CHP de MHP de sert!
18 Nisan 2013 Perşembe günü yayınlandı
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, BDP’nin CHP'ye yaptığı 'sürece katıl' çağrısına, "BDP siyasi irade koyması gereken legal bir parti.
Şu anda İmralı-Kandil arasında kuryelik yapmaktan başka bir işe yaramıyorlar. Yani siyasi görevini alsın. Siyasi muhatap haline gelsin. Bir süreç varsa o sürecin siyasi tarafı olsun ama şu anda sadece bir kurye görevi yapıyor" karşılığını verdi. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında gerçekleştirilen CHP MYK toplantısı devam ederken parti Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenleyen parti Sözcüsü Haluk Koç, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın şehit yakınları için getirilecek düzenlemeyle ilgili dün yaptığı açıklamalara değinen Koç, CHP'nin daha önce bu konuda Meclis'e kanun teklifleri sunduğunu hatırlattı. Siyaseti alışveriş temelinde gören bir Başbakan mantığıyla karşı karşıya olduklarını belirten Koç, Erdoğan'ın 'Ben size bunları vereceğim, yeter ki siz susun, bu dönemde tepki göstermeyin' mantığıyla bu konuyu gündeme getirdiğini öne sürdü. Koç, "Başbakan'ın parayla satın alamayacağı bazı kavramlar olduğunu çok iyi bilmesi lazım. Acılı yürekler parayla satın alınamaz. Sosyal katkı vereceksin ama bu süreçte 'sen sus' diyerek belki o insanların günlük ihtiyaçlarını gidereceksin ama acısını gideremezsin" şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın CHP’yi çözüm sürecinde samimi olmamakla suçladığına işaret eden Koç, "Biz Başbakan'a hatırlatmaktan yorulduk. Başbakan'ın görüşlerini ilahi bir emirmiş gibi köşelerinde, sütunlarında bu topluma pompalayanlara anlatmaktan yorulduk. Senin muhatabın bir toplumsal ve siyasal uzlaşma zemininde kimler? Türk Milleti mi yoksa PKK terör örgütünün silahlı temsilcileri mi? İçine girdiğin yolun, hukuk devleti kurallarının dışında yürünen bir yol olduğunun farkında değil misin? Masada anayasa pazarlığı var, başkanlık beklentileri var. Yani bir AKP-PKK anayasası taslağı var ama masada bir başka tehdit daha var. 'Benim istediğim yola kanlı mı geleceğiz kansız mı?'" diye konuştu.
Siyasal uzlaşma zemini oluşturulmasının bizzat CHP’nin önerisi olduğunu vurgulayan Koç, her siyasi partiden eşit temsilcilerin katılacağı bir komisyonun oluşturulmasının Başbakan tarafından engellendiğini ifade etti.
Koç, AK Parti tarafından önerilen komisyonda parmak hesabının iktidarda olduğunu belirterek, bu komisyonun Başbakan'ın görüşlerini, meclis komisyonunun görüşü olarak sunacağını savundu.
Piyanist Fazıl Say’a verilen mahkumiyet kararına da değinen Koç, “Kılıçdaroğlu 3 hafta önce 16 maddelik bir demokratikleşme paketi önermişti. Eğer o konuda bir adım atılmış olsa ifade özgürlüğü önüne konan bir takım ceza maddeleri bugün ünlü bir sanatçının mahkumiyet kararına sebep olmayacaktı” dedi.
Başbakan Erdoğan'ın CHP Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun tarih bilmediği yönündeki sözlerine de cevap veren Koç, Kurtuluş Savaşının sadece işgal güçlerine karşı verilmediğini, her türlü yerli işbirlikçilere karşı da verildiğini anlattı. Koç, "CHP'lilerin ve Sayın Genel Başkan'ın ne bugünkü Damat Ferit fotokopilerinden, ne de Ali Kemal benzeri muharrirlerinden alacakları ders yoktur" dedi.
Erdoğan'ın Kılıçdaroğlu'na 'Mazi kalbimde yara' şarkısıyla göndermede bulunduğunu kaydeden Koç, Nazım Hikmet'in bir şiirinden de alıntı yaparak, "Sevdalıyız biz bu vatana Sayın Başbakan, öfke doluyuz satana. Bu memleket bizim. Biz adımlarını tarihin akışına uyduran, temelleri çökmüş emperyalizme vuran ve yarınları kuranlarız Sayın Başbakan. O duvar, o duvarınız vız gelir bizlere" dizeleriyle Erdoğan'a seslendi.
Gazetecilerin, BDP'nin CHP'ye yaptığı 'sürece katıl' çağrısıyla ilgili sorularını da cevaplayan Koç, BDP'nin öncelikle siyasi irade koyması gereken, legal bir parti olduğuna işaret etti. BDP'nin şu anda İmralı-Kandil arasında kuryelik yapmaktan başka bir işe yaramadığını vurgulayan Koç, "Siyasi görevini alsın, siyasi muhatap haline gelsin, bir süreç varsa o sürecin siyasi tarafı olsun ama şu anda sadece bir kurye görevi yapıyor" değerlendirmesinde bulundu.
Koç, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümüne ilişkin iddianamenin kabul edildiğinin hatırlatılması üzerine, yaşananların tümü dikkate alındığında hangi iddianamenin senaryo, hangi iddianamede gerçek payı var, bunların Türkiye'de sorgulanır hale geldiğini söyledi