'200 bin yeni kontenjan sağladık'

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, kontenjanları ilk yıl yüzde 25, bu yıl da yüzde 15 artırdıklarını, böylece 2 yılda toplamda 200 bin öğrencinin üniversiteye girme şansı bulduğunu söyledi.

'200 bin yeni kontenjan sağladık'
Açılış töreninin gerçekleştirileceği Selçuk Üniversitesi Alaaddin Keykubat Yerleşkesi Süleyman Demirel Kültür Merkezi'ne gelen Özcan'ı öğrenciler çiçeklerle karşıladı.
Törende ilk olarak üniversiteyi tanıtan sinevizyon gösterisi yapıldı. Daha sonra, öğretim görevlileri Zafer Kurtulan ile Gülara Bahşiş, keman ve piyano dinletisi sundu.
YÖK Başkanı Özcan, açılış töreninde yaptığı konuşmada, 2 yıl önce icraata başladıklarında kucaklarında buldukları en önemli sorunun yükseköğrenim görmek isteyen ve sayıları ortalama 1,5 milyonu bulan lise mezunları olduğunu söyledi.

Bu konuda istişarede bulunduklarını, bazı üniversitelerin kontenjanlarının uygun olmadığı gibi yersiz sesler yükseldiğini ifade eden Özcan, şöyle konuştu:

''1986-87'de ülkemizde 21 tıp fakültesi vardı. Tüm fakültelere kabul edilen öğrenci sayısı 5 bin 99, çalışan öğretim üyesi sayısı da 2005 idi. 20 yıl sonra 2006-2007 öğretim yılında sayısı 47'yi bulan tıp fakültelerinin kontenjanları 5 bin 117 oldu. Yani 20 yıl içinde sadece 18 öğrenci alındı. Bu arada 26 tıp fakültesi açıldı. Yani tıp fakültesi başına 1 öğrenci bile alınmamış. Bizim gibi kaynakları kıt olan bir ülke için bu kadar hoyratlık yapmak çok doğru bir şey değil. Bu eksikliği görerek kontenjanları ilk yıl yüzde 25, bu yıl da yüzde 15 artırdık. Böylece 2 yılda toplamda 200 bin öğrenci üniversiteye girme şansı buldu.''

Kontenjanı artırmanın tüm sorunları çözmediğini tersine öğretim üyesi sorununu gündeme getirdiğini söyleyen Prof. Dr. Özcan, Milli Eğitim Bakanlığı'yla çalışarak 5 yılda her yıl bin olmak üzere yurt dışına 5 bin öğrenci göndermeyi kararlaştırdıklarını bildirdi.

Özcan, karşılaştıkları sorunlardan birinin de mesleki ve teknik eğitimin yeniden yapılandırılması olduğunu belirterek, ''Türk ekonomisi ve sanayisi bugün istediği gibi çalışmıyorsa bunun nedenlerinden biri onların çalışmasına imkan verecek nitelikli eleman veremememizdir. Bu, üniversitenin ayıbıdır. Bunu çözmek zorundaydık. Bu çerçevede mesleki ve teknik eğitimi yeniden yapılandırdık'' diye konuştu.

Öğretim üyelerinin özlük hakları noktasında da bir çalışmaları olduğunu kaydeden Özcan, dahiyane bir proje gerçekleştirdiklerini, performansa dayalı ödüllendirme sistemi getireceklerini bildirdi.

