8 Haziran 2012 Cuma günü yayınlandı
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, medyanın kadına yönelik şiddet haberlerini ele alış şeklini eleştirdi.
Kadına yönelik şiddet olaylarının haberleştirilmesinin basın özgürlüğü kapsamında olduğundan şüphe olmadığını söyleyen Ergin, medyanın sorumlu davranması gerektiğini ifade etti.
Amacın kadının onurunun korunması olduğunu belirten Ergin, medya aracılığıyla kadınlık onurunun örselenmesine izin verilmemesi gerektiğini bildirdi. 'İnsan Hakları Standartlarının Etkin Uygulanması Bağlamında Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele' Sempozyumu İstanbul Ataköy Sheraton Otel’de başladı.
Sempozyuma Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Yargıtay Başkanı Ali Alkan, Sayıştay Başkanı Recai Akyel, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı ve çok sayıda hukukçu katıldı.
Sempozyumda konuşan Adalet Bakanı Sadullah Ergin, 21. yüzyılın en büyük kavramlarından birisi olan ‘katılım’dan en büyük payı alması beklenen grupların başında kadınların geldiğini ifade etti.
Türkiye’nin kadınlarının da siyasetten ekonomiye, bilimden kültür hayatına kadar geniş bir alanda var olma mücadelesi verdiğini ifade eden Ergin, “Deyim yerindeyse, kadın olmanın anlamını yeniden üretiyor. Ne var ki; küresel bir sorun olan cinsiyet temelli ayrımcılık bu mücadele çizgisini kırmakta, kadına yönelik şiddet ise bu ayrımcılığın en kaba tezahürü olarak ortaya çıkmaktadır. Şiddet kadının yasal, sosyal, siyasi ve ekonomik eşitliğini sağlama fırsatlarını sınırlamakta, girişimcilik ruhunu ve özgüvenini ise parçalamaktadır.” dedi.
Sorunun herhangi bir sosyal kesimle sınırlı olmamasının olayın çarpıcı yanı olduğunu vurgulayan Adalet Bakanı Ergin, yapılan araştırmalara göre her gelir ve eğitim düzeyinden kadının aile içinde şiddete maruz kalabildiğini ortaya koyduğunu dile getirdi. Ergin, “Konuyla ilgili düzenli ve derlenmiş bilginin eksikliği, kesin bir kanaate ulaşmayı engellemekle beraber, kadına yönelik şiddette oransal bir artıştan ziyade, sorunu görünür kılan ve günden güne yükselen toplumsal duyarlılığın altını çizmek istiyorum. Sevindirici olan bu duyarlılığın, çözüm için çok önemli bir hareket noktası haline gelmiş olmasıdır. Bu sayede toplum dikkati bu hayati meseleye odaklanabilmiş, mevzuat çalışmaları hız kazanmış, sosyal araştırmalar ve bilimsel çalışmalar çeşitlenerek artmıştır.” şeklinde konuştu.
Kadına yönelik şiddetin temel insan hakları ve özgürlüklerinin ihlali anlamına geldiğini işaret eden Sadullah Ergin, 2008 yılında yapılan bir araştırmada ‘Erkeğin eşini bazı durumlarda dövebileceğini kabullenen kadınların hiç de azımsanmayacak bir oranda olduğunu gösterdiğini bildirdi. Ergin, “Nedenleri, kaynağı ne olursa olsun, kadına karşı şiddetin insan onuruna yönelen bir saldırı olduğunda kuşku yoktur. Bu saldırı onun yaşam hakkını, psikolojik ve fiziksel bütünlüğünü, özel hayatını ve diğer haklarının da ihlali sonucunu doğurduğundan, konu bir insan hakları ihlali olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sorunun sağlıklı bir toplum yapısı kurularak çözümü için herkesin işbirliği ve güç birliği yapması gerektiği de çok açık ve nettir.” ifadesini kullandı. Bakan Ergin, konuşmasında medyanın kadına yönelik şiddet haberlerini ele alış şeklini de eleştirdi.
Medyanın kadına yönelik şiddet haberlerine gösterdiği ilginin kadının ikinci kez mağdur edilmesi sonucunu doğurabildiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, “Medyada sıklıkla görünürlük, beraberinde meşrulaştırma tartışmalarını da getirmektedir. Şüphesiz kadına yönelik şiddetin haberleştirilmesi basın özgürlüğü kapsamındadır ve toplumsal farkındalığa hizmet etmektedir ve yararlıdır. Ancak nasıl ki soruşturma ve kovuşturma süreçlerinde yargı bakımından konunun özen gösterilmesi gereken yönleri var ise medya bakımından da böyle bir sorumluluk olduğunu düşünmekteyim. Amaç, kadının onurunu korumak ise medya üzerinden de bunun örselenmesine izin vermemek, kişilik haklarına, insan onuruna saygının ve etik değerlerin bir gereğidir.” diye konuştu.