Kronik Böbrek Hastaliginin Ilerlemesini Önleyecek 10 Öneri
Uzm. Dr. Ümit Çakmak, kronik böbrek hastaligi ve bu hastaligin ilerlemesini önleyecek önerilerde bulundu.
Memorial Antalya Hastanesi Nefroloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Ümit Çakmak, “9 Mart Dünya Böbrek Günü” nedeniyle böbrek sagligi ve kronik böbrek hastaligi hakkinda bilgi verdi. Önemli bir halk sagligi sorunu olan kronik böbrek hastaliginin Türkiye’de her 6-7 kisiden birinde görüldügüne dikkat çeken Çakmak, böbregin zaman içinde islevlerini yavas yavas kaybetmesine bagli gelisen hastaligin gelisme evresinde belirti vermedigini söyledi.
Çakmak, “Altta yatan nedene bagli olarak zamanla fonksiyonlarini kaybeden böbrekler önlem alinmazsa kademeli olarak tamamen çalismaz hale gelebilir. Bu nedenle rutin saglik kontrollerinin yaptirilmasi özellikle böbrek sagligi açisindan çok önemlidir” dedi.
Böbregin görevlerinden bahseden Çakmak, “Böbrekler vücudun su ve tuz dengesinin saglanmasi, tansiyonun dengede kalmasini, zararli atiklarin idrar yolu ile uzaklastirilmasini saglar. Kirmizi kan hücrelerinin üretimini gerçeklestiren hormonlarin yapimina yardimci olur ve D vitaminini aktif formuna dönüstürerek vücutta kullanilabilir hale getirir. Bu sayede kemiklerin saglikli olmasina yardim eder. Böbregin en küçük yapisal birimine de nefron denmektedir. Çesitli nedenlere bagli olarak nefronlarin üç aydan daha uzun süreyle ilerleyici ve geri dönüsümsüz hasarlanmasi sonucunda kronik böbrek hastaligi ortaya çikmaktadir” diye konustu.
Çakmak, kronik böbrek hastaliginin seker hastaligi, hipertansiyon, polikistik böbrek hastaligi, glomerülonefrit (böbreklerdeki küçük filtrelerin iltihaplanmasi), ürolojik hastaliklar ve kronik interstisiyel nefrit nedeniyle gerçeklestigini bildirdi.
“Ciddi hastaliklara neden olabilir”
Kronik böbrek hastaligi çogunlukla ileri evrelere kadar belirti vermedigine isaret eden Çakmak, “Verdiginde ise zararli atiklarin atilamamasina bagli bulanti, kusma, istahsizlik, uykuya meyil ve inatçi kasintilar gelisebilir. Ayni zamanda böbregin bir diger önemli görevi olan su ve tuz dengesini saglayamadigindan göz kapagi, el ve bacaklarda ödem, sislik, tansiyon yüksekligi, nefes darligi gelisebilir. Yeterli miktarda kan yapilamaz ve anemiye neden olur. Anemiye bagli halsizlik, yorgunluk, çarpinti gelisebilir. Kemik yapimi saglikli olamayacagi için kemikler direncini yitirir, kolay ve çabuk kirilabilir hale gelebilir” açiklamasina yer verdi.
Hastaligin ilerlemesini önleyecek 10 öneri
Diyabet, yüksek tansiyon, ileri yas, kalp hastalari, obezite, ailede böbrek hastaligi öyküsü, kanser hastalari, sigara tüketenler ve böbreklere zarar verebilecek ilaçlarin sik kullaniminda bulunanlarin risk grubu içerisinde yer aldigini aktaran Çakmak, alinan önlemlerle hastaligin ilerlemesinin önüne geçilebileceginin altini çizdi. Çakmak, sunlari söyledi:
“Kronik böbrek hastaligi geri dönüsümü mümkün olmayan bir hastaliktir. Ancak önlemler alinmasi durumunda ilerleme hizi yavaslatilabilir ve evreler arasi geçis süresi uzatilarak son dönem böbrek yetmezligine geçis süreci önlenebilir veya uzun yillar geciktirilebilir. Hastaligin ilerleme hizini yavaslatmak için, kan basinci düzenlenmesi, kan sekeri kontrolünün saglanmasi, diyette tuz kisitlamasi, protein aliminin kisitlanmasi, idrarda protein kaçaginin azaltilmasi, kilo kontrolü, sigaranin birakilmasi, gereksiz ilaç kullanimindan kaçinmak: Agri kesiciler, antibiyotikler, bitkisel içerikli tedaviler, destek aminoasitler, protein tozlari gibi. Gereksiz tetkiklerden kaçinmak: Özellikle iyotlu kontrast maddelerle yapilan bilgisayarli tomografiler ve benzerleri, düzenli araliklarla doktor kontrolünde kan ve idrar tahlillerini yaptirmak gerekir.”
