Genelkurmay Basın Bilgilendirme Toplantısı
Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak ,Yüksek Askeri Şura'nın olağan toplantısının 1-4 Ağustos 2010 tarihlerinde yapılacağını belirterek, "Devam eden yargı sürecinde adı geçen Türk Silahlı Kuvvetleri personeline nasıl bir işlem yapılacağı, Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nun 65
Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak ,Yüksek Askeri Şura'nın olağan toplantısının 1-4 Ağustos 2010 tarihlerinde yapılacağını belirterek, "Devam eden yargı sürecinde adı geçen Türk Silahlı Kuvvetleri personeline nasıl bir işlem yapılacağı, Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nun 65. maddesinde yazılıdır. Bu kanun gizli değildir. Her yerde bulunup okunabilir. Çok net olan bu kanun okunmadan yapılan yorumlar ve ortaya atılan iddialar gayri ciddidir.
Yasadaki sınırlamalar dışındaki tüm diğer konular Yüksek Askeri Şura'nın takdirinde olan konulardır" dedi.
Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, Genelkurmay'da düzenlediği bilgilendirme toplantısında son günlerde artan terör olayları ve bazı basın yayın organlarında yer TSK personeli hakkındaki haberlere ilişkin açıklamalarda bulundu. Son günlerde çeşitli basın yayın organlarında Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bazı askeri personelin kamuoyunca HERON diye bilinen ve Güneydoğu'da görev yapan İnsansız Hava Araçları'nı (İHA) düşürmeye çalıştıkları ile ilgili iddialara yer
verildiğini hatırlatan Gürak, "Öncelikle bu konu, basında yer aldığı gibi ne isim, ne rütbe ne de kimliği belli edecek hiçbir bilgisi olmayan iki belirsiz kişi arasında geçen bir konuşma metninin MİT'ten Genelkurmay Başkanlığı'na 25 Ekim 2007 tarihinde gönderilmesi ile başlamıştır. Konuşma metni, Genelkurmay Başkanlığı'nca incelenmiş ve 26 Ekim 2007 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na gönderilmiştir. Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na gönderilme sebebi ise o tarihte İsrail'den kiralanan tek İHA'nın Kara
Kuvvetleri'nin kontrolünde Batman'da konuşlu olmasındandır. Kara Kuvvetleri Komutanı tarafından 28 Ekim 2007 tarihinde verilen soruşturma emrini müteakip Kara Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından derhal soruşturmalara başlanmış, olayla ilgili olarak aynı gün dinleme kararları alınmış ve soruşturma genişletilmiştir. Bugün itibariyle soruşturmanın uzun sürmesi elbette eleştiri konusu olabilir. Ancak soruşturmanın uzun sürmesinde kasıt olduğunu ileri sürmek yanlıştır. Geniş bir yelpazede olayla
ilgili olabileceği düşünülen tüm şahıslar, mahkeme kararı ile dinlenecek, ses analizleri yapılacak, kimlikleri tespit edilecek, bu şahısların ifadeleri alınacak ve neticede bir sonuca ulaşılacaktır. Bu işlemler ise doğal olarak zaman almaktadır. Ayrıca bu süreçte istihbarat kaynaklarından ilave bilgi talep edilmiştir. Soruşturmanın Kara Kuvvetleri Komutanlığı'ndan Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na aktarılmasının nedeni ise, soruşturma kapsamında belirlenen iki askeri personelin Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nda
görevli olmalarıdır. Nitekim soruşturmayı devralan Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcısı da ilave birtakım araştırmalarla, soruşturmayı daha da derinleştirmiştir. Ancak 25 Ekim 2007 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı'na gönderilen konuşma metninin, bütün uğraşlara rağmen delillendirilememesi nedeniyle soruşturmada istenen mesafe alınamamıştır. Diğer taraftan soruşturmayı yürüten savcıya 26 Mart 2009 tarihinde gelen bir ihbar CD'sinin incelenmesi neticesinde, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı
tarafından 19 Şubat 2010 tarihinde verilen yetkisizlik kararından sonra ilgili dosya Milli Savunma Bakanlığı'nca, 18 Mayıs 2010 tarihinde görevli savcılık olarak belirlenen Genelkurmay Askeri Savcılığı'na intikal ettirilmiştir. Halen Genelkurmay Askeri Savcılığı konu üzerindeki delil tespiti işlemleriyle ilgili çalışmasını çok yönlü olarak sürdürmektedir" dedi.
Bazı medya organlarında sürekle olarak adı zikredilen bir amiralin ise o tarihte bulunduğu karargahta İHA ile ilgili bir görevinin bulunmadığının altını çizen Gürak, adı geçen amiralin 5 Kasım 2007 tarihinden sonra Savunma İşbirliği Ofisi'nde ABD ile istihbaratın paylaşımı maksadıyla görevlendirildiğini, adı geçen amiralin bu iddiaları ortaya atanlar hakkında yasal haklarını kullanacağını söyledi. İsrail'den kiralanan HERON İnsansız Hava Aracı'nın 14 Temmuz 2008 tarihinde düşmesi ile ilgili çeşitli
iddiaların bu olayla ilgilendirilmeye çalışıldığını da belirten Gürak, "O tarihte İsrail'den kiralık olarak alınıp kullanılan HERON İnsansız Hava Aracı, İsrailli personel tarafından kullanılmaktaydı ve HERON iniş esnasında meydana gelen kırım sonucu kullanılamaz hale gelmişti" diye konuştu.
