Memur-Sen : Her ülke İsrail'e haddini bildirmeli
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, gerilimin tırmandığı Türkiye-İsrail ilişkileri hakkında, 'Türkiye ve barışı seven her ülkenin İsrail'e haddini bildirmesi lazım' diye konuştu.
Kahramanmaraş Memur-Sen İl Temsilciliği görevindeki devir-teslim törenine katılmak üzere kente gelen Gündoğdu, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Görevinden ayrılan Abdurrahman Acer'e hizmetlerinden dolayı teşekkür eden ve yeni temsilci Alpaslan Alkış'a başarılar dileyen Gündoğdu, İsrail'e karşı ciddi tedbirler alınması gerektiğini söyledi. Memur-Sen Şube binasındaki basın toplantısında konuşan Gündoğdu, İsrail'in dünyada yalnızlaştığını ancak Mısır gibi devletlerin İsraillilik yapmaya devam ettiğini kaydetti.
İsrail'in uyguladığı devlet terörünün Birleşmiş Milletler nezdinde bile kınanırken Mısır'ın destek vermesinin bir garabet olduğunu öne süren Gündoğdu, ekonomik kaygıları bir kenara bırakıp ciddi tedbirler alınması gerektiğini ifade etti. Gündoğdu şöyle konuştu:
"Türkiye'nin ve barışı seven her ülkenin artık İsrail'e haddini bildirmesi lazım. Geçen bir araştırma okumuştum. İsrail vatandaşlarının yüzde 34'ü İsrail devletinin Gazze'de uyguladığı katliamı tasvip etmediğini söylüyor. Oterörist devletin tüm baskılarına rağmen yüzde 34'ü bunu deklare edebilmiş. Kendi vatandaşı bile bunu kınar hale gelmişken İsrail devletini yalnızlaştırmak, izole etmek ve kendi alanına çekmek için bütün ülkelerin hareket etmesi lazım. Elbette Türkiye son yıllarda dünyada öncülüğünü liderliğini kabul ettiren bir ülke, aklıselimle ilişkileri gözden geçirip ama mutlaka tepkisini koyması lazım.
Büyükelçiyi sadece uyarmakla kalmayıp dünyanın barışı önemseyen diğer devletlerini de yanımıza alarak ekonomik işbirliğini gözden geçirmek, hava sahamızı onlara kullandırmamak, yapılmış ihaleleri iptal etmek gibi bazı ticari kaygıları da gütmeden artık tavır koymamız lazım. Bir taraftan İsrail devleti ahlaki olsun deyip diğer taraftan onunla ticari ilişkileri sürdürmek, onlara tam manasıyla tavır koymak olmaz. Bu milletin yüzde 99'u İsrail'in yaptıklarına karşı. Devletimiz ve hükümet bu konuda topyekûn tavır koymaya yönelmeli diye düşünüyorum."
Gündoğdu, hükümetin de çelişki içerisinde olduğunu öne sürdü. Türkiye'nin birçok ülkeyle vizeleri kaldırdığını ve Rusya'yla bile sözleşmeler imzaladığını hatırlatan Gündoğdu, "Çelişkisi şudur. Kendileri iş başına geldiğinde bu ülkenin dört bir tarafı düşman kaplıydı. Böyle bir algı oluşturulmuştu. Etrafımızdaki bütün ülkelerle kavgalıydık. Bugün 56 ülke ile vizeler kalktı, Rusya'yla bile artık devlet sözleşmeler imzalıyor. Ama aynı devlet kendi memuruyla bile toplu sözleşme imzalamaktan imtina ediyor. Çalışanlar boyutuyla baktığımızda işçisiyle toplu sözleşme imzalayan devlet, 270 bin kamu işçisi dahil ama memuruna gelince hem siyaset hakkını vermiyor, hem toplu sözleşme hakkını vermiyor. Bu iktidar da kendisinden önceki iktidarı içine kapatmakla eleştirmekte haklı iken, grevsiz, toplu sözleşmesiz sendika hakkından medet ummaya devam ediyor ki bu ciddi bir çelişkidir" ifadelerini kullandı.
Açıklamalarında Kozmik oda aramalarına da değinen Gündoğdu, Türkiye'nin demokratikleşme sancıları çektiğini söyledi. Gündoğdu, "Mevzuatımıza bakıyorsunuz. Anayasamızın 104. maddesinde Cumhurbaşkanı ordunun başkomutanı, 108. maddesine bakıyorsunuz denetleme kurulu oluşturma yetkisi ve denetleme yetkisi var ama ordu denetim dışı. Kozmik odaya bakıyorsunuz sırlara yüzbaşı vakıf, başkomutan vakıf değil. Sırlara, belgeleri yaktığı kamuoyuna çıkan er vakıf, hakim vakıf değil. Yasama yürütme yargı, kuvvetler ayrılığı ilkesinde işleyiş yolunda gitmiyor. Yargı, ya 367 dayatması, başörtüsü kararı, toplu görüşme primi, üniversite öğrencilerinin burslarının iptali gibi konularda milletin değerlerine ters düşen kararlar alıyor ya da yargıyı birileri bazı alanlara girmekten alıkoyuyor. Bunun bir ortası lazım" diye konuştu.
