Nöroloji Uzmani Doktor Mehmet Yavuz, Yüz Körlügü Hastaligini Anlatti Açiklamasi 'Bakiyorlar Ama Görmüyorlar'
Nöroloji Uzmani Doktor Mehmet Yavuz, yüz körlügü hastaligiyla ilgili bilgiler vererek, "Bakiyorlar ama görmüyorlar" dedi.
Dünya sinemasinin yakisikli yüzlerinden biri olan sevilen yildiz Brad Pitt’in 2022 yilinda yüz körü oldugunu açiklamasi, aslinda uzun yillar önce tanimlanmis olmasina ragmen dünyada pek bilinmeyen bu hastaligi gündeme getirdi. Prosopagnosia ya da yüz körlügü hastaligi, ne bir demans çesidi ne de bir görme bozuklugu. Hastalar koku, duyma, nesneleri görebilme islevlerini yerine getirmelerine ragmen insanlarin ya da hayvanlarin yüzlerini seçemiyor. Hastalar aynada veya bir fotografta gördükleri yüzü, eslerine, çocuklarina hatta kendilerine ait olsa bile ayirt edemiyor.
Alzheimer konusunda yaptigi çalismalarla taninan Nöroloji Uzmani Doktor Mehmet Yavuz, Prosopagnozi ile ilgili bilgi verdi.
Bu hastaligin tibbi adinin Prosopagnozi oldugunu belirten Nöroloji Uzmani Doktor Mehmet Yavuz, “Yunanca yüzleri taniyamama, yüzleri bilememe anlamina gelmekte. Biz hastaligi yüz körlügü olarak tanimliyoruz. Bu hastalik, literatüre daha eski tarihlerde girmis olsa da son zamanlarda gündeme gelmeye basladi.
Süphesiz ki hastalarin diger kisilerin yüzlerini taniyamamalari, onlarin hayatlarinda oldukça ciddi sosyal problemlere yol açiyor. En özet haliyle yüz körlügü, nesneleri görebilen, koku alma, isitme, tat gibi beyin islevleri saglikli sekilde çalisan kisilerin; kendilerinde, diger insanlarda hatta hayvanlarda, yüzleri görememeleri ve dolayisiyla kisileri birbirlerinden ayirt edememeleri olarak tanimlanabilir. Dolayisiyla bu hastalar, normalde hepimizin yaptigi gibi insanlari yüzlerinden degil, saç renklerinden, aksesuarlarindan ya da belki yürüyüslerinden ayirt edebilirler; yüzlerine bakarak kimin kim oldugunu seçemezler. Yüzleri bütünüyle görememekle baglantili olarak simalari zihinlerinde de canlandiramazlar. Kendi yüzlerini dahi taniyamayan bu kisiler, bir film izlerken kimin kim oldugunu anlayamadiklari için olay örüntülerini takip etmekte de sorun yasarlar. Yüzdeki kas, burun, kulak gibi bölümler ayri ayri görülebilmesine ragmen yüzü olusturan farkli bölümlerin bütün seklinde bir yüz olarak algilanamamasi, hastalarin kisileri birbirinden ayirt edebilmesini engeller. Bu da çogu zaman yüz körlügü sorunu yasayan kisilerin sosyal ortamlardan kopmalarina hatta kimi zaman depresyona girmelerine sebep olabilmektedir" dedi.
“Insanlar dogustan gelen bir bozukluk olarak yüz körlügü ile dogabilirler”
Hastalarin yüzleri taniyamamasinin sebeplerinden bahseden Yavuz, sunlari kaydetti:
" Prosopagnosia’nin beyindeki sag lobda yer alan bir bölgede anormallik, bozukluk veya hasardan kaynaklandigi düsünülmektedir. Beyindeki bu alan, yüz hafizasini ve algiyi etkileyen sinir sistemlerini koordine etmekte önemli bir rol oynar. Bir yüzü algilamak ve tanimak için beyin, yüz islemenin farkli yönlerine katkida bulunan en az 3 çekirdek bölgenin sinir agindan faydalanir. Bu bölgeler hem sag hem de sol yarim kürelerin oksipital ve temporal loblarinda bulunur. Ancak sag yarimküre yüz tanimada daha aktif rol oynamaktadir. Beynin görsel yüz tanimayi bütünlestiren herhangi bir alani islevsiz oldugunda sonuç yüz körlügüdür. Islevsel olarak nesne tanima gibi diger tanima bölümleri ise oldugu gibi kalir. Böylece kisi nesneleri taniyabilir ve yasami için gerekli kararlari alabilir. Insanlar dogustan gelen bir bozukluk olarak yüz körlügü ile dogabilirler. Bu da akla genetik faktörleri getirmektedir. 2006 yilinda Alman arastirmacilar tarafindan yürütülen bir çalismada yüz körlügünün kalitimsal oldugu ileri sürülmüstür.”
