'Çürük Elmalar Temizlenmeli'

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz ordu içindeki çürük elmaların temizlenmesi gerektiğini söyledi.

TV8’de yayınlanan Erkan Tan’la Başkentten programına konuk olan, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Salih Kapusuz muhalefete yönelik önemli açıklamalarda bulundu.
Kapusuz "AKP hükümeti başından beri muhalefet tarafından sürekli eleştiriliyor. Tenkitlere açığız, ama hani teklifler, öneriler. Madem ki biz yanlış yapıyoruz, doğrusunu sizler önerin" dedi. Hükümetin demokratik açılım sürecine değinerek, en az AK Parti kadar CHP ve MHP’nin de terörün sonlandırılmasını istediğini söyleyen Kapusuz "ABD ve Obama talimatları diyorlar, açılım sürecinin önüne geçmeye çalışıyorlar. Oysaki, 2001 yılında AK Parti kurulduğunda Başsavcılığa sunulan belgelerde de yer aldığı gibi, önceki yönetim dönemlerinden farklı başlıkların altını çizmedik. Doğu ve Güneydoğu’daki vatandaşların memnuniyetinin sağlanması ve istismar edilen alanların azaltılması konularında, önceki dönemlerden daha farklı maddelere değinmedik’’ diye konuştu.
Ayrıca Kapusuz "Barzani ile kanka oldunuz diyorlar, Türkiye’den destek bekleyen ve sığınmak isteyen aşiret reisleri, bugün bize başkaldırıyorlar. Geçici değil, terör için köklü bir çözüm gerekmekte..TRT Şeş yayınları, Kütçe ana dil kursları açıldı da ne oldu, hükümetin açılım sürecinde bölünmeye yönelik bir adım mı atıldı. Eleştirilerde takıldığımız noktalarla, açılım sürecine haksızlık yapılıyor’’sözlerini kaydetti.

TERÖR HİÇ BİR ZAMAN SIFIRLANMADI

25 yıldır hem maddi, hem de manevi yönüyle, ciddi kayıpların yaşandığı terörle mücadele için, 300 milyar dolar kadar para harcandığına işaret eden Salih Kapusuz, "Bu para, farklı hizmetler için kullanılsaydı, kötü mü olurdu. Dağdakini, bayırdakini vurmak için 300 milyar dolar harcandı ama sonuçta terör yine de bitmedi’’diye konuştu.
Genelkurmay Başkanının, yakın zamanda gerçekleştirdiği, Mardin ve Diyarbakır ziyaretlerinde de benzeri açıklamalarda bulunduğunu söyleyerek, ’’Başbakanımızın da dediği gibi, ‘bir şehidimizin bir damla kanı için 550 milletvekili feda olsun’ şeklinde düşünen hükümet, açılım sürecinde önce bataklığı kurutmak ve sivrisinekleri tümüyle yok etmek istiyor. Sadece sinekleri öldürmek çözüm değildir ’’ dedi.
Öcalan’ın tutuklandığı dönemde, azalan terör faaliyetleri ile yaşanan suskunluğu kendi dönemlerine mal etmeye çalışanlara seslenerek, "Şehit sayılarında bir azalma olmuş olabilir ama bu terörün sıfırlandığı ya da bittiği anlama gelmez. Terör zaman zaman kuluçka dönemi de geçiriyor’’ açıklamasında bulundu.

KAŞIK İLE VERİP, KEPÇE İLE ALMADIK

AKP Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, "Cebimizdeki Ergenekona ne zaman el atacaksınız’ söylemlerine karşılık,‘’Türkiye enflasyonsuz ortamda yaşamaya daha alışamadı. Önceki dönemlerde, kaşık ile verilenler, kepçe ile alınıyordu. Son hükümet döneminde ise son bulan bu gidişat yerine, enflasyona vatandaşı ezdirmeyen bir süreç başladı’’ diye konuştu.
Memur, işçi ve bağ-kur olmak üzere 7 milyondan fazla emeklinin yaşadığını söylediği Türkiye’de, çalışanlarla birlikte 10 milyon kadar insana maaş verildiğini açıklayan Kapusuz, "7 milyon insana yapılacak maaş artışları, trilyonlarca lira demektir. Ama kaynağını bulmak lazım. Geçmiş yönetimlerin yaptığı gibi borç da alınabilir, bu da denendi. ‘’ sözlerini kaydetti.

Dünya genelinde, %80 kredi notu düşürülen ülkelere rağmen, Türkiye ‘de 2 kademeli artış yaşandığına işaret eden Salih Kapusuz, hükümetin özellikle sağlık ve eğitim alanlarında önemli reformlarda bulunduğunun altını çizdi.

KENDİ ENERJİMİZİ KENDİ İÇİMİZDE TÜKETMEYELİM

"Ordu hepimiz için değerli ve önemli’’ diyen Salih Kapusuz, bazı çürük elmalar yüzünden, tüm kurumun karalanmasının yanlış bir değerlendirme olduğunu söyledi. Kapusuz "bu çürük elmalar temizlenmeli" dedi. Türkiye’de tüm kurumlar için aynı şekilde düşünülmesi gerektiğinin altını çizerek, "Ergenekon hadisesinde yaşanalar için tabi ki de mutlu değiliz, ama bir olay varsa da suskun kalamayız’’ diye konuştu. Silivri’de avukatlar bölümünde duruşmayı izlemeye gelen CHP’li milletvekilleri için, ‘Milletvekili olabiliriz, avukatlık da yapmış olabiliriz ama, hukuk ve yargının el attığı ve gereğinin yapılacağı bir hadisede böylesine yaklaşımlarda bulunulması doğru değildir’’ dedi.
"1960, 1980’li yıllardaki ihtilaller, 1970 muhtırası, 28 Şubat ve 27 Nisan’da hepimiz gördük ki hukuk ve görev dışı hareket ederek, hiç kimse bir şey elde edemedi. Kendi enerjimizi kendi içimizde tüketmeyelim. Aynı şekilde Bülent Arınç için de yaşanları hafife alamayız. Demokrasiyi hiçe sayarak, hukuk çiğnenerek ve görev dışı eylemlerle bir yere varamayız’’ diye konuştu.