Tim 17. Olağan Genel Kurulu...(1)
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'in antisemitizmi istismar ederek tüm dünya nezdinde yaptığı katliamları örtmeye çalışmasının artık inandırıcılığını yitirdiğini vurgulayarak, "Şu anda aldığımız bazı ihbarlar üzerinde de çalışıyoruz
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'in antisemitizmi istismar ederek tüm dünya nezdinde yaptığı katliamları örtmeye çalışmasının artık inandırıcılığını yitirdiğini vurgulayarak, "Şu anda aldığımız bazı ihbarlar üzerinde de çalışıyoruz. Bunları da göreceğiz. En tepedekinden bu olaylara karışmış olanlar için suç duyurumuzu hassasiyetle yaptık, yapıyoruz ve bu işin takipçisi olacağız" dedi.
Erdoğan, İsrail'in uluslararası bazı basın kuruluşlarını ve maalesef Türkiye içinden de bazı basın kuruluşu ve yazarları kanlı politikalarının yanına çekerek, antisemitizm istismarıyla kendisini haklı gösterme çabalarının da dikkatlerinden kaçmadığını söyledi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) 17. Olağan Genel Kurulu Rixos Otel'de gerçekleştirildi. Genel Kurul'a Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bakanları Hayatı Yazıcı, Kürşat Tüzmen, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu katıldı.
Genel Kurul'da bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin ihracatçılarıyla gurur duyduğunu, ihracatçıların cesur ve kararlı bir şekilde hareket ettiklerini belirtti. Erdoğan, ihracatçıların hiçbir engele takılmadıklarını, hiçbir mazerete boyun eğmediklerini ve ihracatı bugünlere taşıdıklarını belirterek, "Hükümet olarak bize düşen neyse biz onu yaptık, yapmada da devam edeceğiz. Biz yol açtık, kapıları araladık, yoldaki engelleri temizledik, teşvik ettik ve sizler de o kapıdan girdiniz, o yoldan
yürüdünüz ve bugünlere birlikte ulaştık" dedi.
Hükümet olarak 2023 yılında dünyanın ilk 10 ekonomisi içine girme hedefini yineleyen Başbakan Erdoğan, "Bu hedefimizin içinde ihracat artışının önemli bir payı var. Çünkü ihracat odaklı bir ekonomi anlayışını benimsedik ve 7.5 yıllık süreci bu şeklide geçirdik. 2023 hedefimiz 500 milyar dolar ihracat yapmaktır. Bu asla hayal değil, ulaşılamayacak bir seviye değil. 7 yılda ihraca yaklaşık 4 kat arttı. Önümüzdeki 13 yılda bunu 5 kat daha artırabileceğimize ben inanıyorum. Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin
ve onun üyelerini de bu hedefe inandıklarını görmekten büyük memnuniyet duyuyorum" diye konuştu.
"ZORAKİ KINAMALAR, GÖNÜLSÜZ AÇIKLAMALAR"
Latin Amerika temasları hakkında da bilgi veren Erdoğan, Şili ziyareti sırasında İsrail'in Gazze'ye yardım taşıyan gemilere saldırısı ile ziyareti yarıda keserek yurda döndüklerini hatırlattı. Erdoğan şunları kaydetti:
"Bölgede çocuklar fosfor bombalarıyla öldürüldükçe, bölgede çocuk parkları bombalandıkça, kadınların gözyaşları sel olup aktıkça, hastaneler, okullar bombalandıkça, çocuklara ilaç, gıda, giyecek, oyuncak götüren, inşaat malzemesi götüren gönüllüler katledildikçe, bölgeye barış gelmez. Bölgede hiç kimse için refah ve istikrar söz konusu olmaz, olamaz. Bu saldırgan tavırlardan, bu hırçın politikalardan bölgenin hiçbir ülkesi kazanç sağlayamayacağı gibi, İsrail de, İsrail halkı da kazanç sağlayamaz.
Gazze'de Kudüs'te, Akdeniz'de bir haydut yaklaşımıyla, bir korsan yaklaşımıyla kuralsız, hukuksuz şekilde ürütülen şiddet politikalarıyla tüm dünyayı karşısına alan meydan okumalarla hiç kimse bir şey elde edemez. Birileri buna sessiz kalabilir, birileri buna göz yumabilir. Zoraki kınamalarla, gönülsüz açıklamalarla birileri bu zorbalığı teşvik edebilir. Ama biz artık bu zorbalığa bu saldırganlığa göz yummayız, boyun eğmeyiz, görmezden gelemeyiz."
