Bulanık Olayları Davası

Muş'un Bulanık ilçesinde 2 kişinin öldüğü ve 4 kişinin yaralandığı olaylarla ilgili tutuklanan 2 kardeşin Samsun'da yargılanmasına başlandı.

Olayla ilgili tutuklu bulunan Turan Bilen ile kardeşi Metin Bilen (42), Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı. Bilen kardeşler geniş güvenlik önlemi altında Samsun Kapalı Cezaevi'nden Samsun Adliyesi'ne getirildi. Bilen kardeşleri taşıyan cezaevi aracı adliye arkasındaki tutuklu ve mahkum giriş kapısının bulunduğu kapalı alana alındı ve dış kapı kapatıldıktan sonra sanıklar araçtan indirildi. Can güvenliğinden dolayı Samsun'da görülen davayı izlemeye, DTP'nin kapatılmasından sonra
siyaset yasağı konulan eski genel başkanı Ahmet Türk, Aysel Tuğluk, BDP Muş Milletvekilleri Sırrı Sakık, Nuri Yaman, Bitlis Milletvekili Nezir Karabaş, BDP MYK üyeleri, Muş il ve ilçe başkanları katıldı. Sabah saat 10.30'da başlayan duruşma saat 14.35'te sona erdi. Müdahil avukatı olarak Muş Barosu Başkanı Sabahattin Göçmen, Av. Vedat Şengöl, Av. Mensut Işık, Av.Abdulbaki Çelebi, Av. Diyar Çetedir, Av. Emrah Öner, Av. Mehmet Nuri Özmen ve Av. Halil İbrahim Özdemir katıldı. Bilen kardeşlerin avukatları
olarak Av. Mustafa Remzi Toprak, Av. Lütfi Keskin, Av. Veysel Esen, Av. Muhammet Zafer Demir ve Av. Emrullah Akbulut duruşmada hazır bulundu. Müdahil avukatları mahkeme heyetine davanın Samsun'da görülmesini kabul etmemelerini ve yetkisizlik kararı verilmesini talep ettiler. Ancak, Yargıtay 5. Ceza Dairesi'nin davanın Samsun'da görülmesine karar vermesi üzerine mahkeme heyeti bu kararı hatırlatarak müdahil avukatlarının talebini reddetti.
Olayda silah kullanarak 2 kişinin ölümüne, 4 kişinin de yaralanmasına sebep olduğu gerekçesiyle yargılanan giyim mağazası sahibi Turan Bilen, yaşadığı dehşet dolu anları anlattı. Kendisinin aynı zamanda gönüllü köy korucusu olduğunu hatırlatan Turan Bilen, "Bu olaydan 45 gün önce Bingöl'de öldürülen 5 teröristten biri ilçemize gelmişti. Bu sırada iş yerlerinin kepenk kapatmasını istediler. Ben bunu kabul etmedim ve iş yerimi açtım. O gece iş yerimi taşlayıp camını kırdılar. DTP'nin kapatılması ve
Abdullah Öcalan'ın cezaevi koşuluna tepki için eylem yapılacağını öğrendim. Bana iş yerimi kapatmam söylendi. Ancak, tek iş yeri açık esnaf bendim. Eylem yapan bini aşkın kişi iş yerime taş ve molotofkokteyli attılar. Polis olaylarda yetersiz kaldı. Polis sayısı 20, eylemci sayısı bini aşkındı. Kaldırım taşlarını söküp iş yerimin camlarını kırdılar. Bu sırada gönüllü korucu olduğum için kasada sakladığım ruhsatsız Kalaşnikof silahımı aldım. İş yerinde kardeşim Metin Bilen, çalışan bir kız ile babası ve
yeğenim Okan Bilen vardı. 5 kişi çaresizdik. Polisin attığı gaz bombalarını da yerden alıp bize attılar. Hem gazdan etkilendik hem de çıkan yangından. Kardeşim Metin, elinde su ve yangın söndürücülerle, atılan molotofkokteylleri söndürmeye çalışıyordu. Bu olaylar 3 saat kadar sürdü. İlçe Emniyet Müdürü'nü aradım, yardım istedim. Jandarma Komutanı ile Alay Komutanı'nı telefonla aradım. İstihbarat Müdürü'ne telefon açtım. Her birine bir çocuk babasına yalvarır gibi yalvararak bizi yakacaklarını söyledim.
