Tuncay Güney'den yeni kehanetler
Ergenekon'un kara kutusu olan ve verdiği ifadeler ile soruşturmasının yönünü belirleyen Tuncay Güney, CHP Lideri Deniz Baykal'ı istifaya götüren kaset skandalı ile ilgili çok dikkat çekecek açıklamalar yaptı.
Tuncay Güney, Ergenekon’un kara kutusu. Yaptığı ifşaatlarla Ergenekon soruşturmasının bugünlere gelmesinde önemli rol oynadı. Güney, yaşadığı Kanada’da Ergenekon sürecinde çok tartışılan sözler sarf etti.
TRT’de katıldığı bir programda Mahir Kaynak’ın deşifre olmaması durumunda sol bir partinin başına geçebileceğini, ancak deşifre olduğu için Deniz Baykal’ın sol bir partinin başına geçtiğini ifade etti.
Deniz Baykal’ın yer aldığı video görüntülerinin Kanada’da yüklenmiş olması ister istemez Tuncay Güney’i akıllara getirdi.
Güney, Baykal operasyonunun uluslararası bir konsorsiyum tarafından gerçekleştirildiğini ve AK Parti’nin yükselişinin durdurulmasının hedeflendiğini ifade etti. Güney’e göre Kılıçdaroğlu uzun süre CHP’nin başında kalmayacak.
Özgür Duruş Gazetesi’nin Tuncay Güney İle yaptığı röportaj şöyle:
Kasetin Kanada’da yüklendiği ifade edildi. Siz de Kanada’da yaşıyorsunuz. Neden başka ülkede değil de Kanada’da yüklendi?
Kanada’da bir internet şirketinin yüklediği ortadadır. Bu şirket global bir şirket ve bu kaseti yüklemek kesinlikle suç değil. Herkes kendi kasetini yükleyebilir. Bu site Youtube gibi bir site. Uluslararası bir istihbarat teşkilatının Türkiye’de yapılacak bir operasyon için teknik olarak Kanada’yı kullanmış olması çok normal. Baykal’a yönelik operasyon her ne kadar Türkiye içi görünse de küresel bir operasyon olduğu biliniyor.
Bunu biraz açalım mı?
Gazeteciler hep polis ve savcı rolünü kendilerine benimsedikleri için bu gözle bakıyorlar. “Bu, kimin işi” diye suçlu aramak gazetecinin işi olmamalı. Polis ve savcı kimliği ile hareket eden siyaset bilimciler de daha sonra kişiliklerine işkenceciliği ekliyorlar. Bizim işimiz suçlu aramak olmamalı. Ergenekon avukatına operasyon yapıldı. TSK dâhil hiç kimse artık CHP’ye oynamıyor. CHP, AKP’nin de alternatifi değil, bu da çok net belirgin. Eğer AKP’ye seçimde darbe olacaksa bu CHP’nin ve Baykal’ın başaramayacağı bir iş. AKP’ye alternatif lazımdı. Baykal’a yapılan bir tuzak veya komplo değil, her şey ortada. Kasetin takibinden de hukuki hiçbir şey çıkmaz. Ortada bir suç unsuru yok. Kaldı ki Kanada’da bir zina masası da yok.
Siz bu operasyona hem iç hem dış operasyon mu diyorsunuz?
Evet, her ne kadar yerel görünse de kaseti yurt dışına servis edenler bulunuyor. Yani kasetin çekiminin yerel bir işbirlikçi ile gerçekleştiği ortada. Burada CHP içerisinde hangi servisle çalıştığı düşünülen işbirlikçiyi aramak lazımdır. Bu kasetin çekimini yapan asla Türk istihbarat birimlerinden birisi olamaz.
Peki, bu kaset CHP’yi güçlendirir mi?
Sonuçta güçlenen CHP. AKP’yi zorlar. Ama AKP’nin bu kasetle hiçbir ilgisi yok. CHP’nin başında Baykal’ı artık görmek istemeyen kendi sermayedarları ve şirketleri var. CHP, Baykal’a operasyon yaptı, bu gayet açık ve net. AKP’yi günah keçisi yapmak bilgi kirliliğidir ya da taktik değiştirmektir. Bu çok net belirgin, ortadadır.