Gündemdeki erken seçim konusuna ilişkin bir soruya da cevap veren Gündoğdu, seçimlerin zamanında yapılmasını istediklerini söyledi. Hükümetin ve muhalefetin yetkilerini sonuna kadar kullanıp anayasa değişikliği yapmadan seçime gitmemesi gerektiğini savunan Gündoğdu sözlerini şöyle sürdürdü: "Şu anda mecliste her siyasi partinin çalışması için müsait ortam var. Yeni anayasa oluşturmak gibi CHP'nin 89'da oluşturduğu taslak var. Bugün tartışılanların çok çok ilerisinde. En azından CHP'nin taslağını öne alarak bir anayasa yapabilirler. İktidar ya da muhalefet seçime gittiklerinde 'bu anayasayı hala niye değiştirmiyorsunuz' sorusuna ne cevap verecekler? Dolayısıyla ben iktidarın da muhalefetin de verilmiş yetkiyi sonuna kadar kullanıp bu yetki süresinin sonunda er meydanına çıkmalarının daha uygun olacağı kanaatindeyim".
Eğitim-Bir-Sen Kahramanmaraş 2 Nolu Şubesinin Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi ile yaşanan problemleri de eleştiren Gündoğdu, KSÜ Rektörü Prof. Dr. Nafi Baytorun'u sendikaya baskı kurmakla suçladı. Gündoğdu, "Sayın Rektöre çağrımız, Türkiye gelişiyor, Türkiye kalkınıyor. Artık 'ordu göreve' pankartının altında yürümekle YÖK üyeliği ve rektörlük yapılamayacağını herkes anladı ve herkesin de anlamasını istiyoruz. Rektör sendikaya baskı uyguluyor, psikolojik baskı uyguluyor, örgütlü toplumun gücünü kırıyor, işlevselliğini kırmak istiyor. Sayın Rektör'e çağrımız, işine baksın çalışmalarımızı denetlesin, takip etsin, görsün, hukuki açıdan rahatsız olacağı bir şey varsa savcılığa dilekçe versin. Biz de onun yaptıklarını denetleyeceğiz, YÖK'e ve gerekli birimlere raporlar düzenleyip gerekirse sunacağız" şeklinde konuştu.
Toplantının son bölümünde 5 yıldır Memur-Sen İl Temsilciliği görevini yürüten Abdurrahman Acer, görevi Alpaslan Alkış'a devretti. Kahramanmaraş Valisi Mehmet Niyazi Tanılır'a da nezaket ziyaretinde bulunan Gündoğdu, akşam ise sendika üyeleriyle yemekte bir araya geldi.
İsrail'in uyguladığı devlet terörünün Birleşmiş Milletler nezdinde bile kınanırken Mısır'ın destek vermesinin bir garabet olduğunu öne süren Gündoğdu, ekonomik kaygıları bir kenara bırakıp ciddi tedbirler alınması gerektiğini ifade etti. Gündoğdu şöyle konuştu:
"Türkiye'nin ve barışı seven her ülkenin artık İsrail'e haddini bildirmesi lazım. Geçen bir araştırma okumuştum. İsrail vatandaşlarının yüzde 34'ü İsrail devletinin Gazze'de uyguladığı katliamı tasvip etmediğini söylüyor. Oterörist devletin tüm baskılarına rağmen yüzde 34'ü bunu deklare edebilmiş. Kendi vatandaşı bile bunu kınar hale gelmişken İsrail devletini yalnızlaştırmak, izole etmek ve kendi alanına çekmek için bütün ülkelerin hareket etmesi lazım. Elbette Türkiye son yıllarda dünyada öncülüğünü liderliğini kabul ettiren bir ülke, aklıselimle ilişkileri gözden geçirip ama mutlaka tepkisini koyması lazım.
Büyükelçiyi sadece uyarmakla kalmayıp dünyanın barışı önemseyen diğer devletlerini de yanımıza alarak ekonomik işbirliğini gözden geçirmek, hava sahamızı onlara kullandırmamak, yapılmış ihaleleri iptal etmek gibi bazı ticari kaygıları da gütmeden artık tavır koymamız lazım. Bir taraftan İsrail devleti ahlaki olsun deyip diğer taraftan onunla ticari ilişkileri sürdürmek, onlara tam manasıyla tavır koymak olmaz. Bu milletin yüzde 99'u İsrail'in yaptıklarına karşı. Devletimiz ve hükümet bu konuda topyekûn tavır koymaya yönelmeli diye düşünüyorum."
