Prof. Dr. Tevfik Özlü Açiklamasi 'Baharla Birlikte Alerji Mevsimi Basliyor'
Baharin pozitif enerjisinin çevremize ve ruh halimize olumlu yansimalari olsa da, beraberinde bazi alerjik sorunlar da getirdigini vurgulayan Medical Park Karadeniz Hastanesi’nden Gögüs Hastaliklari Uzmani Prof. Dr. Tevfik Özlü, uyarilarda bulundu.
Mart ayinin gelisiyle bazi kisilerde alerjik reaksiyonlarin baslayabilecegini belirten Gögüs Hastaliklari Uzmani Prof. Dr. Tevfik Özlü, “Soludugumuz havada bulunan çayir, agaç, otlar ve çiçek polenleri hassas kisilerde sorunlarin asil nedenidir. Ancak, iklim sartlarindaki degisime ek olarak havada bulunan ev tozu veya küf mantari gibi diger birçok alerjen yükü de önemli ölçüde degisebilmekte; bunun yaninda yasam sartlari da (yaylaya, köye, yazliga tasinma vb.) degisebilmektedir. Bu nedenle her mevsim alerjisi hemen polene baglanmamali; alerji testleri yapilarak alerjen tespit edilmelidir” dedi.
“Her 3 kisiden biri alerjik bünyeye sahip”
Baharin gelisiyle bazi alerjik kisilerin hapsirmaya, tikanmaya ve kasinmaya baslayarak korkulu rüyalar görebildigini ifade eden Prof. Dr. Özlü, “Toplumda asagi yukari her 3 kisiden 1’i alerjik bünyeye sahiptir. Tipta buna atopi diyoruz. Atopik kisilerin önemli bir kisminda mevsimsel sorunlar söz konusudur. Yani, belli mevsimlerde kiside alerjik yakinmalar baslayabilir veya zaten varsa siddeti artabilir. En siklikla bahar, yaz ve güz aylarinda sorun yasaniyor. Hastalar bunu çok iyi biliyor ve bunu ‘Mart itibariyle sikâyetlerim basliyor, haziran-temmuza kadar sürüyor. Bazen eylül-ekimde de rahatsiz oluyorum’ gibi cümlelerle ifade ediyorlar” ifadelerini kullandi.
“En sik rastlanan sebep polenler”
Mevsimsel alerjinin en sik rastlanan nedeninin polenler oldugunu belirten Prof. Dr. Tevfik Özlü, “Soludugumuz havada bulunan çayir, agaç, otlar ve çiçek polenleri hassas kisilerde sorunlarin asil nedenidir. Ancak, iklim sartlarindaki degisime ek olarak havada bulunan ev tozu veya küf mantari gibi diger birçok alerjen yükü de önemli ölçüde degisebilmektedir. Bu nedenle her alerji hemen polene baglanmamalidir” diye konustu.
“Teshis ve tedavide büyük gelismeler oldu”
Günümüzde alerjik hastaliklarin teshis ve tedavisiyle ilgili büyük gelismeler oldugunun altini çizen Prof. Dr. Tevfik Özlü, su bilgileri paylasti:
“Kisinin alerjik bünyeye sahip olup olmadigi; alerjisinin neyle iliskili oldugu; alerjik rahatsizliginin olup olmadigi; alerjik hastaliginin hangi organda yerlestigi ve agirligi kolayca ölçülebilmektedir. Dogru bir teshis sonrasinda, kisinin duyarli oldugu alerjenleri taniyip bunlardan kaçinmasi en iyi yaklasimdir. Bu mümkün olmadiginda alerjik reaksiyonlari önleyip, kontrol altina alan, siddeti azaltan, alerjik yakinmalari gideren, yasam kalitesini düzelten tedaviler uygulanabilir.”
