Genetik Yatkinlik Ve Egzersiz Yapmamak Alzheimer'i Tetikliyor

Uzman Dr. Seher Kakdas, Alzheimer hastaliginin en fazla 65 yas üstü kisilerde görüldügünü ve birinci derece yakinlarinin Alzheimer hastaligina yakalanma risklerinin yüksek oldugunu söyleyerek, "Ayni zamanda yetersiz egzersiz, yetersiz fiziksel aktivite, düzensiz beslenme, sigara, alkol gibi aliskanliklar Alzheimer hastaligina yakalanma riskini artiriyor” dedi.

Genetik Yatkinlik Ve Egzersiz Yapmamak Alzheimer'i Tetikliyor
Kronik kalp damar hastaliklari, seker gibi kronik hastaliklarin Alzheimer hastaligina yakalanma riskini artirdigini ifade eden Dicle Memorial Hastanesi’nde görev yapan Uzman Dr. Seher Kakdas, Alzheimer hastaliginin henüz bir tedavisinin olmadigini, hastaligin ilerleyisi üzerindeki engelleyici oldugu tespit edilen tedavilerin mevcut oldugunu söyledi.

Dr. Kakdas, Alzheimer hastaliginin erken evresi ve orta evrelere yakin evrelerde tedaviye baslandigi zaman daha net sonuçlar alinabilecegini ve hastanin gün içerisinde fizik tedaviyle egzersiz kapasitesinin artirilmasi, beslenme seklinin düzeltilmesi, özellikle Akdeniz tipi beslenmenin Alzheimer hastalarina önerdikleri beslenme sekli oldugunu kaydetti.

Yetersiz fiziksel aktivite, düzensiz beslenme, sigara, alkol gibi aliskanliklarin Alzheimer hastaligina yakalanma riskini artirdigini aktaran Kakdas, “En fazla 65 yas üstü bireylerde görülüyor. Genetik yatkinlikta risk olusturur. Birinci derece yakinlarinda Alzheimer hastaligi olanlar Alzheimer hastaligina yakalanma açisindan daha büyük risk altindadirlar. Ayni zamanda kalp damar hastaliklari, seker gibi kronik hastaliklar Alzheimer hastaligina yakalanma riskini artirir. Bu yüzden seker ve tansiyon hastalari olan kisilerin kontrol altinda tutulmasi gerekir. Bunlar özellikle Alzheimer’a yakalanma açisindan en sik kontrol edebildigimiz durumlardir. Tekrarlayan kafa travmalari da Alzheimer hastaligi açisinda risk olusturur" dedi.

Alzheimer hastaliginda doktorlara basvuruldugunda en çok yasanan belirtinin unutkanlik olarak bilinen hafiza kaybi oldugunu dile getiren Kakdas, “Bellek kaybi hastada en çok yakin bellek durumunda gerilikler belirtir. Hasta özellikle erken evrelerde ve orta evrelerinde geçmis olaylari çok rahat hatirlar, hatta bunu detaylandirir. Ama bir gün önce olan olaylari hatirlayamaz, bir saat önce konusulan seyi geri getiremez. Ikinci bir belirti ise yürütücü fonksiyonlar dedigimiz muhakeme, neden sonuç iliskisi kurma, hesap yapma gibi frontal lob islevleri aksar. Hasta bu tür becerilerini eskisi gibi yerine getiremez. Bu yüzden sosyal bir geri çekilme olur. Diger bir belirti ise hastanin yer, zaman, yön oryantasyonunda bozulmalar olur. Bu kisiler erken evrelerde bilmedikleri yerlerde kaybolabilirken, hastaligin orta evrelerinde artik evde odalarin yerini karistirir duruma gelir” diye konustu.

Alzheimer’in henüz bir tedavisinin olmadigini fakat hastaligin ilerleyisi üzerindeki engelleyici oldugu tespit edilen tedavilerin mevcut oldugunu ifade eden Kakdas, özellikle hastaligin erken evresi ve orta evrelere yakin evrelerde tedaviye baslandigi zaman daha net sonuçlar alinabildigini kaydetti.

Hastanin günlük yasam aktivitelerinde destekleyici bir takim tedaviler de mevcut olduguna deginen Dr. Kakdas, "Hastanin gün içerisinde fizik tedaviyle egzersiz kapasitesinin artirilmasi, beslenme seklinin düzeltilmesi özellikle Akdeniz tipi beslenme Alzheimer hastaliginda önerdigimiz bir beslenme seklidir. Alzheimer hastaligi, hasta yakini tarafindan egitimi de önemli. Erken evrede hasta günlük yasam aktivitelerini genellikle basit yönlendirmelerle saglayabilir. Hasta yakinin egitimi de bu anlamda önemlidir. Hastaligin orta evrelerinde hastada okuma konusma unutkanliklari olabilecegi için bu anlamda biraz daha birinin esliginde yapmasini öneriyoruz. Hastaligin ileri evresi dedigimiz, artik günlük yasam aktivitelerinde tamamen bagimli oldugu bir durumda artik bu hastalarda günlük bakim disinda yapilacak bir sey yok" seklinde konustu.

Kaynak: İHA