İthalat kararı Piyasayı korkuttu!

Türkiye Ziraat Odaları Birliği(TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, karkas ette 15 TL'nin altındaki fiyatın zarar olduğunu belirterek, ithalat kararıyla birlikte piyasanın korktuğunu ve etin 15 tl altına indiğini ifade etti.

İthalat kararı Piyasayı korkuttu!
Bayraktar'ın yaptığı yazılı açıklamada, hedefin tüketici fiyatları iken, hedefin şaştığını ve üretici fiyatlarının düşmeye başladığına dikkat çekerek, perakende fiyatları düşmemesi durumunda olacaklara ilişkin endişesini paylaştı. Bayraktar, firmaların üreticinin sırtından fiyatları düşürmeye başladığını belirterek, “Firmalar üreticiden düşük fiyata aldığı ete, kârını koyup satarken, zorda kalan üretici zararına hayvanını satmak zorunda bırakılıyor” dedi. Bayraktar’ın bir başka dikkat çektiği konu ise, kamuoyunu yanıltmak isteyen bazı kişilerin ortalama et fiyatları yerine, lüks semtlerdeki bonfile fiyatlarını vermesi oldu. Bayraktar, sözlerine şu şekilde ifade etti;
“Fransa’ya gittiğinizde semtine göre değişmekle birlikte, 45 Avroya (90 TL), İngiltere’ye gittiğinizde 42 Pounda (90 TL) bonfile görebilirsiniz. Uluslararası kurallar nedeniyle, ithalat kapısı açılınca bu kapıyı bir daha kolay kolay kapatmak mümkün olmayacaktır. Başbakan ve Tarım Bakanı fiyat artışlarının üreticiden kaynaklanmadığını söylüyor, ancak ithalat kararı ilk önce üretici fiyatlarını düşürmeye başladı.”ifade edildi.

“ET BALIK KURUMU’NA İTHALAT YETKİSİ FİYATLARI TERBİYE ETME AMACI TAŞIYOR”
Bayraktar, et fiyatlarının artmasıyla Hükümet’in Et Balık Kurumu’na ithalat yapma yetkisi verdiğini anımsatarak, bu kararla fiyatları ithalatla terbiye etme yoluna gidildiğini kaydetti. Bayraktar, fiyat atışlarının nedenlerini şöyle sıraladı:
“2007-2008 döneminde tüm dünyada yaşanan girdi artışları Türkiye’de yaşanan kuraklık, süt ve et gibi ürün fiyatlarının da yerinde sayması, yüksek maliyet baskısı. 2008’in son çeyreğinde süt arzının en düşük seviyeye gerilemesi süt fiyatlarını düşürerek, yüksek maliyet baskısı ile düşük fiyat kıskacı arasında kalan birçok süt işletmesi hayvanlarını kesime sevk etti. Bu dönemde yaklaşık 250 binden fazla damızlık hayvan kesildi. Girdi maliyetlerindeki artışlar üretici et maliyetlerinin ve fiyatları artırdı. Bütün bu gelişmelerden sonra, Ağustos 2009- Şubat 2010 dönemine, yani 7-8 aylık süreçte arpa yüzde 11, kepek yüzde yüzde 56, ayçiçeği tohumu küspesi yüzde 121 ve besi yemi ise yüzde 19 oranında arttı. Çiftçiler, 7-8 ay önce besiye koyacakları canlı hayvanın kilosuna 8-9 TL ödüyorken, bugün 12-13 TL’ye zor almaktadırlar. Yani canlı hayvan maliyetleri de yüzde 45’ler civarında artmıştır.”
Bayraktar, 8 ay önce 11 TL olan karkas etin ham maliyetinin, bugün itibariyle 15 TL’nin üzerinde çıktığını ifade ederek, “Bu rakama en az yüzde 10 kar koysak bile üreticiler 16-17 TL’nin altında hayvanının kestirdiğinde zarar eder” dedi. 2009 Eylül- 2010 Mart ayları arasında yaklaşık 7-8 aylık dönemde çiftçilerin sattıkları karkas et fiyatlarının ortalama yüzde 33,6 oranında arttığını belirten, Bayraktar, Eylül 2009’da 11,70 TL olan karkas etin kilo fiyatının, Mart 2010’da 15,6 TL’ye yükseldiğini kaydetti. Aynı dönemde perakende kuşbaşı fiyatlarının İstanbul’da yüzde 28, Ankara’da yüzde 26 ve İzmir’de ise yüzde 31 artış gösterdiğini bildiren Bayraktar, bu üç ildeki ortalama artışın yüzde 28,7 oranında gerçekleştiğini ifade etti. Bayraktar, tüketicilerin çok pahalıya et tüketmesi yanında vurgulanması gereken bir başka noktanın da Türkiye’deki üreticilerin çok pahalıya yem kullandıkları gerçeği olduğunu kaydetti.
Büyük ölçekli işletmelerin kurulmasının belli bir plan ve programa dayandırılmamasının, küçük ölçekli işletmeler için büyük bir tehdit oluşturduğunu vurgulayan Bayraktar, bu tür işletmelerin artmasının küçük ölçekli aile işletmelerinin pazar payını kapatarak, atıl duruma düşüreceğini kaydetti.

