Beyaz Gazete Ana Sayfa
Genişlet Işıklar
Bu Haber Diğer Kanallarda Nasıl Sunuldu

''Çekilme'' polemiği

30 Mart 2013 Cumartesi günü yayınlandı Adalet Bakanı Ergin çözüm sürecine ilişkin, en büyük amacın PKK'nın silah bırakması olduğunu ifade ederek, "Kimsenin bir diğerinin vatanperverliğini ölçmeye, bir teste tabi tutmaya hakkı olmadığını düşünüyorum" dedi.

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Öcalan'ın yakalandığı 1999 yılından bu yana gerektiğinde görüşmeler yapıldığını belirterek, “Nitekim bu görüşmeler yapıldığı içindir ki 1999 yılında terör örgütü üyelerinin Türkiye dışına çıkmasına dair bir adım atılmıştır. Ancak o süreçte öngörüsü dar olan bir grup sürecin tamamlanmasını engellemiştir. O tarihte bu süreç tamamlanabilmiş olsaydı Türkiye büyük bir ihtimalle bugün bu sorunlarla boğuşuyor olmayacaktı. İmralı'daki hükümlüyle görüşülmesinin ötesinde ne görüşüldüğünün önemi vardır diye düşünüyorum” dedi.

Adalet Bakanı Ergin, kamuoyunda '4. Yargı Paketi' olarak bilinen İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının Adalet Komisyonu'ndaki görüşmeleri sırasında muhalefet milletvekillerinin çözüm sürecine ilişkin eleştirilerine cevap verdi.

Türkiye'nin son 30 yıldır terörle mücadele ettiğini, ancak bu hadiselerin 1983'ten önce başladığını belirten Ergin, şunları kaydetti:

“Bir devlet aklı, hafızası düşünün ki tam 88 yıldır bir sorun alanına ilişkin teşhisler yapıyor ve bu teşhise dayalı tedaviler uyguluyor. Ama teşhisle tedavi uygulandığında bakıyorsunuz ki sorun kronikleşiyor. Burada şunu söylemek mümkün; ya teşhiste yanlışlık var ya uyguladığınız tedavide yanlış var. 88 yıldır sonuç vermeyen hastalığı başka yerlere eviren daha da kökleştiren bu yöntemleri bugün de devam ettirin demek ne kadar vatanperverliktir, bu soru üzerine kafa yormamız gerekir diye düşünüyorum.

Bu masanın etrafında oturan hiçbir kimse bir diğerinden daha fazla vatanperver falan değildir, kimse bunu iddia edemez. Ben kendimi vatanperver iddia ederim, böyle yaftalarım ama muhatabımın vatana ihanet ettiğini söyleme hakkım yoktur. Herkes kendi penceresinden kendi anlayışından bu ülkeye bu şekilde hizmet edeceğini düşünerek bu tezini ortaya koyuyor. Dolayısıyla kimsenin bir diğerinin vatanperverliğini ölçmeye bir teste tabi tutmaya hakkı olmadığını düşünüyorum kendi adıma.”

“İMRALI İLE GÖRÜŞME DEĞİL, NEYİN GÖRÜŞÜLDÜĞÜ ÖNEMLİ”

Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelere yönelik eleştirilere de yanıt veren Ergin, “Abdullah Öcalan yakalandıktan, Türkiye getirildiği günden bugüne kadar devletin ve istihbarat birimlerinin ihtiyaç duyduğu her zeminde uygun bulduğu her zeminde görüşülmüştür. Nitekim bu görüşmeler yapıldığı içindir ki 1999 yılında terör örgütü üyelerinin Türkiye dışına çıkmasına dair bir adım atılmıştır. Ancak o süreçte öngörüsü dar olan bir grup sürecin tamamlanmasını engellemiştir. O tarihte bu süreç tamamlanabilmiş olsaydı Türkiye büyük bir ihtimalle bugün bu sorunlarla boğuşuyor olmayacaktı. İmralı'daki hükümlüyle görüşülmesinin ötesinde ne görüşüldüğünün önemi vardır diye düşünüyorum” dedi.

“MİLLETİMİZE RAĞMEN HİÇBİR ADIM ATMAYIZ, ATAMAYIZ”

Çözüm sürecinde ilk aşamanın terör örgünün eylemlerini sonlandırması ve Türkiye dışına çıkması, ikinci aşamanın demokratik adımlar atılması ve üçüncü aşamanın da normalleşme ve ebediyen silahın bir daha gün yüzüne çıkmaması olduğunu belirterek, “Böylesine bir neticeye kan akıtılmadan, göz yaşı dökülmeden buna ulaşabileceksek bu niçin rahatsızlık verici olsun. Hiçbir arkadaşımı ismen üzmek istemiyorum ama şu ithamlarla karşılaştık; ‘Hükümet hangi pazarlıkları yapıyor, ne verecek?' Her iki kişinin birinin oyunu alarak iktidara gelmiş bir iktidar partisi 11 yıldır iş başında. Biz milletimize rağmen hiçbir adım atmayız, atamayız” dedi.

Muhalefetin ‘ne veriyorsunuz, neyin pazarlığını yapıyorsunuz?' şeklinde eleştiriler yönelttiğini belirten Ergin, “Birbirimize birtakım değerlendirmelerde bulunurken daha özenli olabileceğimizi düşünüyorum. AK Parti bu büyük milleti kandırmaya çalışmıyor; buna gücü de yetmez, ne AK Parti'nin ne başkasının. Milletimiz kandırılması mümkün olan bir çocuk falan değil. Her şey onun gözleri önünde cereyan eden açık olaylar şeklinde işliyor” dedi.

Bu sürecin en büyük amacının, terör örgütünün silahlarını bırakması, yani suç teşkil eden kanlı eylemlerin sona ermesi olduğunu belirten Ergin, “Çabalar son 30 yılın suç teşkil eden eylemlerini temize çıkarma gayreti asla değildir. Suç teşkil edecek eylemlerin devamını önlemekten ibaret bir gayrettir. Akan kan ve gözyaşının durması ülkemizin huzur ve sükun bulması esas gayedir. Bir fiilin suç teşkil etmesi için kanunda gösterilen maddi unsurların suç işleme kastı ile gerçekleştirilmiş olması gerekir” dedi.


HABERDAR OLMAK İÇİN MAİL BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN
Copyright BeyazGazete.Com ' Tüm Hakları Saklıdır. Web sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. Kaynakları beraberinde belirtilmiştir. Haberleri kopyalamayınız. Norm Yazılım
Ajanslar
yukarı