Uzmanindan G20 Vurgusu Açiklamasi 'Türkiye, G20'nin Etki Ve Ilgi Alanlarini Genisletti'
Dünyanin en büyük beserî, askeri, iktisadi, teknolojik, psikolojik ve politik gücünü olusturan 19 ülke ile Avrupa Birligi’nden olusan G20 lider düzeyinde (Rusya ve Çin disinda) Hindistan’in Yeni Delhi kentinde iki günlük zirve toplantilarini tamamladi. Zirveyi degerlendiren Uluslararasi Iliskiler Uzmani Dr. Kemal Olçar, “Türkiye ortaya koydugu küresel durus ile G20’nin etki ve ilgi alanlarini genisletti” vurgusunu yapti.
G20’nin Afrika Birliginin de dahil olmasiyla “Küresel Halklar Meclisi” tanimina uygun hale geldigini ifade eden Uluslararasi Iliskiler Uzmani Dr. Kemal Olçar, Hindistan’da tamamlanan G20 Liderler Zirvesi ile ilgili konustu.
Dr. Olçar, Türkiye’nin ortaya koydugu küresel durus ile G20’nin etki ve ilgi alanlarini genislettigi vurgusunu yaparak su ifadeleri kullandi:
“Küresel Halklar Meclisi” tanimina uygun hale geldi
“1976 yilinda kurulan G7 Grubu, 1994 yilinda Rusya Federasyonu’nun da katilimiyla önce Siyasi 8 adini almis ve ardindan 1998 yilinda da G8 Grubu kurulmustur. Önce G22, G24 ve G33 isimleriyle arayis içine giren topluluk nihayet 1999 yilinda G20’ye dönüstü. G serisi bu gruplar aslinda küresel anlamda ticari ve finans faaliyetlerini, iklim degisikligi gibi çevre konularini, ticaret ve enerji nakil yollarinin açik bulundurulmasini ve diplomasiyi önceliklendiren düsük profilli idealist yapilar iken, son yapilan G20 zirvesi ile daha pragmatik, kapsayici ve genis ilgi alanina sahip bir yapiya dönüstü. Özellikle G7 adeta elit bir “Küresel Senato” statüsünde iken G20 Afrika Birliginin de dahil olmasiyla “Küresel Halklar Meclisi” tanimina uygun hale geldi. Zirvede alinan kararlarda bunu görmek de mümkün.”
“Bu yilki zirveye önemli seviyede anlam ve sorumluluk kazandirdi”
Sonuç bildirisinde Ukrayna-Rusya savasina istinaden yapilan zayif vurgunun basta Ukrayna olmak üzere bazi devletleri tatmin etmedigi belirten Beykent Üniversitesi’nden Dr. Kemal Olçar, “Özellikle Türkiye’nin uzun zamandir her platformda vurguladigi Birlesmis Milletler’in (BM) yapisal sorunlarinin çözümü, Rusya-Ukrayna savasina iliskin arabuluculuk ve baris çalismalari, tahil koridoru anlasmazligina çözüm çabalari ve yeni alternatifler üretme önerileri, olasi NATO-Rusya çatismasinin önlenmesi ve nükleer risklerin azaltilmasina yönelik sakinlestirici girisimler, 27 Kasim 2019 tarihinde Ulusal Mutabakat Hükümeti ile imzalanan Güvenlik ve Askeri Isbirligi Mutabakat Muhtirasi geregi Libya’ya yapilan destek faaliyetleri, Suriye’de icra ettigi terörle mücadele faaliyetleri ve mültecilerin geri dönüsleri, Filistin ve Israil arasindaki çatismalarin hakkaniyete dayali sekilde engellenmesi ve basta Arakan Müslümanlarina yapilan etnik temizlik ve Iskandinav ülkelerinde meydana gelen Islamofobik nefret suçlarinin ortadan kalkmasi, gelir dagilimindaki uçurumlarin giderilmesi ve eko sistemin korunmasi gibi son derece önemli tehditler bu yilki zirveye önemli seviyede anlam ve sorumluluk kazandirdi” dedi.
Kaynak: İHA
Dr. Olçar, Türkiye’nin ortaya koydugu küresel durus ile G20’nin etki ve ilgi alanlarini genislettigi vurgusunu yaparak su ifadeleri kullandi:
“Küresel Halklar Meclisi” tanimina uygun hale geldi
“1976 yilinda kurulan G7 Grubu, 1994 yilinda Rusya Federasyonu’nun da katilimiyla önce Siyasi 8 adini almis ve ardindan 1998 yilinda da G8 Grubu kurulmustur. Önce G22, G24 ve G33 isimleriyle arayis içine giren topluluk nihayet 1999 yilinda G20’ye dönüstü. G serisi bu gruplar aslinda küresel anlamda ticari ve finans faaliyetlerini, iklim degisikligi gibi çevre konularini, ticaret ve enerji nakil yollarinin açik bulundurulmasini ve diplomasiyi önceliklendiren düsük profilli idealist yapilar iken, son yapilan G20 zirvesi ile daha pragmatik, kapsayici ve genis ilgi alanina sahip bir yapiya dönüstü. Özellikle G7 adeta elit bir “Küresel Senato” statüsünde iken G20 Afrika Birliginin de dahil olmasiyla “Küresel Halklar Meclisi” tanimina uygun hale geldi. Zirvede alinan kararlarda bunu görmek de mümkün.”
“Bu yilki zirveye önemli seviyede anlam ve sorumluluk kazandirdi”
Sonuç bildirisinde Ukrayna-Rusya savasina istinaden yapilan zayif vurgunun basta Ukrayna olmak üzere bazi devletleri tatmin etmedigi belirten Beykent Üniversitesi’nden Dr. Kemal Olçar, “Özellikle Türkiye’nin uzun zamandir her platformda vurguladigi Birlesmis Milletler’in (BM) yapisal sorunlarinin çözümü, Rusya-Ukrayna savasina iliskin arabuluculuk ve baris çalismalari, tahil koridoru anlasmazligina çözüm çabalari ve yeni alternatifler üretme önerileri, olasi NATO-Rusya çatismasinin önlenmesi ve nükleer risklerin azaltilmasina yönelik sakinlestirici girisimler, 27 Kasim 2019 tarihinde Ulusal Mutabakat Hükümeti ile imzalanan Güvenlik ve Askeri Isbirligi Mutabakat Muhtirasi geregi Libya’ya yapilan destek faaliyetleri, Suriye’de icra ettigi terörle mücadele faaliyetleri ve mültecilerin geri dönüsleri, Filistin ve Israil arasindaki çatismalarin hakkaniyete dayali sekilde engellenmesi ve basta Arakan Müslümanlarina yapilan etnik temizlik ve Iskandinav ülkelerinde meydana gelen Islamofobik nefret suçlarinin ortadan kalkmasi, gelir dagilimindaki uçurumlarin giderilmesi ve eko sistemin korunmasi gibi son derece önemli tehditler bu yilki zirveye önemli seviyede anlam ve sorumluluk kazandirdi” dedi.