“Alerjik bünyeye sahip herkes için tedavi zorunlu degil”
Alerjik bünyeye sahip her kisinin alerji hastasi olmadigini vurgulayan Prof. Dr. Özlü, “Örnegin, bir kiside alerjik deri testleri yapilip, belirli alerjenlere karsi duyarliligin tespit edilmesi, hemen o kisinin tedavi edilmesi gerektigi anlamina gelmez. Hastayi rahatsiz edici yakinmalara neden olmayan, yasam kalitesini bozmayan bir duyarlilik tedavi gerektirmez. Böyle kisilerin sadece bazi koruyucu tedbirler almalari önerilir” dedi.
“Etkin tedavi edilmezse kisiyi bezdirir”
Alerjinin organ seçen bir durum oldugunu sözlerine ekleyen Prof. Dr. Özlü, “Alerji, bazi kisilerde bir cilt hastaligi (egzema, kurdesen); bazilarinda solunum yolu hastaligi (astim, alerjik nezle, farenjit ve sinüzit); digerlerinde ise sistemik bir hastalik (anafilaksi, anjiyonörotik ödem) seklinde karsimiza çikar. Alerjik hastaliklar eger etkin sekilde tedavi edilmezse kisiyi bezdirir, yasam kalitesini düsürür. En sik rastlanan ve en önemli hastaliklar arasindadir” diye konustu.
“Kisi burnundan nefes alamaz hale gelebilir”
Alerjik nezleli hastalarin ellerinin sik sik burunlarina gittigini belirten Prof. Dr. Özlü, “Tatli bir kasinti ve biktiracak sekilde art arda hapsirmalar, devamli bir nezle hali, burun akintisi, burun tikanikligi görülebilir. Bu tikanikliktan ötürü, kisi burundan nefes alamaz hale gelebilir. Hastalarin ‘burnumda et var’ seklinde ifade ettikleri, polipler olusabilir. Hasta, agizdan nefes alip vermeye baslar. Bu durumda solunan hava, süzülüp, nemlendirilmeden ve isitilmadan akcigerlere ulastigindan buna bagli sorunlar yasanabilir” açiklamasinda bulundu.
“Gözde dayanilmaz bir kasinti hissi olabilir”
Alerjik göz nezlesinde de benzer sikâyetlerin olabilecegini vurgulayan Prof. Dr. Özlü, gözlerde sulanma, kizariklik ve yanma, adeta göz kapaklari altinda kum varmis seklinde rahatsizlik hissedilebilecegini; gözde dayanilmaz bir kasinti hissi olabilecegi dile getirdi.
“Alerjik sinüzitte bas agrisi ve bogaz giciklanmasi görülebilir”
Alerjik sinüzitle ilgili de bilgiler paylasan Prof. Dr. Özlü, “Alerjik sinüzitle iliskili olarak bas agrisi, yüzde, alin bölgesinde agirlik ve agri; geniz akintisina bagli olarak bogazda giciklanma, yanma, kasinti, devamli yutkunma ve bogaz temizleme ihtiyaci olabilir. Kisi, bir türlü bogazindaki balgami koparip atamadigini ve devamli bundan rahatsizlik duydugunu, aklinin hep orada kaldigini söyler” dedi.
“Astimlilarda hiriltili solunum ve inatçi öksürük nöbetleri olabilir”
Astimli hastalarin da bahar mevsimin gelisiyle etkilenebilecegini belirten Prof. Dr. Özlü, söyle devam etti: “Astimli hastalarda ise gögüste sikisma, tikanma; nefes alip verirken darlik ve zorlanma; hiriltili solunum ve inatçi öksürük nöbetleri olur. Gece sabaha karsi uykudan uyandiran, çok rahatsiz edici öksürük ve nefes darligi ataklari gelisebilir. Hasta, yol yürürken, yokus-merdiven çikarken zorlanabilir.”
