Beyaz Gazete Ana Sayfa
Genişlet Işıklar
Bu Haber Diğer Kanallarda Nasıl Sunuldu

Robotlar büyük ilgi görüyor

4 Mart 2012 Pazar günü yayınlandı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, '2023 yılında Türkiye'de, milli gelirin yüzde 3'ü kadar ARGE harcaması yapılacak ve bunun 3'te 2'sini özel sektör yapacak'' dedi

Ergün, Üsküdar Belediyesi Gençlik Merkezi'nde düzenlenen ''Türkiye'deki Robot Teknolojileri ve Geleceği'' konulu panelde yaptığı konuşmasında, Türkiye'nin son yıllarda yakaladığı başarıları kalıcı hale getirmek ve daha üst sıralara tırmanmak için, bilgi ile arasında çok daha güçlü bir bağ kurması gerektiğinin altını çizerek, ''Bilgiyle ilişkimiz daha iyi olmalı çünkü bizi ilerletecek ve başarılarımızı kalıcı hale getirecek olan bilgidir. Bilgiye sahip olmak ve onu geliştirmek mecburiyetindeyiz. Artık günümüzde farklı coğrafyalarda üretilen bilgiye en hızlı şekilde ulaşılabilmenin yanında, kendi bilgi üretme sistemlerimizi de inşa etmemiz gerekiyor'' dedi.

Konuşmasında, bir anısını da paylaşan Bakan Ergün, ortaokuldayken arkadaşlarının kendisinden daha iyi ödev yaptığını, bunun da nedeninin onların ansiklopedilerinin bulunması olduğunu anladığını ifade ederek, bu ansiklopedilerin o dönemde babasının maaşı kadar olduğu için alamadığını, ancak şimdi artık gereken tek şeyin insanların içindeki gayret olduğuna, mazeretlerin bu yüzyılda büyük çapta ortadan kalktığına dikkati çekti. ''Ürettiğimiz bilgileri, insanlığın yararına olacak alanlara kanalize etmeli, nihai ürünlere dönüştürmeliyiz'' diyen Ergün, geçen yıl, bakanlığın ''Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'' olarak yeniden yapılandırılmasının da, bu açıdan bir dönüm noktası olduğunu söyledi. Artık eğitim, bilim, üniversite araştırmaları, kültür, ARGE üretim süreçleri gibi konularda bütüncül politikalar oluşturma imkanına sahip olunduğunu söyleyen Ergün, konuşmasına şöyle devam etti: ''Her zaman vurguladığım bir husus var, hiçbir toplum diğerinden daha akıllı veya daha zeki bireylerden oluşmuyor. Ancak kendi insanına merak, ilgi, araştırma, öğrenme, yenilik yapma gibi özellikleri kazandıran ve buna uygun bir iklim oluşturan toplumlar, bilgi yarışında ön plana çıkmaktadırlar. Bu altyapıyı oluşturduğunuz zaman sizin toplumunuzda da ne cevherler varmış, gözünüzün önündeymiş ama görmüyormuşsunuz. Yeter ki o iklimi oluşturalım. Açığa çıkaranlar ilerliyor, çıkaramayanlar ilerleyemiyor. Yoksa bir çok geri kalmış toplumun içinde de müthiş zenginlikler var. Bu nedenle, anne baba davranışlarından eğitimin her aşamasına, kültür ve sanat birikiminden sanayileşme süreçlerine kadar her alanı mercek altına almamız gerekiyor. Özellikle genç nüfusumuzun bilime ve teknolojiye olan ilgilerini artıracak projelere ağırlık vermemiz gerekiyor. Mesela, bu seneden itibaren, biz öncelikle Büyükşehirlerde olmak üzere tüm şehirlerimizde bilim ve teknoloji merkezleri kurmayı planlıyoruz. Üsküdar Belediyemiz de buna talip oldu. Zaten İstanbul'a bir tane yetmez. Bir Anadolu yakası, bir Avrupa yakası olacaksa Üsküdar'daki bu merkez güzel bir yer olabilir. Ancak yeri küçük olduğundan projede değişikliğe ihtiyaç var. Onlar yeri projeyi hazırlayacaklar, bizde TÜBİTAK üzerinden içinin donanımı yapacağız. Orada, gençler, aileler herkes bilimi yaşayacak. Bütün fizik kurallarının içinde yaşayacaklar. İnşallah Türkiye'de de dünyanın vaktiyle bizden önce yaptıklarını geç de olsa şimdi yapma imkanına sahip olacağız.''

