14 Haziran 2012 Perşembe günü yayınlandı
YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya, yükseköğretime girişte sık sık sistem değiştirilmesini sağlıklı bulmadıklarını söyledi.
Çetinsaya, "Ama önümüzdeki dört-beş yıllık süre içerisinde de mevcut sistemin sorunlarını problemlerini tespit edip daha iyi bir sistem için çalışmaktan da geri durmuyoruz. Bunun sistem tamamen denendikten ve belli bir süre geçtikten sonra yapılmasının daha sağlıklı olacağını düşünüyoruz." dedi.
YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya, düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Bir gazetecinin, Kürtçe’nin seçmeli ders olduğunu hatırlatarak, "Kürtçe öğretmenliği bölümü açma ya da benzeri bir projeniz var mı?" şeklindeki soru üzerine Çetinsaya, “Biliyorsunuz, birkaç yıldan beri çeşitli üniversitelerimizde bu tarz bölümler var. Yeni talepler de kurumumuza intikal etmekte. Biz bu talepleri zaten olumlu değerlendiriyoruz. Özellikle bu yeni karardan sonra zannediyorum bu alandaki ihtiyaç daha da artacağı için üniversitelerimizden yeni bölüm açma talepleri gelecektir. Bizde bunları olumlu olarak değerlendireceğiz.” cevabını verdi.
"Yaşayan dillere ilişkin seçmeli dersler de olacak. İstek olursa Lazca, Boşnakça, Çerkezce gibi dillerde de seçmeli ders verilecek. Bu konuyla ilgili Milli Eğitim Bakanlığı ile bu derslerin verilmesi konusunda bir görüşmeniz oldu mu?" sorusuna karşılık Çetinsaya, "Zaten üniversitelerimizde başta Kürtçe olmak üzere farklı yaşayan dillerin öğretilmesi, dil ve edebiyatlarının öğretilmesi bağlamında lisans bölümleri açılmakta idi. Bu Türkiye’nin demokratikleşmesi bağlamında geliştirdiği uygulamalardı. Şimdi bu yeni ihtiyaç dolayısı ile ortaöğretim sisteminde de seçmeli ders uygulaması bağlamında artık öğretme ihtiyacı daha da derinleşecek.” diye konuştu.
Öğretmen yetiştirme alanında geliştirdikleri bazı mekanizmalar olduğunu yineleyen Çetinsaya, "Mesela öğretmen yetiştirme çalışma grubumuz var. Burada hem MEB bürokratları hem de dekanlar ve YÖK üyeleri yer alır. Bu zemin zaten devam ediyor. Bu yeni konu da önümüzdeki günler ve haftalarda bu çalışma grubunda değerlendirilecek ve daha sonra YÖK Genel Kurulu’na intikal ettirilecektir." diye konuştu.
ÜNİVERSİTE KONTENJANLARI
Kontenjanlara ilişkin çalışmaların ne aşamada olduğu konusunda Çetinsaya; öğretmen yetiştirmedeki niteliği artırmak için, sadece eğitim fakültelerinde ikinci öğretimlerin ve uzaktan öğretimlerin kapatıldığını hatırlattı. Bunun genel olarak sistemde kontenjan azalması etkisi yaratmadığını söyleyen Çetinsaya, "Çünkü son bir yılda yeni bölümler, yeni fakülteler kuruldu. Zannediyorum 10 binin üzerinde bir artışla yolumuza devam ediyoruz, (yani eğitim fakültelerindeki ikinci öğretim ve uzaktan öğretimleri kapatmamıza rağmen), bir o kadar daha artış yaparak kontenjanları artırmış olduk." şeklinde konuştu.
"ÖĞRETMEN ALIMLARI İLE İLGİLİ NİHAİ KARAR MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI’NIN"
Fen Edebiyat Fakültelerine yönelik formasyon konusunda ise Çetinsaya, şu anda bu fakültelerde okuyan birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü sınıftaki öğrencilerin hakları saklı kalmak üzere, bir süreliğine formasyon hakkının durdurulduğunu hatırlattı. Bu arada yeni modeller üzerinde de çalıştıklarını aktaran Çetinsaya şöyle devam etti: "Bu alanda da ülkemizdeki çalışmalar belirgin. Üç genel model var. Bir tanesi bir tekel yaratmak. Yani öğretmenlik mesleğini sadece bir fakültenin mezunlarına vermek. İkincisi bir ara model… İlköğretimi eğitim fakültesi mezunlarına, ortaöğretim ve lisedeki alanları Fen Edebiyat Fakültelerine vermek. Üçüncü bir model ise sistemi herkese açmak, alan sınavları yapmak, diyelim ki en iyi Matematik sorusunu yapan kişiye daha sonra bir iki yıllık formasyon eğitimi vererek onun öğretmen olmasını sağlamak. Bu modeller üzerindeki tartışmalar devam ediyor. Biz bu konuda bir tavsiye kararı alabiliriz. Öğretmen alımlarındaki nihai karar Milli Eğitim Bakanlığı tarafından verilmekte."Üniversitelere giriş sistemiyle ilgili bir başka soru üzerine, "Bu YÖK’ün ilgili paydaşları ile yaptığı müzakereler sonucunda geliştirdiği bir sistemdir. Yaklaşık iki yıllık bir çalışmanın sonucunda geliştirildi. Bizler sık sık sistem değiştirilmesini sağlıklı bulmuyoruz ama önümüzdeki dört beş yıllık süre içerisinde de mevcut sistemin sorunlarını problemlerini tespit edip daha iyi bir sistem için çalışmaktan da geri durmuyoruz. Bu konuda da paydaşlarımızla görüşmelerimiz devam ediyor. Ama dediğim gibi bunu sistem tamamen denendikten ve belli bir süre geçtikten sonra yapılmasının daha sağlıklı olacağını düşünüyoruz." şeklinde konuştu.