Galatasaray Arda'yı gönderecek mi?
Spor yazarları bugünkü köşelerinde Galatasaray'ı değerlendirdi. Dün Manisaspor'u 2-1 mağlup eden Galatasaray ve Galatasaray taraftarına kırılan Arda'yla ilgili işte köşe yazarlarının değerlendirmesi;
Sabah gazetesi yazarlarından İskender Günen Galatasaray’ın halen yarışın içinde olduğunu yazdı.
İşte İskender Günen’in yazısı; G.Saray yarışın içinde
Galatasaray uzun bir aradan sonra deplasmanda galip gelmesini bildi. Fakat yine ecel terleri dökerek... Rijkaard, Diyarbakır maçı kadrosuyla sahaya çıktı. G.Saray golü erken ulaşabilmek için savunmasını öne çıkardı. Rakibi baskı altında tutmaya çalışan sarı-kırmızılılar, kaptıkları toplarla da tehlikeli oldular. Yalnız Keita'nın attığı gole kadar Galatasaray'ın rakip kalede gol pozisyonu üretemediğini gördük. Bunda en büyük etken, önde oynayan 4 oyuncunun kendi aralarındaki uyumsuzluğuydu. Sadece Keita top ayağına geldiğinde rakibi zorlayan ve Galatasaray'ı karşı kaleye taşımaya çalışan oyuncuydu. Arda ve Giovani ilk yarıda oyunda hiç yoktu. Baros da isteği topları alamadığı için etkisiz kaldı.Orta sahada Mehmet Topal mücadele etmeye çalıştı. Fakat o da ayağına aldığı topları olumsuz kullandı. Elano ise uzun top kullanarak oyunun yönü değiştirmenin dışında forvete destek veremedi. İlk yarıda Manisa'nın da hücumda etkisizliğini düşündüğümüzde Galatasaray savunması en rahat maçlarından birini oynadı.
Galatasaray’ın eski oyuncularından olan Hakan Ünsal ise Ali Sami Yen stadında taraftarların protestosunun oyuncuların üzerinde derin izler bıraktığını yazdı.
İşte Hakan Ünsal’ın köşe yazısı;
Ligin en az gol atan ve yiyenlerinden Manisa karşısında Galatasaray’ın geçtiğimiz hafta yaşanan protestolara rağmen kazanması normaldi.
Fakat Galatasaraylı oyuncuların yüzünde Ali Sami Yen’deki protesto derin izler bırakmış. Takımdaki önemli oyuncuların oyun iştahındaki azalma Galatasaray’ın etkili oynamasını engelleyen en büyük sebepti. Golden sonra bile Galatasaray’ın oyunu rölantide tutması deplasman fobisi ve şampiyonlukta geri kalmama düşüncesi olabilir; ama bu oyun gelecek haftalar için tehlikeli.
Baros’un geri dönmüş olması Arda, Keita ve Dos Santos’un işini kolaylaştırdı. Rakip alanda yer değiştirip koşular yapan Baros, bu oyunculara farklı alternatifleri değerlendirme şansı sundu. Tabii ki bu arada Elano’da değişen bir şey yok; bildiğiniz gibi. Brezilya Milli Takımı’na hazırlık maçlarına Galatasaray’da devam ediyor. Aykut Galatasaray kalesi için ne kadar doğru tercih olduğunu maç içindeki kurtarışı ve oynadıkça artan performansı ile gösterdi.
Servet artık olmayacak
Geçtiğimiz hafta ve bu hafta Hakan Balta stoper oynarken, kenarda duran ve oyuna alınacak ilk stoper olarak bile düşünülmeyen Servet için Galatasaray dönemi bitmiştir. Rijkaard belli ki Servet’i silmiş, önümüzdeki sezon Rijkaard Galatasaray’da kalacağına göre büyük ihtimalle Servet olmayacak.
Final Bursaspor maçı
GALATASARAY zaman zaman zorlansa da kendini yarışta tutacak 3 puanı almasını becerdi. Ve şampiyonluk şansını sezonun final maçı olan Bursa karşılaşmasına taşıdı.
Arda’nın morali bozuk
GALATASARAY şampiyon olacaksa Arda’nın moralli ve etkili oyununa çok ihtiyacı olacak. Görünen o ki Arda protestolardan son derece olumsuz yönde etkilenmiş ve sahada bu açıkça belli oluyor. Her ne kadar Başkan Adnan Polat, “Bu protesto iyi oldu, kendimize geldik” dese de ve Arda Manisa’da iyi diyebileceğimiz performans sergilese de; kafasının hala protestolarda olduğu, sahada moralinin bozuk olduğu ve futbolu düşünmediği çok belli oluyor.
