Chp Grup Toplantısı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İsviçre'de 8 bankada hesabı olduğunu ispat etmesi halinde parayı CHP'ye bağışlayacağı yönündeki sözlerine yanıt verdi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İsviçre'de 8 bankada hesabı olduğunu ispat etmesi halinde parayı CHP'ye bağışlayacağı yönündeki sözlerine yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, "Recep bey kulakların iyi duysun, CHP'nin kirli paraya ihtiyacı yoktur" dedi.
Partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, torba kanunla yargıda yapılacak yeni düzenlemelere tepki gösterdi. Bunların geçmesi durumunda Türkiye'nin hukuk devleti olmaktan çıkacağını savunan Kılıçdaroğlu, "Hukukun üstünlüğünü savunacaksak bu tür abuk subuk yasaların TBMM'de yeri yoktur'' dedi.
Kılıçdaroğlu, 5 aralıkta kadına seçme ve seçilme hakkının kutlandığını anımsatarak, bu hakkı kadınlara CHP'nin verdiğini söyledi. Bu hakkın kadınların mücadelesi sonucu elde edilmediğini, devrimcilerin, CHP'lilerin, kurucu kadrolarınının söz konusu yasayı çıkardığını belirten Kılıçdaroğlu, 76 yılın sonunda hala 4 milyon kadınının okuma-yazma bilmediğini söyledi. Bu konuda en tutarlı partinin CHP olduğunu, kadın kotası uyguladıklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, kadınlara siyasette daha fazla yer alma sözü
verdi. Kılıçadroğlu, 81 ilin hiçbirisinde kadın valinin olmadığını belirterek, "Nasıl oluyor da nüfusunun yarısını oluşturan kadınlardan bir tek vali bile çıkmıyor. Evini yöneten kadın ili mi yönetemeyecek? Belediyeleri yöneten kadın ilçeyi yönetemeyecek mi?'' dedi.
Binlerce kadının şiddete uğradığını, sokak ortasında dövüldüğünü ve öldürüldüğünü, ekonomik krizde işine en önce son verilenin kadın olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, ''Kadınlara bir görev düşüyor. 'Hak verilmez alınır' diye bir sloganımız var. Hakkı alacaksınız, almasını bileceksiniz. Bunun için mücadele edeceksiniz. Mücadele yeriniz belli, bütün Türkiye. Bir araya gelip güç olsunlar. Söz veriyorum; CHP her eylemlerinde mutlaka kadınların yanında olacaktır'' dedi.
Açlığı, yoksulluğu çekenin evdeki kadın olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, bu acıyı gidermenin yolunun makarna, bulgur vermekten geçmediğini ifade etti. Kılıçdaroğlu, ''CHP, kadınlara seçme ve seçilme hakkını vererek birinci devrimi yaptı. İnşallah ikinci devrimi de yapacağız, kadının yoksulluğunu tarihe gömeceğiz. Aile sigortasını getirerek onu bu toplumda onurlu bir birey haline getireceğiz'' diye konuştu. Kadının yoksulluğunu teşhir etmeyeceklerini, yoksul ailelere mensup kadınların banka hesaplarına her
ay asgari ücret kadar para yatıracaklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, ''Kadın ailede güçlü olacak. Kadını güçlü hale getirmek CHP'lilerin boynunun borcudur'' dedi.

EYLEM YAPAN ÖĞRENCİLERE POLİS MÜDAHALESİ
Konuşmasında İstanbul'da eylem yapan öğrencilere polisin yaptığı sert müdahaleyi eleştirine Kılıçdaroğlu, anayasa çerçevesinde eylem yaptığını söyledi. Kılıçdaroğlu, "Vay sen misin yürüyüş yapan? Coplar, tekmeler. Bir tank tüfek eksik. Hangi anlayış bu? Hangi demokrasi anlayışı? O genç kızın polis coplanması... Acaba Recep Bey dünyaya bunu nasıl anlatacak? Başbakan eleştirilemez. Onu eleştiremezsiniz. Onu eleştirenler, bu tür hareketlere katlanırlar. Bunun gereği de Başbakan'ın talimatıyla oluyor? Dönüp
sormak lazım sen kimsin ki eleştirilemez noktaya kendini oturtuyorsun?" dedi.
Anayasanın 34. madddesini anımsatan Kılıçdaroğlu, bu madde kapsamında herkesin izin almadan toplantı ve yürüyüş düzenleme hakkı olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, "Bizde demokrasi var, bizde hukukun üstünlüğü var deniyor. Yok kardeşim, burada Recep beyin hukuku var. Recep beyin hukukuna ileri demokrasi diyorlar. Coplu hukuk desinler" diye konuştu.
Bugün öğrencilerin kendilerini ziyaret için TBMM'ye geldiğini ancak içeri alınmadığını kaydeden Kılıçdaroğlu, "Burası milletin meclisi değil mi? Hırsızlık yapsa içeri girer hiçbir sorun yok orada. Hayali ihracat yapsa AK Parti'de vekil olur. Naylon fatura düzenlese zaten sorun yok, bir de bakan olur. Ne yapmış bu gençler Allah aşkına? Yürüyüş yapan genci zaten dövdün. Şimdi de Meclis'e sokmuyorlar. O gençlerin tamamına sahip çıkacağız. Bunu Recep bey unutmasın" dedi.