“Tibbi gelismeler sayesinde alerjik bünyeliler de baharin tadini çikarabiliyor”
Alerjisi olan kisilerin her yil oldugu gibi bu yil da baharin gelisiyle benzer sorunlarla yüzlesmeye hazirlandiklarini ifade eden Prof. Dr. Özlü, “Unutulmamasi gerekir ki, artik bu tür solunum yolu alerjileri, günümüzde etkin olarak tedavi edilebiliyor. Kisi, alerjisine ragmen normal bir yasam sürdürebiliyor. Alerjik bünyeliler de, artik bizler gibi bahari sevinçle karsilamaya hazirlansinlar. Günümüz tibbi alerjiyi yok edemese de, kontrol altina alabiliyor. Dogayla daha barisik, daha özgür ve bunun sonucunda daha mutlu bir hayati mümkün kiliyor” diyerek sözlerini sonlandirdi.
Kaynak: İHA
“Her 3 kisiden biri alerjik bünyeye sahip”
Baharin gelisiyle bazi alerjik kisilerin hapsirmaya, tikanmaya ve kasinmaya baslayarak korkulu rüyalar görebildigini ifade eden Prof. Dr. Özlü, “Toplumda asagi yukari her 3 kisiden 1’i alerjik bünyeye sahiptir. Tipta buna atopi diyoruz. Atopik kisilerin önemli bir kisminda mevsimsel sorunlar söz konusudur. Yani, belli mevsimlerde kiside alerjik yakinmalar baslayabilir veya zaten varsa siddeti artabilir. En siklikla bahar, yaz ve güz aylarinda sorun yasaniyor. Hastalar bunu çok iyi biliyor ve bunu ‘Mart itibariyle sikâyetlerim basliyor, haziran-temmuza kadar sürüyor. Bazen eylül-ekimde de rahatsiz oluyorum’ gibi cümlelerle ifade ediyorlar” ifadelerini kullandi.
“En sik rastlanan sebep polenler”
Mevsimsel alerjinin en sik rastlanan nedeninin polenler oldugunu belirten Prof. Dr. Tevfik Özlü, “Soludugumuz havada bulunan çayir, agaç, otlar ve çiçek polenleri hassas kisilerde sorunlarin asil nedenidir. Ancak, iklim sartlarindaki degisime ek olarak havada bulunan ev tozu veya küf mantari gibi diger birçok alerjen yükü de önemli ölçüde degisebilmektedir. Bu nedenle her alerji hemen polene baglanmamalidir” diye konustu.
“Teshis ve tedavide büyük gelismeler oldu”
Günümüzde alerjik hastaliklarin teshis ve tedavisiyle ilgili büyük gelismeler oldugunun altini çizen Prof. Dr. Tevfik Özlü, su bilgileri paylasti:
“Kisinin alerjik bünyeye sahip olup olmadigi; alerjisinin neyle iliskili oldugu; alerjik rahatsizliginin olup olmadigi; alerjik hastaliginin hangi organda yerlestigi ve agirligi kolayca ölçülebilmektedir. Dogru bir teshis sonrasinda, kisinin duyarli oldugu alerjenleri taniyip bunlardan kaçinmasi en iyi yaklasimdir. Bu mümkün olmadiginda alerjik reaksiyonlari önleyip, kontrol altina alan, siddeti azaltan, alerjik yakinmalari gideren, yasam kalitesini düzelten tedaviler uygulanabilir.”
“Alerjik bünyeye sahip herkes için tedavi zorunlu degil”
Alerjik bünyeye sahip her kisinin alerji hastasi olmadigini vurgulayan Prof. Dr. Özlü, “Örnegin, bir kiside alerjik deri testleri yapilip, belirli alerjenlere karsi duyarliligin tespit edilmesi, hemen o kisinin tedavi edilmesi gerektigi anlamina gelmez. Hastayi rahatsiz edici yakinmalara neden olmayan, yasam kalitesini bozmayan bir duyarlilik tedavi gerektirmez. Böyle kisilerin sadece bazi koruyucu tedbirler almalari önerilir” dedi.