Seçim sonrası CHP ve MHP koalisyonundan sıklıkla bahsedildi. Bunun için çalışanlar olduğunu kamuoyu biliyor. Siz nasıl görüyorsunuz?
Öncelikle Türk siyasetinde belden aşağı vurmanın çok yanlış olduğunu ifade etmem lazım. Fakat Türkiye’de siyaset bilimci çok olmadığı için meseleler geniş olarak analiz edilmiyor. AKP ilk seçimde yine iktidar olur. Eğer hükümet kuramazsa o zaman MHP ve CHP koalisyonu güçlü bir unsur olarak durur. Eğer AKP’yi iktidardan uzaklaştırmak isteyenler hala hesaplarını değiştirmedilerse bu saatten sonra Baykal’ın CHP’nin başından uzaklaştırılması gerekiyor. Eğer Baykal’ın kasetinden CHP oy patlaması yaparsa bu da toplumun kişiliğini ortaya çıkarır.
Siz TRT’de katıldığınız bir programda eğer Mahir Kaynak ifşa olmasaydı Baykal’ın yerinde olur diye bir ifadede bulunmuştunuz. Ne demek istediniz?
“Eğer Mahir Kaynak deşifre olmasa idi bugün sol bir partinin başında olurdu. Deşifre edildiğine göre Deniz Baykal sol bir partinin genel başkanı oldu” dedim. Bakın Deniz Baykal’ın biyografisine, kaç yıl ABD’de kaldı. Rockefeller şirketi için çalıştı. Ben her zaman CHP’nin derin devlet partisi olduğunu söyledim. Türkiye’de Baykal ve daha birçok kimsenin dosyalarının büyük istihbarat şirketlerinde olduğunu da söyledim. Bugün bu kaset servise kondu.
Ergenekon ve istihbarat şirketleri bu işin neresinde?
Bu olaya sadece Ergenekon diye bakamayız. İstihbarat şirketleri ticari şirketlerin de sırlarını korur. İstihbarat demek sadece Türkiye’deki gibi şirketlerin çıkarlarını korumak değildir.
Bir parti genel başkanının kaseti Anayasa oylaması öncesi sürüldü piyasaya ve bu dini hassasiyetleri ağır olan bir gazeteden çıktı. Bunu nasıl görmek lazım?
Aslında kasetin yayınlandığı Meta Cafe, ABD, Uzak Doğu ve Kanada’da şirketleri olan üç İsrail vatandaşının kurduğu bir site. Bu kaset teknik olarak bu şirkete yollanıyor. Bu şirket kaseti montajlıyor ve Youtube’de olduğu gibi kaseti sayfasına koyuyor. Bu süre zarfında Vakit gazetesi bu kasete ulaşıyor. İşin en ilginç noktası burası. Nasıl oluyor da Meta Cafe bu kaseti yayına koyar koymaz Vakit ulaşabiliyor. Bence bu işin üç sacayağı bulunuyor: 1. Bu CD’yi çeken kimdir? 2. Bunu yurt dışına servis yapan kimdir? 3. Bunu Vakit’e haber veren kimdir? Buradaki suç unsuru da kamerayı yerleştiren kişinin suçudur. Diğer saydığım iki maddede hukuken herhangi bir suç yoktur. Vakit ve Meta Cafe’nin bu anlamda herhangi bir suçu yoktur. CHP bunu kendi içerisinde aramalıdır. Artık Ergenekon Operasyonu ile TSK’ya güven zedelendi. Mustafa Kemal teorilerinin çürüdüğü saptandı. Ordu ve Kemalist düşünce siliniyor. Türkiye’de sistem değişiyor, buna direnmenin faydası yok.
Bazı yorumcular AK Partili ve MHP’lilerin de kasetinin çıkabileceğini ifade ediyor?
Ben sanmıyorum. AKP’de bir milletvekilinin kaseti partiyi yıpratmaz. CHP’de kasetin sahibi Baykal, bu farklı bir durum. MHP’de de bir partilinin kaseti olabilir ama bu da Bahçeli’yi bağlamaz.