Konuşmasında geçtiğimiz günlerde zaman aşımından düşen Kemal Türkler davasına da değinen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Ana fail yurt dışına kaçtı, uyuşturucudan yakalandı, hapse girdi. Türkiye'ye geldi, burada çalıştı. Ailenin ihbarı üzerine yakalandı. Dosya istendi. Ankara'dan Bakırköy'e dosya 6 yılda gitti. 1998'de istendi, 2004'te geldi. Ne güzel ileri demokrasi değil mi? Avukatlar ısrar ediyorlar. Yahu bu dava zaman aşımına uğrayacak. Önce alıyorlar bunun yerini değiştiriyorlar. Duruşmaya gelmesi
zaman alıyor ve sonunda zaman aşımına uğruyor. Fail belli, yapanlar belli, ama faili meçhule döndü. Bütün işçilerin kulağına küpe olsun. Hak-İş'teki kardeşlerimin de kulağına küpe olsun. Biz onların da hakkını savunacağız. Kim olursa olsun. Belki Kemal Türkler hayatta hiç CHP'ye oy vermemiştir. Ama o bir insan, o bir sendikacı. İşçilerin hakkı için mücadele etti ve öldürüldü. CHP olarak biz bilhassa kimsesizlerin yanında olacağız. Bu konuda hiç Başbakan konuştu mu acaba? Dut yemiş bülbül gibi. Niye
konuşmuyorsun Sayın Başbakan? Aynı olay bir AK Parti'linin başına gelseydi yer yerinden oynardı. Televizyonda aynı adamlar günlerce bunu tartışırdı. Bu tablo karşısında acaba bunun vicdanı sızlamıyor mu? Vicdan denen bir kavram bunların akıllarında var mı acaba?"
Konuşmasında dünyayı sarsan Wikileaks belgelerine de değinen Kılıçdaroğlu, iddiayı yapının dünyanın en güçlü devleti olduğunu söyledi. ABD'nin belgeleri kabul ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Biz de dedik ki bu iddialar ciddi, çık bir açıklama yap. Bunun yerine saldırıya geçti. Ne medya kaldı, ne biz kaldık. Bu neye benzer biliyor musunuz, gece mezarlıktan geçerken birileri türkü söyler korkusundan, ona benziyor. Biz yine de efendiliğimizi bozmadık. Ya sen ya avukatın İsviçre'de bankalarda hesap
olmadığına dair belge alsın dedik. Vay efendim siz bunu nasıl istersiniz? Senin geçmiş mali sicilin temiz değil, onun için istiyoruz sizden. Bunun üzerine diyor ki efendim ben neyi ispat edeceğim. Sen milletvekili olurken adli sicil kaydı istenmiyor mu? Bir yerden belge istemek doğrudur. Gidersin belge alırsın. Diyor ki gitsinler onlar alsın diyorlar. Bunu ispat etsinler paramı CHP'ye bağışlayacağım. Recep bey kulakların iyi duysun, CHP'nin kirli paraya ihtiyacı yoktur. Ben mali sicilin temiz değil
diyorum Sayın Başbakan. Bunu es geçiyor. Sicilim temiz diyemiyor. Bana Aşık Veysel'le yanıt vermiş. Aşık Veysel'in adını ağzına alırken abdest aldıysa mesele yok. Aşık Veysel, yoksulun yanındadır. Aşık Veysel gözleri görmez ama dünyayı çok iyi görür ve tahlil eder. Sayın Başbakan'dan bir isteğim var. Madem ki onu çok seviyorsun. Gülhane Parkı'nda Aşık Veysel'in heykeli var. O heykelin önünde bir fotoğraf çektirebiliyor musun, o yürek var mı? Bir göster bakalım. Sazının kırıldığı, heykelinin yok edilmek
istendiği bir Aşık Veysel var ortada" dedi. Kılıçdaroğlu, Başbakan'a yine Aşık Veysel'in bir dörtlüğü ile yanıt verdi.
Süleymaniye Camii restorasyonunda yolsuzluk yapıldığını da öne süren Kılıçdaroğlu, "Belgelerini açıklamıştım, rakam bile vermiştim. Kul hakkı yeniyor Başbakan, kul hakkı yeniyor. Niye sessiz kalıyorsun? Ahlaktan bahseden bir Başbakanımız var. Güzel çok güzel. Allah'tan bahsediyorsun, gayet güzel. Bir insan Allah'tan korkar. Ama senin AK Parti milletvekillerin farklı, onlar senden korkuyorlar. Başbakan diyecek ki bunu da ispatla. Sen Ankara'da gelip sahte oy kullanacaksın, sonra hacca gideceksin.
Başbakan onlara bir şey dedi mi? Demedi. Ahlak mı? Ahlak bunların kenarından bile geçemez" diye konuştu.
Öte yandan CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal, kurultay öncesi kendisiyle görüşeceğini açıklayan Kılıçdaroğlu'nun henüz kendisini aramadığını söyledi.