Yüksek Askeri Şura'nın olağan toplantısının 1-4 Ağustos 2010 tarihlerinde yapılacağını kaydeden Tuğgeneral Gürak, "Devam eden yargı sürecinde adı geçen Türk Silahlı Kuvvetleri personeline nasıl bir işlem yapılacağı, Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nun 65. maddesinde yazılıdır. Bu kanun gizli değildir. Her yerde bulunup okunabilir. Çok net olan bu kanun okunmadan yapılan yorumlar ve ortaya atılan iddialar gayri ciddidir. Yasadaki sınırlamalar dışındaki tüm diğer konular Yüksek Askeri Şura'nın
takdirinde olan konulardır" dedi.
(DUY-CC-Y)
Yasadaki sınırlamalar dışındaki tüm diğer konular Yüksek Askeri Şura'nın takdirinde olan konulardır" dedi.
Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, Genelkurmay'da düzenlediği bilgilendirme toplantısında son günlerde artan terör olayları ve bazı basın yayın organlarında yer TSK personeli hakkındaki haberlere ilişkin açıklamalarda bulundu. Son günlerde çeşitli basın yayın organlarında Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bazı askeri personelin kamuoyunca HERON diye bilinen ve Güneydoğu'da görev yapan İnsansız Hava Araçları'nı (İHA) düşürmeye çalıştıkları ile ilgili iddialara yer
verildiğini hatırlatan Gürak, "Öncelikle bu konu, basında yer aldığı gibi ne isim, ne rütbe ne de kimliği belli edecek hiçbir bilgisi olmayan iki belirsiz kişi arasında geçen bir konuşma metninin MİT'ten Genelkurmay Başkanlığı'na 25 Ekim 2007 tarihinde gönderilmesi ile başlamıştır. Konuşma metni, Genelkurmay Başkanlığı'nca incelenmiş ve 26 Ekim 2007 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na gönderilmiştir. Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na gönderilme sebebi ise o tarihte İsrail'den kiralanan tek İHA'nın Kara
Kuvvetleri'nin kontrolünde Batman'da konuşlu olmasındandır. Kara Kuvvetleri Komutanı tarafından 28 Ekim 2007 tarihinde verilen soruşturma emrini müteakip Kara Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından derhal soruşturmalara başlanmış, olayla ilgili olarak aynı gün dinleme kararları alınmış ve soruşturma genişletilmiştir. Bugün itibariyle soruşturmanın uzun sürmesi elbette eleştiri konusu olabilir. Ancak soruşturmanın uzun sürmesinde kasıt olduğunu ileri sürmek yanlıştır. Geniş bir yelpazede olayla
ilgili olabileceği düşünülen tüm şahıslar, mahkeme kararı ile dinlenecek, ses analizleri yapılacak, kimlikleri tespit edilecek, bu şahısların ifadeleri alınacak ve neticede bir sonuca ulaşılacaktır. Bu işlemler ise doğal olarak zaman almaktadır. Ayrıca bu süreçte istihbarat kaynaklarından ilave bilgi talep edilmiştir. Soruşturmanın Kara Kuvvetleri Komutanlığı'ndan Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na aktarılmasının nedeni ise, soruşturma kapsamında belirlenen iki askeri personelin Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nda
görevli olmalarıdır. Nitekim soruşturmayı devralan Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcısı da ilave birtakım araştırmalarla, soruşturmayı daha da derinleştirmiştir. Ancak 25 Ekim 2007 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı'na gönderilen konuşma metninin, bütün uğraşlara rağmen delillendirilememesi nedeniyle soruşturmada istenen mesafe alınamamıştır. Diğer taraftan soruşturmayı yürüten savcıya 26 Mart 2009 tarihinde gelen bir ihbar CD'sinin incelenmesi neticesinde, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı
tarafından 19 Şubat 2010 tarihinde verilen yetkisizlik kararından sonra ilgili dosya Milli Savunma Bakanlığı'nca, 18 Mayıs 2010 tarihinde görevli savcılık olarak belirlenen Genelkurmay Askeri Savcılığı'na intikal ettirilmiştir. Halen Genelkurmay Askeri Savcılığı konu üzerindeki delil tespiti işlemleriyle ilgili çalışmasını çok yönlü olarak sürdürmektedir" dedi.
Bazı medya organlarında sürekle olarak adı zikredilen bir amiralin ise o tarihte bulunduğu karargahta İHA ile ilgili bir görevinin bulunmadığının altını çizen Gürak, adı geçen amiralin 5 Kasım 2007 tarihinden sonra Savunma İşbirliği Ofisi'nde ABD ile istihbaratın paylaşımı maksadıyla görevlendirildiğini, adı geçen amiralin bu iddiaları ortaya atanlar hakkında yasal haklarını kullanacağını söyledi. İsrail'den kiralanan HERON İnsansız Hava Aracı'nın 14 Temmuz 2008 tarihinde düşmesi ile ilgili çeşitli
iddiaların bu olayla ilgilendirilmeye çalışıldığını da belirten Gürak, "O tarihte İsrail'den kiralık olarak alınıp kullanılan HERON İnsansız Hava Aracı, İsrailli personel tarafından kullanılmaktaydı ve HERON iniş esnasında meydana gelen kırım sonucu kullanılamaz hale gelmişti" diye konuştu.
Yüksek Askeri Şura'nın olağan toplantısının 1-4 Ağustos 2010 tarihlerinde yapılacağını kaydeden Tuğgeneral Gürak, "Devam eden yargı sürecinde adı geçen Türk Silahlı Kuvvetleri personeline nasıl bir işlem yapılacağı, Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nun 65. maddesinde yazılıdır. Bu kanun gizli değildir. Her yerde bulunup okunabilir. Çok net olan bu kanun okunmadan yapılan yorumlar ve ortaya atılan iddialar gayri ciddidir. Yasadaki sınırlamalar dışındaki tüm diğer konular Yüksek Askeri Şura'nın
takdirinde olan konulardır" dedi.
(DUY-CC-Y)