İstanbul'un, geçen yıl Robot Olimpiyatlarına ev sahipliği yaptığını hatırlatan Ergün, ''Ben de açılışını gerçekleştirmiştim. Robot olimpiyatlarında şöyle bir ayrıntıyı fark ettik; robot teknolojileri, konuyla ilgili veya ilgisiz olsun herkesin ilgisini çeken bir teknoloji. Özellikle genç nüfusumuz ve çocuklarımız, robotların gerçekleştirdiği hareketlere büyük bir ilgi gösteriyorlar. Bu nedenle, robot teknolojileri konusunda yapacağımız çalışmaların, sadece bu alana değil, bilginin, bilimin ve teknolojinin her alanına olumlu yansıyacağını düşünüyorum'' diye konuştu. Ergün, tarih incelendiği zaman insanların çok uzun zamandan beri robotlara ilgi duyduklarının görüldüğüne dikkati çekerek, şunları anlattı: ''Mesela İsa'dan önce 7. yüzyılda Çin'de otomatik bir dilenci keşiş yapılmış. Milattan sonra 9. yüzyılda Çin'de zıplayan bir kedi, 12. yüzyılda Almanya'da kapıları açan ve misafirleri karşılayan otomatik bir hizmetçi yapılmıştı. Kendi geleneğimize baktığımız zaman ise Cizreli bilginimiz Ebu'l İzz vardı. Bu topraklarda robotik bilimlerin babası sayacağımız Ebu'l İzz Artuk'lu devleti zamanında orada bir çok robotu geliştirdiğini, bu robotların hem kişiye hizmet eden robotlar hem de su nakil ve değişik sistemlerde kullanılan robotlar olduğunu görüyoruz. Bunların kitaplardaki çizimleri gerçekleşti. Şimdi Gülhane Parkı'ndaki İslam Bilim ve Teknoloji Müzesi'nde önemli bir bölümü sergileniyor. Demek ki bu topraklar boş değil. Bu toprakların altında kültüründe, ikliminde, bilim var, teknoloji var, robotik sistemler de dahil olmak üzere bir çok sistemlerin geliştirilmesinin iklimi var. Ama o iklimi vaktiyle kaybedince ne oldu, ötekileri de kaybetmiş olduk. Demek ki bizim yeniden ülkemizde El-Cezeri'lerin ön plana çıkacağı iklimi meydana getirmemiz lazım. -''Bütün ekonomi politikalarımızı, iş ve yatırım ortamını iyileştirecek bir anlayışla hazırlıyoruz''

Nihat Ergün, bugünlerde en önemli gelişmenin, robot teknolojilerinin yapay zeka kaynaklı olmasından kaynaklandığını anlattı. Robotların artık, belli eylemleri sistemli bir şekilde tekrar eden mekanik varlıklar değil, düşünebilen, farklı durumlara göre nasıl tepkiler vereceğini keşfeden ve problem çözebilen varlıklar haline gelmekte olduğunu belirterek, robot tasarımcılarının, 2050 yılında gerçek insanlarla maç yapan ve hatta gerçek futbolcuları mağlup eden bir takım kurmayı hedeflediklerini anlattı. Bu hedefin, ilk bakışta biraz uç bir hedef gibi gelebileceğini dile getiren Ergün, ancak bir şeyin hayal edilebiliyorsa, gerçekleşebileceğinin de düşünülmesi gerektiğini söyledi. Bugün robot teknolojisinin, özellikle sanayi alanında insana dayalı iş gücünün yerine yoğun bir şekilde ikame edildiğini belirten Ergün, şunları kaydetti: ''Türkiye, 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat yaparak dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmayı hedefliyor. 2 trilyon dolarlık üretim, 500 milyar dolarlık ihracat ve dünyanın 10 büyük ekonomisinden biri olmak gibi bir hedefimiz var. 500 milyar ihracat demek, bugün olduğundan daha fazla ürün üretmek ve satmaktan ziyade, daha nitelikli, yüksek katma değerli ve ileri teknolojili ürünleri üretmek ve satmak demektir. Bir şeyin içine ne kadar özgün bilgi ve teknoloji katarsak o şeyi daha değerli yaparız. 2010 yılında yüzde 9 gibi yüksek bir büyüme oranı yakalayan Türkiye ekonomisinin bu yıl da yüzde 8,5'e yakın oranda büyümesini bekliyoruz.''