Gündoğdu, hükümetin de çelişki içerisinde olduğunu öne sürdü. Türkiye'nin birçok ülkeyle vizeleri kaldırdığını ve Rusya'yla bile sözleşmeler imzaladığını hatırlatan Gündoğdu, "Çelişkisi şudur. Kendileri iş başına geldiğinde bu ülkenin dört bir tarafı düşman kaplıydı. Böyle bir algı oluşturulmuştu. Etrafımızdaki bütün ülkelerle kavgalıydık. Bugün 56 ülke ile vizeler kalktı, Rusya'yla bile artık devlet sözleşmeler imzalıyor. Ama aynı devlet kendi memuruyla bile toplu sözleşme imzalamaktan imtina ediyor. Çalışanlar boyutuyla baktığımızda işçisiyle toplu sözleşme imzalayan devlet, 270 bin kamu işçisi dahil ama memuruna gelince hem siyaset hakkını vermiyor, hem toplu sözleşme hakkını vermiyor. Bu iktidar da kendisinden önceki iktidarı içine kapatmakla eleştirmekte haklı iken, grevsiz, toplu sözleşmesiz sendika hakkından medet ummaya devam ediyor ki bu ciddi bir çelişkidir" ifadelerini kullandı.
Açıklamalarında Kozmik oda aramalarına da değinen Gündoğdu, Türkiye'nin demokratikleşme sancıları çektiğini söyledi. Gündoğdu, "Mevzuatımıza bakıyorsunuz. Anayasamızın 104. maddesinde Cumhurbaşkanı ordunun başkomutanı, 108. maddesine bakıyorsunuz denetleme kurulu oluşturma yetkisi ve denetleme yetkisi var ama ordu denetim dışı. Kozmik odaya bakıyorsunuz sırlara yüzbaşı vakıf, başkomutan vakıf değil. Sırlara, belgeleri yaktığı kamuoyuna çıkan er vakıf, hakim vakıf değil. Yasama yürütme yargı, kuvvetler ayrılığı ilkesinde işleyiş yolunda gitmiyor. Yargı, ya 367 dayatması, başörtüsü kararı, toplu görüşme primi, üniversite öğrencilerinin burslarının iptali gibi konularda milletin değerlerine ters düşen kararlar alıyor ya da yargıyı birileri bazı alanlara girmekten alıkoyuyor. Bunun bir ortası lazım" diye konuştu.
Gündemdeki erken seçim konusuna ilişkin bir soruya da cevap veren Gündoğdu, seçimlerin zamanında yapılmasını istediklerini söyledi. Hükümetin ve muhalefetin yetkilerini sonuna kadar kullanıp anayasa değişikliği yapmadan seçime gitmemesi gerektiğini savunan Gündoğdu sözlerini şöyle sürdürdü: "Şu anda mecliste her siyasi partinin çalışması için müsait ortam var. Yeni anayasa oluşturmak gibi CHP'nin 89'da oluşturduğu taslak var. Bugün tartışılanların çok çok ilerisinde. En azından CHP'nin taslağını öne alarak bir anayasa yapabilirler. İktidar ya da muhalefet seçime gittiklerinde 'bu anayasayı hala niye değiştirmiyorsunuz' sorusuna ne cevap verecekler? Dolayısıyla ben iktidarın da muhalefetin de verilmiş yetkiyi sonuna kadar kullanıp bu yetki süresinin sonunda er meydanına çıkmalarının daha uygun olacağı kanaatindeyim".
Eğitim-Bir-Sen Kahramanmaraş 2 Nolu Şubesinin Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi ile yaşanan problemleri de eleştiren Gündoğdu, KSÜ Rektörü Prof. Dr. Nafi Baytorun'u sendikaya baskı kurmakla suçladı. Gündoğdu, "Sayın Rektöre çağrımız, Türkiye gelişiyor, Türkiye kalkınıyor. Artık 'ordu göreve' pankartının altında yürümekle YÖK üyeliği ve rektörlük yapılamayacağını herkes anladı ve herkesin de anlamasını istiyoruz. Rektör sendikaya baskı uyguluyor, psikolojik baskı uyguluyor, örgütlü toplumun gücünü kırıyor, işlevselliğini kırmak istiyor. Sayın Rektör'e çağrımız, işine baksın çalışmalarımızı denetlesin, takip etsin, görsün, hukuki açıdan rahatsız olacağı bir şey varsa savcılığa dilekçe versin. Biz de onun yaptıklarını denetleyeceğiz, YÖK'e ve gerekli birimlere raporlar düzenleyip gerekirse sunacağız" şeklinde konuştu.
Toplantının son bölümünde 5 yıldır Memur-Sen İl Temsilciliği görevini yürüten Abdurrahman Acer, görevi Alpaslan Alkış'a devretti. Kahramanmaraş Valisi Mehmet Niyazi Tanılır'a da nezaket ziyaretinde bulunan Gündoğdu, akşam ise sendika üyeleriyle yemekte bir araya geldi.