ucuz hammadde , ucuz işçilikle yakalayamayacağına vurgu yapan Ergün , Türkiye ' nin kısa vadede böyle bir şansı olmadığını belirtti .
Bakan Ergün , diğer ülkelerin Türkiye ' ye göre bu alanlarda çok daha avantajlı oldukları için , Türkiye ' nin ucuz enerji , ham madde , işçilik gibi rekabet avantajlarını ararsa , rekabeti çok geride aramış olacağını , Türkiye ' nin rekabeti daha ileride araması gerektiğini anlattı .
Türkiye ' ye , ileri teknoloji , Ar-Ge , inovasyon , tasarım gibi alanların rekabet avantajı sağlayacağını ifade eden Ergün , enerji fiyatlarını çok yüksek rekabet avantajı sağlayacak noktalara çekmenin bugün itibariyle mümkün görünmediğini söyledi .
Bakan Ergün , Türkiye ' nin enerji de dışa bağımlılık konusunda yüksek bir noktada olduğunu anımsatarak , nükleer enerjinin Türkiye ' yi bu konuda büyük ölçüde rahatlatacağını belirtti .
Türkiye ' nin nükleer enerjiyle hem daha temiz , güvenli ve daha ucuz bir enerjiye ulaşmış olacağına işaret ederek , O konudaki yatırımları hızlandırdıklarını bildirdi .
Ergün , ' ' Enerji fiyatlarında özellikle EPDK bu tür ileri geri adımlarla piyasada tedirginliğe yol açmamalı . Bundan sonraki adımlarını iyi hesaplamalı . Eğer enerji fiyatlarında ben bir indirime gittim diyorsa o indirimi uygulamalı . Üç gün sonra yanlış yapmışız pardon indirimi geri aldık gibi bir yaklaşım doğru bir yaklaşım değil . En azından piyasalar açısından ciddi bir sorunla karşı karşıya kalabiliriz . Dolayısıyla EPDK ' nın bu yaklaşımı bundan sonrası için en azından daha sağlıklı adımlar atmasına vesile olmalı . EPDK keşke attığı adımı kısa zaman sonra bir geri adım olarak ortaya koymasaydı . Bu tür kararlar alınırken iyi hesaplanarak alınması ve açıklanması gereken kararlardır ' ' diye konuştu .
Bir gazetecinin sorusu üzerine ' ' İkinci yarıda işlerin kötüye gideceğine dair hangi işaret var ' ' diyen Ergün , Türkiye ' de kötümserlik havası meydana getirme anlayışının 2008 yılının ortalarından beri devam ettiğini ifade etti .
' ' EKONOMİK KRİZLER İKTİDAR MÜCADELESİ İÇİN KULLANILIYOR ' '
Ergün , Türkiye ' de ekonomik krizlerin iktidar mücadelesinin bir aygıtı olarak kullanılabildiğine işaret ederek , ekonomik krizlerin derinleşmesinin arzu edildiğini , ekonomik krizin derinlemesinin ' ' hükümeti sıkıştırmanın ' ' en etkili yollarından biri olarak görüldüğünü belirtti .
Ekonominin yüzde 60 ' ının psikoloji olduğunu belirten Ergün , eğer insanlara kötümserlik aşılanırsa , yatırımcının yatırım yapmayacağını , ihracatçının çalışmayacağını , herkesin içine kapanacağını , ekonominin küçüldükçe küçüleceğini ve umutsuzlukların artacağını anlattı .
Nihat Ergün , Türkiye ' nin 2010 yılının ilk çeyreğinde yüzde 11 , 7 büyüdüğünü anımsatarak , ikinci çeyrekte de yüzde 6 ile 8 arasında bir büyüme gerçekleşeceğini , 2010 yılını ise yüzde 6 ve üzerinde bir büyüme ile kapatmasının beklendiğini söyledi .
' ' Dünyadaki ve Türkiye ' deki hiç bir veri ikinci yarıya ilişkin olumsuz yaklaşımları desteklemiyor ' ' diyen Ergün , bu yaklaşımları , 2008 yılının ikinci yarısı ile 2009 ' un ilk yarısından itibaren krizin ortasındaki ' ' olumsuz yaklaşımlara ' ' paralel olarak gördüğünü belirtti .
Nihat Ergün , sözlerini şöyle sürdürdü :
' ' Bir huyumuz daha var . O da şu ; Türkiye için bir sürü olumlu göstergeler var . Ama ABD ' de , İngiltere ' de , Almanya ' da , Rusya ' da , Çin ' de bir yerde bir makale çıkmış . Çok fazlada kimsenin okumadığı bir gazetede bir makale . Az sayıda okuyucusu olan ve her zaman Türkiye hakkında kötümser yazılar yazan iki tane adam orada makale yazmış . Nasıl oluyorsa bizde manşet olma değeri kazanıyor bunlar . O makalenin içeriği bir anda bizde manşet oluyor bazı gazetelerimizde . . . Nasıl oluyor? Yani ne buluyorsunuz onda da bunu manşet yapabiliyorsunuz? Adam Türkiye hakkında kötümser bir analiz yapınca . . . ' '
KUR
Ekonomi ve siyasetin her şeyin tartışılabileceği bir alan olduğuna işaret eden Ergün , döviz kurunun da tartışılabileceğini , zaten tartışıldığını belirtti .
Ergün , kurla ilgili çok değişik fikirlerin zaman zaman ifade edildiğine değinerek , kur konusunun Merkez Bankası ' nın fiyat istikrar politikasıyla , Türkiye ' nin borçlanmasıyla , Türkiye ' deki büyüme rakamlarıyla ele alınarak değerlendirilmesi gereken bir mesele olduğunu anlattı .
' ' Olayı sadece belli sektörlerin , belli pazarlarda yaşamış olduğu sorunlar boyutuyla ele alırsak başka bir sonuca varırız ' ' diyen Ergün , Ama Türkiye ' deki fiyat istikrarı , toplamda ihracatın artışı , cari açık , Türkiye ' nin borçlanma ve borç ödeme potansiyeli gibi konularla birlikte ele alındığı zaman varılacak netice ve uygulanacak politikanın farklı olduğunu kaydetti .
Ergün , Kur konusunun tartışılabileceğine , bu tartışmaların kendilerini sektörel olarak bazı tedbirler almaya yöneltiyorsa bu tedbirlerin ne olacağını ortaya koyacaklarını bildirerek , şunları kaydetti :
' ' Bu tedbir illa da kur tedbiri olmayabilir . Başka bir tedbirle de onu aşma imkanı vardır . Ama Kur ' da tartışılabilir . Kur ' un tartışılmasına engel bir durum yok . Fakat şunu yapmayalım ; Kısa vadeli dalgalanmalar oluyor bazen kısa vadeli dalgalanmalar bizi politika değişikliğine sevk edebiliyor . Biraz sabredelim .
Şu anda avro piyasasında bir farklılık var . Avro karşısında TL değer kazandı . Ama dolar konusunda beklentiler istikametinde bir fiyat oluştu . Şimdi dolarla satanların yaklaşımı ile avro ile satanların yaklaşımı biraz farklılaştı doğal olarak . Ama bundan bir iki ay öncesinde durum daha farklıydı . Bu dengeler daha orta vadede farklı yerde oluşabilir . ' Hemen politika değişikliği , hemen bir durum değerlendirmesi yapıp acil kararlar almalıyız ' gibi bir yaklaşımı ben şahsen doğru bulmam . ' '
Akşam
