15 Nisan 2013 Pazartesi günü yayınlandı
Çözüm süreci kapsamında İzmir’de halkla buluşan Ege Bölgesi Akil İnsanlar Heyeti, kardeşlik vurgusu yaptı.
Ülkede 30 yıldır akan kanın durması ve ülkenin huzur içinde yoluna devam edebilmesi için barış sürecinin gerekli olduğunu belirten Akil İnsanlar Ege Bölge Heyeti Başkanı Tarhan Erdem, “Kardeşsek, aynı haklara sahip olacağız, aynı imkana, aynı eğitime, aynı yönetime katılma hakkına sahip olacağız. Çözüm süreci bunu temin etmekten ibarettir. 3milyon Kürt ile 3 milyon Türk birbiri ile akraba.” dedi.
Akil İnsanlar Ege Bölgesi Heyeti Başkanı Tarham Erdem, üyeler Fuat Keyman, Fehmi Koru, Fadime Özkan, Baskın Oran, Hasan Karakaya, İzmir’deki programın öğleden sonraki kısmında Anadolu Birliği Derneği’ni ziyaret etti. Çözüm sürecinin neden gerekli olduğunu anlatan Heyet Başkanı Tarhan Erdem, ülkede Kürt kökenli 14-15 milyon vatandaşın yaşadığını belirterek, “Kürtlerin 8-9 milyona yakını seçmendir. Türkiye nüfusunun yüzde 15-18'i, İstanbul'da ise yüzde 17-18'i Kürtlerden oluşuyor. Türkiye'de bugünkü rakamlara göre 52 milyon yetişkin var. 3 milyon Kürt ile 3 milyon Türk birbiriyle birinci derece akrabalık içinde. 6 milyon insan akrabadır ama birisi kendine Kürt, birisi Türk demekte ve birlikte yaşamaktadır. Türkler ile Kürtler arasında eğitim düzeyi bakımından 1,5 sene fark var. Türkiye'de yaşayan Kürtler, Türklerden 1,5 yıl daha az tahsillidir ve daha az geliri vardır. Bu iki değer bile beraber yaşadığımız insanlara yapılan haksızlığı göstermektedir.”şeklinde konuştu.
Bu sebeple eşitliğin mutlaka sağlanması gerektiğini aktaran Tarhan Erdem, “Bu eşitlik, yönetim, çalışma ve eğitim eşitliğidir. Bu eşitliği sağlamak lazımdır ve bunun da adı demokrasidir. Kardeşsek aynı haklara sahip olacağız, aynı imkana, aynı eğitime, aynı yönetime katılma hakkına sahip olacağız. Çözüm süreci bunu temin etmekten ibarettir. Türkiye'de tüm insanlar eşit haklara sahip olacaktır. Bunu sağlamak için yola çıkılmıştır. Bunun sonucunun mutlaka alınacağına inanıyorum. Bunun dışında hiçbir çözüm yoktur. Bu hepimizin seyirci olmasıyla değil, işin içine girmekle olur. İlk temel hedef de evrensel insan haklarının Türkiye'de uygulanması ve el sıkışırken birinin ötekinden daha kötü durumda olduğunu bilerek duyulan vicdan azabından kurtulmaktır.” diye konuştu.
Ege Bölgesi Akil İnsanlar Komisyonu Üyesi Siyaset Bilimci Baskın Oran ise, sürece karşı olan ‘Beyaz Türkler’in tahtan aşağıya eşitlik düzeyine inmekten korktuklarını belirtti.
İzmir’de sürece karşı olanların oranının yüzde 49 olduğunu ifade eden Oran, “Çünkü İzmir Türkiye'de farklılıklara en fazla alışmış olan yerdir. İstanbul’dan çok daha fazla ancak şu anda bu tahrip edilmiş durumda sebebi ise 1922 İzmir yangınından itibaren sistematik olarak biz farklılıkları katlettik. 6-7 Eylül ben 10 yaşındaydım babam milletvekili diye. Tüm gayrimüslimler bizim evimize toplanmıştı, o gece korkudan yatağıma işedim. 1964'de Rumları kovduk. İzmir’de farklılıkları seven havanın tahribi buradan başladı.
İzmir, sapına kadar liberaldi, şimdi sapına kadar devletçi. İzmir 1930'da Fethi Bey’in, Serbest Fırka’nın kalesiydi. 50-60'da Menderes'in kalesiydi. Nasıl oldu İzmir o liberallikten bu devletçiliğe geldi. İzmir’in ekonomisi dibe vurdu. İstanbul'daki Kürt oranı yüzde 16, İzmir’de yüzde 6. İstanbul'da Kürtlere tepki yok İzmir’de var çünkü İstanbul'un sanayisi etkili oldu. Burada sanayi olmadığı için küsüldü. İzmir’in devletçi olmasının sebebi budur. Yukarıdaki tahttan aşağıya eşitliğe inmek istemiyorlar." dedi.
Ulus devlet, kurmak istediği ulusu tek kimlikli addettiğini de belirten Oran, “1924 Anayasası ile kurulmuştur. 1924 Anayasası'na kadar Türkiyeli deniyordu, ondan sonra Türk denmeye başlandı. Ben bu devleti mahvetmek istiyorum, onun yerine demokratik devleti kurmak istiyorum.” şeklinde konuştu.
Ev sahibi olan Anadolu Birliği Derneği Başkanı Koçali Al ise “Tüm isteğimiz analar ağlamasın, barış ve kardeşlik olsun. Barışın sesi Ege'den yankılansın.” dedi.
Toplantının yapıldığı binanın dışında ise Türkiye Gençlik Birliği'ne (TGB) bağlı bir grup, protesto etti. Heyet üyelerinden Avni Özgürel, İzmir ziyaretini gelmeden önce TGB üyeleriyle temasa geçerek görüşmek istediğini ancak protestoyu gerçekleştiren guruptan her hangi bir cevap alamadığını söyledi.