Senay Gürler Biyografisi

Senay Gürler Kimdir?

Onu en çok televizyondan Avrupa Yakası'nın Fatoş'u, Acemi Cadı'nın Selda'sı olarak tanıyoruz. Sesini de birçok reklam filminde duyuyoruz. Dizi çekimlerinden, dublajlara, oradan da oyun provalarına koşturduğu bu yoğun tempoda boş vaktini yakalayıp kısacık da olsa bir söyleşi gerçekleştirdik Şenay Gürler'le. Bu temponun onu yorduğunu itiraf ediyor ama hiç de şikayetçi değil. Hatta bu yorgunluğun ilacı olarak tatil yapmak yerine onu heyecanlandıracak uzun soluklu bir sinema filmini tercih ettiğini söylüyor. Çünkü yaptığı işi çok seviyor.
Şu aralar çok yoğun olduğunu biliyorum. Hangi projelerin içinde olduğunu biraz anlatır mısın?
İki tane televizyon dizisi devam ediyor. Bu arada bir de tiyatro oyununda oynadım. Bu oyun kısa bir süre önce bitmişti. Şimdi tekrar gündeme geldi. Onun dışında reklam dublajları devam ediyor. Yaz boyunca da iki tane film vardı. Ama onlarda çok yoğun ve uzun süreli çalışmadım. Aslında uzun soluklu iyi bir sinema filminde oynamayı çok istiyorum. Tüm bu yorgunluğu alırmış gibi geliyor.
"Durmak yerine ruhumu tatmin edecek işler beni daha çok dinlendiriyor."
Sen mi çok çalışıyorsun yoksa mesleğin gerektirdiği normal bir tempo mu bu?
Aslında bizim meslekte bu normal bir tempo ama sadece iki dizinin çakışması biraz daha yorucu oldu benim için. Özellikle şu son bir aydır artık yorulduğumu hissediyorum. Fiziksel olarak değil de ruhsal olarak yorulmaya başlıyorsun. Artık hatlar karışmaya başlıyor o koşuşturmaca içerisinde. Ben de çalışmayı çok seviyorum aslında. Durmak yerine ruhumu tatmin edecek işler beni daha çok dinlendiriyor. Gerçekten değdiğine inandığın şeyler yaptığın zaman o yorgunluğu çok hissetmiyorsun çünkü.
Hırslı bir insan mısın? Başarı, para gibi hırsların var mı?
Yaptığım işi en iyi yapmak konusunda hırslıyım. Ama parayla ilgili maalesef hiç bağım yok. Çok takip edemiyorum parayı, nerden geliyor, nereye gidiyor ama işle ilgili kendimi geliştirmek çok önemli çünkü bence her an acemiyim. Daha öğreneceğim o kadar çok şey var ki.
Hayatta istediğin yolu seçtiğine inanıyor musun? Şu anda bulunduğun yer seni memnun ediyor mu?
Çocukluktan beri oyuncu olmak istiyordum. Çok küçükken bir metni alıp ben bir de bunu ağlayarak okusam, gülerek okusam diye kendi kendime çalışmalar yapıyordum. O anlamda şanslıyım. Yaptığım işi gerçekten çok seviyorum ama bir de yönetmen olmayı çok isterdim. H�l� da isterim ama sadece bakışıma güveniyorum. Bunun için deneyim gerekiyor, üzerine yoğunlaşmak gerekiyor. Fotoğraf çekmek de istiyorum mesela. Ama şu anda sadece bir hayal, bir istek. Bir gün gerçekleşir belki kim bilir.
Oyuncu olduğun için işin gereği rolden role giriyorsun. Peki, normal hayatta da kendini rol yaparken yakaladığın oldu mu hiç? Toplumun geneline baktığında çoğu insanın rol yaptığı söylenir. Bu doğru mu sence?
Ben olduğum gibi davrandığımı düşünüyorum. Ama şunu itiraf edebilirim. Kalabalık bir ortama girdiğimde o ortamda pek de tanıdığım insan yoksa tabii ki başka bir duruş içine girerim. Mesela biraz utangaç biri olduğum için çok konuşmaya başlayabilirim. O anda beni hiç ilgilendirmeyen bir konudan söz edebilirim. Onun dışında normal hayatta yapmacık olmak, rol yapmak bana göre şeyler değil zaten. Ve aslında oyuncu arkadaşlara baktığımda bazen görüyorum hayatında da oynayan çok insan var. "Hayatta oynayan insanlar sahnede başarılı olmuyorlar."
Bu, mesleğin getirdiği bir alışkanlık olabilir mi?
