Zaman ayarlı yargı bombası

AKP Meclis'te türban turuna çıkmışken önce YÖK Başkanı'nından ardından da Yargıtay Başsavcılığı'ndan gelen iki açıklama siyasette yeni bir kavganın fitilini ateşledi.

AKP Meclis'te türban turuna çıkmışken önce YÖK Başkanı'nından ardından da Yargıtay Başsavcılığı'ndan gelen iki açıklama siyasette yeni bir kavganın fitilini ateşledi.


BETÜL KOTAN

ANKARA- Türkiye’nin siyasi gündemi dün Çanakkale ve Ankara’dan gelen ‘zaman ayarlı’ türban açıklamalarıyla sarsıldı. Bir yandan sorunu çözme görevinin TBMM’de olduğunu söylerken diğer yandan yönetmelik ve yazışmalarla sorunu çözmeye çalışan Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan dün Çanakkale’de ÖSS de dahil ÖSYM tarafından bundan sonra yapılacak tüm sınavlara başörtüsüyle girilebileceğini açıkladı.

Bu açıklama, TBMM’de AKP’nin CHP, MHP ve BDP ile yapacağı çözüm amaçlı görüşmelere gölge düşürürken bir açıklama da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan geldi. Başsavcı adeta konuyu görüşecek siyasi partilere ‘Kapatılırsınız’ uyarısı yaptı. İşte türban tartışmaları ışığında dün gün boyu yaşanan ‘gerilimli’ açıklama ve gelişmeler:

ÖZCAN PİMİ ÇEKTİ
Özcan, Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesince düzenlenen “Dünya Üniversiteler Kongresi”ne YÖK’ten yapılan video konferans bağlantısıyla katılmasının ardından ilkbahar dönemi Akademik Personel Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES) kılavuzunda yer alan ancak 19 Aralık 2010’da yapılacak sonbahar dönemi ALES kılavuzundan çıkarılan “Aday, başı açık ve kılık kıyafeti ilgili mevzuata uygun bir şekilde gelmemişse sınava alınmayacaktır. Başı örtülü adaylar sınava alınsa bile sınavları geçersiz sayılacaktır” ibaresinin diğer sınav kılavuzlarından da çıkarılacağını söyledi.

İsteyenin bu karara dava açabileceğini söyleyen Özcün, “Orada onu engelleyen bir durum da yoktu zaten. Tamamen ilk başta keyfi olarak konulmuş bir kuraldır. Biz de o kuralı kaldırdık” dedi. Özcan, “Diğer sınavlarda da aynı uygulama olacak mı?” sorusu üzerine de “Hepsinde aynısı olacak. Bütün sınavlar dahil. Bütün sınavların kılavuzunda aynı ifadeyi göreceksiniz” dedi.

BAŞSAVCI BOMBAYI ATTI Özcan’ın açıklamasından bir süre sonra, tam da AKP ile CHP, MHP ve BDP arasında ‘üniversitelerde türban sorununun çözümü’ konulu görüşmeler başlarken Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan (YCB) zehir zemberek bir açıklama geldi. Açıklamada önce Başsavcılığın “siyasi partilerin eylemlerinin hukuk devleti ve laik cumhuriyet ilkelerine aykırı olup olmadığı yönünde soruşturma yapma yetkisi” hatırlatıldı, ardından da yapılacak yasal düzenlemelerin anayasa aykırı olmayacağı, Anayasa Mahkemesi kararları vurgulandı. Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcı olduğu ve AİHM’den bu kararlara itiraz gelmediğinin vurgulandığı açıklamada, idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu ifade edildi.

Dinsel inanç veya dinsel kurallarla doğrudan ilişki ve bağlantı kurularak yapılan düzenlemelerin, hem “devrim yasalarını” hem de “laiklik ilkesini” ilgilendirdiğinin anlatıldığı Başsavcılık açıklamasında, “Yükseköğretim kurumlarındaki öğrencilerin giyimlerini düzenlerken türban kullanımına dinsel inanç nedeniyle geçerlilik tanımak, kamu hukuku alanındaki bir düzenlemeyi dinsel esaslara dayandırma suretiyle laiklik ilkesine aykırılık oluşturur” denildi.

PARTİLERE ÇIKAR SUÇLAMASI
Yüksek yargının türbana ilişkin kararları karşısında siyasi partilerin aksi yöndeki beyanlarının politik çıkar amaçlı olduğu savunulan açıklamada şöyle denildi: “Sözü edilen konuda siyasi çevrelerin aksi yöndeki beyanları, politik çıkara dayalı ve Devletimizin temel niteliklerinden olan hukuk devleti, laiklik ve eşitlik ilkeleri ile bağdaşmaz niteliktedir.”

‘DAVA AÇARIM’ MESAJI
Türbana ilişkin yapılacak düzenlemenin yüksek yargı kararlarına aykırı olarak gerçekleştirilmeyeceğini hatırlatan Başsavcılık, siyasi partilere şu uyarıyı yaptı: “YÖK yasası ve bu yasaya dayanılarak çıkarılacak düzenlemelerde yüksek yargı organlarının kararları ile AHİM kararlarına uygunluk gözetilmesi gerektiği gibi yürürlüğe konulacak yeni kuralların da bu metinlere aykırı olamayacağı, bundan sonraki siyasi, toplumsal, kurumsal, ekonomik ve hukuki sorumlulukların tüm siyasi partilere ait olacağı, üstün değerler taşıyan, objektif ve tarafsız düşünen, hukuk devletine bağlı yüce Türk Milletinin bilgisi dahilindedir.”