Türk Eğitim-sen'den Basına Tepki
Bolu'da bir meslek lisesinde kız öğrencinin hamile olan bayan öğretmenini dövmesi sonucu olayın basına yansımaması üzerine Türk Eğitim-Sen Bolu Şubesi'nden tepki geldi.
Geçtiğimiz hafta içi Bolu Ticaret Meslek Lisesi'nde bir kız öğrencinin, hamile olan bayan öğretmeni dövmesi üzerine eğitim camiasını üzdü. Yaşanan olayın basından saklanması ve gündeme gelmemesine Türk Eğitim-Sen Bolu Şube Başkanı Fikret Başer'den tepki geldi. Yaşanan olayları kabullenmelerinin mümkün olmadığını söyleyen Başer, "Bizlere bir şeyler oluyor. Değerlerimizi teker teker yitiriyoruz. Öğretmenlik mesleği yurdumuzda değil tüm ülkelerde, tüm ilahi dinlerde kutsal meslek sayılmıştır ve bu meslek sahiplerine her zaman saygı duyulmuştur. Ama son yıllarda hem ülkemizde hem ilimizde aklımıza gelmeyenler başımıza gelir oldu. İlimizde hatırı sayılır bir meslek lisesinde öğrencisi tarafından 'öğretmeni' dövülmüştür. Üstelik döven öğrencimiz kız, dövülen öğretmenimiz bayandır. Aynı zamanda hamiledir. Evet, bize bir şeyler oluyor. Ne olduğunu anlamakta zorlanıyoruz. Ama bunları kabullenmemiz kesinlikle mümkün değildir" dedi.
Öğretmenin öğrencisini dövdüğünde herkesin ayağa kalktığını ancak bir öğrenci tarafından öğretmenin dayak yemesine kimsenin ses çıkarmadığını ifade eden Fikret Başer, "Şiddetin her türlüsüne karşıyız. Bu olay hafife alınacak, üstü kapatılacak bir olay değildir. Öğretmende bizimdir, öğrenci de bizimdir. Okul idaresi de bizimdir, il milli eğitim müdürlüğü de bizimdir. Yani hepimiz bu toplumun bir parçasıyız, hepimizin bu topluma karşı sorumluluğu vardır. Hepimiz bu sorumluluk çerçevesinde kanunlar, tüzükler, yönetmelikler içerisinde kalarak yani hukuk işletilerek bu tip olayların tekrar yaşanmaması için ne gerekiyorsa onu yapmalıyız. Kesinlikle duygusal davranılmamalıdır. Bu tip olaylar pirim kazanmamalıdır. Yaklaşık iki yıl önce de ilimizde buna benzer bir olay yaşamıştık. Bu tip olaylar kanaatimizce yalnız örgün eğitim içinde çözülecek olaylar değildir. Eflatun'un dediği gibi analara düşen görev vardır. Kanaat önderlerine düşen görev vardır. Bürokratlara düşen görev vardır. Siyasilere düşen görev vardır. Basına düşen görev vardır. Mesela bu olay Cuma günü oldu. Bugün Çarşamba. Olayın üzerinden beş gün geçti. Basında yer almadı. Tersini düşüyorum. Acaba öğretmen öğrencisini dövseydi ne olurdu? Hayal etmek bile istemiyorum" diye konuştu.
Öğretmenin öğrencisini dövdüğünde herkesin ayağa kalktığını ancak bir öğrenci tarafından öğretmenin dayak yemesine kimsenin ses çıkarmadığını ifade eden Fikret Başer, "Şiddetin her türlüsüne karşıyız. Bu olay hafife alınacak, üstü kapatılacak bir olay değildir. Öğretmende bizimdir, öğrenci de bizimdir. Okul idaresi de bizimdir, il milli eğitim müdürlüğü de bizimdir. Yani hepimiz bu toplumun bir parçasıyız, hepimizin bu topluma karşı sorumluluğu vardır. Hepimiz bu sorumluluk çerçevesinde kanunlar, tüzükler, yönetmelikler içerisinde kalarak yani hukuk işletilerek bu tip olayların tekrar yaşanmaması için ne gerekiyorsa onu yapmalıyız. Kesinlikle duygusal davranılmamalıdır. Bu tip olaylar pirim kazanmamalıdır. Yaklaşık iki yıl önce de ilimizde buna benzer bir olay yaşamıştık. Bu tip olaylar kanaatimizce yalnız örgün eğitim içinde çözülecek olaylar değildir. Eflatun'un dediği gibi analara düşen görev vardır. Kanaat önderlerine düşen görev vardır. Bürokratlara düşen görev vardır. Siyasilere düşen görev vardır. Basına düşen görev vardır. Mesela bu olay Cuma günü oldu. Bugün Çarşamba. Olayın üzerinden beş gün geçti. Basında yer almadı. Tersini düşüyorum. Acaba öğretmen öğrencisini dövseydi ne olurdu? Hayal etmek bile istemiyorum" diye konuştu.