'Bizi öldürecekler yardım gönderin' dedim. Çaresiz, kendimizi korumak için kasadaki kılıfında bulunan Kalaşnikof silahımı aldım ve önce yere, daha sonra da karşı boş binaya doğru ateş açtım. Amacım kimseyi öldürmek ve yaralamak değildi. İş yerimin kepengini kırıp içeri girmeye başladılar. Evlerindeki pancarlarını tutuşturup yangın çıkarttılar. Yangını söndürecek suyumuz ve yangın söndürücümüz bitti. Savunacak bir şeyimiz kalmadı. Bütün olaylar yasal koşullar çerçevesinde kendimizi korumak için
gerçekleşmiştir" dedi.
Sanık Metin Bilen ise olayın ağabeyinin anlattığı gibi olduğunu ve dehşeti yaşadıklarını belirterek, kendisinin silah kullanmadığını ileri sürdü. Duruşmada savunma tanığı olarak dinlenen ve olay sırasında mağazada bulunan Okan Bilen (19), bir an öleceğini zannettiğini söyledi. Eylemcilerin taş ve molotofkokteyl yağmuruna tuttuğu iş yerinde mahsur kaldıklarını, eylemcilerin polisin attığı gaz bombasını alarak mağazaya attıkları için nefes alamaz durumda olduklarını ifade ederek, "19 yaşındayım ve bu olay
beni çok etkiledi. Bir an her şey bitti, öleceğiz dedim. Gaz bombasından nefes alamaz duruma geldik ve olduğum yere yığılıp kaldım. Amcam Metin, 2 saat boyunca devlet kuruluşlarını telefonla arayarak yardım istiyordu. Kendimi mağazadan dışarı attığımda polis panzerinin yanına kaçtım. Polisler beni eylemci zannedip darp ettiler" diye konuştu.
Ölen Necmi Oral'ın babası Faruk Oral, annesi Sinem Oral ve ablası Sezen Oral, tutuklu sanık kardeşlerden şikayetçi olduklarını söylediler. Baba Necmi Oral, kendisinin eylemcilerin arasında olduğunu ileri sürerek, "Ben de eylemcilerin arasındaydım. Kepenk kapatan binlerce esnaf vardı. Bunlar neden kepenk kapatmadılar? Benim oğlum 20 yaşındaydı ve askere gidecekti. Olay günü otomatik silahlarla tarıyorlardı. Turan Bilen, dükkanından çıktı ve kalabalığın üzerine otomatik tüfekle rastgele taradı. Oğlum ile
diğer şahsı öldürdü. Şikayetçiyim" şeklinde konuştu.
Mahkeme Başkanı Vecdi Topbaş, Faruk Oral'ın daha önce savcılıkta verdiği ifadeyi hatırlatarak, "Bu ifadende il dışında olduğunu söylüyorsun, şimdi ise eylemcilerin arasında. Hangisi doğru?" diye sorduğunda çelişkili ifade veren Faruk Oral, olayları televizyondan izlediğini ve il dışında olduğunu söyledi.
Savunma avukatları, Turan Bilen ile Metin Bilen'in olayda meşru müdafaada bulunduklarını belirterek, tahliyelerini talep ettiler. Müdahil avukatlarının bazı soruları ise davayla ilgili olmadığı için mahkeme heyeti tarafından reddedildi. Mahkeme heyeti, Bulanık ilçesindeki MOBESE kayıtlarının temin edilmesi ve olay saatlerinde Turan Bilen'in aradığı kamu görevlilerinin telefon kayıtlarından tespiti ve ifadelerinin alınması için duruşmayı ileri bir tarihe ertelerken, tahliye taleplerini ise reddetti.

BULANIK OLAYLARI
Muş'un Bulanık ilçesinde 15 Aralık 2009 tarihinde DTP'nin kapatılmasını bahane eden bin kişilik grubun eylem yapıp iş yerlerine saldırması sırasında kepenk kapatma eylemine katılmadığı için saldırıya uğrayan esnaf Turan Bilen'in (43), ruhsatlı Kalaşnikof silahıyla ateş açması sonucu Necmi Oral (20) ve Kemal Ağcan (46) hayatını kaybetmiş, Kenan Gündüz (24), Fatih Yıldız (29), Lokman Sünmez (31) ve Ozan Korkmazer (19) yaralanmıştı.