Yeni anayasa yapım süreci

16 Şubat 2012 Perşembe günü yayınlandı TBMM Başkanı Cemil Çiçek, CHP'nin kürsü işgaline ilişkin, "Bu asla kabul edilemeyecek bir husustur.Demokrasilerde herkes fikrini söyler; yumuşak söyler, sert söyler. Tabii hak ve hukuk içerisinde bunların söylenmesi gerekir. Meclis'teki kavga-gürültü, işgal görüntüleri siyaset konumunu ve Meclis'i yıpratır" dedi.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Anadolu Ajansı'nda açılan Haber Akademisi'nin öğrencileriyle buluştu. Çiçek, gazeteci adaylarına yeni anayasa sürecini ve devam eden çalışmaları anlatarak, akademiye katılan gazeteci adaylarının sorularını cevaplandırdı.

Türkiye'de yeni bir anayasa arayışı olduğunu söyleyen TBMM Başkanı Cemil Çiçek, bunun bir ihtiyaçtan kaynaklandığını belirtti. Yürürlüğe girdiği günden beri herkesin şikayetçi olduğunu fakat 30 yıldır da değişmeyen dünyadaki tek anayasanın 1982 Anayasası olduğunu ifade eden Çiçek, '30 yıl yürürlükte kaldı ama bu anayasa daha yapılırken, Türkiye Barolar Birliği ve yapıldıktan sonra da sivil toplum kuruluşları, aydınlar, bu işe kafa yormuş olanlar bu anayasaya karşı çıktı ' diye konuştu.

'30 yıl içerisinde 17 defa değişmiş, her değişiklik bir toplumsal ihtiyaçtan, bir devlet ihtiyacından çıkıyor ' diyen Çiçek, '30 yıl içinde 17 defa değiştiğine göre, Türkiye her ayda bir anayasal sorunla karşı karşıya kalmış ' değerlendirmesini yaptı. 30 yıl sonra yeni anayasa konusunda bir iradenin ortaya çıktığını belirten TBMM Başkanı Cemil Çiçek, siyasi partilerin yeni anayasayı mevcut hükümetin yapması yönünde görüş birliğinde olduklarına vurgu yaptı. Yeni anayasa sürecinde herkesten katkıbeklediklerini belirten Çiçek, bugün yeni anayasaya katkı vermeyenlerin anayasa yapıldıktan sonra olumsuz bir görüş bildirme haklarının olamayacağına dikkat çekti

CHP'NİN KÜRSÜ İŞGALİ
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, akademideki konuşmasının ardından gazeteci adaylarının sorularını cevaplandırdı. CHP'nin Meclis'te gerçekleştirdiği ve 'Kürsü işgali' olarak kamuoyunda yer eden eylemi değerlendiren Çiçek, 'Bu asla kabul edilemeyecek bir husustur. Demokrasilerde herkes fikrini söyler; yumuşak söyler, sert söyler. Tabii hak ve hukuk içerisinde bunların söylenmesi gerekir. Meclis'teki kavga-gürültü, işgal görüntüleri siyaset konumunu ve Meclis'i yıpratır ' dedi.

Meclis'in şahıslardan öte ayrı bir kimliğinin olduğunu belirten TBMM Başkanı Cemil Çiçek, 'Herkesin neyi yapacaksa, neyi söyleyecekse, iç tüzük kuralları çerçevesinde söylemesi lazım. Onun için kürsü işgali, bir sorun çözme yöntemi olduğu takdirde bundan sonra da her önüne gelen o kürsüyü işgal eder, o zaman da ne iç tüzüğün anlamı kalır, ne seçimlerin anlamı kalır. Siz de hiçbir şey yapamazsınız ' değerlendirmesini yaptı.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, muhalefetin haklarının kısıtlanmaması ve iktidarın da yasa çıkarma hakkının elinden alınmaması gerektiğini söyleyerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: 'Muhalefetin de iki konuda hakkı var. Bunlardan bir tanesi denetimdir, denetlenmesinin engellenmemesi lazım. İkincisi getirilen tasarı ya da teklifle ilgili olarak da, düşüncesini, fikrini rahatlıkla söylemesi mümkün olmalıdır. Bu ikisini başkaları nasıl dengede tutuyorsa, bu olmalıdır. Bunun içerisinde, kürsü işgali yoktur. Bu iç tüzük neyin nasıl denetleneceğini, kanun, tasarı ve tekliflerin hangi yol ve yöntemle yasalaşacağını ortaya koyuyor. Eğer olmazsa da, bunun hukuki denetim yolları var. Onuniçin o tür görüntüler inşallah bir daha tekrarlanmaz. Kime söyleneceksen, söylen ama dediğim gibi o tür yol ve yöntemler, bırakın bir kanunun engellenip engellenmediğini ama Meclis açısından iyi bir görüntü oluşturmaz. Buna dikkat etmek lazım. '

'SİYASETTE ÜSLUP SORUNU VAR '
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, siyasette bir üslup sorunu olduğunu savunarak, şunları kaydetti: 'Belli makamlarda bulunan insanların kullandığı kelimelere dikkat etmesi gerekir. İnsanlar hakaret etmeden, kaba-saba davranmadan da, sorumsuzca davranmadan da, sorumsuzca laf etmeden de bir kişiyi, tenkitte de edebilir, belli konularda düşünclerini söyleyebilir. İstediğini söyleyen, istemediğini de işitir ama Türkiye öyle bir şey ortamındaki, isteyen istediğini söylüyor da, sorumluluk sahibi insanlar istediğini söyleyemez. Bu da Türkiye'de bazı insanların kaderidir. Birilerine de bu şekilde cevap vermişolalım. '