Deniz Baykal partisinin dizayn edilmek istendiğini ifade etti. Kimler CHP’yi dizayn etmek istiyor?
Deniz Baykal’ın hiçbir şeyi Atatürkçülüğe karşı değil. Çarşaf açılımı da dâhil. Sütçü İmam ve Nene Hatun Atatürkçü değildi ama vatan ve din için kuvvacı oldular. Atatürk herkesin anladığı dilden konuşan bir liderdi. O dönem birçok insan Hilafetin kalkacağını bilmiyordu. İslam ve çarşaf bir güçtür. Baykal da bu anlamda Atatürk’ü örnek aldı. Kutlu Doğum Haftası’na katılması da önemli bir gelişme. Sütçü İmam’ı, Nene Hatun’u yanına çeken Atatürk kadar akıllı değil. Akıllı olsalardı İsmet Paşa’nın da Baykal’ın da 100 bin heykeli olurdu. CHP her şeyin farkına vardı. Ergenekon Operasyonu ile ne CHP ne de altı okun izi kalacak. Baykal Protestan İslamcılığına sahip çıkıyor. Aslında “Devlet kutsallığı” devletleşen Protestan İslamcılığını benimsiyor. Türk siyasetinde CHP misyonunu tamamladı. Ordu artık CHP’ye oynamıyor. 1 Mart tezkeresine kim karşı çıktı? Mecliste o kadar milletvekiline ret oyu verdiren güç neydi? Cevap, TSK içerisinde gizli, bilinmeyen yapı. Geçmişte Türkiye’nin müttefikleri Kemalistlerle bir yere varamadılar. Bu gecikmiş bir sindirme hareketi fakat bitirmek, yok etmek operasyonu değil. Askeriyenin kendi mahkemesinin olduğu yerde “ordu siyasallaşıyor” demek çok saçma, bunu da görmek gerekiyor.
Nasıl, dedikleriniz çok karıştı?
Kemalizm yasaları kısır döngüye girdi, tıkandı. Olayı efsaneleştiremediler. Tarihteki Ergenekon ise efsaneleşti. Ergenekon, Türkiye’de yeni bir sistem ve tarihin başlangıcıdır. Türkiye’de bir dönem en çok kullanılan söz, Türkiye’nin kırmızı çizgileri olduğu cümlesiydi. Ermenistan, Kürt sorunu, irtica, Kıbrıs, Atatürkçülük ve laiklik. Ergenekon’a karşı hareket, Apo’nun yakalanışı ile başladı. Yoksa operasyon eksik kalırdı. Ergenekon Operasyonu ile Türkiye’nin kırmızı çizgileri nerede kaldı? Türkiye’nin müttefiklerine karşı da kırmızı çizgileri olduğu tespit edildi. Balyoz Planı ortaya çıktı. Bu plan ile halkın da potansiyel suçlu olarak fişlendiği saptandı, kamuoyu oluştu. Türkiye 80 yıllık bir Cumhuriyeti oturtmaya çalışıyordu. Oturmayan bir rejime Ergenekon ile savaş açıldı. Statüko Atatürk’ü çok kötü kullandı. Halk da Atatürkçülüğe sahip çıkmadı. Kimse çocuğuna Nutuk kitabı hediye etmedi. İslam temelinde statükoya karşıdır. Kendi sistemini kurması için bütün dinamikleri vardır. Ergenekon ile ordu sivilleşiyor. Büyük Ortadoğu Projesi ile kültürel değişim hızla devam ediyor. Türkiye de bu değişimin içerisindedir. BOP’un önündeki engeller kaldırılıyor. Artık ülke dönüşü olmayan bir değişim içerisinde. Bunun adı demokrasi. Devletleşen küresel şirketlere göre bunun adı Ergenekon değil. Ergenekon bir tertip değil, bir proje…
Baykal'sız CHP ne yapabilir? İstenen yükselişi sağlayabilir mi?