Fotomaç yazarlarından Şükrü Kanber ise Galatasaray’ın genç kaptanı Arda Turan’ın taraftara küskün olduğunu köşesine taşıdı;
İşte Şükrü Kanber’in köşe yazısı; Kırgın Arda
Kaybedilen maçlara, kaçan puanlara "futbolcuların üzülmediğini düşünen" hangi kafadır ki altyapıdan çıkan, kulübün gözbebeği bir oyuncuyu "aptalca küstürüyor". "Üç-beş kendini bilmez" diye geçiştirmemek gerek, yaşın yanında kuruyu da yakmaya kimsenin hakkı yok. Jo alemci olabilir ama Arda'yı kıskanan nasıl bir "arızalı kafa yapısıdır" anlamak mümkün değil. Genç kaptan, oyunun büyük çoğunluğunda ayağına topu sokmadı, oyuna katılmadı, takımını yönlendirmedi. Küskünlüğü o kadar açıktı ki "Kendi cevherine çamur atanlar bir yerlerine kına yaksınlar" demek geliyor içimden. Sanırım Bursa maçında o kına yakılmışlar bu sefer "Arda yalakalığı" yapacaklar, yapmalılar da! Milli Takım ve Galatasaray için bu kadar önemli bir oyuncuya, üç sezondur 'takımı sırtlayan' bir futbolcuya böyle davranılmaz. O'nun da 'kötü güne', 'formsuzluğa' hakkı var.
Milan Baros ruh kattı
Dönelim maça. Şurası muhakkak ki Milan Baros takıma yeniden 'ruh ve aşk' kattı. Çek oyuncu, sakatlanmasa ve uzun zaman takımını yalnız bırakmasaydı şu an 'ligin seyri çok farklı' olacaktı. Ama, futbol bu, sakatlık 'doğasında var.' Baros topu tutuşu, saklaması, rakibe baskı yapması ve pozisyona girmesiyle arkadaşlarının 'yeniden futbol oynamayı hatırlamalarını' sağladı. Neill için de 'özel bir paragraf' açmak gerekli. Avusturalyalı'nın top kesişi, mücadelesi ve en önemlisi topu oyuna sokuşu tam da 'Rijkaard isteğine' uygun. Mehmet Topalda mücadelesi ile Keita 'zekası ve öz güven dolu' katkısıyla 'övgüyü hak edenler' arasındaydı. Galatasaray için en büyük sıkıntı, rakibine üstünlük kurduğunda hızının kesilmesi. Manisa zaten 'can derdinde', bir puan için bile her tür riski almaya hazır. 'Dahasını aramak' varken kalende gol yersen, yine sıkıntıdan dudağın uçuklar. Galatasaray altın değerinde üç puanla evine dönüp derbi sonucunu bekliyor. "Umut bu belli m
İşte İskender Günen’in yazısı; G.Saray yarışın içinde
Galatasaray uzun bir aradan sonra deplasmanda galip gelmesini bildi. Fakat yine ecel terleri dökerek... Rijkaard, Diyarbakır maçı kadrosuyla sahaya çıktı. G.Saray golü erken ulaşabilmek için savunmasını öne çıkardı. Rakibi baskı altında tutmaya çalışan sarı-kırmızılılar, kaptıkları toplarla da tehlikeli oldular. Yalnız Keita'nın attığı gole kadar Galatasaray'ın rakip kalede gol pozisyonu üretemediğini gördük. Bunda en büyük etken, önde oynayan 4 oyuncunun kendi aralarındaki uyumsuzluğuydu. Sadece Keita top ayağına geldiğinde rakibi zorlayan ve Galatasaray'ı karşı kaleye taşımaya çalışan oyuncuydu. Arda ve Giovani ilk yarıda oyunda hiç yoktu. Baros da isteği topları alamadığı için etkisiz kaldı.Orta sahada Mehmet Topal mücadele etmeye çalıştı. Fakat o da ayağına aldığı topları olumsuz kullandı. Elano ise uzun top kullanarak oyunun yönü değiştirmenin dışında forvete destek veremedi. İlk yarıda Manisa'nın da hücumda etkisizliğini düşündüğümüzde Galatasaray savunması en rahat maçlarından birini oynadı.
Galatasaray’ın eski oyuncularından olan Hakan Ünsal ise Ali Sami Yen stadında taraftarların protestosunun oyuncuların üzerinde derin izler bıraktığını yazdı.
İşte Hakan Ünsal’ın köşe yazısı;
Ligin en az gol atan ve yiyenlerinden Manisa karşısında Galatasaray’ın geçtiğimiz hafta yaşanan protestolara rağmen kazanması normaldi.
Fakat Galatasaraylı oyuncuların yüzünde Ali Sami Yen’deki protesto derin izler bırakmış. Takımdaki önemli oyuncuların oyun iştahındaki azalma Galatasaray’ın etkili oynamasını engelleyen en büyük sebepti. Golden sonra bile Galatasaray’ın oyunu rölantide tutması deplasman fobisi ve şampiyonlukta geri kalmama düşüncesi olabilir; ama bu oyun gelecek haftalar için tehlikeli.
