Bu Kafe Çok 'Antika'
Düzce’de esinin yillarca biriktirdigi, aralarinda çok sayida antikalarin da bulundugu degerli esyalarindan kafe açan Semra Meydan, "Müze" ismini verdigi isletmesinde geçmisin hatiralarini yasatiyor.
Düzce’de okul öncesi ögretmenligi yapan Semra Meydan, esi Ugur’un depoda yillarca gözü gibi baktigi degerli esyalari kullanarak "Müze" adini verdigi kafe açti. Aralarinda antikalarin da bulundugu degerli eserler, Meydan’in kafesinde vatandaslarin begenisine sunuldu. Mekana gelen misafirler hem çay ve kahve içiyor hem de antika esyalar arasinda sevdikleriyle sohbet etme imkani buluyor.
Esinin koleksiyoner oldugunu söyleyen Semra Meydan, "Kendisine antikaci diyemiyorum çünkü ürünleri satmiyor daha çok kendi bünyesinde bulundurmak istiyor. Biriktire biriktire bir nokta da kendini asan bir durum oldu. Madem satmiyorsa bende bunlari insanlarla paylasmak istedim. Konsept bu sekilde ortaya çikti" dedi.
"Sanki yillar önce buradaymis gibi hissediyorlar"
Semra Meydan, kafesinin tasariminda kimseden yardim almadigini, kendi imkanlariyla yaptigini ifade ederek, "Konsepti herhangi bir iç mimar ile çalisarak yapmadik. Kendi zevkimizi hayata geçirdik. Bu konsept Türkiye’de tek denilebilir. Istanbul’da küçük örnekleri var ama bu kapsamda yok. Mekanimizin arka bölümünde antika eserlerin yer aldigi sergi salonu var. Bu format da Türkiye’de tek diyebiliriz. Insanlar buraya girdiginde sanki yillar önce buradaymis gibi hissediyorlar. Bu bizim hissettirmek istedigimiz bir seydi. Kisiler burada çocuklugunda, hatiralarinda kalmis seylerle karsilasabiliyorlar" diye konustu.
"En eski ürün 300 yillik"
Mekanda sergilenen esya yelpazesinin genis oldugunun altini çizen Meydan, "Oldukça genis bir skalamiz var. Müzik aletlerimiz var. Osmanli kitapligimiz var. Kamalarimiz, kiliçlarimiz var. Ingiliz veya Fransiz mobilyalarimiz var. Yani akliniza gelebilecek her sey var diyebilirim. Çok abartmak istemem ama elimizde oldukça fazla ürün var. Küçük parçalardan büyük parçalara kadar birçok ürün var. Ugur Bey yaklasik 20 yildir bu ürünleri biriktiriyor. Uzun bir zamanin birikimi bunlar. 300 yillik olan parçalarimiz var. Onlardan bir kaç tane var ama 100 yas üzeri ürünümüz oldukça fazla. Özellikle onlarla ilgileniyoruz zaten" ifadelerini kullandi.
Kaynak: İHA
Esinin koleksiyoner oldugunu söyleyen Semra Meydan, "Kendisine antikaci diyemiyorum çünkü ürünleri satmiyor daha çok kendi bünyesinde bulundurmak istiyor. Biriktire biriktire bir nokta da kendini asan bir durum oldu. Madem satmiyorsa bende bunlari insanlarla paylasmak istedim. Konsept bu sekilde ortaya çikti" dedi.
"Sanki yillar önce buradaymis gibi hissediyorlar"
Semra Meydan, kafesinin tasariminda kimseden yardim almadigini, kendi imkanlariyla yaptigini ifade ederek, "Konsepti herhangi bir iç mimar ile çalisarak yapmadik. Kendi zevkimizi hayata geçirdik. Bu konsept Türkiye’de tek denilebilir. Istanbul’da küçük örnekleri var ama bu kapsamda yok. Mekanimizin arka bölümünde antika eserlerin yer aldigi sergi salonu var. Bu format da Türkiye’de tek diyebiliriz. Insanlar buraya girdiginde sanki yillar önce buradaymis gibi hissediyorlar. Bu bizim hissettirmek istedigimiz bir seydi. Kisiler burada çocuklugunda, hatiralarinda kalmis seylerle karsilasabiliyorlar" diye konustu.
"En eski ürün 300 yillik"
Mekanda sergilenen esya yelpazesinin genis oldugunun altini çizen Meydan, "Oldukça genis bir skalamiz var. Müzik aletlerimiz var. Osmanli kitapligimiz var. Kamalarimiz, kiliçlarimiz var. Ingiliz veya Fransiz mobilyalarimiz var. Yani akliniza gelebilecek her sey var diyebilirim. Çok abartmak istemem ama elimizde oldukça fazla ürün var. Küçük parçalardan büyük parçalara kadar birçok ürün var. Ugur Bey yaklasik 20 yildir bu ürünleri biriktiriyor. Uzun bir zamanin birikimi bunlar. 300 yillik olan parçalarimiz var. Onlardan bir kaç tane var ama 100 yas üzeri ürünümüz oldukça fazla. Özellikle onlarla ilgileniyoruz zaten" ifadelerini kullandi.