Yesil Sehirler Için Sifir Karbon Binalar
Yasar Üniversitesi’nde gerçeklesen "Yesil Binalardan Yesil Sehirlere Bütünlesik Enerji Verimliligi Kavrami” konulu seminerde, Yesil Bina ve Sehircilik Uzmani Murat Dogru, Türkiye’de sehirlerin iklime uygun hale getirilmesi ve sifir karbon binalarin yayginlasmasi gerektigini vurguladi.
Yasar Üniversitesi’nde gerçeklesen “Yesil Binalardan Yesil Sehirlere Bütünlesik Enerji Verimliligi Kavrami” konulu seminere katilan Yesil Bina ve Sehircilik Uzmani Murat Dogru, çevre ve enerji sorunlarindan bahsederek, yapilmasi gerekenleri anlatti. Sera Gazi Azaltim Eylem Plani ve Iklim Degisikligi Eylem Plani konusunda uzmanligi bulunan Murat Dogru, imar planlarinda sehrin enerji yönetimi ile ilgili planlamalarin bulunmasinin önemine dikkat çekerek, “Tüketim topluluguna geçmemiz dünyada kirliligi ortaya çikardi. Dünyada nüfus 8 milyari geçti. NASA’nin 18 uydusu çevre problemleri ile ilgili çalisiyor, verileri dünyaya gönderiyor. Çevre problemlerinin yapilasma problemiyle iç içe girdigini görüyoruz. Bu kadar büyük bir nüfus dünyada yer seçiyor, sehirleri büyütüyor, bu da çok büyük bir enerji talebi olusturuyor. Artan nüfusla birlikte dünyada artan enerji talebini yönetebilecek bir yapilasma sistemine geçmeliyiz. Sehirlerimizi iklime uygun hale getirmek için çalismaliyiz” diye konustu.
"Daha yesil bir sehircilik"
Birlesmis Milletler’in 17 sürdürülebilirlik hedeflerinden 9’unun binalarla ilgili oldugunu söyleyen Dogru, “Binalar ve sehircilik problemi dünyadaki sürdürülebilirlik sorunlarinin neredeyse yarisini olusturuyor. Daha yesil bir sehircilik standardina ihtiyacimiz var. Çevre, Sehircilik ve Iklim Degisikligi Bakanligi ile yaptigimiz çalismada, 55 yapi normunun Türkiye’de olmadigini raporladik. Sifir enerji bina Türkiye’de kabul edilmesi gereken bir gerçektir. Ülkemizdeki cari açigimizin en büyük sebebi enerji problemimiz. Türkiye’nin çok büyük avantajlari var, bunlari kullanmak gerekiyor. Avrupa’da birçok sehir sifir enerji olmayan binalara ruhsat vermiyor. Sehir ve binalarda uygulamamiz gereken stratejilerde binanin konumu ve sosyal ortami da önemli. Sadece karbonu ele almamaliyiz. Binalarin içinde ve sehirlerde birtakim politikalar üretmeliyiz. Arazi kullanimi ve kentsel tasarim ile sürdürülebilir bir planlama yaklasimi uygulamaliyiz” seklinde konustu.
“Türkiye’dekinin 35’te 1’i kadar enerji harciyor”
Entegre tasarim sisteminden bahseden Dogru, sunlari söyledi:
“Binalar çok önemli bir sera gazi emisyon kaynagi. Daha sürdürülebilir binalara, yesil binalara geçtigimizde, bina sera gazi emisyonlarinin zaman içinde düstügünü hesapliyoruz. Günümüzdeki binalar ise zaman içinde sera gazi emisyonlarini artiriyor. Entegre tasarim yaklasimi olmadan bu enerji problemini çözemeyiz. Avrupa’daki birçok ülkede entegre tasarim uygulaniyor. Örnegin, Almanya Freiburg’ta bir bina, Türkiye’deki bir binanin yüzde 35’te 1’i kadar enerji tüketiyor.”
“Binanin kendi enerjisini karsilamasi gerekiyor”
Sifir karbon binalara geçis için binalarin entegre tasarim sistemiyle elektrikli binalar olarak yapilmasi gerektigini belirten Dogru, “Yenilenebilir enerjiden elektrik temin ettiginizde binaniz sifir karbon olabiliyor. Avrupa’daki genel yönelim de bu. Binalar artik tarim da yapilabilen binalar olarak üretilmek zorunda. Mevcut tarim alanlarini büyütmek isi çözmüyor. Gida üretimi için sehirlerde kent tarimina geçmek zorundayiz. Sehirde yaya yollarinin tasarimi bile sehrin enerji probleminin parçasi. Yaya yollarinin yanlis tasarlandigi bir sehirde insanlarin toplu tasimaya yönlendigi görülüyor. Yesil alanlar temiz alanlar olmali ki yayalari cezbetsin ve sehirdeki emisyonlar düssün. Avrupa’daki bazi eyaletler 10 yil önce sifir enerji binalara geçti. Binanin kendi enerjisini kendi karsilamasi gerekiyor. Bu bizi güvenli bir kente götürür” diye konustu.
