Kadınların Baskı Dolu Hayatları

AK Parti MKYK üyesi ve Yenişafak Gazetesi Yazarı Ayşe Böhürler, Türkiye'de her 10 kadından 4'ünün şiddete maruz kaldığını açıkladı.

Ayşe Böhürler, Sakarya'da "Kadınların baskı dolu hayatları" konulu bir söyleşiye katıldı. AK Parti Sakarya İl Kadın Kolları tarafından AKM Salonunda düzenlenen söyleşinin konuğu AK Parti MKYK üyesi ve Yenişafak Gazetesi Yazarı Ayşe Böhürler oldu. Kadınların yoğun ilgi gösterdiği söyleşide konuşan Böhürler, dünyadan kadın örnekleri verirken kadınların tek şiddet görmediği yerin Endenozya olduğunu söyledi. Bütün dünyayı dolaştığını anlatan Böhürler, şöyle konuştu: "Tüm kadınların ortak paydası aile içi
şiddete maruz kalmalarıdır. Dünyanın neresine giderseniz gidin kadına şiddetle karşılaşırsınız. Sadece Endenozya'da Sumatra adasında kadınlar şiddetten şikayet etmiyor. Orada kültür ve rol farklı. Kadınlar erkekleri istemeye gidiyor. Erkekler kadınların soyadını alıyor. Camilerde eşlerinden şiddet gören erkekler için sığınma evleri yapılmış. Ben gittim gördüm. Filistin ve Irak gibi savaşın yoğun olduğu bölgelerde aile içi şiddet daha fazla yaşanıyor. Saraybosna'da gördüğümüz kadının cinselliği
kullanılarak tecavüzlerde şiddet var. Afrika ülkelerinde bu çok yoğun. Dünya kadına yönelik şiddet uygulamalarına karşı cezaları artırıyor."
Böhürler, Türkiye'den de örnekler verirken şunları söyledi: "Ben Sivas Cezaevini gezdim orada kadınlarla birlikte iki gün kaldım. Yatan kadınların yüzde 70'lik bir bölümü, aile içi şiddetten eşlerini öldürmekten, diğerleri hırsızlık, dolandırıcılık ve terör gibi çeşitli suçlardan oluşuyor. Çok trajik vakalar vardı"
Türkiye'de yapılan ve ciddi bir araştırmanın sonuçlarını paylaşan Böhürler, her 10 kadından 4'ünün şiddete maruz kaldığını açıkladı. Bugüne kadar kadın üzerinde ciddi bir araştırma olmadığını anlatan
Böhürler, sözlerine şöyle devam etti: "2008 ve 2009 yılında yapılan bir araştırma var. Evdeki kadınlara şiddet tanımlanarak fiziksel, cinsel ve çeşitli şiddet türleri tanımlanarak onların yaygınlığı ölçülmeye çalışılıyor. Türkiye'de kadınların çoğu eşleri tarafından şiddete uğruyorlar. Eş dışındaki kişiler tarafından da genellikle eş yakınları ve kendi ailesi şiddet tanımı içine giriyor."
Fiziksel şiddet oranının en fazla Kuzey Anadolu Bölgesinde yüzde 53 gibi bir rakamla ortaya çıktığını anlatan Böhürler, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yine yüzde 53 gibi bir rakamla Orta Anadolu. Yine Güneydoğu Anadolu Bölgesi onu takip ediyor. Marmara ve Ege fiziksel şiddet bakımından en düşük bölgeler arasında yer alıyor. Batı Marmara yüzde 25 gibi bir payla şiddete uğrayan kadınların oranı. İstanbul'da yüzde 37 kadınlar daha çok kır kesiminde fiziksel şiddete uğruyor yüzde 43 gibi bir oranla kentlerde
şiddete uğrayan kadınların oranı yüzde 38 yaklaşık Türkiye ortalaması tüm bu rakamlarda yüzde 39 Türkiye'de kadınlar yüzde 39 fiziksel şiddete uğruyor. Her on kadından 4'ü bir şekilde şiddete maruz kalmış veya kalmaya devam ediyor."
Böhürler, kadınlara şiddet konusunda yeni yasal düzenlemelerin olduğunu polislere de bu konuda eğitim verildiğini belirterek şunları söyledi: "Adalet sistemi o cezaların seri bir şekilde uygulanmasını sağlayacak hale getirilmeye çalışılıyor. İşte aile mahkemeleri bu noktada konuşuluyor kısmen de uygulanmaya başladı."
Kanunun çıkarılmasının ötesinde uygulanmasını sağlamak gerektiğini anlatan Böhürler, sözlerine şöyle devam etti: "Daha çok kadının da bundan haberdar olarak evet eşim beni dövdüğünde benim de şikayet etme hakkım var ve şikayet ettiğimde de ceza alacak bilincin oluşması lazım. Aslında bir taraftan bunu sağlamaya çalışıyoruz kadınların bir özgüvenini yerine getirmeye çalışıyoruz. Erkek beni dövemez kocam beni dövemez devlet beni korur özgüvenini yerleştirmeye çalışıyoruz ama diğer taraftan toplumun bütün
kesimlerini de bunun içinde hakimler de var polisler de var komşular da var herkeste var toplumun bütün kesimlerine de şiddeti doğal gören hani olur karı koca arasında böyle şeyler doğal gören bakışın değişmesi noktasında bir çalışma ortaya koyuyoruz. Cezaların ağırlaştırılması noktasında ben kendi adıma çok talepkarım ama ne kadar gerçekleşir ne kadar hukuka uygun bir şey olur bunun da adil olması gerekir."
Erkekleri cezalandırmak adına adaletten uzaklaşmanın da anlamı olmadığını anlatan Böhürler, şöyle konuştu: "Ama şu an mevcut yasaların yeterli olduğunu düşünüyorum. Ancak bu yasaların uygulanması için daha çok imkan ortam ve daha çok değişimin olması gerekiyor. Yaklaşık 25 bin polise eğitim verildi, bu eğitim görmüş polislerin bir kadın herhangi bir şiddet nedeniyle karakola müracaat ettiğindeki davranışlarının çok farklı olduğunu bir çok kişiden duyuyorum. Onlar çünkü şiddete uğramış bir kadına nasıl
davranılacağı konusunda bir eğitim görüyor. Onlar bu eğitim sayesinde klasik bakışlarını değiştiriyor. Ona yol gösteriyorlar. Hangi numaraları arayacağını nereye başvuracakları konusunda yol gösteriyorlar. Yine aynı şekilde hakimlerin savcıların bu konu ile ilgili hukuku işletecek olan kişilerin de kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusunda bir başka bilinçlenme sürecinden geçmesi gerekiyor. Bu iş sadece yasa ile de olmuyor."
(RY-İÇ-HO-Y)