Mavi Marmara tazminatları

30 Mart 2013 Cumartesi günü yayınlandı Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Almanya'da sekizi Türk, biri Yunan ve biri polis 10 kişiyi öldüren ırkçı NSU örgütünün davasında Türk basınına salonda yer verilmemesine tepki gösterdi.

Arınç, bu yargılama usulünü kabul edemeyeceklerini Alman makamlarına ilettiklerini dile getirerek, "Basın özgürlüğü bakımından da Türkiye-Almanya ilişkileri bakımından da ölenlerimizin yakınları ve bütün Türk milleti bakımından da bu yargılama sürecinin tarafımızdan takip edilmesini ve buna imkan hazırlanmasını istiyoruz." şeklinde konuştu.

Ekonomi Bakanlığı Uğur Ercan Toplantı Salonu'nda Türkiye–Moğolistan KEK 7. dönem toplantısının protokol imza törenine katılan Arınç, ardından gazetecilere açıklamada bulundu. Alman mahkemesinin aldığı karara ilişkin değerlendirmesi sorulan Arınç, "Üzücü bir olay. Ben geçtiğimiz haftalarda Almanya ziyaretinde Göç ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Maria Böhmer ile görüştüğümde 'Bu konu Türkiye için çok hassastır, süreci yakından takip ediyoruz. Hükümet olarak adil bir yargılama ile bu cinayetlerin sorumlularının ortaya çıkarılmasını, gerekli cezalara çarptırılmasını ve bundan sonra işlenebilecek bu tür olayların önünün kesilmesini' rica etmiştim. Sayın Böhmer de bizimle aynı fikirde olduğunu, bu olaylardan dolayı Almanya olarak büyük bir üzüntü ve utanç duyduğunu ifade etmişti. Esasen bu düşüncesinde samimi olduğunu da görüyorum; çünkü bugün yaptığı açıklamalar gerçekten Türkiye tarafının ister diplomatik taraf olsun isterse medya mutlaka yüksek eyalet mahkemesindeki bu duruşmaları takip etmesi gerektiğini ve bunun için imkan hazırlanması gerektiğini ifade ediyor." dedi.

Ancak Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi'nin, Türk gazetecilerin medya mensuplarının Yunan basının da içeriye alınmasına karşı çıktığını hatırlatan Başbakan Yardımcısı Arınç, "Bu hiçbir dünyada olacak şey değil. Hiçbir ülkenin kabul edebileceği bir husus değil. Ölenler yurttaşlarımızdır. Feci bir şekilde ırkçılık sonucunda öldürülmüşlerdir ve bununla ilgili gerek Alman Cumhurbaşkanı gerek Şansölye ve ilgililer, Türk tarafından özür dilemişlerdir. Üzüntü duyduklarını ifade etmişlerdir. Yargılama sürecinin de açık, şeffaf ve Türk medyasının ve diplomatik tarafının, Meclis’teki İnsan Hakları Komisyonu’nu başkanı veya başkanvekilinin de izlemesinde büyük bir yarar olduğunu düşünüyoruz." şeklinde konuştu.

Tepkilerin ilgili makamlara iletildiğini aktaran Bülent Arınç, "Şüphesiz yargı bağımsızdır. Almanya'da da böyledir. Ancak Türkiye'de ve bütün Avrupa ülkelerindeki yargılama örneklerine baktığımız zaman tarafların bu tür davaları rahatlıkla izlemesi için imkanlar hazırlanır. Eğer o mahkeme salonu buna müsait değilse bir başka yer temin edilir. Türkiye bunu yapmaktadır. Başka ülkeler de yapmaktadır. Ama zannediyorum ki bu olayların özellikle mağdur ülkelere daha fazla yansımaması ve daha büyük bir infiale yol açmaması bakımından basına bir ambargo uygulanmaktır. Basın özgürlüğü bakımından da Türkiye-Almanya ilişkileri bakımından da ölenlerimizin yakınları ve bütün Türk milleti bakımından da bu yargılama sürecinin tarafımızdan takip edilmesini ve buna imkan hazırlanmasını istiyoruz. Çalışmalarımız devam ediyor. Ama bugünkü yargılama usulünü de kabul edemeyeceğimizi kendilerine ifade ettik." diye konuştu.