“SPEKÜLASYON İDDİALARI TÜKETİCİDEN ÇOK ÜRETİCİYİ VURDU”
Et ithalatı ile ilgili yapılan açıklamaların spekülasyon yaptığı iddia edilen firmaları değil, üreticiyi vurmaya başladığını belirten Bayraktar, karkas ette ithalat haberleriyle birlikte fiyatların telaştan maliyet bedeli olan 15 TL’nin altına düşmeye başladığını anımsattı. Bayraktar, açıklamalarına şöyle devam etti:
“Üreticiler kesime gelmeyen hayvanlarını bile kesime gönderiyorlar. Bu durum önümüzdeki günlerde et ihtiyacının karşılanmasını daha da zorlaştıracaktır. Hiçbir işletme uzun süre zararına üretim yapamayacağından, hayvancılığımız yok olma riski ile karşı karşıyadır. Başbakan ve Tarım Bakanı fiyat artışlarının üreticiden kaynaklanmadığını söylüyor, ancak ithalat söylemleri ilk önce üretici fiyatlarını düşürmeye başladı. Fiyat yükselişleri bizden kaynaklanmadığı halde faturayı biz ödüyoruz. Hedef tüketici fiyatları iken, hedef şaştı, üretici fiyatları düşmeye başladı Birçok yerde firmaların üreticinin sırtından fiyatları düşürmeye başladığı haberlerini alıyoruz. İhtiyacı olan üreticimiz bile malını satamıyor, çünkü firmalar malımızı almıyor. Şu an tam bir belirsizlik hakimdir.”

“AB’YE VERİLEN ET İTHALAT TAVİZİ YILLIK 25 BİN TONU GEÇECEK”
Bayraktar, ithalattan doğabilecek çok sayıda zarar olduğuna dikkat çekerek, Türkiye tarafından, Avrupa Birliği’ne 1/98 Sayılı Ortaklık Konsey Kararı (OKK) ile yıllık toplam 22 bin 500 ton canlı hayvan ve et için taviz verildiği belirtti. Bayraktar, Serbest Ticaret Anlaşmaları çevresinde taviz verilen ülkelerin AB’ye üye olmasıyla birlikte AB’ye verilen toplam et ithalat tavizinin yıllık olarak 25 bin 385 ton olduğunu vurguladı. Bayraktar şöyle devam etti:
“Bu, her yıl bu kadar miktarda et alacağınız anlamına geldiği gibi, geriye dönük 12 yıllık almadığınız miktarı da alacaksınız demektir. Yani toplamda almanız gereken miktar yaklaşık 310 bin tondan fazladır. Bu ise Türkiye’nin TÜİK tarafından açıklanan resmi et üretim rakamının yüzde 65’ine tekabül etmektedir. AB müzakere sürecinde canlı hayvan ve et ithalat yasağının kaldırılması bu nedenle önemlidir ve bu yüzden müzakere süresinde Tarım ve Kırsal Kalkınma Faslının Kıbrıs’la birlikte açılış kriterlerinden biridir.”şeklinde yorumlandı.

“ET BALIK KURUMU YENİDEN YAPILANDIRILMALI”
Bayraktar, sorunun çözümüne ilişkin iç üretimin desteklenmesi gerektiğini vurgulayarak, maliyeti düşürücü (yem, canlı hayvan vb.) tedbirlerin hayata geçirilmesini istedi. Bayraktar çözüm önerilerini şöyle sıraladı:
“Islah çalışmalarına devam edilmeli, Et Balık Kurumu yeniden yapılandırma, kapasitesini artırma, kombina sayısını artırma gibi seçenekler de dahil olmak üzere bir çok noktada değerlendirmeye alınmalı, sektöre müdahale noktasında nasıl aktif bir görev yüklendirileceği hususunda bir dizi planlama yapılmalıdır. Et piyasasında krizlerin önlenmesi öncelikle süt piyasasında istikrarın sağlanmasına bağlıdır. Bu nedenle süt piyasasında spekülatif fiyat düşüşlerini önleyici tedbirler alınmalıdır. Türkiye’de süt sektöründe ihale sistemi etkili çalışmamaktadır. Mutlaka bunun üzerine gidilmeli, sisteme işlerlik kazandırılmalıdır.”denildi.

Milliyet