-ÜNİVERSİTELERDE DANIŞMA KURULLARI-

Üniversiteler için danışma kurulu oluşturmak istediklerini ifade eden Yusuf Ziya Özcan, şunları söyledi:

''Üniversitenin özerkliğini feda edecekler, idarelerini yerel yönetimlere iş adamlarına bırakacaklar sesleri yükselmeye başladı. Bunlar sadece vehimdir. Böyle bir şey olması mümkün değildir. Hem üniversitenin toplumdan sanayiden ayrı olduğunu savunacaksınız hem de bu ayrılığı ortadan kaldıran mekanizmalar getirilmeye çalışıldığında eleştireceksiniz. Bu ikisi birbiriyle uyuşmayan görüşlerdir. Danışma kurulları sadece tavsiye mahiyetinde çalışmalar yapan kurullardır. Üniversitelerin sanayi ile evlenmelerinde önemli rol üstleneceklerdir. Hiçbir yaptırımları yoktur. Sadece tavsiye niteliğindedir. Bu nedenle korkulacak bir şey yoktur''

Zaman zaman üniversitelerin ayakları üzerinde duramadığı yönünde eleştirilerde bulunulduğunu, diğer taraftan onlara bu konuda imkan sağlanmadığını belirten Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Biz de düşündük, aklımıza gelen şu, aynı belediyelerde olduğu gibi üniversitelerin de şirketleri olsun, gelir elde etsinler ve bunu araştırma faaliyetleri başta olmak üzere ihtiyaç duydukları alanlarda istedikleri gibi kullansınlar. Bunu söylemişken bir müjdeyi de vereyim. Rektörler bunu Üniversitelerarası Kurul'da duydu ama yine söyleyeyim. Maliye Bakanlığı artık torba bütçeye geçmeyi, kalem kalem harcamalara son vermeyi düşünüyor. Bunu da önümüzdeki yıldan itibaren hayata geçirecekler. Bu yılın bütçesi bağlanmakta. Bu bağlanma işlemi biter bitmez üniversitelerimize böyle bir hak verilecek.''

-''PASTA GİBİ KESMEK NİYETİMİZ OLAMAZ''-

SÜ Rektörü Prof. Dr. Süleyman Okudan'ın üniversitelerin pasta gibi kesilmesini istemediğinden bahsettiğini hatırlatan Prof. Dr. Özcan, şöyle devam etti:
''Pasta gibi kesmek niyetimiz olamaz. Yeniden yapılandırma gibi niyetimiz olabilir. Öğrenci sayısı, öğretim üyesi sayısı çoksa, fiziksel varlıkları çok dağınık bir durum arz ediyorsa belki yeniden yapılandırmada fayda olabilir. Bunu YÖK olarak kendimiz icat etmedik. Böyle bir talep üniversitelerden gelmiştir. Biz de bu konuda düşünmeye başladık. Selçuk Üniversitesi övünç kaynağıdır. Türkiye'nin en büyük üniversitelerinden biridir ama gönül ister ki bu üniversite şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra daha verimli olsun ve çocukları olsun, buna çalışıyoruz ama 'Yok, çoluk çocuk sahibi olmayı istemeyiz, kendi halimizden memnunuz' derseniz sizi kendi halinize bırakırız, öyle bir zorlamamız yok ama gönül ister ki böyle güzel bir üniversite daha küçük üniversite yaratsın ve bir gün onların da kendisi kadar büyük olmasını sağlasın.''
Açılışa, Konya Valisi Aydın Nezih Doğan, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, Rektör Prof. Dr. Süleyman Okudan, Konya milletvekilleri, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.
YÖK Başkanı Prof. Dr. Özcan, daha önce Kayseri'de üniversitenin tüm fakültelerinin hayırseverlerce yapıldığını öğrendiğini, bunun kendisini çok onurlandırdığını belirterek, Konya'da da Selçuk Üniversitesi için bu durumun söz konusu olduğunu duyduğunu, bundan son derece memnun olduğunu ve teşekkür ettiğini bildirdi.

-YÖK BAŞKANI ÖZCAN'I PROTESTO ETTİLER-

Açılış töreninin ardından YÖK Başkanı Özcan kültür merkezinden ayrılmak üzere aracına binerken bir grup öğrenci, ''Yusuf Ziya Özcan istifa, istifa'', ''Üniversiteleri ticarileştirdiniz'' diye slogan attı. Sivil polis ekipleri, gruba müdahale etti. Polis tarafından kimlikleri alınan öğrenciler, serbest bırakıldı.