Son iki gün içinde uluslararası toplumun tepkisinin çekilmesini, yanlıştan dönülmesi ve yaraların sarılması için ilk planda ne yapılması gerekiyorsa hızla yaptıklarını ve yapmaya devam ettiklerini bildiren Erdoğan, daha işlerinin bitmediğini söyledi. Erdoğan, yaralı ve gönüllülerin tümünün Türkiye'ye geldiğini de belirterek, "Türkiye olarak saldırı sonrası sesimizi yükseltmemiz, haklı tepkimizi ortaya koymamız bütün dünyanın ilgisini çekti, Gazze konusunu gündeme farklı bir şekilde getirdi ve Gazze'de 35
aydın süren ablukanın kaldırılması için yaptığımız çağrı bugün düne göre daha önemli bir karşılık buluyor. Nitekim Mısır önceki gün Refah Sınır Kapısı'nı açtığını duyurdu" dedi.
"BİZİM İSRAİL HALKIYLA DEĞİL, YÖNETİMİYLE SORUNUMUZ VAR"
İsrail hükümetinin saldırgan, hak, hukuk tanımayan, şiddeti kendisi için mubah gören politikalarının dünya genelinde daha fazla tepki çektiğini ve herkesin bu gerçeği gördüğünü belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bir süredir İsrail hükümetinin bölgede estirdiği şiddet rüzgarları, bölgeyi terörize eden saldırgan tavırları, Ortadoğu'daki barış ve istikrar için büyük bir tehlike haline geldi. İsrail hükümeti kendi ülkesini ve halkının güvenliğini tehdit eder derecede etrafına düşmanlık yaymakta ve hasmane tepkileri üzerine çekmektedir. Bu politikaların başka İsrail olmak üzere kimseye bir faydası yoktur. Bölge için de faydası yoktur, dünya barışı içinde faydası yoktur. İsrail yaklaşımlarını ivedilikle gözden
geçirmelidir. Bizim İsrail halkıyla sorunumuz yok, bizim ve insanlığın İsrail yönetimiyle sorunu var. Bunu birbirinden ayırmamız lazım. İsrail halkı pervasız politikalarıyla başını ağrıtan, güvenliğini tehlikeye atan, ülkesinin çıkarlarını ortadan kaldıran, itibar ve saygınlığını zedeleyen iktidar partilerine gereken mesajı vermelidir, diye düşünüyorum. İsrail'in uluslararası bazı basın kuruluşlarını ve maalesef Türkiye içinden de bazı basın kuruluşu ve yazarları kanlı politikalarının yanına çekerek,
antisemitizm istismarıyla kendisini haklı gösterme çabaları da dikkatimizden kaçmıyor. Defalarca söyledim, antisemitizm bir insanlık suçudur. Ben ülkemde ne Musevi vatandaşlarımızın, ne turistlerin ne diplomatların farklı bir muameleye maruz kalmasına tahammül etmem, buna izin de vermem. Tamamının güvenliği bizim teminatımız altındadır. Onlar bize emanettir. Bu noktadaki anlayışımız budur. Bu, aynı zamanda bizim değerlerimizden kaynaklanmaktadır. Bizim tarihimizin bize yüklediği sorumluluk da budur."
"ŞU ANDA ALDIĞIMIZ BAZI İHBARLAR ÜZERİNDE DE ÇALIŞIYORUZ"
İsrail'in antisemitizmi istismar ederek tüm dünya nezdinde yaptığı katliamları örtmeye çalışmanın artık inandırıcılığını yitirdiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, "Şu anda aldığımız bazı ihbarlar üzerinde de çalışıyoruz. Bunları da göreceğiz. En tepedekinden bu olaylara karışmış olanlar için suç duyurumuzu hassasiyetle yaptık, yapıyoruz ve bu işin takipçisi olacağız. İsrail'in güvenlik kaygıları, akıl, mantık ve insanlık sınırlarını aşan bir travmaya dönüşmüştür. Bu politikalar İsrail'in güvenliğini
teminat altına almamakta aksine, riske atmaktadır. Tekrar ediyorum, biz bölgemizde barış istiyoruz, huzur istiyoruz, istikrar istiyoruz. Bunu bozanlara, bozma girişiminde bulunanlara karşı da sağduyulu, onurlu gerektiğinde de en sert tepkimizi koymaktan kaçınmayacağız ve kaçınmıyoruz" dedi.
