Demet Özdamar Açiklamasi 'Permakültürde Üç Etik Kural Var; Dünyayi Gözet, Insani Gözet Ve Çok Tüketme Üret''

Permakültür tasarimcisi Hidayet Demet Özdamar, ’’Permakültürün üç etik kurali var. Bunlar; dünyayi gözet, insani gözet ve çok tüketme üret, artani vakfet. Ben de bu kurallari kendi yasantimda uygulamaya çalisiyorum. Gerçeklestirdigim projelerde bu ilkelerin harika birer örnegi’’ dedi.

Demet Özdamar Açiklamasi 'Permakültürde Üç Etik Kural Var; Dünyayi Gözet, Insani Gözet Ve Çok Tüketme Üret''


Permakültür kavraminin gittikçe yayginlastigini belirten Bahçecinin Günlügü kurucusu, permakültür tasarimcisi ve kent çiftçisi Hidayet Demet Özdamar, etik temelli sürdürülebilir insan yerlesimlerinin bir tasarim sistemi oldugunu belirterek, “Kavram, Avustralyali ekolog Bill Molison ve ögrencisi David Holmgren tarafindan gelistirilmis. Kültürler sürdürülebilir tarim temeli ve toprak kullanma etigi olmadan uzun süre yasayamayacagi için bu birlesik sözcük yalnizca kalici tarim sözcüklerinin degil ayni zamanda kalici kültür sözcüklerini de içerir. Permakültürün üç etik kurali var. Bunlar; dünyayi gözet, insani gözet ve çok tüketme üret, artani vakfet” ifadelerini kullandi.

Permakültür projelerini çocuklari gibi gördügünü belirten Özdamar, “ Projelerim benim çocugum gibi, her biri ayri kiymetli. Ancak öncelikle en anlamli buldugum ile baslamak isterim. 6 Subat depremi sonrasi baslattigim ‘Hatay’a El Ver Projesi’ 6 Subat depreminden etkilenen aileler için ata tohumdan binlerce fide yaptik. Hatay’ a götürüp bu fideleri üretici kadinlara, isteyen ailelere dagittik. Kalanlarin satisindan elde ettigimiz geliri tamamen depremden etkilenen aileler için kullandik. Çadirda yasayan çocuklar ile bulustuk onlari bir nebze de olsa mutlu etmek için ‘Tohum Hikayesi’ etkinligimizi yaptik. Onlara da fidelerimizi dagittik. Arsuz’ da çitçiler ile bulustuk. Neler yapilabilir diye konustuk. 2024 yilinda da bu projemiz sürecek tekrar üreticiler ile bulusmak için bölgeye gidecegiz” dedi.



’’Ata tohumlari gelecege dikiliyor’’

Ata tohumlarinin Türkiye’nin gelecegi oldugunu söyleyen Özdamar, ürettigi ata tohumlari ile egitime destek oldugunu belirterek, “Her sene kendime ata tohumlarimdan fide yaparken sosyal sorumluluk projelerim için de yapiyorum. Binlerce ata tohum fidem oluyor. 2021 yilinda bu fideler ile bulundugum STK ile “Atalik Tohumumuzu Koruyoruz” adi altinda ata tohumumuza farkindalik saglamak için bir proje yaptik. Anadolu Üniversitesi tarafindan bu projenin kisa belgeseli çekildi. 2022 yilindaysa yine farkli bir projem ile fide satislarindan elde edilen geliri ilçemizde okuyan üniversiteli genç kizlarimiza destek için kullandik.

Agaç yasken egilir sözüne binaen ben özellikle çocuk ve gençlerin dogayi korumalari için erken farkindalik kazanmalarini çok degerli buluyorum. Üniversitelerde gençlerimizin daveti ile konuk konusmaci olarak permakültürü tanitiyorum. En son olarak 21 Aralik’ta Bolu Abant Izzet Baysal Üniversitesindeydik. Iki saatlik ‘Sürdürülebilirlik ve Permakültür Kent Bahçeleri’ baslikli programda kendi deneyimlerim ve permakültürden konustuk. Fakülte dekanimiz ve hocalarimizin da katildigi etkinlige ilgi beni çok mutlu etti. Ayrica yerel idarelerde hem yetiskinlere hem de çocuklara permakültür egitimleri veriyorum” diye konustu.



’’Türk toplumunun geleneklerine çok uygun’’

Toplumdaki vakfetme ve yardimlasma kültürünün de canlanmasina katki sunduklarini belirten Özdamar sözlerini söyle sürdürdü: “Bahçede o kadar çok ürün oluyor ki. Bunlari özellikle yazin domatesleri konu komsu etrafimizla da paylasiyor, artani vakfediyoruz. Paylasmak zaten bizim geleneksel kültürümüzün en önemli degerlerinden biri, ayni zamanda permakültürün de etik ilkesi. Domateslerimizi tadanlar çok begeniyor, ayni çocukluklarindaki gibi bir tat bulduklarini ifade ediyorlar. Lakin bedelsiz dagittigimiz için rahatsiz olup bir daha isteyemediklerini bize söyleyince buna da bir çözüm bulduk. Mahallemizdeki sokak hayvanlari için de mama aliyoruz. Bizde domates almak isteyenlerin mama alarak bize katki saglayabileceklerini söyledik. Böylece tüm canlar mutlu oluyorlar. Onlar mutlu, biz mutlu...

Dünyamizin su anda içinde bulundugu sartlara bakarak; küresel iklim degisikligi, kuraklik, acimasiz savaslar neticesinde; gida güvenligi ve sürdürülebilir tarim tehdit altinda! Ileriki nesillerimize yasanacak bir Dünya birakmak istiyorsak birbirimize el vermeliyiz. Topragimizin suyumuzun ne kadar kiymetli oldugunu bir kez daha hatirlamaliyiz. Bu hazinelerimizi korumak ve sürdürmek aslinda mümkün ama hepimize görev düsüyor. Yeter ki fazla geç kalmadan aksiyon alalim.”
Kaynak: İHA