Bu bir yılki seçime yetişmez. Fakat CHP de Sovyetlerdeki politbüro üyeleri gibi paslanmış gruplardan oluşuyor. Taze kan lazım. Örnek Türkiye’de bütün gazeteler batar ama Cumhuriyet gazetesi batmaz. Bütün partiler batar ama CHP, Türkiye var olduğu sürece bitmez. Cumhuriyet gazetesi batmaz. Baykal Sarıgül’e iftira attı. Ama onun önü kesildi. Sarıgül seçimde CHP’nin başında olsa idi AKP’yi zorlayabilirdi. Kılıçdaroğlu, Özal’ın Yıldırım Akbulut’undan farklı olmaz. İstanbul’da AKP’yi zorladı. Ama belediyecilikle iktidar olma çok farklıdır. Bugün CHP’ye yatırım yapanlar, iktidara gelmek istiyorlar. Önümüzdeki beş yıl AKP iktidara gelirse birçok kimsenin düzeni bozulacak. CHP’yi ve medyadaki destekçilerini destekleyen ülkelere bakmak lazım. İlginç bir şey Baykal’dan ilk istifayı isteyen Doğan grubu yazarlarıydı.
Meta Cafe’nin elinde montajlanmamış ham kasetler de bulunmakta. Perde arkasında işbirlikçileri ile anlaşma yapmazsa Baykal kaseti açıklanmaz. Ama bence Baykal artık gelmeyecek. Çünkü gelirse bu kasetlerin yayımlanma ihtimali var.
Siz kaset olduğunu nereden biliyorsunuz?
Benim burada konuştuğum bazı kimseler servisi yapanların çok net yayın yaptığını ve iz bıraktığını belirttiler. Yani servisi yapanlar “bu operasyondur” dediler. Onlar ham kasetle geldiğini ve montaj yaptıklarını ifade ettiler. Onlara teknik olarak emir verilmiş. Sadece bildikleri bir sol parti lideri. Baykal’ın patronları artık Baykal’a inanmıyor. Her ne kadar yerel bir operasyon gibi görünse de uluslararası bir karar. Kısaca servis yapıldı kaset. Bu bir konsorsiyum kararı ve uygulandı. Benim tahminime göre, Baykal kaseti servis edebileceklerini işi buraya getirebileceklerini tahmin etmedi. Bundan önce de konsorsiyum ile ters düştüler. Eğer Sevigen istifa etmese idi rüşvet dosyaları patlayacaktı. Baykal’a giden bilgiye göre Türk istihbarat birimleri kaseti AKP’ye verdi ve Vakit yayınladı. Ama bu doğru değil. Baykal da bu yalana inandı ve söylemini bu yüzden değiştirdi.
Özgür Duruş
TRT’de katıldığı bir programda Mahir Kaynak’ın deşifre olmaması durumunda sol bir partinin başına geçebileceğini, ancak deşifre olduğu için Deniz Baykal’ın sol bir partinin başına geçtiğini ifade etti.
Deniz Baykal’ın yer aldığı video görüntülerinin Kanada’da yüklenmiş olması ister istemez Tuncay Güney’i akıllara getirdi.
Güney, Baykal operasyonunun uluslararası bir konsorsiyum tarafından gerçekleştirildiğini ve AK Parti’nin yükselişinin durdurulmasının hedeflendiğini ifade etti. Güney’e göre Kılıçdaroğlu uzun süre CHP’nin başında kalmayacak.
Özgür Duruş Gazetesi’nin Tuncay Güney İle yaptığı röportaj şöyle:
Kasetin Kanada’da yüklendiği ifade edildi. Siz de Kanada’da yaşıyorsunuz. Neden başka ülkede değil de Kanada’da yüklendi?
Kanada’da bir internet şirketinin yüklediği ortadadır. Bu şirket global bir şirket ve bu kaseti yüklemek kesinlikle suç değil. Herkes kendi kasetini yükleyebilir. Bu site Youtube gibi bir site. Uluslararası bir istihbarat teşkilatının Türkiye’de yapılacak bir operasyon için teknik olarak Kanada’yı kullanmış olması çok normal. Baykal’a yönelik operasyon her ne kadar Türkiye içi görünse de küresel bir operasyon olduğu biliniyor.
Bunu biraz açalım mı?
