Sahte İçki Davası
Kemer İlçesinde, üç Alman öğrencinin ölümüne neden olan 'sahte içki' davasında, 3 sanığın tutukluluk halinin devamına karar verildi.
Almanya'dan geçen yıl Mart ayında tatile geldikleri Kemer'de kaldıkları otelde aldıkları alkol sonrası komaya giren 7 Alman öğrenciden 3'ünün ölümü, 4'ünün de zehirlenmesiyle ilgili açılan 'sahte içki' davasına devam edildi. 3'ü tutuklu 13 sanığın dördüncü duruşması 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Öğleden önce görülen davaya müvekkil avukatların yanında Almanya'dan gelen Jean Pieri Folkerts'in üvey babası Hans Herman ile Rafael Leca'nın babası Lars Leca da katıldı.
Alanya L Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan sanık Halil İbrahim Emmez, Vedat Karagülmez ve Cengiz Emmez'in hazır bulunduğu dava da ayrıca Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (TAPDK) avukatı Hüseyin Alkan da katılarak taraf oldu.
HASTANEYE YÜRÜYEREK GELDİLER
Kemer ilçesinde yazılı olarak ifadesi alınan ve yaklaşık 16 ay önce yaşanan olayda Alman öğrencilere ilk müdahalede bulunan Dr. Deniz Çakılkaya, 6 gencin yürüyerek hastaneye geldiklerini belirtti. Çakılkaya, şöyle konuştu: "Öğrenciler, 1 kişinin otelde odada öldüğünü ve ondan korkarak yürüyerek hastaneye gelerek tedavi olmak istediklerini belirtti. Bir süre burada tedavi ettim. Gençlere alkol dışında bir şey alıp almadıklarını sordum. Onlarda herhangi bir şey almadıklarını belirtti."
İFADELER ÇELİŞKİLİ
Hekimlerin ifadelerinde eksiklik olduğunu belirten Alman gençlerin avukatı Levent Geçerler, "Kendi hatalarını ortadan kaldırmak için sorumluluklarını kaybetmek için eksik ifade veriyorlar. Hastane kayıtları ve raporlar ile hekimlerin ifadeleri farklı. Ayrıntılar yok" diye konuştu.
Alman gençlerin diğer avukatı Deniz Yıldırım ise davaya dahil olan Almanya Lübeck Savcılık raporunun değerlendirilmesi gerektiğini ve bunların incelenmesi gerektiğini belirtti.
Tutuklu sanıklar Halil İbrahim Emmez, Vedat Karagülmez ve Cengiz Emmez de, mağdur durumda olduklarını belirterek tutukluluk kararının bozulmasını istedi.
Sanık Vedat Karagülmez'in avukatı Hakan Evcin ise olaydan 7 gün sonra Alman gençlerden rapor aldındığını ifade ederek şunları söyledi: "kan ve idrar örnekleri alınması gerekiyordu. Almanya'dan gelen belgeler incelenmeli. Adli tıptan raporun gelmesi 1 yılı bulacak. Basit bir raporu Antalya'da başka bir yerden çıkarabiliriz. Müvekkilim, devletin kontrol mekanizmasına güvendiği için o içkileri almıştır. Suçu devlete güvenmekti. Burada İçişleri Bakanlığı suçludur. TPDK suçludur. Müvekkilimin bandrollü,
yasal, faturalı aldığı ve dışarıdan gözle belli olmayan içkiyi sattığı için suçludur. Olası kasıt değil, tedbir ve dikkatsizlik vardır."
TUTUKLU SANIKLARIN YERİNE GEÇERİM
Mahkemenin başından beri salonda bulunan ve olayda hayatını kaybeden Rafael Leca'nın babası Lars Leca ise Türk devletine güvendiğini belirtti. Leca, şunları söyledi: "Satan kaçak olduğunu bilmiyordu. Benim oğlumda sahte olduğunu bilmiyordu. Bilmediği için de bunu hayatı ile ödedi. Cezaevinde tutuklu bulunan sanıklar mağdur olduklarını ve çocuklarını özlediklerini söylüyor. Ben onlarla yer değiştirebilirim. Çünkü çocukları var. Benim öyle bir şansım yok" ifadesini kullandı.
DAVA ERTELENDİ
Kısa bir süre sonra duruşmaya ara verildi. Tekrar toplanan mahkeme heyeti, adli tıp raporunun beklenmesine Almanya'dan gelen raporların incelenmesine karar verdi. Tutuklu sanıkların tahliye taleplerini reddederek davayı 7 Eylül tarihine erteledi.
OLAY NASIL OLMUŞTU
Almanya'da bir yüksek okulda öğrenim gören 11 kişilik öğrenci grubu, tatillerini geçirmek için Antalya'nın Kemer İlçesinde bir otele gelmiş, 22 Mart 2008 tarihinde tesise gelen öğrencilerden 7'si 3 gün boyunca aşırı alkol alınca komaya girmişti. Öğrencilerden Rafael Leca (22) otel odasında, Jean Pieri Folkerts (18) ile Jan Lange (20) ise özel uçakla götürüldükleri Almanya'daki hastanede yaşamını yitirmişti.
Dustın Krabbe (18), Hendrik Barkow (18), Vanessa Cwıklınskı (18) ve Vıncent Feyerabend (19) ise tedavi edilmişti.
Olayla ilgili otel görevlileri ve otele içki tedarik eden firmadan 7 kişi tutuklanmış, soruşturmayı tamamlayan Kemer Cumhuriyet Savcılığı, iddianameyi Antalya'ya göndermişti. Sanıklardan 4'ü itirazlar üzerine çeşitli zamanlarda tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.
