Kurtulmuş: Kürt - Türk asla düşman olmadı!
Günümüz Türk siyasetinin güler yüzlü ve etkili isimlerinden Numan Kurtulmuş'la Göksu Restoran'da, bir grup Ankaralı gazeteciyle akşam yemeğindeydik. Bir anlamda 2015'in son gazeteci-siyasetçi buluşmalarından biriydi. Hükümet programında yer alan 100 günlük, altı aylık ve bir yıllık ekonomik ve siyasi reformlar var. Yeni sivil anayasa, terörle mücadele ve ekonomik istikrarın sürdürülmesi bu reformların iskeletini oluşturuyor.Numan Bey'e göre, asgari ücretin bin 300 liraya çıkarılması ve emekli maaşına gelen artışlar 2016'da dar gelirlileri rahatlatacak. En azından bir süre emekli ve asgari ücretli halinden şikayet etmeyecek. Orta gelir ve küçük esnaf için de Numan Hoca'nın kamu bankalarına fedakarlık çağrısı vardı. Kamu bankaları bir miktar kardan fedakarlık ederek yeni dönemde düşük faizli kredilerle orta ölçekli kuruluşları destekleyebilirlerdi. Kurtulmuş'un bu temennisinin 2016'da hükümet politikası olarak kamu bankalarına yansıyacağını söylemek yanlış olmaz sanırım.
DOĞU VE GÜNEYDOĞU OPERASYONLARI BİTECEK Mİ?
Şimdi Numan Bey'e yöneltilen bazı sorular ve satır aralarındaki mesajlar üzerinde durmak istiyorum. İlk soru; Çözüm süreci yeniden başlarsa, Abdullah Öcalan bu çözümün neresinde olur?
Numan Kurtulmuş bu soruya akılcı bir yanıt verdi. Ne Öcalan'ı tamamen devre dışı bıraktı, ne de Öcalan'ın hükümet için bir “Kurtarıcı” olarak algılanmasına sebep olacak sözler sarf etti. Sonra ki sözlerini ise seçerek ve üzerine basa basa sürdürdü: “Burda amaç terör örgütünün silahlarını bırakmasıdır. Dolayısıyla, silahsızlanmaya kim katkı verecekse verebilir. Bunun önünde engel yok. Ama temel mesele örgütün silahlarını bırakması, silahlı mücadele safhasının geride kalmasıdır.”
Öz yönetim, özerklik gibi açıkça Anayasal suç teşkil eden söylemler konusunda söylediklerini ise HDP'ye yanlıştan dönmeleri için bir çağrı gibi algıladım: “HDP her ne kadar destek verse de öz yönetim bildirgesini açıklayan DTK'dır (Demokratik Toplum Kongresi). Özyönetim, ciddiye alınacak bir söylem bile değil. Kürt halkında da karşılığı olmayan bir kavram. Suyun doğal mecrasının dışında akması gibi bir şey.”
Peki Numan Kurtulmuş HDP'nin kapatılması ve HDP'lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması noktasında ne düşünüyor?
“Burda kişisel görüşüm şudur. Geçmiş dönemde Türkiye'de partiler de kapatıldı, milletvekillikleri de düşürüldü. Bunların hiçbirinden Türkiye olumlu bir sonuç elde edemedi. Siyasi yasaklar çözüm değildir. Ama bu HDP'lilerin yaklaşımlarını tasvip ettiğimiz anlamına gelmez. Demirtaş'ın cumhurbaşkanlığı seçimi sürecindeki sözleri umutlandırmıştı. Ama orda kaldı. Siyasetin otokontrolü seçimlerdir halktır. Halk ne dedi? Evet biz size oy veriyoruz ama bu oyu hendek kazmanız, sivilleri, askerleri, polisleri öldürmeniz için vermiyoruz. Evimizin önünde bomba patlatmanız için oy vermiyoruz. Doğrusu budur. Kürtler de parti örgütü de bunu istiyor. HDP'ye düşen bu sese kulak vermektir.”
HAREKETE GEÇEN ÜST AKIL KİM?
Numan Kurtulmuş'un altı çizilecek sözlerinden biri de, on yıllardır yaşanan teröre, kargaşaya ve kışkırtmalara rağmen Türk ve Kürt halklarının bir iç savaş yapmamış olması. “Kürtler ve Türkler hiçbir zaman düşman olmadılar, bugün de değiller yarın da olmayacaklar” sözleri ise tüm Türkiye'nin duygularına tercüman olur gibiydi.
