Türk Televizyonculuğunda Yeni Dönem

Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Antalya Kültür Sanat Vakfı (AKSAV) tarafından bu yıl ilk kez düzenlenecek 'İsmail Cem Televizyon Ödülleri', Türk televizyonculuğunda yeni bir dönem başlatıyor.

Türkiye'nin 'EMMY' ve 'ALTIN KÜRE'si olmaya aday ödül töreni televizyon dünyasında büyük bir eksikliği gidermeyi hedefliyor. 24 Nisan 2010 Cumartesi günü Antalya Mardan Palace'da yapılacak ödül törenine Türk televizyon dünyasının tüm önemli aktörleri ile EMMY, Altın Küre, Bafta gibi dünyanın en önemli yarışmalarının temsilcileri katılacak. 'İsmail Cem Televizyon Ödülleri'ne bir aydan kısa bir süre kala, yapımcı, oyuncu ve senaristler ödül töreninin önemine değindi.
SEKTÖRÜN EN BÜYÜK EKSİKLİĞİ GİDERİLECEK
'Hanımın Çiftliği' adlı televizyon dizisinin yapımcısı Golden Film kurucusu Faruk Turgut, İsmail Cem Televizyon Ödülleri ile sektörün en büyük eksikliğinin giderileceğine inandığını belirterek, "Sektörün dışından bir kurumun bunu yapıyor olması daha çok güven telkin ediyor. Çünkü sektör içinden bazı gruplar, zaman zaman böyle törenler ve ödül düzenleyebiliyor ama bunların inandırıcılığı sorunlu. En azından böyle bir ödül bundan sonraki yıllarda sektördeki arkadaşları daha da motive edecektir. Hem
yapımcılar için hem de kanallar için çok anlamlı bir gelenek oluşturacağını tahmin ediyorum. Gerçekçi ve inandırıcı bir ödül töreni olacağına inanıyorum" dedi.
İSMAİL CEM ADININ VERİLMESİ ÇOK ANLAMLI
'Papatyam' adlı televizyon dizisinin oyuncusu Metin Akpınar ise, "İsmail Cem, nur içinde yatsın, rafine bir insan ve rafine bir politikacıydı. Bütün politik yelpazede politika ilmini öğrenen ve uygulayan az politikacılardan biriydi. Bu yüzden İsmail Cem adına düzenlenen Televizyon Ödülleri'ni çok doğru buluyorum. Bu kararı saygıyla karşılıyorum, destekliyorum" diye konuştu.
BU ÖDÜL SEKTÖRÜ MOTİVE EDER
'Yaprak Dökümü' ve 'Aşk-ı Memnu' dizilerinin senaristleri Ece Yörenç ve Melek Gençoğlu da bu ödülün sektörü motive edeceğini söylediler. Yörenç ve Gençoğlu, İsmail Cem Televizyon Ödülleri'nin çok iyi bir gelenek oluşturacağını da sözlerine ekledi.
'Aşk-ı Memnu', 'Ezel', 'Yaprak Dökümü', 'Samanyolu' dizilerinin yapımcısı Ay Yapım'ın sahibi Kerem Çatay ise ödüllerle ilgili şunları söyledi: "İnşallah bu sektör kapsamlı bir ödül törenine sahip olur. Yani televizyonun bütün alanlarına hitap eden bir ödül sistemi kurulursa çok yararlı olacak. Senaryo, yönetmen, müzisyen, kurgu hepsine ödül verilmeli. Umarım bunlar sürekli hale gelecek. Bu ödül töreni hepimizi biraz daha motive eder. Rekabeti artırır. Sektördeki yabancı rekabetten de zarar gelmez."
SONUNA KADAR ARKASINDAYIZ
'Kavak Yelleri', 'Melekler Korusun' dizilerinin yapımcısı Timur Savcı, sektöre katkısı bulunacak her türlü aktivitenin sonuna kadar arkasında olduklarını söyledi.
Sektörün arkasında olmak gerektiğini anlatan Savcı, sözlerine şöyle devam etti: "Çünkü, hem yasal statüde hem de insanların gözünde bu sektör, hatta bazen film sektörü bile henüz sektör olarak kabul edilemedi. Mesela müzisyenler statülerini çok iyi düzeltti. Telif eserleri yasası gibi çok yararlı oldu. Müzisyenler haklarını korumak ve haklarını almak için bir araya gelip doğru bir sistem kurabildiler. Biz de hem bu tür sıkıntılar var hem de hâla yayın ve çalışma koşullarında bir takım sıkıntılar var.
Bazen oyuncu röportajlarına da yansıyan sıkıntılar var. Televizyon sektörünün ciddi potansiyelleri ve ciddi sancıları var. Elbette böyle ciddi organize edilecek, prestijli, inandırıcı, samimi bir ödül törenine ihtiyaç var. Bu tür bir ödülün sektöre çok büyük etkisi olacaktır. Televizyon için bildiğim kadarıyla böyle bir ödül töreni yok. Sektördeki on yapım şirketinden biri bizsek ve biz de durumu böyle ortaya koyuyorsak, durum ortada. Sevindirici ve güzel bir şey, umarım güzel hayata geçer, sürekli olur."
SEKTÖRE SAYGINLIK KAZANDIRACAK
'Arka Sıradakiler', 'Papatyam', 'Yalancı Romantik' dizilerinin yapımcısı Birol Güven de şöyle konuştu: "Her şeyden önce böyle bir ödül verilmesi fikrini çok önemsiyorum. Bu ödüller sektöre saygınlık kazandıracak. Sektörümüzdeki en büyük sorun saygınlık. Tüm çalışanlar, TV'ye sadece para kaynağı olarak bakıyor ve saygınlıklarını tiyatro ve sinemada arıyorlar. Paranın yanında ödül de alacağını bilen bir sanat yönetmeni yaptığı işe başka bir gözle bakar. Tüm ekip yaptığı işi başka bir estetik anlayışıyla
yapar. Televizyonculuk saygın bir meslek olur ve kalite yükselir. Sonuçta televizyon da sinema tekniklerini kullanan bir iletişim aracı. Antalya'da çok köklü bir sinema geleneği var. Bu tecrübenin ve algının televizyon ödüllerinin kurumsallaşmasını hızlandıracağını düşünüyorum."
(SK-HO-Y)