“Yüzler, insan hayatinda gerçekten çok önemli. Artik tüm dünyaya hitap eden yeni ve görsel bir alfabe olarak tanimlayabilecegimiz emojiler de zaten yüzlerin, duygulari ifade etmekte ne kadar önemli bir araç oldugunun önemli göstergelerinden biri” diyen Yavuz, “O nedenle kisi simada o bütünlügü göremediginde hayati anlamakta çok zorlanabiliyor. Yüzleri hizla okuyarak tanidik kisiler ile tanimadiklarimizi ayirt edebildigimiz gibi kimi tehlikeleri de çogu zaman insanlarin yüzlerine bakarak fark edebiliyoruz. Bu nedenle konu sadece yüzleri görememek degil kisinin bütün hayatinin sekteye ugramasi, normal insanlar gibi hatiralarini biriktirememeleri de söz konusu" dedi.
“Beyin hasari olmadan da ortaya çikabiliyor”
Beyindeki sakak lobunun (temporal lob) ve yan lobun (parietal lob) kesistigi yerde yüz algilamadan sorumlu fuziform yüz alani olarak adlandirilan bölgenin bulundugunu belirten Yavuz, “Bazi arastirmalar bu bölgenin insan yüzlerine dikkat ettigimizde nesnelere dikkat ettigimiz duruma göre daha aktif oldugunu gösteriyor. Geçmiste yüz körlügü vakalarinin önemli bir bölümünün kafa travmasi ve inme gibi beyin hasarlari ya da tümör nedeniyle fuziform yüz alaninin zarar görmesi sonucunda ortaya çiktigi düsünülüyordu. Ancak arastirmalar yüz körlügünün genellikle beyin hasari olmaksizin ortaya çiktigini gösteriyor. Bu durum gelisimsel prosopagnozi olarak adlandiriliyor.
Dogustan yüz körü olan kisiler oldugu gibi sonradan çesitli hastalik ya da travmalara bagli olarak yüz körü olanlar da var. Tabii ki dogustan yüz körü olan kisiler, daha agir bir tablo sergilemekteler. Onlarin iyilesme ya da düzelme sanslari çok yüksek degil. Ama sonradan çesitli hastaliklar ya da travmalar nedeniyle yüz körü olanlarin, körlüge sebep olan hastaliklarinin tedavi edilmesi ile yüz körlügü hastaliklarini da düzeltmek mümkün. Özellikle sag hemisferdeki fuziformdan kaynaklanan bir tablo. Sol taraftaki fuziformun tutulmasindan kaynaklanan yüz körlügü vakalari oldukça az. Çok çok nadir Söyledigim gibi daha çok beynin sag tarafindaki temporo-oksipital bileskedeki fuziformun tutulmasiyla ya da bu bölgede fonksiyon kaybi gerçeklesmesi ile ortaya çikan bir tablo oldugunu söyleyebiliriz.
Yüz taniyamama hastaligi ilk kez 150 yil önce tanimlanmistir. Bu hastalar dünyanin en ünlü yüzlerini bile tanimakta zorlanirlar” dedi.
