6 Ekim 2012 Cumartesi günü yayınlandı
Başbakan Erdoğan, atılan top mermilerinin Akçakale’de 5 kişinin yaşamını yitirmesine yol açması nedeniyle Suriye’ye misliyle yanıt verildiğini belirterek, “Biz asla savaş meraklısı değiliz. Ancak savaştan da uzak değiliz" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Kentsel Dönüşüm” projesi kapsamında düzenlenen törende konuşma yaptı.
Başbakan Erdoğan, konuşmasında Suriye’den atılan top mermisi nedeniyle Akçakale’de 5 kişinin hayatını kaybetmesi olayına da değindi.
Erdoğan, özetle şunları söyledi:
"Artık burası notayla falan geçiştirilecek bir şey değildi. Öncekilerde de misliyle cevap vermiştik, bu defa onların da canlarını yakacak şekilde misliyle cevabını verdik. Suriye’nin Türkiye’ye yönelik mütecaviz tutumunu sürdürmesi, hele hele topraklarımıza atılan bombalar sebebiyle vatandaşlarımızın zarar görmesi bizi karşılık vermeye mecbur bırakmıştır.
‘SAVAŞTAN UZAK DA DEĞİLİZ’
Ülkemizin saygınlığına, itibarına halel getirecek hiçbir girişimi karşılıksız bırakmadık, bırakmıyoruz, bırakmayacağız. Şunu bir kez daha ve samimiyetle ifade etmek istiyorum; biz asla savaş meraklısı değiliz. Ancak savaştan da uzak değiliz. Bu millet, yeri gelmiş kıtalararası savaşları görerek, savaşarak bugünlere gelmiştir.
Birileri bize ‘Yurtta sulh cihanda sulh’ diyor. ‘Yurtta sulh cihanda sulh’, sulhun egemen olduğu yerde olur. Bizim can damarımıza bastıkları zaman orada biz de sulhu konuşamayız. Gayet güzel bir ifadeyle 'Hazır ol cenge, eğer sulh-u salah istiyorsan’ denirken, yeri gelir işte o zaman da cenk, sulhun anahtarı olur.
‘NE BARIŞI?’
Ana muhalefet partisi bunun üzerinden de konuşacak. Zira o Baasçı. Zira, o Beşar’ın yanına kampını kurmuş vaziyettedir. Dün getirdiğimiz tezkereye karşı olan zihniyet, tarihe bunun hesabını veremeyecektir. Benim vatandaşım şehit edilecek biz hâlâ barış diyeceğiz. Ne barışı? Utanmadan, sıkılmadan ‘Bakanların hangisinin çocuğu oraya gidiyor?’ diyor. Biz şu anda arazideyiz, nereye gitmemiz gerekiyorsa başta şahsım olmak üzere oraya kadar da gideriz. Böyle basit, avami ifadelerle AK Parti iktidarını test etmeye ana muhalefetin gücü yetmez.
'BLÖF YAPMIYORUZ'
Türkiye savaş peşinde koşan bir ülke değil. Tam tersine biz bölgemizde ve dünyada barışın, huzurun, esenliğin hakim olmasını temel politika olarak kabul ediyoruz. Esad yönetimi bizim vatandaşlarımızın dahi canlarına kast eden saldırıdan kaçınmıyor. Suriye halkının canını, namusunu koruma mücadelesini çok önemli görüyoruz. Esad rejiminin zulmü karşısında Suriye halkının yanında olmayı tarihi, vicdani sorumluluğumuz olarak görüyoruz. Kendi halkına, mirasına değer vermeyen bir anlayışın tek bir tanımı olabilir, o da devlet terörüdür. Suriye'de devlet terörü estirilmektedir. Böyle zalim ve insafsız bir yönetim çoktan meşruiyetini yitirmiştir. Bu yönetime farklı gerekçelerle destek verenler her geçen gün daha zor duruma düşüyorlar. Biz blöf yapmıyoruz. Biz bu meselenin sonuna kadar takipçisi olacağız.
‘ESAD’LA BODRUM’DA TATİL YAPMADIM’
Kaç kere açıkladım. Bir devletin başkanına barış içindeysek kendi boğazımda o tür seyahati de yaptırırım. Ama o tür bir şey yaptırmadım. Bodrum'da kendisiyle tatil yapmadım. Kendisini davet ettim, tatil yaptılar. Medyanın fotoğraflarını çekmesiyle döndüler. CHP zihniyeti budur, yalan ciğerlerine işlemiş.
‘CHP-BDP KARDEŞLİĞİ YENİDEN NÜKSETTİ’
Esad rejiminin Akçakale saldırısı sonrası ortaya konanlar muhalefet sorununu açıkça gösterdi. Bir ana muhalefet partisi diğer ülkenin sözcüsü gibi davranıyor. Dün Meclis'te olan budur. Gel aynen MHP gibi davran, milletçe tavır ortaya koyalım. Hatay'da maalesef belli bir mezhebi anlayışla oturup toplantılar yaptılar. Türkiye böyle bir muhalefeti hak etmiyor. Türkiye ortak tavır takınmayan bir siyaset anlayışını hak etmiyor. Konu Suriye olunca CHP-BDP kardeşliği yeniden nüksetti.
Bunlar ülkelerin ulusal güvenliğini değil, saldırgan ülkenin avukatlığına soyunarak tarihe geçtiler. Meclis'ten oybirliğiyle çıkması gereken tezkere CHP ve BDP'nin tavrıyla oyçokluğuyla kabul edildi. MHP'ye teşekkür ediyorum. CHP'nin duruşu tam anlamıyla siyasi garabet örneğidir.”