Gazeteciler hep polis ve savcı rolünü kendilerine benimsedikleri için bu gözle bakıyorlar. “Bu, kimin işi” diye suçlu aramak gazetecinin işi olmamalı. Polis ve savcı kimliği ile hareket eden siyaset bilimciler de daha sonra kişiliklerine işkenceciliği ekliyorlar. Bizim işimiz suçlu aramak olmamalı. Ergenekon avukatına operasyon yapıldı. TSK dâhil hiç kimse artık CHP’ye oynamıyor. CHP, AKP’nin de alternatifi değil, bu da çok net belirgin. Eğer AKP’ye seçimde darbe olacaksa bu CHP’nin ve Baykal’ın başaramayacağı bir iş. AKP’ye alternatif lazımdı. Baykal’a yapılan bir tuzak veya komplo değil, her şey ortada. Kasetin takibinden de hukuki hiçbir şey çıkmaz. Ortada bir suç unsuru yok. Kaldı ki Kanada’da bir zina masası da yok.
Siz bu operasyona hem iç hem dış operasyon mu diyorsunuz?
Evet, her ne kadar yerel görünse de kaseti yurt dışına servis edenler bulunuyor. Yani kasetin çekiminin yerel bir işbirlikçi ile gerçekleştiği ortada. Burada CHP içerisinde hangi servisle çalıştığı düşünülen işbirlikçiyi aramak lazımdır. Bu kasetin çekimini yapan asla Türk istihbarat birimlerinden birisi olamaz.
Peki, bu kaset CHP’yi güçlendirir mi?
Sonuçta güçlenen CHP. AKP’yi zorlar. Ama AKP’nin bu kasetle hiçbir ilgisi yok. CHP’nin başında Baykal’ı artık görmek istemeyen kendi sermayedarları ve şirketleri var. CHP, Baykal’a operasyon yaptı, bu gayet açık ve net. AKP’yi günah keçisi yapmak bilgi kirliliğidir ya da taktik değiştirmektir. Bu çok net belirgin, ortadadır.
Seçim sonrası CHP ve MHP koalisyonundan sıklıkla bahsedildi. Bunun için çalışanlar olduğunu kamuoyu biliyor. Siz nasıl görüyorsunuz?
Öncelikle Türk siyasetinde belden aşağı vurmanın çok yanlış olduğunu ifade etmem lazım. Fakat Türkiye’de siyaset bilimci çok olmadığı için meseleler geniş olarak analiz edilmiyor. AKP ilk seçimde yine iktidar olur. Eğer hükümet kuramazsa o zaman MHP ve CHP koalisyonu güçlü bir unsur olarak durur. Eğer AKP’yi iktidardan uzaklaştırmak isteyenler hala hesaplarını değiştirmedilerse bu saatten sonra Baykal’ın CHP’nin başından uzaklaştırılması gerekiyor. Eğer Baykal’ın kasetinden CHP oy patlaması yaparsa bu da toplumun kişiliğini ortaya çıkarır.
Siz TRT’de katıldığınız bir programda eğer Mahir Kaynak ifşa olmasaydı Baykal’ın yerinde olur diye bir ifadede bulunmuştunuz. Ne demek istediniz?
“Eğer Mahir Kaynak deşifre olmasa idi bugün sol bir partinin başında olurdu. Deşifre edildiğine göre Deniz Baykal sol bir partinin genel başkanı oldu” dedim. Bakın Deniz Baykal’ın biyografisine, kaç yıl ABD’de kaldı. Rockefeller şirketi için çalıştı. Ben her zaman CHP’nin derin devlet partisi olduğunu söyledim. Türkiye’de Baykal ve daha birçok kimsenin dosyalarının büyük istihbarat şirketlerinde olduğunu da söyledim. Bugün bu kaset servise kondu.
Ergenekon ve istihbarat şirketleri bu işin neresinde?
Bu olaya sadece Ergenekon diye bakamayız. İstihbarat şirketleri ticari şirketlerin de sırlarını korur. İstihbarat demek sadece Türkiye’deki gibi şirketlerin çıkarlarını korumak değildir.
Bir parti genel başkanının kaseti Anayasa oylaması öncesi sürüldü piyasaya ve bu dini hassasiyetleri ağır olan bir gazeteden çıktı. Bunu nasıl görmek lazım?