“Tani koyma asamasinda hastalara farkli kisilerin fotograflarini göstererek yüzleri taniyip tanimadiklarina bakiyoruz”
Hastaligin teshisiyle ilgili bilgiler veren Nöroloji Uzmani Doktor Mehmet Yavuz, sunlari kaydetti:
"Aslinda hasta doktora gittiginde teshisi zor bir hastalik degil ama hastalik taninmadigi için kisi tam olarak ne sorunu yasadigini anlamakta güçlük çekebiliyor. Düsünün size dogru yaklasan biri oldugunu görüyorsunuz ama kim oldugunu seçemiyorsunuz. Daha da kötüsü aynaya baktiginizda kendi yüzünüzü bile taniyamiyorsunuz. Böyle bir durumda, çogu kisi gibi yüz körlügü hastaligini henüz duymadiysaniz hastaligin fark edilip anlasilmasi zaman alabilir. Kimi zaman hastalar, psikolojik bir travma ya da göz rahatsizligi nedeniyle doktora gittiklerinde yüz körlügü hastaligindan haberdar oluyorlar.
Bugüne dek yüz körlügü, teshisi ve tedavisi zor hastaliklardan biri olarak kabul ediliyordu ama açikçasi Brad Pitt nedeniyle gündeme gelmesi de son aylarda hastalik konusundaki bilinç seviyesini artirmaya basladi.
Burada esas taniyi koyacak olan elbette ki nöroloji uzmani hekimlerdir. Bizim de bu tarz hastalarimiz oldu. Tani koyma asamasinda hastalara farkli kisilerin fotograflarini göstererek yüzleri taniyip tanimadiklarina bakiyoruz. Ilginçtir bu hastaliga sahip bir kisi, televizyonu görüyor, esyalari görüyor. Ses, koku gibi diger beyin fonksiyonlari da islevini sürdürmekte Ama yüzleri ayirt etmekte zorlaniyorlar.
Yüz körlügünü teshis edebilmek için son derece ciddi, detayli hazirlanmis yüz tanima testlerini kullaniyoruz. Teshis koymak açisindan çok sorun yasanmiyor. Hastaligin teshisi zor degil. Isin bir baska ilginç yönü, bu hastaligi tanimlayan doktorun da yüz körü olmasi Zaten Oliver Sacks isimli bu Ingiliz Nörolog, kendisindeki rahatsizligi fark edince hastaligi ayirt edebilmis. Hastaligin hikayesi bu açidan da ilgi çekici.”
“Evcil hayvanlarin yüzleri de dahil olmak üzere, sadece yüzleri ayirt edememe durumu söz konusu”
“Bu hastalikta kisi, diger insanlari ayirt etmekte zorluk yasiyor. Enteresan olan taraf kisinin sadece yüzlere yönelik körlük yasamasi. Diger nesneleri ayirt etme, cisimleri belirleyebilme, hayvan türlerini birbirinden ayirabilme özellikleri ise korunuyor” diyen Dr. Yavuz, “Evcil hayvanlarin yüzleri de dahil olmak üzere, sadece yüzleri ayirt edememe durumu söz konusu. Hastalara fotograflar gösterildiginde bu kisiler kendilerini bile taniyamiyorlar. Bu durum ciddi sosyal problemlere yol açmakta Prosopagnozi hastalarinin çok sinirli sayida arkadasi olabilmekte. Bir düsünecek olursak, bir insanin sürekli kendisini taniyamayan biriyle arkadaslik etmesi hiç kolay degil. Bu yüzden hastalar, sosyal iliskilerde sik sik sorun yasamaktalar. Yüz körlügü olan kisiler, digerlerini ancak seslerinden, giyim kusamlarindan ya da saç modeli gibi unsurlara bakarak ayirt edebiliyorlar. Özellikle kisinin sesi, yüz körlügü hastalarina çok yardimci olan bir unsur. Prosopagnozi yasayanlar, çogu kisiyi seslerinden ayirt ediyorlar. Özetle hastalar ancak çok yakinlarindaki; seslerine, giyim tarzlarina ya da vücut yapilarina asina olduklari kisiler ile arkadaslik edebiliyorlar. Digerlerinden daha uzun ya da farkli saç modeli olan kisiler ile arkadaslik yapmak, Prosopagnozi hastalari açisindan daha kolay. Diger insanlar ile arkadaslik yapmak konusunda genellikle daha mesafeliler. Sözün özü, hakikaten yüz körlügü hastaligi, sosyal iliskilerde ciddi bir sikinti olusturuyor" diye konustu.
