Teröre Tarihsel Ve Bilimsel Değerlendirme

Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği Başkanı Yrd

Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği Başkanı Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez, Türkiye'ye yönelik faaliyet gösteren terör odaklarının en aktif dönemlerinden birini yaşadığını belirterek çözüm önerileri sundu. Eğilmez, "Türk milleti; en az Gazze, en az Hrant Dink'in öldürülmesinde olduğu gibi duyarlı olmalı" dedi.
Türk devletlerinin terörle mücadelesinin yeni olmadığını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Eğilmez, "Türkler; Selçuklu Devleti'nden yani XII. yüzyıldan beri terör örgütleriyle mücadele etmek zorunda kalmıştır. Hasan Sabbah önderliğindeki dünyanın ilk terör örgütü olan Haşişiler; Selçuklu çağında birçok terör eyleminde bulunmuş, gerek Türk devlet adamlarına gerekse Türk halkına karşı acımasız ve kanlı eylemler yapmışlardır. Selçuklulardan sonra bölgede kurulan Türk devleti de Ermeni terörüyle karşı karşıya
kalmıştır. Ermeni terörü de aynı Haşişiler gibi Türk devletine büyük zararlar vermiştir. Osmanlı'dan sonra bölgede kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti de kuruluşundan günümüze kadar terörle mücadele etmek zorunda kalmıştır. Osmanlı Devleti'ni parçalamak için nasıl Ermeni terörü kullanılmışsa Türkiye Cumhuriyeti'ni parçalamak için de PKK terörü kullanılmaktadır" diye konuştu.

"TERÖR ODAKLARI EN AKTİF DÖNEMLERİNDEN BİRİNİ GEÇİRMEKTEDİR"
Ülkemizin de içerisinde bulunduğu Orta Doğu bölgesinin, geçmişten günümüze kadar hakimiyet ve çıkar çatışmalarının odağı haline gelmesinin en önemli sebebinin sahip olduğu yer altı ve yerüstü kaynakları olduğunu anlatan Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez, "Tarih boyunca, bölge üzerinde daha fazla çıkar elde etmek isteyen mihraklar, birçok strateji ortaya koymuşlardır. Yaklaşık bin yıldır bölgede bulunan Türkler ve dolayısıyla kurmuş oldukları önce Selçuklu, sonra Osmanlı ve son olarak da Türkiye Cumhuriyeti
Devleti, Orta Doğu'daki olumlu-olumsuz bütün gelişmelerin içerisinde bulunmuş ve bunlardan etkilenmiştir. Günümüzde Türkiye ve dünya önemli bir değişim geçirmektedir. Bölgemizde çok önemli yapılanmalar var. Geliştirilen stratejilerin sonuca ulaştırılabilmesi için kullanılan en önemli enstrümanlardan biri terördür. Bugünlerde de ülkemize yönelik faaliyet gösteren terör odakları en aktif dönemlerinden birini geçirmektedir" dedi.

"TERÖR ÖRGÜTÜNÜN BÜTÜN FİNANSAL KAYNAKLARI ORTADAN KALDIRILMALIDIR"
"Bölge üzerinde daha fazla çıkar elde etmek amacıyla oluşturulan Kürt sorununu bir koz olarak kullanan ülkelerin, özellikle son yüzyıl içerisinde Kürtleri kullanarak bölgedeki en güçlü devlet olan Türkiye Cumhuriyeti'nin başına çorap örmeye yeltendikleri ve bu stratejilerinde de çalışmalarına devam ettikleri görülmektedir" diyen Yrd. Doç. Dr. Eğilmez, "Siyasal Kürtçülük, zaman içerisinde dış dayatmalar ve kendi iç şartlarına uygun olarak farklı stratejilerin bir parçası olarak değişik taktiklerle ortaya
çıkmıştır. 1900'lü yılların başında dernekçilik ve fikirsel oluşumlar ile 1920-40 yılları arasındaki isyanlar, değişik amaçlara hizmet etmişlerdir. Yakın tarihimizde Türkiye'nin ve bölgenin kapanmayan yarası haline gelen Kürt isyanları, dış devlet ve mihrakların destek ve yönlendirmesiyle günümüze kadar gelmiştir. İlk kürt örgütü olan Kürdistan Teali Cemiyeti'nden beri zaman zaman meydana gelen isyanların tamamı yabancı istihbarat örgütlerinin kışkırtmalarıyla ortaya çıkmıştır. Kısacası dünyayı
yönetmeyen çalışan güçlü devletler, Türkiye üzerinde güçlü bir yapılanma gerçekleştirmeye çalışıyor. Bugüne kadar sahip olamadıkları bu topraklarda dolaylı bir egemenlik kurmak amacıyla detaylı ve uzun soluklu çalışmalar yapıyorlar, yerli işbirlikçileriyle önemli operasyonlar gerçekleştiriyorlar. Bu konunun çözümünde hepimize çok önemli görevler düşmektedir. Terör örgütünün bütün finansal kaynakları yani haraç, uyuşturucu ve dış yardım ortadan kaldırılmalıdır. Terörle mücadeleye siyasi çekişmeler alet
edilmemeli, bölge halkının teröristlere olan desteğinin önüne geçilmeli, terörü besleyen sosyo-ekonomik faktörler ortadan kaldırılmalıdır. Ulusal güvenliğimiz tehdit eden iç siyasi unsurlar hakkında yasal uygulamalar ivedilikle harekete geçirilmelidir. Bu noktada var olan yasal boşluklar derhal doldurulmalı ve milletvekili dokunulmazlıkları kaldırılmalıdır. Terörün üs olarak kullandığı Irak'ın kuzeyine yönelik kesin ve uygulanabilir faaliyetler ortaya konulmalıdır. Türk milleti en az Gazze, en az Hrant
Dink'in öldürülmesi olayında olduğu gibi duyarlı olmalı, milli birliği ve beraberliğini daha da güçlendirmelidir. Çünkü ülkemizin milli bütünlüğünü bozmak isteyen çok güçlü odaklar var. Buna karşı, bazı sözde aydınlarımız inanılmaz bir cahillik içerisinde, terör örgütünün bir maşa olduğunu hala fark edemediklerinden ya da bizim bilmediğimiz başka sebeplerden, teröristlerle masaya oturulmasından bahsediyor. Aktörler değişse de yüzyıllardır sahneye konulan oyun aynıdır. Bölgede güçlü bir Türkiye'nin önüne
geçmek için terörize edilmiş taşeronlar kullanılmaktadır. Değişmeyen oyunun sonu da aynı olacaktır. Türk milleti bu terör odaklarını da ortadan kaldıracaktır. Son günlerde, terör olaylarının artmasıyla ülkemizde bilinçli olarak büyük bir panik havası oluşturulmaya çalışılmaktadır. Türk milleti bu günlerle karşılaştırılamayacak kadar çok daha kötü günleri başarıyla atlatmayı bilmiştir. Bu nedenle paniğe kapılmak, terör odaklarının elini güçlendirmekten başka hiçbir işe yaramayacaktır" açıklamasını yaptı.