Yine Numan Kurtulmuş'a göre, 20 Mayıs Suruç katliamı ile birlikte bir üst akıl, DAEŞ'i, PKK'yı ve DHKPC'yi harekete geçirdi. Tabii bir siyasetçi olarak, hem başbakan yardımcısı hem de hükümet sözcüsü olarak Numan Kurtulmuş'tan üst akıl konusunda adres vermesini beklemek doğru olmaz. Ancak bana göre adres bellidir. Bu adreslere yabancı da değiliz zaten. Osmanlı yıkılıp, Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra bu adres bazen Amerika, bazen Rusya, bazen Almanya-İngiltere-Fransa'dır. İsrail'i atladığımı düşünmeyin. Son dönemde ise bu adreslere, İran ve Suriye de eklendi. Numan Bey adres açıklamasa da üst aklın Türkiye'yi hedef almasının gerekçesini şöyle özetliyor: “Büyüyen, gelişen ve bölgesel güç olma yolundaki Türkiye'nin önünü kesmek.”
RUSYA VE İSRAİL İLE İLİŞKİLER
Numan Bey'e bir soru da ben sordum. “Türkiye ile Rusya'nın ilişkilerinin bozulmasını isteyen güçler var mı?” Elbette vardı. Sebeplerini Numan Hoca'dan dinleyelim: “Türkiye aynı anda farklı güç merkezleriyle olumlu ilişkilere geçebilen ender bir ülke. Düşünün bir yandan NATO üyesi, diğer yandan Şangay Beşlisi'ne girebilecek bir konumda. Bir yandan, AB tam üyeliği için nerdeyse son noktalara gelmiş, diğer yandan Rusya ile yıllardır çok yakın ilişkiler kurmuş. Çinle de aynı. Bu bizim coğrafyamızın, tarihsel gücümüzün sunduğu bir fırsat. Aynı zamanda büyük bir tehdit. Türkiye'nin farklı güç merkezleriyle aynı anda ilişkide olması başka güç merkezlerini tabii ki rahatsız eder. Bu gücün büyük bir fırsat aynı zamanda tehdit olduğunu biliyoruz. Bu dengeyi sürdürmek de siyasetin becerisi artık.”
Numan Kurtulmuş Rusya ile ilişkilerin bir an önce düzelmesinin iki ülkenin de çıkarına olduğunu söylüyor. En azından Rusya ile gerilimin sürdürülmesinin Türkiye'ye bir yararı yok. Rusya'ya da bir faydası yok. Türkiye İsrail ile de normalleşme istiyor. Özür şartı gerçekleşti. İsrail tazminat ödemeye hazır. Tek sorun Gazze'ye ablukanın kaldırılması. Aslında Türkiye yıllardır gönderdiği yardımlarla bu ablukayı delebilen tek ülke. İsrail, Gazze konusunda da yumuşarsa, büyükelçilerin yeniden gönderilmesi mümkün görünüyor.
Numan Kurtulmuş, yasakların çözüm olmayacağına inanan bir siyasetçi. Dolayısıyla RTÜK v e YSK'nın tv'lere ceza yağdırmasını da hoş görmüyor. Özellikle, RTÜK ile ilgili yasal düzenlemeler gerektiğinin altını çiziyor ve bu konuda medya kuruluşlarından da destek istiyor.
Yasal Sorumluluk
Sitemizde yayımlanan köşe yazıları ve yorumlar yazarların kendi görüşleridir.
Tüm hukuki ve cezai sorumluluk yazarlara aittir.
Site yönetimi bu içeriklerden dolayı sorumlu tutulamaz.
Tüm hukuki ve cezai sorumluluk yazarlara aittir.
Site yönetimi bu içeriklerden dolayı sorumlu tutulamaz.
Yazarın Önceki Yazısı
TRT BASKINI VE SİYASİ BARBARLIK
TRT BASKINI VE SİYASİ BARBARLIK
Yazarın Sonraki Yazısı
YARI SICAK-YARI SOĞUK ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI BAŞLADI
YARI SICAK-YARI SOĞUK ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI BAŞLADI