Hastaligin toplumda görülme sikligi
Hastaligin toplumda görülme sikligiyla ilgili bilgiler veren Yavuz, "Aslinda Prosopagnozi’nin toplumda görülme sikligi hiç de düsük degil. Yüzde 2 buçuk gibi ciddi bir oranda görülmekte. Bu da demektir ki, toplumdaki her 100 kisiden 2 ya da 3’ü yüzleri taniyamiyor. Ancak hastaligin degisik düzeyleri, asamalari var. Tam yüz körlügünde kisi hiçbir sekilde insanlari birbirinden ayirt edemiyor. Kimseyi taniyamiyor. Fotograflara bakinca kendisini bile seçemiyor. Bir de tam yüz körlügü olmasa da yüzleri hatirlamakta zorluk çekenler var. Yani bir kisiyi ancak defalarca gördükten sonra hafizasina alabilenler var. Haliyle bu da digeri kadar olmasa da ciddi bir sosyal problem. Düsünsenize birisiyle defalarca karsilasiyorsunuz, o sizi taniyor ama siz onu çikaramiyorsunuz. Ancak 5-6 defa görüstükten sonra hafizanizda yer edebiliyor. Haliyle bu durumda dostluklari etkileyen bir konu. Kisi sizin onu ciddiye almadiginizi düsünecektir. Özellikle politikacilarda olmamasi gereken bir durum. Yüz hafizasi konusunda Merhum Cumhurbaskanlarindan Süleyman Demirel’in ne kadar ünlü oldugunu birçok kisi bilir. Nitekim Süleyman Demirel bir gördügünü bir daha hiç unutmuyordu. Arastirmacilar bir insanin ortalama 5 bin yüzü belleginde tutabildigini göstermektedir. Cinsiyete göre bakacak olursak, erkek-kadin olarak belirgin bir ayrim yok. Her iki cinste de görülebiliyor. Kadin erkek hasta sayisi birbirine yakin" ifadelerini kullandi.
Nöroloji Uzmani Doktor Mehmet Yavuz, "Özellikle sonradan edinilmis, yetiskin yaslarda gelismis yüz körlügü vakalari daha çok fuziformun damarsal problemlerinden, tam o bölgeye isabet eden kafa travmalarindan, infektif tablolardan veya o bölgeyi tutan tümöral durumlardan dolayi ortaya çikabiliyor. Tabii ki bu hastaliklar tedavi edilebilen rahatsizliklar oldugu için bu tip yüz körlügü vakalarinin düzelme sanslari olabiliyor" dedi.
“Bazi çocuklarda da yüz körlügü, agresif yönelimlere sebep olabilmekte”
"Hastalik çocuklarda çok daha özel bir durum arz ediyor. Erken yastaki çocuklarda çocuk nasil bir sorun yasadigini anlatamayabiliyor ya da aileler fark edip tanimlayamayabiliyorlar” ifadelerini kullanan Yavuz, “Çocuklarin durumu, ögretmenlerin de dikkatlerinden kaçabiliyor. O zaman da arkadas edinemeyen, asosyal çocuklar ile karsilasabiliyoruz. Bazi çocuklarda da yüz körlügü, agresif yönelimlere sebep olabilmekte. Dolayisiyla özellikle çocuklarda yüz körlügünün anlasilmasi zaman aliyor. Hem ailelere hem de çocuklara sorun yasatabiliyor. Bu anlamda egitimcilerin bilgisi ve dikkati önem kazaniyor.
Yüz körlügü yasayan çocuklar, daha çok renkli kiyafetlerden arkadaslarini taniyabiliyorlar. Isin enteresan yönlerinden biri de çocuk ve yetiskinlerde yüz körlügünün dizi ya da film izleme konusunda da sorunlara sebep olmasi. Hastalar ekrandaki insanlari birbirlerine karistiklari için görsel ögelerin dikkat çektigi, daha az karakter olan ve kisilerin kiyafetlerinin daha belirgin sekilde ayristigi çizgi film ya da animelere yönelebiliyorlar" dedi.