Aslında kasetin yayınlandığı Meta Cafe, ABD, Uzak Doğu ve Kanada’da şirketleri olan üç İsrail vatandaşının kurduğu bir site. Bu kaset teknik olarak bu şirkete yollanıyor. Bu şirket kaseti montajlıyor ve Youtube’de olduğu gibi kaseti sayfasına koyuyor. Bu süre zarfında Vakit gazetesi bu kasete ulaşıyor. İşin en ilginç noktası burası. Nasıl oluyor da Meta Cafe bu kaseti yayına koyar koymaz Vakit ulaşabiliyor. Bence bu işin üç sacayağı bulunuyor: 1. Bu CD’yi çeken kimdir? 2. Bunu yurt dışına servis yapan kimdir? 3. Bunu Vakit’e haber veren kimdir? Buradaki suç unsuru da kamerayı yerleştiren kişinin suçudur. Diğer saydığım iki maddede hukuken herhangi bir suç yoktur. Vakit ve Meta Cafe’nin bu anlamda herhangi bir suçu yoktur. CHP bunu kendi içerisinde aramalıdır. Artık Ergenekon Operasyonu ile TSK’ya güven zedelendi. Mustafa Kemal teorilerinin çürüdüğü saptandı. Ordu ve Kemalist düşünce siliniyor. Türkiye’de sistem değişiyor, buna direnmenin faydası yok.
Bazı yorumcular AK Partili ve MHP’lilerin de kasetinin çıkabileceğini ifade ediyor?
Ben sanmıyorum. AKP’de bir milletvekilinin kaseti partiyi yıpratmaz. CHP’de kasetin sahibi Baykal, bu farklı bir durum. MHP’de de bir partilinin kaseti olabilir ama bu da Bahçeli’yi bağlamaz.
Deniz Baykal partisinin dizayn edilmek istendiğini ifade etti. Kimler CHP’yi dizayn etmek istiyor?
Deniz Baykal’ın hiçbir şeyi Atatürkçülüğe karşı değil. Çarşaf açılımı da dâhil. Sütçü İmam ve Nene Hatun Atatürkçü değildi ama vatan ve din için kuvvacı oldular. Atatürk herkesin anladığı dilden konuşan bir liderdi. O dönem birçok insan Hilafetin kalkacağını bilmiyordu. İslam ve çarşaf bir güçtür. Baykal da bu anlamda Atatürk’ü örnek aldı. Kutlu Doğum Haftası’na katılması da önemli bir gelişme. Sütçü İmam’ı, Nene Hatun’u yanına çeken Atatürk kadar akıllı değil. Akıllı olsalardı İsmet Paşa’nın da Baykal’ın da 100 bin heykeli olurdu. CHP her şeyin farkına vardı. Ergenekon Operasyonu ile ne CHP ne de altı okun izi kalacak. Baykal Protestan İslamcılığına sahip çıkıyor. Aslında “Devlet kutsallığı” devletleşen Protestan İslamcılığını benimsiyor. Türk siyasetinde CHP misyonunu tamamladı. Ordu artık CHP’ye oynamıyor. 1 Mart tezkeresine kim karşı çıktı? Mecliste o kadar milletvekiline ret oyu verdiren güç neydi? Cevap, TSK içerisinde gizli, bilinmeyen yapı. Geçmişte Türkiye’nin müttefikleri Kemalistlerle bir yere varamadılar. Bu gecikmiş bir sindirme hareketi fakat bitirmek, yok etmek operasyonu değil. Askeriyenin kendi mahkemesinin olduğu yerde “ordu siyasallaşıyor” demek çok saçma, bunu da görmek gerekiyor.
Nasıl, dedikleriniz çok karıştı?