Ülkedeki binalarin mevcut durumu açiklayan Dogru, “Türkiye düsük kaliteli, ucuz binalarla insaat sektörünü döndürmeyi, ekonominin çarklarini çevirmeyi tercih etti. Bu bir stratejiydi. Sonrasinda da çok miktarda cari açikla karsilasti. Afetlerde de yüz binleri asan ölümlerle karsilasti. Almanya’da, 3 bin 500 Euro ile bir bina yaptiginizda neredeyse sifir enerji bir bina oluyor. Zaman kaybetmeden bu politikalari Türkiye’de de hemen devreye sokmak lazim” dedi.
Kaynak: İHA
"Daha yesil bir sehircilik"
Birlesmis Milletler’in 17 sürdürülebilirlik hedeflerinden 9’unun binalarla ilgili oldugunu söyleyen Dogru, “Binalar ve sehircilik problemi dünyadaki sürdürülebilirlik sorunlarinin neredeyse yarisini olusturuyor. Daha yesil bir sehircilik standardina ihtiyacimiz var. Çevre, Sehircilik ve Iklim Degisikligi Bakanligi ile yaptigimiz çalismada, 55 yapi normunun Türkiye’de olmadigini raporladik. Sifir enerji bina Türkiye’de kabul edilmesi gereken bir gerçektir. Ülkemizdeki cari açigimizin en büyük sebebi enerji problemimiz. Türkiye’nin çok büyük avantajlari var, bunlari kullanmak gerekiyor. Avrupa’da birçok sehir sifir enerji olmayan binalara ruhsat vermiyor. Sehir ve binalarda uygulamamiz gereken stratejilerde binanin konumu ve sosyal ortami da önemli. Sadece karbonu ele almamaliyiz. Binalarin içinde ve sehirlerde birtakim politikalar üretmeliyiz. Arazi kullanimi ve kentsel tasarim ile sürdürülebilir bir planlama yaklasimi uygulamaliyiz” seklinde konustu.
“Türkiye’dekinin 35’te 1’i kadar enerji harciyor”
Entegre tasarim sisteminden bahseden Dogru, sunlari söyledi:
“Binalar çok önemli bir sera gazi emisyon kaynagi. Daha sürdürülebilir binalara, yesil binalara geçtigimizde, bina sera gazi emisyonlarinin zaman içinde düstügünü hesapliyoruz. Günümüzdeki binalar ise zaman içinde sera gazi emisyonlarini artiriyor. Entegre tasarim yaklasimi olmadan bu enerji problemini çözemeyiz. Avrupa’daki birçok ülkede entegre tasarim uygulaniyor. Örnegin, Almanya Freiburg’ta bir bina, Türkiye’deki bir binanin yüzde 35’te 1’i kadar enerji tüketiyor.”
“Binanin kendi enerjisini karsilamasi gerekiyor”
Sifir karbon binalara geçis için binalarin entegre tasarim sistemiyle elektrikli binalar olarak yapilmasi gerektigini belirten Dogru, “Yenilenebilir enerjiden elektrik temin ettiginizde binaniz sifir karbon olabiliyor. Avrupa’daki genel yönelim de bu. Binalar artik tarim da yapilabilen binalar olarak üretilmek zorunda. Mevcut tarim alanlarini büyütmek isi çözmüyor. Gida üretimi için sehirlerde kent tarimina geçmek zorundayiz. Sehirde yaya yollarinin tasarimi bile sehrin enerji probleminin parçasi. Yaya yollarinin yanlis tasarlandigi bir sehirde insanlarin toplu tasimaya yönlendigi görülüyor. Yesil alanlar temiz alanlar olmali ki yayalari cezbetsin ve sehirdeki emisyonlar düssün. Avrupa’daki bazi eyaletler 10 yil önce sifir enerji binalara geçti. Binanin kendi enerjisini kendi karsilamasi gerekiyor. Bu bizi güvenli bir kente götürür” diye konustu.
Ülkedeki binalarin mevcut durumu açiklayan Dogru, “Türkiye düsük kaliteli, ucuz binalarla insaat sektörünü döndürmeyi, ekonominin çarklarini çevirmeyi tercih etti. Bu bir stratejiydi. Sonrasinda da çok miktarda cari açikla karsilasti. Afetlerde de yüz binleri asan ölümlerle karsilasti. Almanya’da, 3 bin 500 Euro ile bir bina yaptiginizda neredeyse sifir enerji bir bina oluyor. Zaman kaybetmeden bu politikalari Türkiye’de de hemen devreye sokmak lazim” dedi.