Hastaligin baska hastaliklarla karistirilma ihtimaliyle ilgili olarak da Nöroloji Uzmani Doktor Mehmet Yavuz, "Ileri yasta karsimiza çikarsa, Alzheimer zannedilebilir ama hekimler rahat ayirt edeceklerdir. Bir baska konu ise yüz körlügü ile duygu körlügü hastaliginin karistirilmasi. Gerçekten de yüz körlügü zaman zaman duygu körlügü anlamina gelen Aleksitimi hastaligi ile karistirilabilmektedir ama duygu körlügü çok farkli bir hastaliktir. Yaygin olarak erkeklerde görülür ve toplumda görülme ihtimali son derece yüksektir. Ciddi savas deneyimi yasamis ve burada birçok travmalarla karsilasmis askerlerde sik görülür. Ayni zamanda antisosyal kisilik bozuklugu olanlarda da duygu körlügü vardir. Burada empati ya çok azdir ya da hiç yoktur" dedi.
Kaynak: İHA
Alzheimer konusunda yaptigi çalismalarla taninan Nöroloji Uzmani Doktor Mehmet Yavuz, Prosopagnozi ile ilgili bilgi verdi.
Bu hastaligin tibbi adinin Prosopagnozi oldugunu belirten Nöroloji Uzmani Doktor Mehmet Yavuz, “Yunanca yüzleri taniyamama, yüzleri bilememe anlamina gelmekte. Biz hastaligi yüz körlügü olarak tanimliyoruz. Bu hastalik, literatüre daha eski tarihlerde girmis olsa da son zamanlarda gündeme gelmeye basladi.
Süphesiz ki hastalarin diger kisilerin yüzlerini taniyamamalari, onlarin hayatlarinda oldukça ciddi sosyal problemlere yol açiyor. En özet haliyle yüz körlügü, nesneleri görebilen, koku alma, isitme, tat gibi beyin islevleri saglikli sekilde çalisan kisilerin; kendilerinde, diger insanlarda hatta hayvanlarda, yüzleri görememeleri ve dolayisiyla kisileri birbirlerinden ayirt edememeleri olarak tanimlanabilir. Dolayisiyla bu hastalar, normalde hepimizin yaptigi gibi insanlari yüzlerinden degil, saç renklerinden, aksesuarlarindan ya da belki yürüyüslerinden ayirt edebilirler; yüzlerine bakarak kimin kim oldugunu seçemezler. Yüzleri bütünüyle görememekle baglantili olarak simalari zihinlerinde de canlandiramazlar. Kendi yüzlerini dahi taniyamayan bu kisiler, bir film izlerken kimin kim oldugunu anlayamadiklari için olay örüntülerini takip etmekte de sorun yasarlar. Yüzdeki kas, burun, kulak gibi bölümler ayri ayri görülebilmesine ragmen yüzü olusturan farkli bölümlerin bütün seklinde bir yüz olarak algilanamamasi, hastalarin kisileri birbirinden ayirt edebilmesini engeller. Bu da çogu zaman yüz körlügü sorunu yasayan kisilerin sosyal ortamlardan kopmalarina hatta kimi zaman depresyona girmelerine sebep olabilmektedir" dedi.
“Insanlar dogustan gelen bir bozukluk olarak yüz körlügü ile dogabilirler”
Hastalarin yüzleri taniyamamasinin sebeplerinden bahseden Yavuz, sunlari kaydetti:
" Prosopagnosia’nin beyindeki sag lobda yer alan bir bölgede anormallik, bozukluk veya hasardan kaynaklandigi düsünülmektedir. Beyindeki bu alan, yüz hafizasini ve algiyi etkileyen sinir sistemlerini koordine etmekte önemli bir rol oynar. Bir yüzü algilamak ve tanimak için beyin, yüz islemenin farkli yönlerine katkida bulunan en az 3 çekirdek bölgenin sinir agindan faydalanir. Bu bölgeler hem sag hem de sol yarim kürelerin oksipital ve temporal loblarinda bulunur. Ancak sag yarimküre yüz tanimada daha aktif rol oynamaktadir. Beynin görsel yüz tanimayi bütünlestiren herhangi bir alani islevsiz oldugunda sonuç yüz körlügüdür. Islevsel olarak nesne tanima gibi diger tanima bölümleri ise oldugu gibi kalir. Böylece kisi nesneleri taniyabilir ve yasami için gerekli kararlari alabilir. Insanlar dogustan gelen bir bozukluk olarak yüz körlügü ile dogabilirler. Bu da akla genetik faktörleri getirmektedir. 2006 yilinda Alman arastirmacilar tarafindan yürütülen bir çalismada yüz körlügünün kalitimsal oldugu ileri sürülmüstür.”
