Asirlardir 'Türk Fisildayicisi'nin Ötüsünü Dinliyorlar

Türkiye’nin en degerli 4 ötücü güvercin türü arasinda yer alan ve ‘Türk Fisildayicisi’ olarak bilinen Bayburt güvercini, adini aldigi kentte yüzyillardir kültür mirasi olarak gönüllü vatandaslar tarafindan besleniyor.

Asirlardir 'Türk Fisildayicisi'nin Ötüsünü Dinliyorlar
Sesi, iri yapisi ve rengiyle kiymetli türler arasinda gösterilen Türkiye’deki 4 ötücü güvercin türü arasinda yer alan Bayburt güvercini, adini aldigi kentte yüzyillardir ‘kültürel bir miras’ olarak gönüllü kisiler tarafindan besleniyor. Basindaki tüy yapisiyla yörede ‘çift kukul’ olarak da anilan Bayburt güvercin irki, safligini korumayi basaran türler arasinda yer aliyor. Biri basinin ön kisminda bir de arka kisminda 2 perçemi bulunan güvercinin, ayaklarinda ise paçalari bulunmuyor. Bayburt güvercini ötüsündeki düzgünlük nedeniyle dünya kus literatüründe ‘Türk Fisildayicisi’ olarak tanimlaniyor.

Bayburtlular da, yörelerine ait olan güvercinler için çesitli etkinlikler düzenliyor. O etkinliklerden biri de ‘kus dinleme’ gelenegi. Sesi için yetistirilen güvercinler, kentteki irfan sohbetlerinin ana temasini olusturuyor. Her hafta bir araya gelen vatandaslar, yöresel adiyla Bayburt Sinisi etrafinda toplanarak, kuslarin sesini dinliyor. Sessiz bir ortamda güvercinlerin çikarttigi sesi dinleyen yöre sakinleri, güvercinlerin çikarttigi sesleri anlamlandirmaya çalisiyor.

Küçük yastan beri Bayburt güvercini besledigini söyleyen Mustafa Kayali, kus bakip, besleyen kusçularin, güvercinin ötüs sesinin Binali Selman adli müzisyenin meyinin sesi ile toprakli tosun denilen tosunun sesine benzettiklerini kaydetti.

Çocuk yaslarda kuslara merak salan ve yillardan beri kus besleyen Kayali, 7 yasindayken mahallede kusçuluk yapan bir komsusundan etkilenmesiyle Bayburt güvercini besleme merakinin basladigini vurguladi. 50 yildir Bayburt güvercini besledigini ifade eden Kayali, Bayburtlular için Bayburt güvercininin önemli bir yere sahip oldugunu belirtti.

Belli dönemlerde Bayburt güvercininin öttügünü dile getiren Kayali, güvercinlerin ötüs süresinin mart ayinda bittigini, bu aydan sonra ise güvercinlerin yavrulama sürecinin baslandigini belirterek, yavrulama sürecinin eylül ayina kadar devam ettigini söyledi.



"En önemli özelligi sesinin güzel olmasi, sesinden ötürü bakilan bir kus"

Bayburt güvercininin 1800’lü yillardan beri sesinin güzel olmasi nedeniyle bakilan bir kus çesidi oldugunu ifade eden Kayali, "Bu kus 1800’lü yillarin sonundan itibaren Bayburt’ta sesi için bakilan bir güvercin çesidi. Bayburt kusu yani Bayburt güvercini Türk fisildayicisi olarak literatüre geçti. Özelligi ise çift kukul olmasi tabii bu çok aranan bir özellik degil. Asil önemli özelligi sesinin güzel olmasi, bu nedenle sesi için bakilan bir kus türü diyebiliriz. Eylül ayinin sonundan itibaren disi güvercinleri erkeklerden ayiriyoruz, ta ki ötme sezonlari bitene kadar. Mart ayinin sonu kuslarin ötme dönemleri, Mart ayina kadar güvercinlerimiz öterler" seklinde konustu.

"Her aksam arkadaslarim gelir, ötme sesini dinler keyif aliriz"

Bayburt güvercinin ötme döneminde arkadaslarinin gelerek kus sesi dinlediklerini ve bundan da keyif aldiklarini söyleyen Kayali, "Her aksam arkadaslarimiz gelir sedirde oturur, kuslari dinleriz. Güvercinin ötüsünü dinledikten sonra arkadaslarimiz ötüs sesi üzerinde kritik yapiyorlar, sesinin güzel olmasi, agzinin sekli öterken su sekli aldi gibi kritikler yapiyoruz, Bayburt gecelerini bu sekilde geçiriyor çok da keyif aliyoruz" dedi.

Kayali, Mart ayindan, Eylül ayina kadar ki dönemin ise güvercinlerin yavrulama dönemi oldugunu belirtti.

"Bayburtlu nereye gitmisse, Bayburt güvercini de oraya götürmüs"

Türkiye’nin çesitli yerlerinde Bayburt güvercinin var olduguna dikkat çeken Kayali, "Bayburtlular nereye göç etmis, gitmisse oraya da Bayburt güvercinini götürmüs. Istanbul’da, Bursa’da, Gümüshane’de, Almanya’da, Fransa’da her yerde bu kustan var. Nereye gitmisseler kusu da yanlarinda götürmüs, dinlemisler adeta. Evinin bir kösesinde güvercine yer ayirmislar diyebiliriz" diye konustu.

Öte yandan güvercinlerin yuvalarinin kem denilen ottan yapildiginin altini çizen ve Türkiye’de baska benzerinin olmadigini, iddia eden Kayali, "Güvercinlerin yuvalarini kemden yapiyoruz. Kem dedigimiz sey ise çayir otu denilen bir ottan örülerek hazirlanir ve güvercinlere yuva yapilir. Yuvalarin standart ölçüleri var. 21 santimetre eni, 40 santimetre boyu vardir. Bu ölçülerde yapildigi zaman 3 adet kemle bu yuvayi yaparsin. Türkiye’nin hiçbir yerinde bu sekilde yuva sistemi yoktur. Bu yuvalarin en güzel özelligi ise ot olmasi nedeniyle otlarin arasinda hava sirkülasyonu var, böyle olunca yuvadaki pislik erkenden kurur, yavru güvercinler saglikli bir sekilde büyürler. Bunu bu sekilde düsünerek yapan insanlar bence çok güzel düsünmüsler" ifadelerini kullandi.
Kaynak: İHA