Safra Kanali Kanseri Riskini Artiran 7 Faktör

Memorial Kayseri Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Doç. Dr. Türkmen Bahadir Arikan, safra kanali kanseri ve tedavisi hakkinda bilgi verdi.

Safra Kanali Kanseri Riskini Artiran 7 Faktör
Safra kanali kanseri olarak da bilinen ‘kolanjiokarsinom’ her yasta ortaya çikabilse de, çogunlukla 50 yas üzeri kadin ve erkeklerde görülüyor. Nadir bir kanser türü olarak bilinen safra kanali kanserinde erken tani ve dogru tedavi planlamasi hayat kurtariyor.

Hastalarin, tedavi süreci baslamadan karaciger cerrahisi konusunda tecrübeli olan genel cerrahi, gastroenteroloji, radyoloji ve onkoloji hekimlerinin yer aldigi, multidispliner yaklasimla hareket eden bir konsey tarafindan degerlendirilmesi tedavi basarisini artiriyor.

Tedavinin türüne göre degistigini kaydeden Doç. Dr. Türkmen Bahadir Arikan, “Safra kanali, karaciger tarafindan üretilen safrayi onikiparmak bagirsagina tasiyan kanallardir. Safra, yiyeceklerdeki yaglari mekanik olarak parçalayarak sindirmemize yardimci olur. Safra yolu kanseri ise kanserin safra kanallarinin hangi bölümünde ortaya çiktigina göre farkli türlere ayrilmaktadir. Tedavisi ise türüne göre degismektedir. Karacigerin içindeki safra yolu kanseri (intrahepatik kolanjiokarsinom): Karaciger içindeki küçük safra kanallarindan olusur ve bazen bir tür karaciger kanseri olarak siniflandirilir. Ana safra yolu birlesim yerindeki safra yolu kanseri (hilar kolanjiokarsinom), Karacigerin hemen disindaki safra kanallarinda olusmaktadir. Bu tipi perihilar kolanjiokarsinom olarak da adlandirilir. Pankreasin içindeki, pankreasa yakin safra yolu tümörü (distal kolanjiokarsinom): Safra kanalinin onikiparmak bagirsagina en yakin kisminda meydana gelir. Bu tip ayrica ekstrahepatik kolanjiokarsinom olarak da adlandirilir. Bu tipin tedavisi pankreas basi kanseri gibi tedavi edilmektedir. Safra yolu kanseri çogu zaman ileri asamada teshis edilir, bu da tedavideki basariyi zorlastirir” ifadelerini kullandi.

Hastaligin sarilik ile kendini belli ettigini dile getiren Arikan, “Küçük safra yollarindan kaynakli tümörler (periferik kolanjiokarsinomlar) karacigerde kitle olarak belirti verirken, ana safra yollarindan kaynakli tümörlerde ise sarilik ön plandadir. Cildin ve göz beyazlarinin sararmasi (sarilik), deride yogun kasinti, koyu idrar, halsizlik, sag tarafta, kaburgalarin hemen altindaki karin agrisi, diyet yapmadan kilo vermek, ates, diski renginin beyaz macun gibi olmasi, kalici yorgunluk, kilo kaybi, karin agrisi, sarilik veya diger belirtiler varsa vakit kaybetmeden bir uzman hekime basvurulmasi gerekir” dedi.

Safra kesesi kanserini riskini artirabilecek faktörleri siralayan Doç. Dr. Arikan, “Primer sklerozan kolanjit olarak adlandirilan safra yolu hastaligina dikkat edilmelidir. Kronik karaciger hastaligi riski artirmaktadir. Genislemis ve düzensiz safra kanallarina neden olan koledok kisti ile dogan kisilerde kolanjiokarsinom riski yüksektir. Güneydogu Asya’da kolanjiokarsinom, çig veya az pismis balik yemekten kaynaklanabilen karaciger paraziti enfeksiyonu ile iliskili olabilmektedir. Kolanjiokarsinom, en sik 50 yasin üzerindeki yetiskinlerde görülmektedir. Sigara içmek, artan kolanjiokarsinom riski ile iliskilidir. Tip 1 veya 2 diyabetli kisilerde kolanjiokarsinom riskinde artis olabilir. Safra yolu kanseri riskinizi azaltmak için sigara birakilmalidir. Sigara içmek, artan kolanjiokarsinom riski ile baglantilidir. Karaciger yetmezligi (siroz) riskinizi azaltmak için, alkol birakilmali, kilo kontrolü saglanarak karaciger yaglanmasindan korunulmalidir” diye konustu.



Erken teshis çok önemli

Safra kanseri süphesi olan hastalarin bir karaciger cerrahina basvurmasi gerektigini dile getiren Doç. Dr. Türkmen Bahadir Arikan, “Erken tani ve tedavi, biliyer kanserde iyilestirmenin anahtaridir. Safra yolu kanseri tedavisi genellikle karacigerin tümörlü kismin çikartilmasini içerdiginden, safra yolu kanseri tedavisi karaciger cerrahinin uzmanlik alanina girmektedir. Safra kanali kanseri; kan çalismasi, görüntüleme ve bazen karaciger biyopsisi kombinasyonu kullanilarak teshis edilmeli, tedavi plani formüle edilmelidir. Tümör boyutu, yeri, ana damar yapilarina yakinligi, safra kanalinin tikanmasi, karaciger fonksiyonu ve diger organlara yayilimin varligi eylemin seyrini belirler. Safra yolu kanserinde altin standart tedavi mümkünse cerrahi rezeksiyondur. Karaciger/safra kanali rezeksiyonu safra yolu kanserinde kür saglamanin tek umududur. Sistemik kemoterapinin bugüne kadar bile safra kanali kanserine karsi zayif bir yaniti vardir. Cerrahi karaciger rezeksiyonu öncesinde sariligi gidermek için bazen safra yollarina kateter yerlestirilmesi gerekir. Bu islem, gastroenterolog veya girisimsel radyolog tarafindan saglanabilir. Tümörlü kismin çikarilmasindan sonra kalan karaciger hacmi yetmeyebilir, bu durumda kalacak karacigeri ameliyattan önce büyütmek için, karaciger içindeki damarin tikanma islemi (portal ven embolizasyonu ) gerekebilir. Deneyimli bir karaciger cerrahi, özellikle karaciger hacminin yüzde 70’ine varan oranda karaciger rezeksiyonu gerektiren hastalarda, ameliyat sonrasi karaciger yetmezligini önlemek için dogru bir tedavi plani gelistirir. Bu operasyon sirasinda bölgesel lenf bezleri de çikarilir. Çogu hasta, en iyi uzun vadeli genel sag kalimi elde etmek için postoperatif kemoterapiye ihtiyaç duyar. Biliyer kanser, tam cerrahi rezeksiyon ( çikarma islemi) ve postoperatif kemoterapi kombinasyonu ile iyilestirilebilir” seklinde konustu.

Kaynak: İHA