Beyaz Gazete Ana Sayfa
Genişlet Işıklar
Bu Haber Diğer Kanallarda Nasıl Sunuldu

Merkez'in enflasyon hedefi

1 Mayıs 2013 Çarşamba günü yayınlandı Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, "Aldığımız tedbirlerin krediler, yurt içi talep ve enflasyon beklentileri üzerindeki etkilerini dikkatle takip edeceğimizi ve Türk lirası fonlama miktarının gerekli gördüğümüz takdirde aşağı veya yukarı yönlü ayarlayabileceğimizi önemle hatırlatmak isterim" dedi.

Başçı, "2013 Nisan ayı Enflasyon Raporu"na ilişkin düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, küresel ekonomiye dair gelişmelerin politikalar üzerinde önemli rol oynamaya devam ettiğini belirterek, yılın ilk çeyreğinde küresel iktisadi faaliyetin zayıf seyrini koruduğunu kaydetti.

Küresel ekonomiye dair süregelen belirsizliklere paralel olarak risk iştahı ve sermaye akımlarının oynak bir görünüm sergilemeye devam ettiğini ifade eden Başçı, şunları söyledi:

"Avro Bölgesi'ne dair sorunlar ve gelişmiş ülkelerin ekonomi politikalarına dair belirsizlikler bu dönemde risk iştahındaki oynaklığı artıran başlıca gelişmeler olarak sıralayabiliriz. Yakın dönemde Japonya Merkez Bankası'nın açıkladığı ek parasal genişleme paketi riskli varlıklara yatırım yapma iştahını artırırken, Güney Kıbrıs ve İtalya'daki gelişmeler küresel ekonomideki kırılganlıkların önemini koruduğunu gösteriyor."

Başçı, gelişmiş ülkelerde miktarsal genişlemenin sürmesi küresel faizlerin tarihteki en düşük düzeyde seyretmesine neden olduğunu anlatarak, "Bu durum gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarını besleyen bir etken olarak ön plana çıkıyor" diye konuştu.

-"Kırılganlıklar risk iştahının istikrarsız bir seyir izlemesine yol açıyor"-

Başçı, küresel ekonomiye dair kırılganlıkların devam etmesinin risk iştahının istikrarsız bir seyir izlemesine yol açtığını belirterek, şunları dile getirdi:

"Küresel likidite ve risk iştahının bu görünümü gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımlarının yüksek hacimli ve oynak bir seyir izlemesine sebep oluyor. Bu durum esnek ve çok araçlı bir para politikası çerçevesine sahip olmanın önemini ortaya koyuyor. Merkez Bankası olarak 2010 yılının sonlarından itibaren makro finansal riskleri de gözeten yeni bir PPK çerçevesi tasarlamış ve uygulamaya koymuş bulunuyoruz."

Erdem Başçı, uyguladıkları politikaların orta vadede fiyat istikrarından ödün vermeden iç ve dış talep dengesini gözeterek makro finansal riskleri azaltmayı amaçladığını ve ek politika araçlarının bu kapsamda geliştirildiğini hatırlattı.

Sermaye akımlarındaki oynaklığın fiyat istikrarı ve finansal istikrar üzerindeki bozucu etkisini sınırlamaya özel önem verdiklerini ifade eden Başçı, şunları söyledi:

"Bu çerçevede, kredilerin makul oranlarda büyümesi tedbiri alırken, döviz kurunun iktisadi temellerle uyumlu olmayan hareketlerine kayıtsız kalmadığını vurgulamakta fayda görüyorum. Uyguladığımız politika sonucu olarak 2012 yılı bir dengelenme yılı oldu. Bu dönemde büyümenin kompozisyonu daha sağlıklı bir görünüme kavuşurken, cari işlemler dengesindeki iyileşme devam etti. Net ihracatın büyümeye katkısı ise belirgin şekilde arttı. 2012 yılının ikinci yarısından itibaren kredilerdeki yavaşlamanın belirginleşmesi ile iç talebin zayıf seyri ve enflasyonda gözlenen düşüş eğilimi sonrasında Merkez Bankası olarak piyasaya verdiğimiz likiditeyi kademeli olarak artırarak para politikasını destekleyici konuma getirdik."

Geçen yılın sonlarından itibaren ise sermaye girişlerindeki güçlenme, kredilerde gözlenen canlanma ve Türk Lirası üzerindeki değerlenme baskısı üzerine yeniden makro finansal risklere odaklandıklarına işaret eden Başçı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Böyle bir konjonktürde faiz oranlarının düşük tutulmasının ve makro ihtiyati tedbirlere devam edilmesinin yerinde olacağını belirtmiştik. Yılın ilk çeyreğinde kısa vadeli faiz oranlarında indirim yaparken, zorunlu karşılıkları kullanarak sıkılaştırıcı yönde ölçülü adımlar atmaya devam ettik. 2012 yılının sonlarına doğru gerek Avrupa Merkez Bankası'nın aldığı destekleyici kararla Avro Bölgesine dair risklerin göreli olarak azalması, gerekse rezerv opsiyon mekanizmasının daha etkin bir şekilde devreye girmesi geniş faiz koridoruna olan ihtiyacı azalttı. Gecelik borç verme faiz oranını düşürerek faiz koridorunu kademeli olarak daralttık."