“Yüzler, insan hayatinda gerçekten çok önemli. Artik tüm dünyaya hitap eden yeni ve görsel bir alfabe olarak tanimlayabilecegimiz emojiler de zaten yüzlerin, duygulari ifade etmekte ne kadar önemli bir araç oldugunun önemli göstergelerinden biri” diyen Yavuz, “O nedenle kisi simada o bütünlügü göremediginde hayati anlamakta çok zorlanabiliyor. Yüzleri hizla okuyarak tanidik kisiler ile tanimadiklarimizi ayirt edebildigimiz gibi kimi tehlikeleri de çogu zaman insanlarin yüzlerine bakarak fark edebiliyoruz. Bu nedenle konu sadece yüzleri görememek degil kisinin bütün hayatinin sekteye ugramasi, normal insanlar gibi hatiralarini biriktirememeleri de söz konusu" dedi.
“Beyin hasari olmadan da ortaya çikabiliyor”
Beyindeki sakak lobunun (temporal lob) ve yan lobun (parietal lob) kesistigi yerde yüz algilamadan sorumlu fuziform yüz alani olarak adlandirilan bölgenin bulundugunu belirten Yavuz, “Bazi arastirmalar bu bölgenin insan yüzlerine dikkat ettigimizde nesnelere dikkat ettigimiz duruma göre daha aktif oldugunu gösteriyor. Geçmiste yüz körlügü vakalarinin önemli bir bölümünün kafa travmasi ve inme gibi beyin hasarlari ya da tümör nedeniyle fuziform yüz alaninin zarar görmesi sonucunda ortaya çiktigi düsünülüyordu. Ancak arastirmalar yüz körlügünün genellikle beyin hasari olmaksizin ortaya çiktigini gösteriyor. Bu durum gelisimsel prosopagnozi olarak adlandiriliyor.
Dogustan yüz körü olan kisiler oldugu gibi sonradan çesitli hastalik ya da travmalara bagli olarak yüz körü olanlar da var. Tabii ki dogustan yüz körü olan kisiler, daha agir bir tablo sergilemekteler. Onlarin iyilesme ya da düzelme sanslari çok yüksek degil. Ama sonradan çesitli hastaliklar ya da travmalar nedeniyle yüz körü olanlarin, körlüge sebep olan hastaliklarinin tedavi edilmesi ile yüz körlügü hastaliklarini da düzeltmek mümkün. Özellikle sag hemisferdeki fuziformdan kaynaklanan bir tablo. Sol taraftaki fuziformun tutulmasindan kaynaklanan yüz körlügü vakalari oldukça az. Çok çok nadir Söyledigim gibi daha çok beynin sag tarafindaki temporo-oksipital bileskedeki fuziformun tutulmasiyla ya da bu bölgede fonksiyon kaybi gerçeklesmesi ile ortaya çikan bir tablo oldugunu söyleyebiliriz.
Yüz taniyamama hastaligi ilk kez 150 yil önce tanimlanmistir. Bu hastalar dünyanin en ünlü yüzlerini bile tanimakta zorlanirlar” dedi.
“Tani koyma asamasinda hastalara farkli kisilerin fotograflarini göstererek yüzleri taniyip tanimadiklarina bakiyoruz”
Hastaligin teshisiyle ilgili bilgiler veren Nöroloji Uzmani Doktor Mehmet Yavuz, sunlari kaydetti:
"Aslinda hasta doktora gittiginde teshisi zor bir hastalik degil ama hastalik taninmadigi için kisi tam olarak ne sorunu yasadigini anlamakta güçlük çekebiliyor. Düsünün size dogru yaklasan biri oldugunu görüyorsunuz ama kim oldugunu seçemiyorsunuz. Daha da kötüsü aynaya baktiginizda kendi yüzünüzü bile taniyamiyorsunuz. Böyle bir durumda, çogu kisi gibi yüz körlügü hastaligini henüz duymadiysaniz hastaligin fark edilip anlasilmasi zaman alabilir. Kimi zaman hastalar, psikolojik bir travma ya da göz rahatsizligi nedeniyle doktora gittiklerinde yüz körlügü hastaligindan haberdar oluyorlar.