Kaynak: İHA
Çakmak, “Altta yatan nedene bagli olarak zamanla fonksiyonlarini kaybeden böbrekler önlem alinmazsa kademeli olarak tamamen çalismaz hale gelebilir. Bu nedenle rutin saglik kontrollerinin yaptirilmasi özellikle böbrek sagligi açisindan çok önemlidir” dedi.
Böbregin görevlerinden bahseden Çakmak, “Böbrekler vücudun su ve tuz dengesinin saglanmasi, tansiyonun dengede kalmasini, zararli atiklarin idrar yolu ile uzaklastirilmasini saglar. Kirmizi kan hücrelerinin üretimini gerçeklestiren hormonlarin yapimina yardimci olur ve D vitaminini aktif formuna dönüstürerek vücutta kullanilabilir hale getirir. Bu sayede kemiklerin saglikli olmasina yardim eder. Böbregin en küçük yapisal birimine de nefron denmektedir. Çesitli nedenlere bagli olarak nefronlarin üç aydan daha uzun süreyle ilerleyici ve geri dönüsümsüz hasarlanmasi sonucunda kronik böbrek hastaligi ortaya çikmaktadir” diye konustu.
Çakmak, kronik böbrek hastaliginin seker hastaligi, hipertansiyon, polikistik böbrek hastaligi, glomerülonefrit (böbreklerdeki küçük filtrelerin iltihaplanmasi), ürolojik hastaliklar ve kronik interstisiyel nefrit nedeniyle gerçeklestigini bildirdi.
“Ciddi hastaliklara neden olabilir”
Kronik böbrek hastaligi çogunlukla ileri evrelere kadar belirti vermedigine isaret eden Çakmak, “Verdiginde ise zararli atiklarin atilamamasina bagli bulanti, kusma, istahsizlik, uykuya meyil ve inatçi kasintilar gelisebilir. Ayni zamanda böbregin bir diger önemli görevi olan su ve tuz dengesini saglayamadigindan göz kapagi, el ve bacaklarda ödem, sislik, tansiyon yüksekligi, nefes darligi gelisebilir. Yeterli miktarda kan yapilamaz ve anemiye neden olur. Anemiye bagli halsizlik, yorgunluk, çarpinti gelisebilir. Kemik yapimi saglikli olamayacagi için kemikler direncini yitirir, kolay ve çabuk kirilabilir hale gelebilir” açiklamasina yer verdi.
Hastaligin ilerlemesini önleyecek 10 öneri
Diyabet, yüksek tansiyon, ileri yas, kalp hastalari, obezite, ailede böbrek hastaligi öyküsü, kanser hastalari, sigara tüketenler ve böbreklere zarar verebilecek ilaçlarin sik kullaniminda bulunanlarin risk grubu içerisinde yer aldigini aktaran Çakmak, alinan önlemlerle hastaligin ilerlemesinin önüne geçilebileceginin altini çizdi. Çakmak, sunlari söyledi:
“Kronik böbrek hastaligi geri dönüsümü mümkün olmayan bir hastaliktir. Ancak önlemler alinmasi durumunda ilerleme hizi yavaslatilabilir ve evreler arasi geçis süresi uzatilarak son dönem böbrek yetmezligine geçis süreci önlenebilir veya uzun yillar geciktirilebilir. Hastaligin ilerleme hizini yavaslatmak için, kan basinci düzenlenmesi, kan sekeri kontrolünün saglanmasi, diyette tuz kisitlamasi, protein aliminin kisitlanmasi, idrarda protein kaçaginin azaltilmasi, kilo kontrolü, sigaranin birakilmasi, gereksiz ilaç kullanimindan kaçinmak: Agri kesiciler, antibiyotikler, bitkisel içerikli tedaviler, destek aminoasitler, protein tozlari gibi. Gereksiz tetkiklerden kaçinmak: Özellikle iyotlu kontrast maddelerle yapilan bilgisayarli tomografiler ve benzerleri, düzenli araliklarla doktor kontrolünde kan ve idrar tahlillerini yaptirmak gerekir.”