Kemalizm yasaları kısır döngüye girdi, tıkandı. Olayı efsaneleştiremediler. Tarihteki Ergenekon ise efsaneleşti. Ergenekon, Türkiye’de yeni bir sistem ve tarihin başlangıcıdır. Türkiye’de bir dönem en çok kullanılan söz, Türkiye’nin kırmızı çizgileri olduğu cümlesiydi. Ermenistan, Kürt sorunu, irtica, Kıbrıs, Atatürkçülük ve laiklik. Ergenekon’a karşı hareket, Apo’nun yakalanışı ile başladı. Yoksa operasyon eksik kalırdı. Ergenekon Operasyonu ile Türkiye’nin kırmızı çizgileri nerede kaldı? Türkiye’nin müttefiklerine karşı da kırmızı çizgileri olduğu tespit edildi. Balyoz Planı ortaya çıktı. Bu plan ile halkın da potansiyel suçlu olarak fişlendiği saptandı, kamuoyu oluştu. Türkiye 80 yıllık bir Cumhuriyeti oturtmaya çalışıyordu. Oturmayan bir rejime Ergenekon ile savaş açıldı. Statüko Atatürk’ü çok kötü kullandı. Halk da Atatürkçülüğe sahip çıkmadı. Kimse çocuğuna Nutuk kitabı hediye etmedi. İslam temelinde statükoya karşıdır. Kendi sistemini kurması için bütün dinamikleri vardır. Ergenekon ile ordu sivilleşiyor. Büyük Ortadoğu Projesi ile kültürel değişim hızla devam ediyor. Türkiye de bu değişimin içerisindedir. BOP’un önündeki engeller kaldırılıyor. Artık ülke dönüşü olmayan bir değişim içerisinde. Bunun adı demokrasi. Devletleşen küresel şirketlere göre bunun adı Ergenekon değil. Ergenekon bir tertip değil, bir proje…
Baykal'sız CHP ne yapabilir? İstenen yükselişi sağlayabilir mi?
Bu bir yılki seçime yetişmez. Fakat CHP de Sovyetlerdeki politbüro üyeleri gibi paslanmış gruplardan oluşuyor. Taze kan lazım. Örnek Türkiye’de bütün gazeteler batar ama Cumhuriyet gazetesi batmaz. Bütün partiler batar ama CHP, Türkiye var olduğu sürece bitmez. Cumhuriyet gazetesi batmaz. Baykal Sarıgül’e iftira attı. Ama onun önü kesildi. Sarıgül seçimde CHP’nin başında olsa idi AKP’yi zorlayabilirdi. Kılıçdaroğlu, Özal’ın Yıldırım Akbulut’undan farklı olmaz. İstanbul’da AKP’yi zorladı. Ama belediyecilikle iktidar olma çok farklıdır. Bugün CHP’ye yatırım yapanlar, iktidara gelmek istiyorlar. Önümüzdeki beş yıl AKP iktidara gelirse birçok kimsenin düzeni bozulacak. CHP’yi ve medyadaki destekçilerini destekleyen ülkelere bakmak lazım. İlginç bir şey Baykal’dan ilk istifayı isteyen Doğan grubu yazarlarıydı.
Meta Cafe’nin elinde montajlanmamış ham kasetler de bulunmakta. Perde arkasında işbirlikçileri ile anlaşma yapmazsa Baykal kaseti açıklanmaz. Ama bence Baykal artık gelmeyecek. Çünkü gelirse bu kasetlerin yayımlanma ihtimali var.
Siz kaset olduğunu nereden biliyorsunuz?
Benim burada konuştuğum bazı kimseler servisi yapanların çok net yayın yaptığını ve iz bıraktığını belirttiler. Yani servisi yapanlar “bu operasyondur” dediler. Onlar ham kasetle geldiğini ve montaj yaptıklarını ifade ettiler. Onlara teknik olarak emir verilmiş. Sadece bildikleri bir sol parti lideri. Baykal’ın patronları artık Baykal’a inanmıyor. Her ne kadar yerel bir operasyon gibi görünse de uluslararası bir karar. Kısaca servis yapıldı kaset. Bu bir konsorsiyum kararı ve uygulandı. Benim tahminime göre, Baykal kaseti servis edebileceklerini işi buraya getirebileceklerini tahmin etmedi. Bundan önce de konsorsiyum ile ters düştüler. Eğer Sevigen istifa etmese idi rüşvet dosyaları patlayacaktı. Baykal’a giden bilgiye göre Türk istihbarat birimleri kaseti AKP’ye verdi ve Vakit yayınladı. Ama bu doğru değil. Baykal da bu yalana inandı ve söylemini bu yüzden değiştirdi.
Özgür Duruş