Bugüne dek yüz körlügü, teshisi ve tedavisi zor hastaliklardan biri olarak kabul ediliyordu ama açikçasi Brad Pitt nedeniyle gündeme gelmesi de son aylarda hastalik konusundaki bilinç seviyesini artirmaya basladi.
Burada esas taniyi koyacak olan elbette ki nöroloji uzmani hekimlerdir. Bizim de bu tarz hastalarimiz oldu. Tani koyma asamasinda hastalara farkli kisilerin fotograflarini göstererek yüzleri taniyip tanimadiklarina bakiyoruz. Ilginçtir bu hastaliga sahip bir kisi, televizyonu görüyor, esyalari görüyor. Ses, koku gibi diger beyin fonksiyonlari da islevini sürdürmekte Ama yüzleri ayirt etmekte zorlaniyorlar.
Yüz körlügünü teshis edebilmek için son derece ciddi, detayli hazirlanmis yüz tanima testlerini kullaniyoruz. Teshis koymak açisindan çok sorun yasanmiyor. Hastaligin teshisi zor degil. Isin bir baska ilginç yönü, bu hastaligi tanimlayan doktorun da yüz körü olmasi Zaten Oliver Sacks isimli bu Ingiliz Nörolog, kendisindeki rahatsizligi fark edince hastaligi ayirt edebilmis. Hastaligin hikayesi bu açidan da ilgi çekici.”
“Evcil hayvanlarin yüzleri de dahil olmak üzere, sadece yüzleri ayirt edememe durumu söz konusu”
“Bu hastalikta kisi, diger insanlari ayirt etmekte zorluk yasiyor. Enteresan olan taraf kisinin sadece yüzlere yönelik körlük yasamasi. Diger nesneleri ayirt etme, cisimleri belirleyebilme, hayvan türlerini birbirinden ayirabilme özellikleri ise korunuyor” diyen Dr. Yavuz, “Evcil hayvanlarin yüzleri de dahil olmak üzere, sadece yüzleri ayirt edememe durumu söz konusu. Hastalara fotograflar gösterildiginde bu kisiler kendilerini bile taniyamiyorlar. Bu durum ciddi sosyal problemlere yol açmakta Prosopagnozi hastalarinin çok sinirli sayida arkadasi olabilmekte. Bir düsünecek olursak, bir insanin sürekli kendisini taniyamayan biriyle arkadaslik etmesi hiç kolay degil. Bu yüzden hastalar, sosyal iliskilerde sik sik sorun yasamaktalar. Yüz körlügü olan kisiler, digerlerini ancak seslerinden, giyim kusamlarindan ya da saç modeli gibi unsurlara bakarak ayirt edebiliyorlar. Özellikle kisinin sesi, yüz körlügü hastalarina çok yardimci olan bir unsur. Prosopagnozi yasayanlar, çogu kisiyi seslerinden ayirt ediyorlar. Özetle hastalar ancak çok yakinlarindaki; seslerine, giyim tarzlarina ya da vücut yapilarina asina olduklari kisiler ile arkadaslik edebiliyorlar. Digerlerinden daha uzun ya da farkli saç modeli olan kisiler ile arkadaslik yapmak, Prosopagnozi hastalari açisindan daha kolay. Diger insanlar ile arkadaslik yapmak konusunda genellikle daha mesafeliler. Sözün özü, hakikaten yüz körlügü hastaligi, sosyal iliskilerde ciddi bir sikinti olusturuyor" diye konustu.