Baros’un geri dönmüş olması Arda, Keita ve Dos Santos’un işini kolaylaştırdı. Rakip alanda yer değiştirip koşular yapan Baros, bu oyunculara farklı alternatifleri değerlendirme şansı sundu. Tabii ki bu arada Elano’da değişen bir şey yok; bildiğiniz gibi. Brezilya Milli Takımı’na hazırlık maçlarına Galatasaray’da devam ediyor. Aykut Galatasaray kalesi için ne kadar doğru tercih olduğunu maç içindeki kurtarışı ve oynadıkça artan performansı ile gösterdi.
Servet artık olmayacak
Geçtiğimiz hafta ve bu hafta Hakan Balta stoper oynarken, kenarda duran ve oyuna alınacak ilk stoper olarak bile düşünülmeyen Servet için Galatasaray dönemi bitmiştir. Rijkaard belli ki Servet’i silmiş, önümüzdeki sezon Rijkaard Galatasaray’da kalacağına göre büyük ihtimalle Servet olmayacak.
Final Bursaspor maçı
GALATASARAY zaman zaman zorlansa da kendini yarışta tutacak 3 puanı almasını becerdi. Ve şampiyonluk şansını sezonun final maçı olan Bursa karşılaşmasına taşıdı.
Arda’nın morali bozuk
GALATASARAY şampiyon olacaksa Arda’nın moralli ve etkili oyununa çok ihtiyacı olacak. Görünen o ki Arda protestolardan son derece olumsuz yönde etkilenmiş ve sahada bu açıkça belli oluyor. Her ne kadar Başkan Adnan Polat, “Bu protesto iyi oldu, kendimize geldik” dese de ve Arda Manisa’da iyi diyebileceğimiz performans sergilese de; kafasının hala protestolarda olduğu, sahada moralinin bozuk olduğu ve futbolu düşünmediği çok belli oluyor.
Fotomaç yazarlarından Şükrü Kanber ise Galatasaray’ın genç kaptanı Arda Turan’ın taraftara küskün olduğunu köşesine taşıdı;
İşte Şükrü Kanber’in köşe yazısı; Kırgın Arda
Kaybedilen maçlara, kaçan puanlara "futbolcuların üzülmediğini düşünen" hangi kafadır ki altyapıdan çıkan, kulübün gözbebeği bir oyuncuyu "aptalca küstürüyor". "Üç-beş kendini bilmez" diye geçiştirmemek gerek, yaşın yanında kuruyu da yakmaya kimsenin hakkı yok. Jo alemci olabilir ama Arda'yı kıskanan nasıl bir "arızalı kafa yapısıdır" anlamak mümkün değil. Genç kaptan, oyunun büyük çoğunluğunda ayağına topu sokmadı, oyuna katılmadı, takımını yönlendirmedi. Küskünlüğü o kadar açıktı ki "Kendi cevherine çamur atanlar bir yerlerine kına yaksınlar" demek geliyor içimden. Sanırım Bursa maçında o kına yakılmışlar bu sefer "Arda yalakalığı" yapacaklar, yapmalılar da! Milli Takım ve Galatasaray için bu kadar önemli bir oyuncuya, üç sezondur 'takımı sırtlayan' bir futbolcuya böyle davranılmaz. O'nun da 'kötü güne', 'formsuzluğa' hakkı var.
Milan Baros ruh kattı
Dönelim maça. Şurası muhakkak ki Milan Baros takıma yeniden 'ruh ve aşk' kattı. Çek oyuncu, sakatlanmasa ve uzun zaman takımını yalnız bırakmasaydı şu an 'ligin seyri çok farklı' olacaktı. Ama, futbol bu, sakatlık 'doğasında var.' Baros topu tutuşu, saklaması, rakibe baskı yapması ve pozisyona girmesiyle arkadaşlarının 'yeniden futbol oynamayı hatırlamalarını' sağladı. Neill için de 'özel bir paragraf' açmak gerekli. Avusturalyalı'nın top kesişi, mücadelesi ve en önemlisi topu oyuna sokuşu tam da 'Rijkaard isteğine' uygun. Mehmet Topalda mücadelesi ile Keita 'zekası ve öz güven dolu' katkısıyla 'övgüyü hak edenler' arasındaydı. Galatasaray için en büyük sıkıntı, rakibine üstünlük kurduğunda hızının kesilmesi. Manisa zaten 'can derdinde', bir puan için bile her tür riski almaya hazır. 'Dahasını aramak' varken kalende gol yersen, yine sıkıntıdan dudağın uçuklar. Galatasaray altın değerinde üç puanla evine dönüp derbi sonucunu bekliyor. "Umut bu belli m