Türkiye'nin dünyadaki hiçbir devlete husumeti olmadığını ve olamayacağını belirten Erdoğan, düşman üretmek yerine, dost kazanmaya anlayışıyla, 'yurtta sulh, cihanda sulh' idealiyle hareket ettiklerini söyledi.
Erdoğan, İsrail'in uluslararası bazı basın kuruluşlarını ve maalesef Türkiye içinden de bazı basın kuruluşu ve yazarları kanlı politikalarının yanına çekerek, antisemitizm istismarıyla kendisini haklı gösterme çabalarının da dikkatlerinden kaçmadığını söyledi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) 17. Olağan Genel Kurulu Rixos Otel'de gerçekleştirildi. Genel Kurul'a Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bakanları Hayatı Yazıcı, Kürşat Tüzmen, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu katıldı.
Genel Kurul'da bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin ihracatçılarıyla gurur duyduğunu, ihracatçıların cesur ve kararlı bir şekilde hareket ettiklerini belirtti. Erdoğan, ihracatçıların hiçbir engele takılmadıklarını, hiçbir mazerete boyun eğmediklerini ve ihracatı bugünlere taşıdıklarını belirterek, "Hükümet olarak bize düşen neyse biz onu yaptık, yapmada da devam edeceğiz. Biz yol açtık, kapıları araladık, yoldaki engelleri temizledik, teşvik ettik ve sizler de o kapıdan girdiniz, o yoldan
yürüdünüz ve bugünlere birlikte ulaştık" dedi.
Hükümet olarak 2023 yılında dünyanın ilk 10 ekonomisi içine girme hedefini yineleyen Başbakan Erdoğan, "Bu hedefimizin içinde ihracat artışının önemli bir payı var. Çünkü ihracat odaklı bir ekonomi anlayışını benimsedik ve 7.5 yıllık süreci bu şeklide geçirdik. 2023 hedefimiz 500 milyar dolar ihracat yapmaktır. Bu asla hayal değil, ulaşılamayacak bir seviye değil. 7 yılda ihraca yaklaşık 4 kat arttı. Önümüzdeki 13 yılda bunu 5 kat daha artırabileceğimize ben inanıyorum. Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin
ve onun üyelerini de bu hedefe inandıklarını görmekten büyük memnuniyet duyuyorum" diye konuştu.
"ZORAKİ KINAMALAR, GÖNÜLSÜZ AÇIKLAMALAR"
Latin Amerika temasları hakkında da bilgi veren Erdoğan, Şili ziyareti sırasında İsrail'in Gazze'ye yardım taşıyan gemilere saldırısı ile ziyareti yarıda keserek yurda döndüklerini hatırlattı. Erdoğan şunları kaydetti:
"Bölgede çocuklar fosfor bombalarıyla öldürüldükçe, bölgede çocuk parkları bombalandıkça, kadınların gözyaşları sel olup aktıkça, hastaneler, okullar bombalandıkça, çocuklara ilaç, gıda, giyecek, oyuncak götüren, inşaat malzemesi götüren gönüllüler katledildikçe, bölgeye barış gelmez. Bölgede hiç kimse için refah ve istikrar söz konusu olmaz, olamaz. Bu saldırgan tavırlardan, bu hırçın politikalardan bölgenin hiçbir ülkesi kazanç sağlayamayacağı gibi, İsrail de, İsrail halkı da kazanç sağlayamaz.
Gazze'de Kudüs'te, Akdeniz'de bir haydut yaklaşımıyla, bir korsan yaklaşımıyla kuralsız, hukuksuz şekilde ürütülen şiddet politikalarıyla tüm dünyayı karşısına alan meydan okumalarla hiç kimse bir şey elde edemez. Birileri buna sessiz kalabilir, birileri buna göz yumabilir. Zoraki kınamalarla, gönülsüz açıklamalarla birileri bu zorbalığı teşvik edebilir. Ama biz artık bu zorbalığa bu saldırganlığa göz yummayız, boyun eğmeyiz, görmezden gelemeyiz."