Ergün, dünyada geliştirilen robot teknolojilerini, burada uygulamaktan ziyade, Türkiye'de bu teknolojileri geliştirmeye odaklanmak gerektiğini vurgulayarak, ''Bilim ve teknoloji konusunda millet olarak el ele verebilirsek önemli başarılara imza atacağımızı düşünüyorum'' dedi. Son yıllarda, ARGE harcamalarının milli gelir içindeki payını artırdıklarını ve yüzde 1 seviyesine yaklaştıklarını belirten Ergün, 2023 yılında bu rakamı yüzde 3 seviyelerine çıkarmayı hedeflediklerini kaydetti. Bakan Ergün, şöyle devam etti: ''2023 yılında Türkiye'de milli gelirin yüzde 3'ü kadar ARGE harcaması yapılacak ve bunun 3'te 2'sini özel sektör yapacak. Şimdi milli gelirimizin yaklaşık yüzde 1'i kadar ARGE harcaması yapılıyor ve bunun 3'te 1'ini özel sektör, 3'te 2'sini kamu yapıyor. Demek ki 2023'de 2 trilyon dolar milli gelirimiz olacağına göre 60 milyar dolar ARGE harcaması yapacak. Bunun 40 milyar dolarını özel sektör, 20 milyar dolarını kamu sektörü yapacak. Gittikçe bilgi ve teknoloji için ayrılan kaynaklar artacaktır.'' ABD'deki Silikon Vadisi'ne benzer bilişim vadilerinin Türkiye'de yapılmasıyla ilgili çalışmaların sürdüğünü söyleyen Ergün, bilişim vadisinin, birçok küresel markaya ev sahipliği yapacağını ve Türklere ait birçok küresel markanın doğuşuna da zemin hazırlayacağını anlattı. Artık üniversitelere yönelik girişimci ve yenilikçi üniversite endeksleri oluşturulacağını ve üniversitelerin bu alanlardaki performansını ölçmeye başlayacaklarını belirten Ergün, ''Hangi üniversite daha yenilikçi bir teknoloji geliştirmiş, bunu patente dönüştürmüş, bunlarla üniversitelerimizi ölçeceğiz ve ilan edeceğiz. Hangi üniversite daha girişimci? Akademik yükselme kriterlerini değiştirecek, patent ve projeleri de yükselme kriterleri arasına koyacağız. Her yıl dünyadaki Türk Bilim insanlarını ülkemizde buluşturan kurultaylar yapmaya başlayacağız'' dedi. Almanya, Japonya ve ABD'de olmak üzere 4 noktada bilim ataşelikleri kuracaklarını dile getiren Ergün, bütün bu çalışmalarla, Türkiye'de bilime olan ilginin artmasını, bilime uygun bir iklim oluşmasını ve üretilen bilgilerin nihai ürünlere dönüşmesini amaçladıklarını kaydetti.


HABERDAR OLMAK İÇİN MAİL BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN
Copyright BeyazGazete.Com ' Tüm Hakları Saklıdır. Web sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. Kaynakları beraberinde belirtilmiştir. Haberleri kopyalamayınız. Norm Yazılım
Ajanslar
yukarı