Hayatta oynayan insanlar sahnede çok başarılı olmuyorlar bence. Benim gördüğüm örnekler öyle en azından. Hayatta da oynuyorsan niye sahneye çıkıyorsun ki? Kendini daha saf, temiz olarak korumak gerekiyor o tip bir şeyden. Aslında oyunculuğun aaaifli bir yanıdır farklı rollere girip kısa bir süreliğine de olsa farklı hayatlar yaşamak.
Evet, değişik tipleri oynamak, farklı zamanlara gidip bugün hiç giyemeyeceğin kıyafetleri giymek, saç ve makyajları yapmak çok aaaifli. Bunlar çok güzel, çok renkli yanı işin.
Girdiğin rolün etkisinden kurtulamamak gibi bir şey oluyor mu?
Bazı oyuncular vardır, role girdim çıkamıyorum derler. Öyle bir şey yok aslında. Orda şizofrenik bir durum var bence. Tiyatro sahnesinde, özellikle de canlı performans olduğu için böyle bir duyguya girebilirsin. Çünkü o an her şey canlı ve birebir yaşanıyor. Sen o anda gerçekten yaşıyorsun ama daha perde indiği anda o duygudan çıkıyorsun. Yoksa bir katili oynuyorsan bir katil ruh haliyle dolaşman gerekiyor. O bulduğun şey senden bir parça, üzerine bir şey ekliyorsun ve onu o sahnede oynuyorsun o kadar.
"Aslında hepimiz yalnızız. Bunu kabul edip yaşamayı öğrenmek gerek."
Hayatında erkeklerin yeri nedir?
Hayatı daha çok şimdiye kadar tek başıma kurgulamışım ben. Tek başıma yaşamışım. Tabii ki hayatımda bir takım erkekler oldu. Ama küçüklüğümden itibaren düşündüğümde hep hayatı kendi başıma ayakta durabilecek şekilde kurgulamışım. Hayat şartlarının getirdiği bir şey bu. Hep benim güçlü olmam gerekti. Bu saatten sonra da çok böyle birine yaslanıp yaşamayı düşünemiyorum.
Sen güçlü olduğun için hayatına giren erkekler mi sana yaslanıyorlar peki?
Yok, galiba öyle bir şey de olmuyor. Ben biraz uzak duruyorum, yanaştırmıyorum. Benim hayatımın içinde gibi olsalar da aslında olmuyorlar. Orada belki önceden yaşadığın şeyler yüzünden biraz kendini korumaya alıyorsun. Ben insanların yalnız olduğuna inanıyorum bir kere. Kadın ya da erkek olsun, aslında yalnızız hepimiz. Bunu kabul etmek gerekiyor, bununla yaşamayı öğrenmek gerekiyor.
Bu meslekte sen bir kadın olarak nasıl var oldun ve kadın olmanın avantajlarını ve dezavantajlarını yaşadın mı?
Bu meslekle ilgili değil sadece yani hayatta kadın olarak yaşadığım bir sürü sorun var zaten. Kadın olduğum için, dul bir kadın olduğum için çok kötü şeylerle, yıpratan şeylerle karşılaştım. O kadar şey yaşadıktan sonra meslekte de yaşanan şeyler artık beni çok fazla etkilemiyor.
ŞENAY GÜRLER KİMDİR?
İzmir doğumlu. Dokuz Eylül Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema Televizyon Fotoğrafçılık Bölümü mezunu. Öğrenciyken TRT'de sunuculuk, İzmir Sanat Tiyatrosu'nda oyunculuk yaptı. 1992'de İstanbul'a geldi. Bir süre reklam ve film seslendirmesi yaptıktan sonra çeşitli tiyatro oyunları, sinema filmleri ve TV dizilerinde rol aldı. 2006 yılında 'Korkuyorum Anne' adlı filmdeki rolüyle 28. SİYAD Türk Sineması Ödülleri En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü'nü aldı.

Senay Gürler Haberleri

Konak Belediyesi Fuarı Renklendirecek
79...
23 Ağustos 2010 Pazartesi
Agatha Chrıstıe'nin 120. Doğum Yılı İstanbul
'Polisiye edebiyatının kraliçesi' olarak tanımlanan Agatha Christie'nin doğumunun 120....
16 Eylül 2010 Perşembe
100 ünlü isim AIDS için aynı sergide buluştu
AIDS konusunda kamuoyunu bilinçlendirmek amacıyla, her yıl sanat dünyasının önemli isimlerinin bir araya gelerek AIDS'i kendi cümleleriyle yorumladıkl...
26 Kasım 2010 Cuma
Tüm Senay Gürler haberleri için tıklayın

Senay Gürler Videoları

Tüm Senay Gürler videoları için tıklayın