Son iki gün içinde uluslararası toplumun tepkisinin çekilmesini, yanlıştan dönülmesi ve yaraların sarılması için ilk planda ne yapılması gerekiyorsa hızla yaptıklarını ve yapmaya devam ettiklerini bildiren Erdoğan, daha işlerinin bitmediğini söyledi. Erdoğan, yaralı ve gönüllülerin tümünün Türkiye'ye geldiğini de belirterek, "Türkiye olarak saldırı sonrası sesimizi yükseltmemiz, haklı tepkimizi ortaya koymamız bütün dünyanın ilgisini çekti, Gazze konusunu gündeme farklı bir şekilde getirdi ve Gazze'de 35
aydın süren ablukanın kaldırılması için yaptığımız çağrı bugün düne göre daha önemli bir karşılık buluyor. Nitekim Mısır önceki gün Refah Sınır Kapısı'nı açtığını duyurdu" dedi.
"BİZİM İSRAİL HALKIYLA DEĞİL, YÖNETİMİYLE SORUNUMUZ VAR"
İsrail hükümetinin saldırgan, hak, hukuk tanımayan, şiddeti kendisi için mubah gören politikalarının dünya genelinde daha fazla tepki çektiğini ve herkesin bu gerçeği gördüğünü belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bir süredir İsrail hükümetinin bölgede estirdiği şiddet rüzgarları, bölgeyi terörize eden saldırgan tavırları, Ortadoğu'daki barış ve istikrar için büyük bir tehlike haline geldi. İsrail hükümeti kendi ülkesini ve halkının güvenliğini tehdit eder derecede etrafına düşmanlık yaymakta ve hasmane tepkileri üzerine çekmektedir. Bu politikaların başka İsrail olmak üzere kimseye bir faydası yoktur. Bölge için de faydası yoktur, dünya barışı içinde faydası yoktur. İsrail yaklaşımlarını ivedilikle gözden
geçirmelidir. Bizim İsrail halkıyla sorunumuz yok, bizim ve insanlığın İsrail yönetimiyle sorunu var. Bunu birbirinden ayırmamız lazım. İsrail halkı pervasız politikalarıyla başını ağrıtan, güvenliğini tehlikeye atan, ülkesinin çıkarlarını ortadan kaldıran, itibar ve saygınlığını zedeleyen iktidar partilerine gereken mesajı vermelidir, diye düşünüyorum. İsrail'in uluslararası bazı basın kuruluşlarını ve maalesef Türkiye içinden de bazı basın kuruluşu ve yazarları kanlı politikalarının yanına çekerek,
antisemitizm istismarıyla kendisini haklı gösterme çabaları da dikkatimizden kaçmıyor. Defalarca söyledim, antisemitizm bir insanlık suçudur. Ben ülkemde ne Musevi vatandaşlarımızın, ne turistlerin ne diplomatların farklı bir muameleye maruz kalmasına tahammül etmem, buna izin de vermem. Tamamının güvenliği bizim teminatımız altındadır. Onlar bize emanettir. Bu noktadaki anlayışımız budur. Bu, aynı zamanda bizim değerlerimizden kaynaklanmaktadır. Bizim tarihimizin bize yüklediği sorumluluk da budur."
"ŞU ANDA ALDIĞIMIZ BAZI İHBARLAR ÜZERİNDE DE ÇALIŞIYORUZ"
İsrail'in antisemitizmi istismar ederek tüm dünya nezdinde yaptığı katliamları örtmeye çalışmanın artık inandırıcılığını yitirdiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, "Şu anda aldığımız bazı ihbarlar üzerinde de çalışıyoruz. Bunları da göreceğiz. En tepedekinden bu olaylara karışmış olanlar için suç duyurumuzu hassasiyetle yaptık, yapıyoruz ve bu işin takipçisi olacağız. İsrail'in güvenlik kaygıları, akıl, mantık ve insanlık sınırlarını aşan bir travmaya dönüşmüştür. Bu politikalar İsrail'in güvenliğini
teminat altına almamakta aksine, riske atmaktadır. Tekrar ediyorum, biz bölgemizde barış istiyoruz, huzur istiyoruz, istikrar istiyoruz. Bunu bozanlara, bozma girişiminde bulunanlara karşı da sağduyulu, onurlu gerektiğinde de en sert tepkimizi koymaktan kaçınmayacağız ve kaçınmıyoruz" dedi.
Türkiye'nin dünyadaki hiçbir devlete husumeti olmadığını ve olamayacağını belirten Erdoğan, düşman üretmek yerine, dost kazanmaya anlayışıyla, 'yurtta sulh, cihanda sulh' idealiyle hareket ettiklerini söyledi.