Hastaligin toplumda görülme sikligi
Hastaligin toplumda görülme sikligiyla ilgili bilgiler veren Yavuz, "Aslinda Prosopagnozi’nin toplumda görülme sikligi hiç de düsük degil. Yüzde 2 buçuk gibi ciddi bir oranda görülmekte. Bu da demektir ki, toplumdaki her 100 kisiden 2 ya da 3’ü yüzleri taniyamiyor. Ancak hastaligin degisik düzeyleri, asamalari var. Tam yüz körlügünde kisi hiçbir sekilde insanlari birbirinden ayirt edemiyor. Kimseyi taniyamiyor. Fotograflara bakinca kendisini bile seçemiyor. Bir de tam yüz körlügü olmasa da yüzleri hatirlamakta zorluk çekenler var. Yani bir kisiyi ancak defalarca gördükten sonra hafizasina alabilenler var. Haliyle bu da digeri kadar olmasa da ciddi bir sosyal problem. Düsünsenize birisiyle defalarca karsilasiyorsunuz, o sizi taniyor ama siz onu çikaramiyorsunuz. Ancak 5-6 defa görüstükten sonra hafizanizda yer edebiliyor. Haliyle bu durumda dostluklari etkileyen bir konu. Kisi sizin onu ciddiye almadiginizi düsünecektir. Özellikle politikacilarda olmamasi gereken bir durum. Yüz hafizasi konusunda Merhum Cumhurbaskanlarindan Süleyman Demirel’in ne kadar ünlü oldugunu birçok kisi bilir. Nitekim Süleyman Demirel bir gördügünü bir daha hiç unutmuyordu. Arastirmacilar bir insanin ortalama 5 bin yüzü belleginde tutabildigini göstermektedir. Cinsiyete göre bakacak olursak, erkek-kadin olarak belirgin bir ayrim yok. Her iki cinste de görülebiliyor. Kadin erkek hasta sayisi birbirine yakin" ifadelerini kullandi.
Nöroloji Uzmani Doktor Mehmet Yavuz, "Özellikle sonradan edinilmis, yetiskin yaslarda gelismis yüz körlügü vakalari daha çok fuziformun damarsal problemlerinden, tam o bölgeye isabet eden kafa travmalarindan, infektif tablolardan veya o bölgeyi tutan tümöral durumlardan dolayi ortaya çikabiliyor. Tabii ki bu hastaliklar tedavi edilebilen rahatsizliklar oldugu için bu tip yüz körlügü vakalarinin düzelme sanslari olabiliyor" dedi.
“Bazi çocuklarda da yüz körlügü, agresif yönelimlere sebep olabilmekte”
"Hastalik çocuklarda çok daha özel bir durum arz ediyor. Erken yastaki çocuklarda çocuk nasil bir sorun yasadigini anlatamayabiliyor ya da aileler fark edip tanimlayamayabiliyorlar” ifadelerini kullanan Yavuz, “Çocuklarin durumu, ögretmenlerin de dikkatlerinden kaçabiliyor. O zaman da arkadas edinemeyen, asosyal çocuklar ile karsilasabiliyoruz. Bazi çocuklarda da yüz körlügü, agresif yönelimlere sebep olabilmekte. Dolayisiyla özellikle çocuklarda yüz körlügünün anlasilmasi zaman aliyor. Hem ailelere hem de çocuklara sorun yasatabiliyor. Bu anlamda egitimcilerin bilgisi ve dikkati önem kazaniyor.
Yüz körlügü yasayan çocuklar, daha çok renkli kiyafetlerden arkadaslarini taniyabiliyorlar. Isin enteresan yönlerinden biri de çocuk ve yetiskinlerde yüz körlügünün dizi ya da film izleme konusunda da sorunlara sebep olmasi. Hastalar ekrandaki insanlari birbirlerine karistiklari için görsel ögelerin dikkat çektigi, daha az karakter olan ve kisilerin kiyafetlerinin daha belirgin sekilde ayristigi çizgi film ya da animelere yönelebiliyorlar" dedi.
Hastaligin baska hastaliklarla karistirilma ihtimaliyle ilgili olarak da Nöroloji Uzmani Doktor Mehmet Yavuz, "Ileri yasta karsimiza çikarsa, Alzheimer zannedilebilir ama hekimler rahat ayirt edeceklerdir. Bir baska konu ise yüz körlügü ile duygu körlügü hastaliginin karistirilmasi. Gerçekten de yüz körlügü zaman zaman duygu körlügü anlamina gelen Aleksitimi hastaligi ile karistirilabilmektedir ama duygu körlügü çok farkli bir hastaliktir. Yaygin olarak erkeklerde görülür ve toplumda görülme ihtimali son derece yüksektir. Ciddi savas deneyimi yasamis ve burada birçok travmalarla karsilasmis askerlerde sik görülür. Ayni zamanda antisosyal kisilik bozuklugu olanlarda da duygu körlügü vardir. Burada empati ya çok azdir ya da hiç yoktur" dedi.