Savcılık, 'Olası kastla insan öldürmek', 'İnsan öldürmeye teşebbüs' ve '4733 Sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanuna Muhalefet' suçlarından 3'ü tutuklu 13 sanık hakkında 5'er yıldan 20'şer yıla kadar hapis cezası istemişti.
(ÇY-CE-HO-Y)
Öğleden önce görülen davaya müvekkil avukatların yanında Almanya'dan gelen Jean Pieri Folkerts'in üvey babası Hans Herman ile Rafael Leca'nın babası Lars Leca da katıldı.
Alanya L Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan sanık Halil İbrahim Emmez, Vedat Karagülmez ve Cengiz Emmez'in hazır bulunduğu dava da ayrıca Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (TAPDK) avukatı Hüseyin Alkan da katılarak taraf oldu.
HASTANEYE YÜRÜYEREK GELDİLER
Kemer ilçesinde yazılı olarak ifadesi alınan ve yaklaşık 16 ay önce yaşanan olayda Alman öğrencilere ilk müdahalede bulunan Dr. Deniz Çakılkaya, 6 gencin yürüyerek hastaneye geldiklerini belirtti. Çakılkaya, şöyle konuştu: "Öğrenciler, 1 kişinin otelde odada öldüğünü ve ondan korkarak yürüyerek hastaneye gelerek tedavi olmak istediklerini belirtti. Bir süre burada tedavi ettim. Gençlere alkol dışında bir şey alıp almadıklarını sordum. Onlarda herhangi bir şey almadıklarını belirtti."
İFADELER ÇELİŞKİLİ
Hekimlerin ifadelerinde eksiklik olduğunu belirten Alman gençlerin avukatı Levent Geçerler, "Kendi hatalarını ortadan kaldırmak için sorumluluklarını kaybetmek için eksik ifade veriyorlar. Hastane kayıtları ve raporlar ile hekimlerin ifadeleri farklı. Ayrıntılar yok" diye konuştu.
Alman gençlerin diğer avukatı Deniz Yıldırım ise davaya dahil olan Almanya Lübeck Savcılık raporunun değerlendirilmesi gerektiğini ve bunların incelenmesi gerektiğini belirtti.
Tutuklu sanıklar Halil İbrahim Emmez, Vedat Karagülmez ve Cengiz Emmez de, mağdur durumda olduklarını belirterek tutukluluk kararının bozulmasını istedi.
Sanık Vedat Karagülmez'in avukatı Hakan Evcin ise olaydan 7 gün sonra Alman gençlerden rapor aldındığını ifade ederek şunları söyledi: "kan ve idrar örnekleri alınması gerekiyordu. Almanya'dan gelen belgeler incelenmeli. Adli tıptan raporun gelmesi 1 yılı bulacak. Basit bir raporu Antalya'da başka bir yerden çıkarabiliriz. Müvekkilim, devletin kontrol mekanizmasına güvendiği için o içkileri almıştır. Suçu devlete güvenmekti. Burada İçişleri Bakanlığı suçludur. TPDK suçludur. Müvekkilimin bandrollü,
yasal, faturalı aldığı ve dışarıdan gözle belli olmayan içkiyi sattığı için suçludur. Olası kasıt değil, tedbir ve dikkatsizlik vardır."
TUTUKLU SANIKLARIN YERİNE GEÇERİM
Mahkemenin başından beri salonda bulunan ve olayda hayatını kaybeden Rafael Leca'nın babası Lars Leca ise Türk devletine güvendiğini belirtti. Leca, şunları söyledi: "Satan kaçak olduğunu bilmiyordu. Benim oğlumda sahte olduğunu bilmiyordu. Bilmediği için de bunu hayatı ile ödedi. Cezaevinde tutuklu bulunan sanıklar mağdur olduklarını ve çocuklarını özlediklerini söylüyor. Ben onlarla yer değiştirebilirim. Çünkü çocukları var. Benim öyle bir şansım yok" ifadesini kullandı.
DAVA ERTELENDİ
Kısa bir süre sonra duruşmaya ara verildi. Tekrar toplanan mahkeme heyeti, adli tıp raporunun beklenmesine Almanya'dan gelen raporların incelenmesine karar verdi. Tutuklu sanıkların tahliye taleplerini reddederek davayı 7 Eylül tarihine erteledi.
OLAY NASIL OLMUŞTU
Almanya'da bir yüksek okulda öğrenim gören 11 kişilik öğrenci grubu, tatillerini geçirmek için Antalya'nın Kemer İlçesinde bir otele gelmiş, 22 Mart 2008 tarihinde tesise gelen öğrencilerden 7'si 3 gün boyunca aşırı alkol alınca komaya girmişti. Öğrencilerden Rafael Leca (22) otel odasında, Jean Pieri Folkerts (18) ile Jan Lange (20) ise özel uçakla götürüldükleri Almanya'daki hastanede yaşamını yitirmişti.
Dustın Krabbe (18), Hendrik Barkow (18), Vanessa Cwıklınskı (18) ve Vıncent Feyerabend (19) ise tedavi edilmişti.
Olayla ilgili otel görevlileri ve otele içki tedarik eden firmadan 7 kişi tutuklanmış, soruşturmayı tamamlayan Kemer Cumhuriyet Savcılığı, iddianameyi Antalya'ya göndermişti. Sanıklardan 4'ü itirazlar üzerine çeşitli zamanlarda tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.
Savcılık, 'Olası kastla insan öldürmek', 'İnsan öldürmeye teşebbüs' ve '4733 Sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanuna Muhalefet' suçlarından 3'ü tutuklu 13 sanık hakkında 5'er yıldan 20'şer yıla kadar hapis cezası istemişti.
(ÇY-CE-HO-Y)