Başçı, referans değer olarak açıkladıkları yüzde 15 büyüme oranının oldukça üzerinde seyreden kredi artış hızını yavaşlatmak amacıyla şubat ayının sonlarından itibaren likidite duruşunu normalleştirdiklerini anımsatarak, bunun sonucu olarak, gecelik piyasa faizleri yakın dönemde politika faizi etrafında dalgalanmaya başladığını kaydetti.

-"TL fonlama miktarını aşağı veya yukarı yönlü ayarlayabiliriz"-

Bu dönemde, sermaye girişlerinin krediler üzerindeki aşırı genişletici etkisini sınırlamak için zorunlu karşılıklar aracılığıyla ölçülü bir şekilde sıkılaştırma yapmaya devam ettiklerini hatırlatan Başçı, "Bunun yanında bu dönemde sermaye akımlarının güçlü seyretmesi, Rezerv Opsiyonu Mekanizması'nın daha etkin bir şekilde kullanılabilmesini teminen Rezerv Opsiyon Katsayılarını artırmamızı gerektirdi" ifadesini kullandı.

Başçı, şunları anlattı:

"Yılın ilk çeyreğinde küresel ekonomiye dair belirsizliklerin ve sermaye akımlarındaki oynaklığın devam etmesi nedeniyle para politikasında her iki yönde de esnekliğin korunması gerektiği şeklindeki duruşumuzu koruduk. Bu çerçevede, aldığımız tedbirlerin krediler, yurt içi talep ve enflasyon beklentileri üzerindeki etkilerini dikkatle takip edeceğimizi ve Türk lirası fonlama miktarının gerekli gördüğümüz takdirde aşağı veya yukarı yönlü ayarlayabileceğimizi önemle hatırlatmak isterim."

-"Getiri eğrisi bir önceki rapor dönemine kıyasla her vadede sınırlı miktarda aşağı kaydı"

TCMB Başkanı Erdem Başçı, risk iştahındaki oynaklığa paralel olarak yılın ilk çeyreğinde piyasa faizlerinin de dalgalı bir seyir izlediğini anımsatarak, Ocak Enflasyon Raporu'nun yayımlandığı dönemi takiben Avro Bölgesi'ndeki belirsizliklerin getiri eğrisinin yukarı kaymasına neden olduğuna değindi.

Başçı, şöyle devam etti:

Yakın dönemde ise Japonya Merkez Bankası'nın açıkladığı miktarsal genişleme paketi sonrasında sermaye girişleri tekrar hızlandı. Bunun yanı sıra Nisan ayında politika faizlerini indirmemiz ve Türkiye'ye yönelik risk algılamalarının olumlu seyretmesi de faizlerdeki aşağı yönlü hareketi destekledi. Bu gelişmeler sonucunda, getiri eğrisinin bir önceki Rapor dönemine kıyasla her vadede sınırlı miktarda aşağı kaydı. Reel faizler de benzer bir hareket sergileyerek tarihsel olarak düşük seviyelerde seyretmeye devam etti."

Başçı, yurt dışı finansman koşullarındaki rahatlamanın ve uyguladıkları para politikasının etkisiyle son aylarda kredi faiz oranlarındaki düşüşün devam ettiğini belirterek, uzun vadeli piyasa faizlerindeki azalışa paralel olarak tüketici kredisi faizlerindeki aşağı yönlü eğilim sürerken, faiz koridorunun üst sınırında yaptıkları indirimlerin etkisiyle ticari kredi faizlerindeki düşüşün belirginleştiğini bildirdi.

Mevduat faizleri ve bankalarca ihraç edilen tahvil/bono faizlerinin de Merkez Bankası ortalama fonlama faizindeki düşüşü takip ederek yılın ilk çeyreğinde aşağı yönlü bir hareket sergilediğini ifade eden Başçı, 2012 yılının sonlarından itibaren kredilerin tekrar ivmelenme eğilimine girdiğini hatırlattı. Başçı, son dönemde ise toplam kredilerin artış eğiliminin geçen yılların ortalamasına yakın seyrettiğini kaydetti.

Bu gelişmeler sonucunda yıllık kredi artış oranlarının da referans seviyenin üzerinde seyretmekte olduğunu aktaran Başçı, "Sermaye akımlarının güçlü seyri ve faiz oranlarındaki düşüş sonucunda yılın ilk çeyreğinde finansal koşullar endeksindeki iyileşmenin devam ettiğini görmekteyiz" diye konuştu.

Muhabir: Elif Ferhan Durmuş

Yayıncı: Yılmaz Yıldız


HABERDAR OLMAK İÇİN MAİL BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN
Copyright BeyazGazete.Com ' Tüm Hakları Saklıdır. Web sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. Kaynakları beraberinde belirtilmiştir. Haberleri kopyalamayınız. Norm Yazılım
Ajanslar
yukarı