“Etkin tedavi edilmezse kisiyi bezdirir”
Alerjinin organ seçen bir durum oldugunu sözlerine ekleyen Prof. Dr. Özlü, “Alerji, bazi kisilerde bir cilt hastaligi (egzema, kurdesen); bazilarinda solunum yolu hastaligi (astim, alerjik nezle, farenjit ve sinüzit); digerlerinde ise sistemik bir hastalik (anafilaksi, anjiyonörotik ödem) seklinde karsimiza çikar. Alerjik hastaliklar eger etkin sekilde tedavi edilmezse kisiyi bezdirir, yasam kalitesini düsürür. En sik rastlanan ve en önemli hastaliklar arasindadir” diye konustu.
“Kisi burnundan nefes alamaz hale gelebilir”
Alerjik nezleli hastalarin ellerinin sik sik burunlarina gittigini belirten Prof. Dr. Özlü, “Tatli bir kasinti ve biktiracak sekilde art arda hapsirmalar, devamli bir nezle hali, burun akintisi, burun tikanikligi görülebilir. Bu tikanikliktan ötürü, kisi burundan nefes alamaz hale gelebilir. Hastalarin ‘burnumda et var’ seklinde ifade ettikleri, polipler olusabilir. Hasta, agizdan nefes alip vermeye baslar. Bu durumda solunan hava, süzülüp, nemlendirilmeden ve isitilmadan akcigerlere ulastigindan buna bagli sorunlar yasanabilir” açiklamasinda bulundu.
“Gözde dayanilmaz bir kasinti hissi olabilir”
Alerjik göz nezlesinde de benzer sikâyetlerin olabilecegini vurgulayan Prof. Dr. Özlü, gözlerde sulanma, kizariklik ve yanma, adeta göz kapaklari altinda kum varmis seklinde rahatsizlik hissedilebilecegini; gözde dayanilmaz bir kasinti hissi olabilecegi dile getirdi.
“Alerjik sinüzitte bas agrisi ve bogaz giciklanmasi görülebilir”
Alerjik sinüzitle ilgili de bilgiler paylasan Prof. Dr. Özlü, “Alerjik sinüzitle iliskili olarak bas agrisi, yüzde, alin bölgesinde agirlik ve agri; geniz akintisina bagli olarak bogazda giciklanma, yanma, kasinti, devamli yutkunma ve bogaz temizleme ihtiyaci olabilir. Kisi, bir türlü bogazindaki balgami koparip atamadigini ve devamli bundan rahatsizlik duydugunu, aklinin hep orada kaldigini söyler” dedi.
“Astimlilarda hiriltili solunum ve inatçi öksürük nöbetleri olabilir”
Astimli hastalarin da bahar mevsimin gelisiyle etkilenebilecegini belirten Prof. Dr. Özlü, söyle devam etti: “Astimli hastalarda ise gögüste sikisma, tikanma; nefes alip verirken darlik ve zorlanma; hiriltili solunum ve inatçi öksürük nöbetleri olur. Gece sabaha karsi uykudan uyandiran, çok rahatsiz edici öksürük ve nefes darligi ataklari gelisebilir. Hasta, yol yürürken, yokus-merdiven çikarken zorlanabilir.”
“Tibbi gelismeler sayesinde alerjik bünyeliler de baharin tadini çikarabiliyor”
Alerjisi olan kisilerin her yil oldugu gibi bu yil da baharin gelisiyle benzer sorunlarla yüzlesmeye hazirlandiklarini ifade eden Prof. Dr. Özlü, “Unutulmamasi gerekir ki, artik bu tür solunum yolu alerjileri, günümüzde etkin olarak tedavi edilebiliyor. Kisi, alerjisine ragmen normal bir yasam sürdürebiliyor. Alerjik bünyeliler de, artik bizler gibi bahari sevinçle karsilamaya hazirlansinlar. Günümüz tibbi alerjiyi yok edemese de, kontrol altina alabiliyor. Dogayla daha barisik, daha özgür ve bunun sonucunda daha mutlu bir hayati mümkün kiliyor” diyerek sözlerini sonlandirdi.